http://www.haber2000.com
» "Ahmet Türk'e, Samsun'da yapılan yumruklu saldırıyı kınıyorum.. Üzüntü ve kaygı vericidir".. Bunu diyen; Kılıçdaroğlu'na; "Niye oraya gittin, yumruğu hak ettin" diyen Devlet Bahçeli

"Ahmet Türk'e, Samsun'da yapılan yumruklu saldırıyı kınıyorum.. Üzüntü ve kaygı vericidir".. Bunu diyen; Kılıçdaroğlu'na; "Niye oraya gittin, yumruğu hak ettin" diyen Devlet Bahçeli

Devlet Bahçeli : "Ahmet Türk'e yapılan yumruklu saldırıyı kınıyorum" demişti
Paylas
Siyaset - 25 Nisan 2019, Perşembe 10:30:48
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

www.haber2000.com

 

(ANALİZ HABER)

 

Tarih 13.4. 2010.. Yer TBMM .. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında konuşuyor..

 

Şimdilerde; CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu “HDP ve PKK” ile işbirliği yapmakla suçlayıp, Çubuk ilçesinde ki Şehit cenazesine gitmesinin hatalı olduğunu ve yedi yumruğu hak ettiği imasını veren Devlet Bahçeli;

 

O tarihlerde Samsun’a giden PKK’lı Ahmet Türk’ün yumruklu saldırıya uğramasını sert bir şekilde kınayıp; “Üzüntü ve kaygı vericidir” demişti..

 

Aynı Bahçeli; Mecliste PKK’nın temsilcileri ile canciğer şekillerde el sıkışıp, gülerek sohbetler edip, şakalaşıyordu..

 Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, gülümseyen insanlar, takım elbise

Ve yine aynı Bahçeli, AKP ile ortak hareket etmeye başladığı günlerde, Cezaevi’nde yatan PKK’lı Ahmet Türk için, “Hasta, yaşlı, tutuksuz yargılanmalı” diyerek, Ahmet Türk’ün Cezaevi’nden tahliye olmasında kilit rol oynamıştı..

 

Ve Ahmet Türk, kendisine bu kıyağı yapan Bahçeli’yi mecliste ziyaret edip, teşekkür etmişti.    

 

İŞTE, DEVLET BAHÇELİ’NİN GEREK SİYASİLERE YAPILAN SALDIRILAR KONUSUNDA, GEREK AKP İKTİDARININ TUTUMU KONUSUNDA  VE GEREK SE EKONOMİNİN KÖTÜ GİDİŞATI İLE TAPTIĞI O KONUŞMASI ile BUGÜN Kİ HALİ

 

Devlet Bahçeli :  "Ahmet Türk'e yapılan yumruklu saldırıyı kınıyorum"

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a Van'da yapılan yumurtalı saldırı ile kapatılan DTP'nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk'e yapılan yumruklu saldırıyı kınadı. Bahçeli, herkesi sağduyuya davet etti.

 

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, Van'da Baykal'a yapılan yumurtalı saldırı ile Samsun'da Türk'e yapılan yumruklu saldırıları değerlendirdi.

 

Bahçeli; ''Geçtiğimiz günlerde Van'da ve dün de Samsun'da meydana gelen endişe ve üzüntü verici saldırıları kınıyorum'' diyen Bahçeli, ''siyaset adamlarına yönelen tacizlerin son aylarda arttığına'' dikkati çekti.

 

Bahçeli, ''bu tür olayların giderek artış eğilimi göstermesinin, özellikle hükümet tarafından kışkırtılan gerilim ortamında bir tesadüf olarak görülmemesi gerektiğini'' söyledi. Yaklaşık 26 yıldır süren bölücü terörün en büyük amacının, toplumu etnik kimliklere göre parçalayarak, millet içinde kutuplaşma yaratmak ve çatışma için zemin hazırlamak olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

 

''Ne var ki bin yılın kaynaştırdığı aziz milletimiz, önüne konan tuzaklara düşmemiş, en ağır tahrikler karşısında bile sükunetini korumasını bilerek çatışmadan uzak durmuştur. En zor ve en tahammül edilemez anlarda, aziz şehitlerimizin omuzlarda taşındığı günlerde dahi metanetini korumasını bilmiştir. Ancak, son zamanlardaki taşkınlıklar, PKK'nın yıllarca yapamadığını AKP'nin 'açılım' denen yıkım sürecinin yapmaya bağlayacağının işaretlerini vermektedir.

 

Çok eski değil, 26 Kasım 2009'da Çanakkale'nin Bayramiç, 15 Aralık 2009'da Muş'un Bulanık ilçelerinde, 3 Ocak 2010'da Edirne TEM Otoyolu girişinde, 5 Ocak 2010'de Mersin Akdeniz ilçesinde ve 6 Ocak 2010'da Manisa Selendi ilçesinde yaşanan talihsiz olaylar, Başbakan Erdoğan ve kadrolarının ağır tahrikleri ile ortaya çıkmıştır. Van'da ve Samsun'da yaşanan olaylar da aynı zihniyetin yıllardır cepheleştirme, kutuplaştırma ve çatışma siyasetinin bir ürünüdür. Bu kapsamda herkesi sağduyuya davet ediyor ve aklı selimle hareket edilmesinin çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Hükümeti, vakit çok geç olmadan, toplum daha fazla ayrışmadan, biriken gerilim çatışmaya dönmeden, girdiği yıkım yolundan ve milletimize saçtığı nifaktan bir an önce dönmeye çağırıyorum.''

 

 

''YARGININ HAREKETE GEÇMESİ ÜMİT VERİCİ''

 

Terör örgütü üyelerinin Habur'da teslim olmalarının ardından yaşanan süreci anlatan ve bu kişilerle ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının açtığı davaya değinin Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

 

''Yargının nihayet harekete geçmiş olması, baştan beri söylediklerimizin teyidi ve hükümetin terörist karşılama törenlerinin varlığının hukuki ifadesi olmuştur. Hükümetin baskı ve telkinlerine rağmen hukuk adamlarının harekete geçmesi ümit verici bir gelişmedir. İnşallah devamı da gelecek, terörist törenlerinin hükümet içindeki organizatörlerinden hesabının sorulması da bize nasip olacaktır.''

 

''BU GİDİŞAT TAM ANLAMIYLA YIKIMDIR"

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçimlerde ana dilde propaganda yapılmasının önünü açan düzenlemeyi eleştirerek, ''Bu gidişat tam anlamıyla yıkımdır. Bu yıkıma neden olanlar, gerekçe hazırlayanlar, sessiz duranlar, göz yumanlar, sebepleri olursa olsun, hangi bahaneleri bulurlarsa bulsunlar yaptıkları ve bundan sonra da yapacakları; açıkça söylüyorum 'millete, tarihe ve devlete' ihanettir'' dedi.

 

Bahçeli, partisinin grup toplantısında, ''Türkiye'de 7 yıl 5 ay 11 gündür Hükümet olan AK Parti zihniyetinin, milletin üzerinde uygulamaya çalıştığı parçalama, bölme ve çözme stratejisinin her gün yeni bir adımına şahit olduklarını'' ileri sürdü.

 

Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da imzasının bulunduğu Güneydoğu Anadolu Bölgesine yönelik 19 yıl önce hazırlanan bir rapora değinerek, Erdoğan'ın, aradan geçen süreye rağmen bu raporu uygulamaya koyduğunu iddia etti. ''Yıllardır kanlı terörün milletimizden ve devletimizden koparmaya çalıştığı bütün tavizleri, şimdi silahsız olarak temsil etmeye hazırlanan AKP, kanlı eylemlerle terörün elde edemediklerini siyaseten gerçekleştirme yolunda elini hızlandırmıştır'' diyen Bahçeli, geçen hafta Seçim Kanununda yapılan değişikliklerin, bunlardan biri olduğunu iddia etti.

 

AK Parti'nin, Meclisteki sandalye çoğunluğuyla Seçim Kanununu değiştirdiğini ifade eden Bahçeli, değişiklikte Türkçe dışındaki dillerle siyasi propaganda yapılmasının yasalaştığını anımsattı.

 

Yeni yasada, yer alan ''Türkçe esastır'' ibaresinin hiçbir anlamı ve geçerliliğinin kalmadığını savunan Bahçeli, ''Anayasamızın 80. maddesi, TBMM üyelerinin, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün milleti temsil ettiklerini amirdir. Bu, siyasetin bölgesel yapılamayacağına da işaret eder. Bu değişiklikle birlikte siyaset ve siyasetçi, fiilen yerelleşecek ve bütün milletin değil, sınırları bir ana dille çevrilmiş sahanın temsilcisi haline gelecek veya en azından böylesi bir zorunluluk doğacaktır. Bu, özellikle bölücülüğün yıllardır ısrarla istediği son derece tehlikeli bir gelişmedir ve ülkemizi etnik federasyona doğru adım adım götürme tehlikesini içinde barındırmaktadır'' diye konuştu.

 

Ana dili başka olan bir seçmenin, giderek Türkçe mesajlara kapanacağını, kendisine ana dili ile hitap etmeyen siyasetçilere ve siyasete uzak durmaya başlayacağını belirten Bahçeli, bunun son derece kaygı verici bir tahribata neden olacağını, siyasetçilerin, giderek kendi ülkesindeki bir yöreden kopacağını ve bir seçmen kitlesinden adım adım uzaklaşacağını ifade etti.

 

Devlet Bahçeli, başka dillerle propaganda yaptıkları için haklarında 100'e yakın dokunulmazlık fezlekesi bulunan bazı milletvekillerinin davalarının düşeceğini, bu nedenle Seçim Kanununda yapılan değişikliğin af niteliği taşıdığını savundu.

 

''YAPILMAK İSTENEN; TÜRKİYE'Yİ TAMAMEN ÇÖZMEKTİR''

 

Bahçeli, ''AKP'nin, PKK'nın tarihi emellerini ve yıllardır dile getirdiği taleplerini birer birer gerçekleştirmeye başladığını'' iddia ederek, şöyle devam etti:

 

''PKK uzantılarının Anayasaya destek vermek için öne sürdüğü şartlardan biri böylece gerçekleşmiş olmakta, AKP ile BDP ortaklığı gün ışığına çıkmaktadır. Bu yasalaşma süreci ile birlikte, PKK kadroları ve siyaset temsilcileri ile AKP arasındaki Anayasa pazarlıkları da ittifakla sonuçlanmıştır. Görünen gerçek, Başbakan Erdoğan ve İmralı canisi, Anayasa değişiklikleri konusunda 'Evet' için uzlaşmışlardır. Bu ittifakla birlikte, bugün PKK taleplerinin tamamını, toplumun tepkilerine göre aşamalar halinde kabule yanaşan AKP zihniyetinin, bölücülüğe nasıl kucak açtığı ve Anayasada nasıl değişikliler aradığı da açığa çıkmıştır. Ve daha da önemlisi, birbirinden ayrı gibi görünen bu zihniyetlerin nasıl aynı kaynaktan beslendiklerini ve hükümete yerleşmiş dar bir ırkçı kadronun siyasal İslamcılığın sahte temsilcilerini nasıl kullandığı anlaşılmıştır.

 

Unutmayalım ki, Sevr'de yarım kalmış emellerin uzantısı olan PKK, yıllar süren silahlı saldırılarla devletten parça kopartmayı hedefliyordu. Milletimizin direnişi buna imkan vermedi ve bedelini kanla ödeyerek bütünlüğü bugüne kadar sağladı. Şimdi yapılmak istenen ise AKP-PKK işbirliği ile siyaseten küresel talepleri yerine getirmek ve Türkiye'yi tamamıyla çözmektir. Ve AKP zihniyeti, şimdi bu küresel oyunu oynamak için son hamlelerini yapmaya başlamıştır.''

 

''BU GİDİŞAT, TAM ANLAMIYLA YIKIMDIR''

 

MHP'nin, ülkede yaşayanların ana dilini sorgulamayan, gündelik hayatta konuşulmasını doğal bulan bir siyaset anlayışının temsilcisi olduğunu anlatan Bahçeli, hiç kimsenin kendi annesini seçme imkanına sahip olmadığını, doğduğu ocakta kullanılan dilini konuşmasının yasaklanamayacağını söyledi.

 

Gündelik hayatta sohbet ederken, türkü söylerken kullanılan Türkçe dışındaki dillerin, kamusal alana taşınması ve siyasetin dili haline getirilmesinin, hem Anayasanın değişmez maddelerine aykırı olduğunu, hem de milli dil üzerinde şekillenen milli kimliğin ağır bir yıkıma maruz kalmasına neden olacağını savunan Bahçeli, ''Bir milleti meydana getiren alt kültürlerin ayrı kimlikler geliştirmesi ve bunu da dile dayandırmasının çok milletli yeni bir yapı doğurması kaçınılmazdır.

 

Bu durum devletin ve milletin sonu demek olacaktır. Böylesi bir ayrışma ve ötekileşme sürecinin yaşanması halinde, ne milli devletten, ne üniter yapıdan, ne de Türk milletinin birliğinden eser kalmayacaktır. Bu yıkıcı sonuç, Başbakan Erdoğan'ın öteden beri dile getirdiği en büyük hayali olan 36'ya bölünmüş insanlar topluluğudur'' diye konuştu.

 

Milletvekillerin, göreve başlarken ettiği yemindeki en temel iki unsurun ''devletin varlığı ve bağımsızlığı'' ile ''vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü'' kavramları olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:

 

''TBMM'de 'yıkım yasalarına' el kaldıracak her vekil, bağlı olacağını, taahhüt ettiği bu temel değerleri kendi elleriyle parçalıyor olacaktır. Bu tahribatın devamında varılacak son nokta ise adına namus ve şeref kavramları üzerine ant içtiği 'Türk milleti' diye tanımlayacağımız beşeri varlığın, bir ve bütün olarak ortada kalamayacağı tehlikesidir. Unutmayalım ki, yalnızca resmi dil olmakla kalmayıp, aynı zamanda bizi tek millet yapan milli dilimiz Türkçenin kullanımına olan ihtiyacı birer birer azaltmaya başlarsanız, başka dilleri resmiyete sokarsanız,

 

Türkçe üzerinde şekillenen milli kimliğin ne devamı mümkün olacaktır, ne de AKP'nin içini boşalttığı tek milletin devamı daha fazla sağlanacaktır. İşte bu gidişat tam anlamıyla yıkımdır. Bu yıkıma neden olanlar, gerekçe hazırlayanlar, sessiz duranlar, göz yumanlar, sebepleri olursa olsun, hangi bahaneleri bulurlarsa bulsunlar yaptıkları ve bundan sonra da yapacakları; açıkça söylüyorum 'millete, tarihe ve devlete' ihanettir.''

 

Devlet Bahçeli, Anayasa değişikliklerine ''hayır'' diyeceklerini belirterek, ''Milliyetçi Hareket, milletimizi parçalayacak olan bu alçaklıklara 'hayır' diyecektir. PKK'nın AKP ile el değiştirmiş bölücü emellerine 'hayır' diyecektir. Başbakan'ın bölünmüş Türkiye projelerine 'hayır' diyecektir. Milletimiz üzerinde oynanan oyunları görerek, kendisine hazırlanan tuzaklara düşmeyecek ve ayrışmaya, parçalanmaya, ufalanmaya sonuna kadar 'hayır' diyecektir'' şeklinde konuştu.

 

''BAKKALIN DİLİNİ KULLANACAĞIZ''

 

Türkiye'nin, çok zorlu ve çetin bir ekonomik buhranın tüm sonuçlarını derinlemesine yaşadığını ve toplumun tüm kesimlerinin bu süreçte ciddi yara aldığını söyleyen Bahçeli, ''Kriz saldırısını geri püskürtmek ve etkisiz hale getirmekle görevli AKP hükümeti, cepheden kaçmış ve uzaktan uzağa bize bir şey olmaz aldatmasıyla hem kendisini hem de milletimizi kandırmıştır'' dedi.

 

''Ekonomiyi çepeçevre saran kriz virüsü her tarafa sıçramış ve yayılmıştır'' diyen Bahçeli, esnafın perişan olduğunu, rafların boş, tezgahların küflenmiş, kepenklerin inmiş, yazar kasaların ise durduğunu iddia etti. Başbakan Erdoğan'ın, borsa endeksinin 59 bine ulaşmasının, Türkiye ekonomisindeki ilerlemenin bir kanıtı olarak gördüğünü anlatan Bahçeli,

 

 ''Yabancı payının yüzde 70'e dayandığı borsanın, Başbakan'ı çok mutlu ettiği görülmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla, bu alanda kendisini ilgilendiren bazı hususlar vardır ve buradan ne tür bir çıkar sağlamaya çalıştığı da karanlıkta kalan bir konudur. Oysa İstinye'de hava güneşliyken, vatanımızın diğer yörelerinde endişe verici bir fırtına vatandaşlarımızı hayatından bezdirmiştir'' diye konuştu.

 

Bahçeli, sokakların çaresiz insanlarla dolduğunu, hasat mevsimi yaklaşırken çiftçilerin gırtlağına kadar borca battığını, memurun hayat pahalılığına dayanacak gücü kalmadığını öne sürerek, esnafın malını satamadığını, prim borcunu ödeyemediğini, sağlık yardımından yararlanamadığını söyledi.

 

Başbakan Erdoğan'ın geçen hafta ''Esnaf ve Sanatkârlar Değişim, Dönüşüm ve Destek Strateji Belgesi ve Eylem Planı'' adı altında bir çalışma başlattığını anımsatan Bahçeli, açıklanan eylem planının esnafın sorunlarını gidermeyeceğini savundu.

 

Esnafın krediye erişiminin artırılacağını ve yüzde 50'lik faiz desteğinin sürdürüleceğini belirten Bahçeli, biriken sorunların krediyle çözülemeyeceğini, 2008 ve 2009 yıllarında verilen kredilerin de sorunları azaltmadığını kaydetti. Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

''Esnafımız zaten borç içinde kıvranırken ve ürünlerinden ve hizmetlerinden para kazanamazken, aldığı kredinin nasıl bir yarar sağlayacağı belli değildir. Başbakan Erdoğan, ne yazık ki esnafımızın dertlerini hiç anlamamıştır. Ve anlaması da bu haliyle mümkün değildir. Esnaf ve sanatkârımızı, büyük alışveriş merkezlerinin inisiyatifine terk etmenin sinsi hazırlığını yapan Başbakan Erdoğan'ın, meselelerin esasından yakalayacak bir bakış açısından mahrum olduğu bütün açıklığıyla gözler önündedir.

 

Değişim ve dönüşüme ayak uyduramayan esnaflarımızın sorunlarının azalmayacağını, aksine katlanarak artacağını dile getiren Başbakan Erdoğan, değişim ve dönüşümden neyi kast ettiğini açıklığa kavuşturması da bir zorunluluk haline gelmiştir. Eğer değişimden kasıt, alışveriş merkezleri karşısında esnafın taviz vermesi ise bilinsin ki, bu tavizi hiçbir esnaf kardeşim vermeyecektir. Biz şartlar ne olursa olsun, bakkalın dilini konuşacağız. Kasabın, manavın, terzinin, marangozun destekçisi olacağız. Pastahanecinin, fırıncının, hırdavatçının, kırtasiyecinin arkasında duracağız. Ve emek sömürüsünden bahseden Başbakan Erdoğan'ın esnaf ve sanatkârı sömürmesine sonuna kadar karşı çıkacağız.''


Bu Haber 517952 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum
SİZCE, 2024 YILININ EN İYİLERİ?
Liderler- KEMAL Kılıçdaroğlu
1835
ÖZGÜR ÖZEL
1128
DEVLET BAHÇELİ
452
D. MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
911
NAMIK KEMAL ZEYBEK
627
TEOMAN MUTLU
158
YAVUZ AĞIRALİOĞLU
286
ÜMİT ÖZDAĞ
422
FATİH ERBAKAN
573
Partiler- AK PARTİ
701
CHP
1583
MHP
235
İYİ PARTİ
986
ATA PARTİ
529
YERLİ ve MİLLİ PARTİ
137
ANAHTAR PARTİ
146
ZAFER PARTİSİ
441
Vekiller- OSMAN GÖKÇEK
2385
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ
1218
OĞUZ KAAN SALICI
317
M.SALİH UZUN
94
ASU KAYA
398
ORHAN SARIBAL
58
KORAY AYDIN
311
Bld. Bşk.-MANSUR YAVAŞ
1783
EKREM İMAMOĞLU
1891
BURCU KÖKSAL
2328
VELİ GÜNDÜZ ŞAHİN
242
TANJU ÖZCAN
387
VEYSEL TİRYAKİ
170
ERDAL BEŞKİÇİOĞLU
26
Sanatçılar- HAKKI BULUT
1038
HÜLYA EVRENSEL
725
ÜNAL SARIKAYA
874
MÜNEVVER ÖZDEMİR
81
MARAL
96
DİCLE DİLGE
57
DAMLA ARICAN
25
STK-Em.Ast.Der. TEMAD
422
CHP İKTİDAR HAREKETİ
827
ÖZ Haber-İş SEN
642
BAROLAR BİRLİĞİ
432
HAYVAN Hakları Ferds.
461
ANKARA TİCARET ODASI
148

Toplam Oy:28586

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir