GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Ben Karslıyım.. Ortaokul eğitimi zamanlarında rahmetli babam, bazı doğru olaylar üzerinde; katakulli işlemler uygulanarak, bir türlü sonuçlanmayınca kızgınlığını dile getirerek şöyle derdi;
“Alavere- dalavere.. Kürt Mehmet yine nöbete”..
Bu deyim bizim doğu illerinde sık, sık kullanılır..
Merak ediyordum… Bu deyimde ne ifade edilmek isteniliyor diye?
Sordum… Bizim Doğu’da ki Kürt gençleri oldukça saftır.. Yani, akılsız değil de, iyi niyet saflığı..
Askere giderler… Nöbet sırasını savdıktan sonra, çavuşu bu saflıktan yaralanarak, bizim Kürt Mehmet’e 50 türlü laflar yaparak, başka askerin tutması gereken nöbeti, bizim Memo’ya tutturmayı başarır..
Bu iyi niyet istismarcılığı sık, sık Memo üzerinde oynan ılır..
Yani; bizim saf Memo’yu kandırıyorlar..
Bir gün nöbetleri kontrol eden nöbetçi komutan bakar ki; ulan bu çocuk ara vermeden sürekli nöbet tutuyor..
Soruyor.. Bizim Memo, çavuşunun kendisine rica ettiğini falan anlatıyor.. Tabi komutan şüpheleniyor ve çavuşu çağırıyor..
Çavuşta marifet yapmış gibi komutanına bizim Memo’yu nasıl kandırdığını anlatır..
Komutan ifadeleri şunlar olmuş.. “Yani; alavere- dalavere, Kürt Mehmet yine nöbete”..
Çavuş yine başarı elde etmiş cıvıklığı ile “aynen komutanım” der.. Ve komutan bu çavuşa sürekli nöbet tutma cezası verir..
Niye anlattım?
Vallahi şimdi devlet eliyle alavere- dalavere işler sergileniyor, millet resmen kandırılıyor ama hesap soran ve cezalandıran komutan yok maalesef..
Hukuk devleti mi? Vallahi kardeş öyle diyorsunuz da yargı da saklıyor.. Soruşturmayı devlet sırrı gibi saklıyor, bitirmiyor..
Sedat Peker… Ben sarsılmaz Ülkücü olarak biliyordum.. Bir baktım; iki eli havada.. Biri ile Bozkurt işareti yapıyor, bir ile de Rabia işareti yapıyor..
Tabi ki iktidarı, AKP’yi desteklemek vatandaşlık hakkıdır ama hem Ülkücü olmak hem de Rabia’cı olmak.. Resmen siyasi kıvırdaklık olur..
Sedat’ın AKP ile arası oldukça iyi idi.. İçli-dışlı idi.. Hatta kimseler dokunamıyordu O’na..
Tabi Sedat’ın iktidar ile arasında postacılık yapan siyasetçiler ve iktidara çok yakın olan isimler vardı..
Hepsi Sedat’tan nemalanıyorlardı..
Ve Allah’ın hikmeti.. Çok zamanlar geçmeden, iktidarın bir kanadı tarafından Sedat hedefe oturtuldu.. Tutuklanmak istediler ama o havaalanında kıl payı kurtulup, kaçtı..
Ve bir süre sonra videolarla konuşmaya başladı.. Skandal iddialar ortaya attı.. Gerçi büyük bir çoğunluğu da doğru çıktı, adı geçenler itiraf etti..
Sedat’ın asıl hedefinde; İçişleri bakanı Süleyman Soylu vardı…
Bakan Soylu hakkında çok sarsıcı iddialar ortaya attı ve Bakan Soylu bir akşam Habertürk TV’ye çıkarak soruları cevapladı..
Aslında cevaplamadı da, hep kendisi konuştu.. O’nun da hedefinde Sedat ve Sedat’a destek veren isimlerdi..
İşte o kızgınlıkla.. “Mafyadan, yani Sedat Peker’den 10 bin dolar maaş alan siyasetçi var, ona sorun” demez mi?
Kim ortaya attı bu skandal iddiayı?.. Devletin asayiş ve güvenliğinden sorumlu olan İçişleri bakanı…
Demek ki; bu gayrimeşru ilişkiyi uzun zamandır biliyormuş ve görevinin gereğini yapmamış, pas geçmiş..
Bakan Soylu aslında Sedat’a hançer vurayım derken, kendisine de harakiri yaptı..
Öyle ya.. Bu ahlaksız suçtan haberi varmış ve hukuken gereğini yamamış, suçu, suçluyu saklamış…
Buda hukukta suçtur..
Tabi mafyadan maaş alan siyasetçinin adını söylemedi..
“Savcıya vereceğim” dedi..
Ve Türkiye ayağı kalktı.. Muhalefet partileri, yazarlar falan sordular;
“Mafyadan maaş alan siyasetçi kim? Açıklayın” falan..
Ses yok.. Çıkmadı..
Sebep .. Çünkü büyük bir ihtimalle Sedat’tan dolarlar alan siyasetçi AKP’li idi..
Zaten Sedat’ta 3-5 gün sonra bu iddiayı doğruladığı gibi, olayında reklamını yaptı..
Dedi ki; “Yahu ayıp ediyorsunuz, bana 10 bin doları mı yakıştırıyorsunuz?.. Ben, yüz binlerce icrasını ödedim, arabasına çanta ile paralar bıraktım”..
Tabi tarife göre; gözler AKP, Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi Metin Külünk’e çevrildi.. O’da epey sustuktan sonra geçenlerde,
“Benim kişilik haklarıma saygı gösterin” diye üsttü kaplı olarak iddiayı ret etmiş gözüktü..
Meclis Başkanına isim verildi, Savcılığa isim verildi..
Peki, kim bu mafyadan dolarla maaş alan ahlaksız siyasetçi?
Türkiye soruyor ama cevap yok..
Bu ahlaksız siyasetçinin CHP’li veya İYİ Partili olmadığı kesin..
Olsa idi zaten “Araştırmacı- Gazeteci” yandaş yazarlar çoktan bu isimi kamuoyuna atmış ve gerek Kılıçdaroğlu’na, gerekse Akşener’e çağrıda bulunarak;
“Suç örgütü ile işbirliği yapan, para alan ahlaksız yöneticiyi niye koruyorsun? Neden işlem yapmıyorsun?” diye her gün narlar atarak sorarlardı ve her akşam ekranlarda ahkamlar keserlerdi..
Hatta Savcılara da çağrılar yaparak, tutuklanmasını istemişlerdi..
Şimdi, bu kıvırdak kalemler sustuklarına göre, bu derin suskunluk; ahlaksız siyasetçinin AKP’li olmasının önemli bir işaretidir..
Sorsanıza ulan puştlar.. Niye sormuyorsunuz?
Bu demokrasi ayıbı değil mi? Siyasi ahlaksızlık değil mi? Niye koruyorsunuz?
Değerli okuyucular..
Görülüyor ki; alavere- dalavere.. Mafyadan maaş alan o ahlaksız siyasetçinin kim olduğu hala gizemlerde..
Takdir yüce milletin…
Bu Haber 189014 Defa Okunmuştur