http://www.haber2000.com
» CHP’li Ömer Demirel : “Halk artık yoksulluk ve işsizlik anlamında tahammülün son sınırındadır. Hiçbir propaganda bu saatten sonra açlığın ve sefaletin önüne geçemez”

CHP’li Ömer Demirel : “Halk artık yoksulluk ve işsizlik anlamında tahammülün son sınırındadır. Hiçbir propaganda bu saatten sonra açlığın ve sefaletin önüne geçemez”

Türkiye’de yetmişe yakın tarikat ve cemaatin başta Mossad olmak üzere istihbarat örgütlerince desteklendiğini, finanse edildiğini İngilizce ve Türkçe yayınlanan bültenlerden biliyoruz. Bu gibi faaliyetler Laik Cumhuriyetin yurttaşlarını kutuplaştırma adına yapılan etkin ve sonuç alıcı yasadışı faaliyetlerdir.
Paylas
CHP’li Ömer Demirel : “Halk artık yoksulluk ve işsizlik anlamında tahammülün son sınırındadır. Hiçbir propaganda bu saatten sonra açlığın ve sefaletin önüne geçemez”
Yaşam - 05 Şubat 2021, Cuma 00:00:00
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

ÖMER DEMİREL yazdı

(CHP İKTİDAR HAREKETİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ)

www.haber2000.com

 

FAKİRLİK VE KUTUPLAŞTIRMA SİYASETİ

 

Fakirlik ve kutuplaştırma siyaseti birinci planda emperyalizmin yerli işbirlikçileri eliyle yönetilen egemenlik haklarını kendi menfaatleri için yok sayan siyasi programıdır…

 

Bu program, toplumsal bir hareketi seçtirilen kişi ve kurumlarca yeminli ve imzalı ifadedir.

 

Bu program ve düşüncenin mutlak öncelikleri vardır.

 

1.Halkı fakirleştirip ulusal akım ve din siyaseti ile yani milliyetçilik söylem ve uhrevi hayatın yoğun propagandayla yaşam alanına sokulması

 

2.Uluslararası emperyalizmin desteklediği ülkelere göre oluşturulan tarikat ve cemaatlere verilen olağanüstü destek

 

3.Ülke içinde kurum ve kuruluşların liyakatten zayıflatılması, ötekileştirme ve kimlik siyaseti

 

4.Halkın biat kültürüne hızlıca adaptasyonu ve buna yönelik örgütlenmesi. Bu kültürün özellikle din ve milliyetçilik eksenli oluşturulması

 

5.Ekonomik dengelerin ezen ve ezilen ekseninde özellikle keskinleştirilmesi, özgün ve çağdaş eğitimin bu eksenlerle alınan kararlarla yok edilmesi

 

6.Güvenlik ve kolluk kuvvetleri marifetiyle olur olmaz konularda korku iklimi oluşturularak demokratik hak ve taleplerin ortadan kaldırılmasına yönelik programlardır.

 

Diğer taraftan, Türkiye’de yetmişe yakın tarikat ve cemaatin başta Mossad olmak üzere istihbarat örgütlerince desteklendiğini, finanse edildiğini  İngilizce ve Türkçe yayınlanan bültenlerden biliyoruz. Bu gibi faaliyetler Laik Cumhuriyetin yurttaşlarını kutuplaştırma adına yapılan etkin ve sonuç alıcı yasadışı faaliyetlerdir.

 

 Kutuplaştırma siyaseti gerçek anlamda maalesef zengin ve fakir ayrımı yönünde ilerliyor.

 

İşsizlik, hayat pahalılığı, ekonomik durgunluk gündemin birinci sırasında.

 

Hal böyle olunca hemen peşin sıra halkımızın din ve milliyetçilik hassasiyetini törpülemek programı devreye giriyor. Şu ana kadar da başarılı olundu gibi görünüyor…

 

Ancak, unutulmaması gerekir ki; halk artık yoksulluk ve işsizlik anlamında tahammülün son sınırındadır. Hiçbir propaganda bu saatten sonra açlığın ve sefaletin önüne geçemeyecektir.

 

Bu durumda da hükmedenler kendilerini ayakta tutanlar ve yerli işbirlikçileri ile farklı angajmanları devreye sokmaya kalkarlarsa şaşırmamak gerekir. Yani kısaca; toplumu gerecek, huzursuzluğu tetikleyecek mesnetsiz restleşmeler.

 

Ama biliyoruz ki toplum artık bunları kaldıramayacak ve bu olgular bundan sonra fos olacak.

 

İşte söylüyoruz; biat kültürü FETÖ rezaletleri ile çıkar ilişkiler ifşa oldu yerle bir oldu. Yönetenler bunun farkındadır.

 

Halkımız ülke sevgisiyle doludur. Kaba ve marjinal milliyetçilik olgusu da iflas etmiştir. Halkımız artık bu gibi hasma ne söylemlere itibar etmemektedir.

 

Ekonomik açıdan ezen ve ezilen farkı yurttaşlarımızın iliklerine kadar işlemiş durumdadır.

 

Bütün insanlar devlet nezdinde eşittir. Bireyin eğitim hakkının kutsal olduğu söylemi bir tarafa, halkımız eğitimde eşitsizliğin ve içinde bulunduğu olağanüstü basiretsizliğin son derece farkındadır.

 

Bunun demokratik bir karşılığı mutlaka olacaktır.

 

Korku iklimi daha fazla devam edemez.

 

Ülkemiz insanının halkına inancını, örf, adet, gelenek ve görenekleri milli kavramlar adına bir sömürü ve ayrıştırma aracı olarak kullanarak baskılama politikaları artık kar etmeyecektir.

 

Kısaca ayrıştırma politikaları artık iflas etmiştir.

 

Yani var ya hani; askıda ekmek, askıda fakirlik, askıda insan hak ve hürriyetleri,

 

Revaçta ahlaksızlık, hırsızlık, aleni sömürü düzeni ve haksız kazanç, ihale, yalan, talan

 

Rafta Cumhuriyet, Parlamento ve Anayasa

 

Yerde hukuk, adalet

 

Kafeste düşünce özgürlüğü…..

 

İşte bütün bunların demokratik bir karşılığı Halkımız nezdinde ilk sandıkta mutlaka olacaktır.

 

Türkiye’miz hak ettiği yaşam standartlarına mutlaka gelecektir.


Bu Haber 686764 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir