http://www.haber2000.com
https://www.facebook.com/osmantopal.tr
» Av. Orhan Yıldız : "Küresel çatışmaların gölgesinde, yeni Dünya düzeni nasıl şekillenecek?"

Av. Orhan Yıldız : "Küresel çatışmaların gölgesinde, yeni Dünya düzeni nasıl şekillenecek?"

Ben başından beri küreselleşme olarak adlandırılan yeni düzenin beş süper gücün uzlaşması sonucu ortaya çıktığını düşünenlerdenim.
Paylas
Av. Orhan Yıldız :
Güncel - 17 Ağustos 2019, Cumartesi 10:48:28
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Av. ORHAN YILDIZ yazdı

(Artvin eski Milletvekili)

 

www.haber2000.com 

 

KÜRESEL ÇATIŞMALARIN GÖLGESİNDE YENİ DÜNYA DÜZENİ NASIL ŞEKİLLENECEK ?

 

Yeryüzünde birçok kişi 2. Dünya savaşından sonra şekillenen iki kutuplu dünyanın hiç sona ermeyeceğini düşünüyordu. Hatta halen de böyle düşünenlerin sayısı az değil.

 

Ben başından beri küreselleşme olarak adlandırılan yeni düzenin beş süper gücün uzlaşması sonucu ortaya çıktığını düşünenlerdenim.

 

Bu konuda sayısız delil olmasına rağmen özetle serbest pazar ekonomisi olarak niteleyebileceğimiz bu yeni sömürü düzenini insanların doğru analiz etmesini yıllarca engellediler. Bunu yaparken de, özellikle " kapitalizmin başarısı, Sosyalizmin çöküşü " gibi sloganlarla, küreselleşmeyi demokrasinin, insan haklarının ulaştığı en uç nokta olarak sunmak suretiyle asıl gerçeği gizlediler.

 

Oysa gerçek basitti; o günün koşullarında iki kutuplu dünyanın sürdürülebilirliği yoktu. Örneğin Rusya'nın zengin doğal kaynakları vardı ama satamıyordu.

 

Çin'in kalabalık nüfusu nedeniyle her şeye ihtiyacı vardı ama tedarik edemiyordu. İhtiyaçlarını karşılaması için dünyanın diğer yarısının teknolojisine, kaynaklarına ihtiyaç vardı. Aynı şekilde batıda da kapitalizm bunalımdaydı ve kapitalistler mallarını satmaları için yeni pazarlara ihtiyaç duyuyordu. İşte küreselleşme denen şey tüm bu zorunlukların getirdiği yeni bir düzendi.

 

Yoksa ne kapitalizmin zaferiydi ne de Sosyalizmin çöküşü...

 

Batıda küreselleşmenin kurucu babaları finans kapitali elinde bulunduran ailelerdi. Bunlar perde arkasından devletleri yönetiyor ve istedikleri kişileri yönetime getiriyor, istemediklerini götürüyorlardı.

 

Kendilerine o kadar çok güveniyorlardı ki finans kapital'in yönettiği bir dünya devletini kurmanın mümkün hatta zorunlu olduğunu düşünüyorlardı. Çünkü onlara göre artan dünya nüfusu ve azalan kaynaklar nedeniyle dünyanın geleceği tehdit altında olduğundan, bunun önlenmesi için kendilerinin yöneteceği, otoriter bir dünya düzenine (devletine) ihtiyaç vardı.

 

Demokrasi, insan hakları gibi kavramların sıkça gündeme getirilmesi, Firans kapital'in prensleri tarafından dünyadaki yoksulların desteklenmesi amacıyla göstermelik yardım vakıfları kurulması bu amaca ulaşmak için kullanılan propakanda araçlarından ibaretti.

 

Küreselleşme dediğimiz bu yeni düzenin sayesinde sermayenin her ülkeye serbestçe giriş çıkışının sağlanacağı için bu amaçlarına rahatlıkla ulaşacaklardı.

 

Çünkü bu yeni düzende dolar dünya parası olacaktı ve doları basanda kendileri idi. Bu sayede istedikleri herkesi kolayca satın alabilirlerdi.

 

Sonuç bekledikleri gibi olmadı. Federal Rezervin banknot matbaasında bastığı milyarlarca doları verip dolar milyarderi yaptıkları Rus ve Çinli sözde iş insanları ülkelerinde sistemi ele geçiremediler. Çünkü her iki ülkenin de Komünist dönemden gelen güçlü bir bürokrasileri vardı. Bu bürokratik yapı küresel sermayenin taşörenlerine ekonomik alanda fırsat vermediği gibi zaman içinde de tamamen tasfiye etti.

 

Rusya ve Çin'de sözde özel teşebbüs vardı ama tamamen kamunun gözetimi ve denetime altındaydı. Buna karşılık küreselleşmenin bütün nimetlerinden yararlandılar. Doğal kaynaklarını sattılar, pazarlarına girdiler, teknolojilerini ele geçirdiler.

 

Buna karşılık müdahaleci önlemlerle finans kapital'in ülkelerinde gücü eline geçirmesine engel oldular. Bu durum zaten bunalım içindeki neo kapitalizmin sorunlarını iyice büyüttü. Çünkü pazarlarını genişletmek şöyle dursun mevcut pazarlarını da kaybetmeye başladılar.

 

İşte tüm bu gelişmeler gerek ABD gerekse Avrupa'da taşları yerinden oynattı. Orta sınıflar fakirleşti, daha alt sınıflar ise açlığa mahkum oldu ve bunların sonucunda da siyasal hareketlenmeler yaşanmaya başladı.

 

Bu siyasal gelişmelerin sonucunda ABD'de küreselleşme karşıtları güç kazandı ve sonucunda Trump başkan oldu. Seçilir seçilmezde tek yanlı olarak masayı devirdi. ABD'deki iktidar mücadelesi bir bakıma küreselleşmeninde geleceğini belirleyecek ;

 

Bir yanda Rockefeller'n başını çektiği finans kapital diğer yanda yüzyıllardan beri finans kapitalle mücadele eden ama sürekli kaybeden Trump'un temsil ettiği klasik ( üretken ) kapitalistler.

 

Bu mücadelenin hem dünya için hem de bizim için çok önemli sonuçları olacaktır.

 

Sürekli yazdığım gibi bu gelişmeler Ülkemizin önemini son derece artırmıştır. Geçmişten gelen sorunları lehimize olacak şekilde çözmemiz için çok uygun koşullar yaratmıştır.

 

Dikkat ederseniz İsrail, AB, Yunanistan, Mısır, Arabistan, BAE vs. güya Ülkemize karşı birleşiyor ve Ülkemizin bu uygun koşullardan yararlanmasını engellemeye çalışıyor. Ama sonuç fos.

 

ABD temsilcisi defalarca Ülkemize gelip bizi sınır ötesi hareketten caydırmaya çalışıyor, sonuçta da hamiliğini yaptığı pkk-ypg' ye karşı Türkiye ile birlikte harekata razı olmak zorunda kalıyor.

 

Tüm bu gelişmeler dış politik ve ekonomik koşulların ne denli lehimize olduğunun göstergesi...

 

Tabi başka durumlarda var ; örneğin AB şu anda tam bir çöküşün öncesinde. Zaten İngiltere'nin AB'den ayrılmasının esas nedeni de bu.

 

Geçmişte sürekli bize ayar vermeye çalışan AB'ye ayar vermenin de tam zamanı. Bu nedenle AB ile tam üyelik, gümrük birliği, serbest dolaşım gibi konularda kararlılıkla adımlar atılmalı ve gerekirse ilişkilerin kesin olarak sonlandırılacağı muhataplarına bildirilmeli.

 

Özetle ; küresel gelişmeler Ülkemiz açısından son derece olumlu koşullar yaratmıştır. Bu koşullardan yararlanarak Ülkemizi küresel bir güç haline getirmek bizlerin elindedir.


Bu Haber 417693 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir