http://www.haber2000.com
» YANDAŞ YAZARLAR DA BİRER, BİRER İSYAN ETMEYE BAŞLADI. BARLAS'TAN SONRA YENİ ŞAFAK GAZETESİ YAZARI DA HÜKUMETİ ÇOK SERT ELEŞTRİDİ.. DİYOR Kİ; "TOPLUMDA SESSİZ PATLAMA OLACAK, ADALET YERLERDE, ARTIK TAZE ÇAY İÇMEK İÇİN BİLE TORPİLE İHTİYAÇ VAR"

YANDAŞ YAZARLAR DA BİRER, BİRER İSYAN ETMEYE BAŞLADI. BARLAS'TAN SONRA YENİ ŞAFAK GAZETESİ YAZARI DA HÜKUMETİ ÇOK SERT ELEŞTRİDİ.. DİYOR Kİ; "TOPLUMDA SESSİZ PATLAMA OLACAK, ADALET YERLERDE, ARTIK TAZE ÇAY İÇMEK İÇİN BİLE TORPİLE İHTİYAÇ VAR"

Çocuklar gider, gençler gider, akıllı adamlar bunlar, senin iki tane aptalına ezdirmezler kendilerini, düşünüyorlar, olana bitene bakıyorlar, kendilerine uygun bir dünya arıyorlar. Hileyle, hurdayla kazanmaktansa, dünyanın en güzel yenilgilerini alan ülkelere gidiyorlar. Anlatabiliyor muyum?..
Paylas
YANDAŞ YAZARLAR DA BİRER, BİRER İSYAN ETMEYE BAŞLADI. BARLAS'TAN SONRA YENİ ŞAFAK GAZETESİ YAZARI DA HÜKUMETİ ÇOK SERT ELEŞTRİDİ..  DİYOR Kİ;
Güncel - 08 Eylül 2018, Cumartesi 22:27:04
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

AKP İktidarına yakın Yeni Şafak gazetesi yazarı Faruk Aksoy, ülkedeki durumdan rahatsız binlerce gencin umutlarının kırılarak Türkiye'yi terk ettiğini ve torpil olmadan taze çay bile içilemediğini kaydetti.

 

Aksoy, “Ocakçıyı tanıyorsanız taze, tanımıyorsanız bayat çay içiyorsunuz, bunu herkes görüyor, herkes yaşıyor, adalet duygusu temelden sarsılmış durumda” dedi.

 

Yeni Şafak gazetesi yazarı Faruk Aksoy dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Son bir yıl içinde 253 bin 640 kişinin ülkeden göç ettiğini belirten Aksoy, bunların büyük kısmının 25 ile 29 yaş aralığındaki gençler olduğunu söyledi.

 

Aksoy, ‘Yenilirken güzel yenilen ülkelere gidiyorlar…’ başlığıyla kaleme aldığı yazısında, “Ne büyük felaket, ne büyük yıkım, ne onarılmaz bir acı, değil mi?.. Kolay mı yetişiyor bir çocuk, kolay mı besleniyor, kolay mı okuyor, kolay mı adam oluyor?” ifadelerini kullandı. Aksoy, şunları kaydetti,

 

“Bin türlü emek veriyorsun, umutlar yeşertiyorsun, hayaller kuruyorsun, kulağına dualar okuyorsun, türküler söylüyorsun, topluma katıyorsun; fakat görgüsüzün biri, şark kurnazı üçkâğıtçının teki geliyor, o zeki çocuğun önüne geçiyor, hakkını hukukunu gasp ediyor, yarını çalıyor, hayatını zindana çeviriyor.

 

‘BU KADAR İNSAN FETÖ’CÜ OLAMAZ’

 

Çocuklar gidiyor… Nereye gidiyor bu çocuklar, niçin gidiyor, kimse bir şey sormuyor mu bunlara?

 

“Ne istiyorsunuz, neye itiraz ediyorsunuz?” demiyor mu, sizi küstüren, ülkenizi terk etmenize sebep olacak kadar gururunuzu kıran şey nedir, demiyor mu? Demiyor, çocuklar bir bir gidiyor…

 

Bu kadar insan FETÖ’cü olamaz, bu kadar insan vatan haini olamaz, bu kadar insan bir yıl içinde sırf eğitim amacıyla yurt dışına çıkmış olamaz.

 

İşin içinde başka iş var, herkes ne yaşadığını, ne gördüğünü kendisi biliyor.

Genç insanlar, büyüdükleri, eğitim aldıkları ülkelerinin yarınlarına inanmıyor, hak edenin hak ettiği yere geleceğini düşünmüyor.

 

‘ÇAY İÇMEK İÇİN BİLE TORPİL LAZIM’

 

Bir bardak taze çay içmek için bile torpil lazım, ocakçıyı tanıyorsanız taze, tanımıyorsanız bayat çay içiyorsunuz, bunu herkes görüyor, herkes yaşıyor, adalet duygusu temelden sarsılmış durumda.

 

Milliyetçi, maneviyatçı duygular da bir yere kadar götürüyor toplumu, küçücük bir ilçe belediyesinin yolsuzluk dosyası dudak uçuklatıyor, kamudaki israf göze batmıyor, göz çıkarıyor.

 

Bu usulsüzlükler memleket zenginleşirken pek görülmez ama alım gücü düştükçe, piyasa daraldıkça, umutlar kırıldıkça patlar, çok kötü patlar.

 

‘SESSİZ PATLAMA’

 

TÜİK raporu, o patlamalardan biridir işte, hem de ne sessiz bir patlama…

 

Dışarıya giden genç, “Bu ülkede benim adamım yok, bir şey yapmam mümkün değil, aklımın işe yaradığı bir yer bulayım bari kendime” diyerek çekip gidiyor.

 

Ben bu ülkenin düşmanı değilim…

 

Tanıyorum bu gençleri, on sekiz sene ders anlattım, ne düşündüklerini, ne hissettiklerini iyi bilirim.

 

On yıl önce Aydın’da bir konferansa gittim, “Üniversite sınavına hazırlanan öğrencilere tavsiyeler” konulu bir konferans... Birisini göndermişler, adını hatırlamıyorum şimdi, adam çıktı kürsüye, slayt gösterisi eşliğinde başladı anlatmaya. Baktım, panoya Cem Yılmaz’ın fotoğrafı düştü, beş dakika sonra Beyazıt Öztürk’ün, beş dakika sonra Arda Turan’ın, beş dakika sonra Steve Jobs’ın…

 

Kalktım ayağa, “Öğrencilere başarı hikâyesi olarak sadece bu insanları mı göstereceksiniz, bizim mutlu bir çiftçiye, gülümseyen bir memura, ışıltılı bir doktora, keyifli bir işçiye, zeki bir mühendise, mübarek bir anneye ihtiyacımız yok mu? Biz sınavları kazanamayanları belirlemek için yapıyoruz beyefendi, kazanamayanlara göre bir ülke inşa ediyoruz, popüler insanları göstererek mi bu çocuklara huzurlu yarınlar vadedeceğiz?” dedim, çıktım gittim.

 

Adam, Milli Eğitim ile anlaşmış, ödeneğini almış, gelmiş oraya makara yapıyor, çoluk çocuğa hayal satıyor!..

 

‘DANİMARKA’DA ENTERESAN OLAY…’

 

Daha iki gün önce Danimarka’da çok enteresan bir olay yaşandı.

Milli takım topçuları para yüzünden federasyonla kavgaya tutuştu, kampı terk etti.

 

Futbolcuların bu terbiyesizliğine, Teknik Direktör Aage Hareide de balık avlamaya giderek destek verdi.

 

Avrupa şampiyonu olmuş koskoca Danimarka Milli Takımı, üçüncü ligden, salonlardan, üniversitelerden yarı profesyonel, yarı amatör bir milli takım kurdu, 92’deki şampiyon takımın Arsenalli yıldızı John Jensen’i de takımın başına getirdi, Slovenya’nın karşısına çıktı.

 

Danimarka, maçı 3-0 kaybetti, fakat Jensen, futbol tarihinin en anlamlı açıklamalarından birini yaptı, “Hayatımda bu kadar güzel yenilmemiştim, çok ama çok güzel bir yenilgiydi, bana bu harika yenilgiyi yaşatan çocuklara teşekkür ediyorum” dedi.

 

Hatırlarsınız, bir zaman Türk Milli Takımı’nın kampında jip krizi çıkaran futbolculara, aynı hafta içinde, o şerefli forma tekrar verilmişti, Danimarka kadar olamamıştık, güzel yenilememiştik, ya kötü kazanmıştık, ya da kötü kaybetmiştik.

 

Olmaz hocam, bu işler böyle olmaz…

 

Çocuklar gider, gençler gider, akıllı adamlar bunlar, senin iki tane aptalına ezdirmezler kendilerini, düşünüyorlar, olana bitene bakıyorlar, kendilerine uygun bir dünya arıyorlar.

 

Hileyle, hurdayla kazanmaktansa, dünyanın en güzel yenilgilerini alan ülkelere gidiyorlar.

Anlatabiliyor muyum?..”


Bu Haber 383691 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir