http://www.haber2000.com
» Kılıçdaroğlu'ndan, İşçiyi satan TÜRK-İŞ Başkanına tokat gibi gönderme : "Batsın senin Sendikacılığın"

Kılıçdaroğlu'ndan, İşçiyi satan TÜRK-İŞ Başkanına tokat gibi gönderme : "Batsın senin Sendikacılığın"

Türk-İş Genel Başkanı’nın yaptığı sözleşmeye değinmek isterim. Sendikacılık işçinin hakkını aramaktır. Güç karşısında işçinin hakkının teslim edilmesidir. Sendika başkanı işçinin alın terini saraya pazarlarsa ona sendikacı denmez. Üstelik görüşmeyi kapalı kapılar ardından Saray'da yapmışsa kendisini teslim etmiş oraya demektir. Ne vadettiler bilmiyorum.
Paylas
Kılıçdaroğlu'ndan, İşçiyi satan TÜRK-İŞ Başkanına tokat gibi gönderme :
Ekonomi - 17 Ağustos 2019, Cumartesi 18:38:31
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, açık unutulan mikrofon skandalıyla gündeme gelen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'a "İşçinin altın terini pazarladın. Batsın sizin sendikacılığınız" sert tepkisini gösterdi.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sendikasının teklifinden daha düşük miktara hükûmetle anlaşması sonrası “açık unutulan mikrofon” skandalıyla eleştirilen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'a "İşçinin alın terini pazarladın" diyerek tepki gösterdi. "Sarı sendikacılık bu ülkenin başına gelen en felaket şeydir" diyen Kılıçdaroğlu, "Batsın sizin sendikacılığınız!" ifadesini kullandı.


CHP İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından satır başları şöyle,



"Marmara bölgesinin acısı Türkiye’nin değil dünyanın acısı. Hâlâ kentsel dönüşümü tartışıyoruz, bu nedenle iktidarın geleceği düşünmediğini gösteriyor. 17 yılda yapılmayan şeylerin 5 yıla sığdırılması ortak arzumuz. Şimdi o eksiklikleri görüşme ve bir daha ki seçimlerde tamamlama sürecini hayata geçirmek zorundayız. Elbetteki demokrasi kültüründen yana toplumu aydınlattık, herkese demokrasinin, adaletin erdemini anlatmaya çalıştık.

 

'GAZETECİLER HALA HAPİSTE'

 

Bizim daha alacağımız çok mesafe var. Dün bir yerde yaptığım konuşmada yine adalete vurgu yaptım. Dünya siyaset tarihinin en uzun yürüyüşünü birlikte gerçekleştirdik. Bir devlet için bir ülke için adaletin ne kadar değerli olduğunu anlatmaya çalıştık. Demokrasinin olmadığı yerde adalet, adaletin olmadığı yerde demokrasi olmaz. Bugün suçsuz olduklarına dair Cumhuriyet Başsavcılığının kararına rağmen hâlâ bazı gazeteciler hapisteyse adalet sorunu var demektir. Masum insanlar hapiste, beyler eğleniyorlar. Meclis açılsın da ondan sonra adalet reformunu yapalım. Neden Meclis'i bekliyoruz! Masum insanların hapiste ne işi var. Bu düşünceyle yola çıkarsanız adalete olan güven biter.



Yukarıdakinin avukatı var ne düşünüyor sorayım derse bir hâkim, o ülkede adalet bitmiştir. Hepimizin yapması gereken büyük görevler var. Bedeli ne olursa olsun adaleti sağlamak hepimizin ortak görevidir. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını adalet ortamında ararsınız. Yargının çöktüğünü gösteren en büyük karar YSK'nın kararıydı. Bütün dünya var olan sistemle dalga geçiyor. Nasıl bir yargıçtır, nasıl bir anlayıştır, nasıl bir hukuk fakültesidir.

 

Kendi görüşünü makamı için satan bir kişiye yargıç denmez. Özgür iradesiyle karar alacak. Halkın iradenizi atıyor, vicdanınızı bir köşeye koyuyor, okuduğunuz bütün kitapları bir kenara atıyorsunuz bir kişinin dediklerini yapıyorsunuz. Sonra halktan şamar yiyorsunuz. Toplumun vicdanını kanattılar, ahlak kavramını yozlaştırdılar. İl başkanları olarak hepinizin bu konuda ciddi bir sorumluluğu var. Demokrasiye, hakka, hukuka riayet eden bir süreci başlatmak zorundayız.

 

Türkiye’nin hiçbir sorununu çözmemiş, var olan sorunlara yenisini eklemiştir; işsizlik. Devasa bir sorun olarak karşımızda işsizlik duruyor. 17 yıl yöneteceksiniz, dünyanın parasını harcayacak, ne varsa satıp savuracaksınız, Türkiye’nin hiçbir sorununu çözemeyeceksiniz. Bu gerçekleri AK Partili vatandaşlarımıza anlatmak zorundasınız. Çözümü de anlatacağız.

 

Nasıl çözüleceğini anlatacağız. Hiçbir endişeniz olmasın, yurt içinde yurt dışında, Türkiye’nin CHP’nin bakış açısından çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. CHP Türkiye'nin bütün sorunlarını çözebilir. Bu güveni vereceğiz. Elin oğlu çözüyor da biz mi çözemeyeceğiz. Hayır efendim, hem dünyayı biliyoruz, hem Türkiye'nin bütün gerçeklerini, tarihini biliyoruz. Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşanan trajedi 21. yüzyılda yeniden yaşanıyor.



Herkes dertli. Hiç meraklanma kardeşim, seçimler gelecek. İstanbul’da ne yaptıysak aynısını Türkiye’de yapacağız diyeceksiniz. Vatandaşa umutsuzluk değil, umutlu, güzel bir dünya vadedeceğiz. Yapmadılarsa biz yapacağız diyeceğiz. 5 yılda Türkiye’de Orta Doğu’daki bataklıktan alnının akıyla nasıl çıkar göreceğiz diyeceğiz.



'BATSIN SİZİN SENDİKACILIĞINIZ'



Türk-İş Genel Başkanı’nın yaptığı sözleşmeye değinmek isterim. Sendikacılık işçinin hakkını aramaktır. Güç karşısında işçinin hakkının teslim edilmesidir. Sendika başkanı işçinin alın terini saraya pazarlarsa ona sendikacı denmez. Üstelik görüşmeyi kapalı kapılar ardından Saray'da yapmışsa kendisini teslim etmiş oraya demektir. Ne vadettiler bilmiyorum.

 

İşçinin alın teri kadar değerli bir şey yok. İşçilere yüzde 8, sonra 4 vereyim diyor. Beyefendi bizim iki üç maaşımız yok. Sen Saray’da oturuyorsun, kira vermiyorsun, hiçbir masrafın yok. Her şey bedava, aylığına yüzde 20 zam yaptın, işçi bunların tamamını ödüyor, sen ona yüzde 8 zam veriyorsun. Bu nasıl hak aramadır? Sendikanın genel başkanı işçinin alın terini pazarlıyor. Batsın sizin sendikacılığınız. Sarı sendikacılık bu ülkenin başına gelen en felaket şeydir. Ben işçinin hakkını arıyorum. İşçi değilim ama alın terine değer verdiğim için işçinin hakkını arıyorum.



Niçin bir silah fabrikası yabancı bir orduya peşkeş çekilir? Özellikle ülkücü kardeşlerime seslenmek isterim. Vatanına sahip çıktığını, CHP’ye seçimlerde destek verdiğini de biliyorum. Dünyanın hangi ülkesi kendi silah fabrikasını yabancı bir orduya peşkeş çekmiştir? Buna müsaade edene ülkücü denir mi, denmez mi? Sonra bir ses geldi. 50 milyon dolar bulamadık efendim, bundan dolayı fabrikanın yüzde 49,9’unu Katar ordusuna pazarladık.

 

Bana bir hafta ver dedim. Eğer ben 50 milyon doları toplayamazsam siyaseti bırakacağım dedim. 50 milyon dolar nedir kardeşim! Cesaret edemedi. Her yerde bunu anlatın; dünyada silah fabrikasını yabancı orduya satan tek istisna Türkiye’dir.

 

'SENİ ORTA DOĞU BATAKLIĞINA HANGİ EGEMEN GÜÇ SOKTU'



Türkiye’yi Orta Doğu bataklığına sokmayın dedik. Türkiye tarihini iyi okuyan Orta Doğu’ya niçin bulaşılmaması gerektiğini de bilir. Bunlar tarih de bilmiyor. İyi de battık kardeşim, Osmanlı battı. Devasa bir imparatorluk neden battı? Nasıl oldu da battı? Bunu araştıracaksın, bileceksin ki aynı hataları bir daha yapmayalım. Kalktılar dış politikayı farklı bir alana çektiler. Yurtta barış dünyada barıştan vazgeçtiler, herkesle kavga. Seni Orta Doğu bataklığına hangi egemen güç soktu? Müslümanı Müslümana kırdırdın. Senin günahın çok büyük kardeşim."


Bu Haber 304677 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir