http://www.haber2000.com
» ALMANYA'nın SÖZDE SOYKIRIM NİYETİ BELLİ OLDU.. MERKEL'in, BİRYERİNİ KURTARMADA İNTİKAM ALMA KUMPASI..TÜRK KÖKENLİ ALMAN VEKİLLER PİYON OLARAK KULLANILDI

ALMANYA'nın SÖZDE SOYKIRIM NİYETİ BELLİ OLDU.. MERKEL'in, BİRYERİNİ KURTARMADA İNTİKAM ALMA KUMPASI..TÜRK KÖKENLİ ALMAN VEKİLLER PİYON OLARAK KULLANILDI

Alman Meclisinin, 1915 olaylarına dair Ermeni iddialarını tanımasının ardından Türkiye-Almanya ilişkilerinde gergin bir döneme adım atıldı.
Paylas
ALMANYA'nın SÖZDE SOYKIRIM NİYETİ BELLİ OLDU.. MERKEL'in, BİRYERİNİ KURTARMADA İNTİKAM ALMA KUMPASI..TÜRK KÖKENLİ ALMAN VEKİLLER PİYON OLARAK KULLANILDI
Güncel - 07 Haziran 2016, Salı 19:30:31
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Almanya’nın sembolik ve bağlayıcılığı olmayan tasarıyı kabul etmesi, Türkiye’nin  özellikle mülteci krizine yönelik Avrupa Birliği politikaları çerçevesinde artan  stratejik önemini ve rolünü azaltmaya veya engellemeye yönelik bir hamle olarak  yorumlanıyor

   

Federal Almanya Meclisi’nde Hıristiyan Birlik  Partileri (CDU / CSU), Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller Partisi tarafından  hazırlanan ve meclise gelene kadar içeriği gizli tutulan Ermeni soykırımı  iddialarını tanıyan tasarı önergesinin 2 Haziran Perşembe günü oy çokluğuyla  kabul edilmesi farklı yönleriyle tartışılmaya devam ediyor.

 

Almanya Cumhurbaşkanı  Joachim Gauck’un 24 Nisan 2015’te Ermeni iddiaları ile ilgili    yaptığı  açıklamada "Ermenilerin kaderi, 20'nci yüzyıla dehşet veren bir şekilde damgasını  vuran toplu kıyım, etnik temizlik, tehcirler ve evet soykırım tarihi için bir  örnektir" ifadesiyle yol açtığı tartışmaların ardından Türkiye-Almanya ilişkileri  soykırım iddialarını kabul eden bu tasarı ile oldukça gergin bir döneme girmiş  oldu.

   

Başbakan Angela Merkel, Başbakan yardımcısı Sigmar Gabriel ve  Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in katılmadığı oylama sonrasında Türkiye  Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu'nun istişarelerde bulunmak üzere  Türkiye'ye geri çağrılırken akabinde Dışişleri Bakanlığı yaptığı resmi  açıklamada, Alman Federal Meclisi’nin kabul ettiği bu tasarının tarihi  siyasileştiren, geçmişin özgürce konuşulmasını engelleyen, bir tabu haline  getirilen Ermeni anlatısını tartışılmaz bir gerçek gibi dayatmaya çalışan,  cehalet ve hukuka saygısızlık örneği olarak görüldüğünü vurguladı.

   

İDDİALAR TARİHSEL GERÇEKLİK OLARAK SUNULDU

   

Alman Federal Meclisi’nin kabul ettiği dört sayfalık tasarı metni  içerik olarak incelendiğinde ispatlanmamış iddiaların tarihsel gerçeklik gibi  vurgulandığı, hala araştırılmakta olan tarihsel olayların kesinlik ifade eden  cümlelerle hükme bağlandığı ve Türkiye’nin de burada vurgulanan hükümleri kabul  etmesi gerektiği iddiaları açıkça görülmektedir. Tasarı metninde özet olarak  aşağıdaki üç nokta içerik ve vurgu bakımından öne çıkmaktadır:

   

Osmanlı İmparatorluğu'nda o dönem iktidarı elinde bulunduran Jöntürk  rejiminin emri ile  24 Nisan 1915’ten itibaren planlı bir şekilde bir milyondan  fazla Hristiyan Ermeni, Süryani ve Keldani tehcir ve katliama maruz kalmış ve  neredeyse tamamen yok edilmişlerdir. Yaşanan bu kitlesel imha, etnik temizlik ve  tehcir soykırımlar tarihi açısından örnek teşkil etmektedir.

   

Federal Almanya Cumhuriyeti 1. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı  İmparatorluğu’nun baş müttefiki olan Alman İmparatorluğu’nun gerek siyasi gerekse  askeri yönetiminin Ermenilerin tehciri ve katledilişi konusunda bilgisi  bulunduğunu ve bu sürece dahil olduğunu kabul etmektedir. Meydana gelen olayların  en önemli resmi kaydı niteliğinde olan ve Osmanlı İmparatorluğu’nda görev yapmış  Alman büyükelçi ve konsolosların raporlarına dayanan Alman Dışişleri’ndeki  evraklar da katliamların ve tehcirin planlı uygulanışını belgelemektedir.

 

Federal  Almanya Meclisi Alman İmparatorluğu’nun bu suçlara ortaklığını ve tarihi  sorumluluğunu kabul etmektedir. Türkiye ise bugüne kadar Ermenilere yönelik  tehcir, zulüm ve cinayetlerin planlı bir şekilde uygulanmış olduğunu ya da tehcir  sırasındaki kitlesel ölümlerin ve yapılan katliamların Osmanlı yönetimini arzusu  dahilinde olduğunu inkar etmektedir.

   

Özet olarak Federal Almanya Meclisi’nin amaçları arasında Türkiye’yi o  dönemin tehcir ve katliamları ile açık bir şekilde yüzleşmeye teşvik etmek ve  Ermeni halkı ile barışın temelini oluşturmak, Türkiye ve Ermenistan hükümetlerini  donmuş durumda olan ilişkilerin normalleşmesi konusunda desteklemek, Türkiye ve  Ermenistan hükümetlerini 2009’da imzalanan ve tarihi bilimsel yöntemle ele alacak  bir komisyonun kurulması, diplomatik ilişkilerin yeniden başlaması ve ortak  sınırın açılmasını öngören protokolün onayı için ikna etmek bulunmaktadır.

   

ALMANYA KENDİ ARŞİV BELGELERİYLE YETİNDİ

   

Metinde görüldüğü üzere, başta Ermenistan olmak üzere Kudüs ve  Boston’daki Taşnak arşivlerinin hala kapalı olmasına rağmen Almanya Federal  Meclisi’nin sadece kendi arşiv belgelerini kaynak göstererek, varsayımlar  üzerinden tarihsel sonuçlara ulaşması ve ken-dilerince kesin olduğunu iddia  ettikleri hüküm niteliğinde saptamalar yapması tasarının iddia edildiği gibi  Türkiye ve Ermenistan arasındaki meselelerin çözümünden ziyade siyasi bir arka  planının ve hedefinin olduğunu gözler önüne sermektedir. Bu bağlamda Almanya  Federal Meclisi bu tasarı ile kendisini bir hakem gibi göstermeye çalışsa da,  daha çok bir hakim gibi Türkiye’yi metindeki dolaylı ifadelerle suçlu ilan  etmiştir.

   

Türkiye ile siyasi, ekonomik ve askeri anlamda derin bağları olan  Almanya’nın böyle bir tasarıyı meclisinde onaylaması şüphesiz birçok soruyu da  beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda tasarı metninin içeriğinin yanı sıra  burada dikkati çeken asıl önemli husus tasarının meclise getirilişinin  zamanlamasıdır. Alman makamlarının tasarının zamanlaması ile ilgili yöneltilen  sorulara konunun meclise getirilmesinin aslında oldukça geç kalınmış bir karar  olduğunu söylemeleri ve kararın siyasi bir arka planının olmadığını  belirtmelerine karşın bu beyanlar tatmin edici olmaktan uzak görünmektedir.  

 

Ayrıca Başbakan Angela Merkel, Başbakan yardımcısı Sigmar Gabriel ve Dışişleri  Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in oylamaya katılmamalarına rağmen yaptıkları  açıklamalarda tasarıyı desteklediklerini, Türkiye ile Ermenistan arasındaki  diyaloğu teşvik etmek ve bu ülkelerin olayları birlikte değerlendirmesi için her  türlü çabayı harcamak istediklerini belirtmeleri de tasarının kendi isteklerinin  dışında meclise getirildiği tezini çürütmüştür.

   

MÜLTECİ KRİZİ VE TÜRKİYE'NİN ARTAN STRATEJİK GÜCÜ

   

Almanya meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararını, Avrupa’ya  mülteci akınını önlemek amacıyla mart ayında Türkiye ile Avrupa Birliği arasında  imzalanan anlaşmayla bağlantılı olarak da ele almak gerekiyor. Türkiye’nin  anlaşmayla ilgili olarak Almanya liderliğindeki Avrupa Birliği ülkelerine kendi  şartlarını kabul ettirmiş olması, Avrupa'da hükümet partileri, muhalefet  partileri ve Avrupa Parlamentosu üyelerinin de bulunduğu geniş bir kesim  tarafından yoğun bir şekilde eleştirildi ve Türkiye’nin bu diplomatik başarısı  Avrupa Birliği ülkelerinin hezimeti olarak yorumlandı.

   

Bu eleştirilerden en çok etkilenen ülke ise Avrupa Birliği’nin lideri  konumundaki Almanya ve özelde ise Angela Merkel hükümeti oldu. Özellikle mart  ayındaki eyalet seçimlerinde yaşanan yüksek orandaki oy kaybından sonra oldukça  büyük bir baskı altında olan Angela Merkel hükümeti Türkiye’ye karşı pasif  kalmakla da yoğun bir şekilde eleştirildi. Bunun yanında Türkiye ve AB arasında  imzalanan anlaşma ile Türkiye’ye vaat edilen vize muafiyeti meselesi Almanya  başta olmak üzere Avrupa Birliği ülkelerinin tamamında hararetli bir tartışma  konusu olarak gündemde yer bulmaya devam ediyor.

   

Bu açıdan bakıldığında Almanya’nın kabul ettiği bu sembolik ve  bağlayıcılığı olmayan tasarı ile Türkiye’nin özellikle Avrupa Birliği  politikaları çerçevesinde artan stratejik önemini ve rolünü azaltmaya veya  engellemeye yönelik bir hamle içerisinde olduğunu söylemek yanlış olmaz. Merkel  hükümetinin bu tasarı ile stratejik gücü artan Türkiye’yi siyasi anlamda baskı  altına almaya çalıştığı, aynı zamanda ülke içinde artan muhalefeti de dindirmeye  yönelik psikolojik bir etki yaratma beklentisi içinde olduğu ihtimaller  içerisinde gözükmektedir.

   

Bir diğer dikkat çeken nokta ise tasarının kabulünden sonra Alman  makamlarının yaptığı açıklamalarda Almanya’nın Türkiye ile derin ve köklü  ilişkilerine vurgu yaparak amaçlarının Türkiye’yi kaybetmek olmadığını ve her  şeye rağmen Türkiye ile olan siyasi, ekonomik ve askeri ilişkilerini sürdürmek  istediklerini söylemeleri. Yani Almanya’nın bu tasarı ile Türkiye’yi siyasi  anlamda izole etmek istemediğini ama dolaylı olarak baskı altına almayı  hedeflediğini söylemek yanlış olmaz.

   

Bu tasarı ile birbiriyle siyasi, ekonomik ve askeri anlamda uzun ve  köklü bağlara sahip Türkiye ve Almanya ilişkilerinin kısa vadede olumsuz  etkileneceğini, ayrıca bu durumun Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerine de  yansıyacağı öngörülebilir. Almanya’nın bu tasarı ile Türkiye’yi siyasi anlamda  baskı altına alarak özellikle Türkiye’nin gelişen siyasi ve stratejik gücünü  sınırlamayı hedeflediğini ama aynı zamanda Türkiye ile olan derin ilişkilerini  riske atmak istemediği de açık bir şekilde görülmektedir.


Bu Haber 1241955 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum
SİZCE, 2024 YILININ EN İYİLERİ?
Liderler- KEMAL Kılıçdaroğlu
1835
ÖZGÜR ÖZEL
1128
DEVLET BAHÇELİ
452
D. MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
911
NAMIK KEMAL ZEYBEK
627
TEOMAN MUTLU
158
YAVUZ AĞIRALİOĞLU
286
ÜMİT ÖZDAĞ
422
FATİH ERBAKAN
573
Partiler- AK PARTİ
701
CHP
1583
MHP
235
İYİ PARTİ
986
ATA PARTİ
529
YERLİ ve MİLLİ PARTİ
137
ANAHTAR PARTİ
146
ZAFER PARTİSİ
441
Vekiller- OSMAN GÖKÇEK
2385
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ
1218
OĞUZ KAAN SALICI
317
M.SALİH UZUN
94
ASU KAYA
398
ORHAN SARIBAL
58
KORAY AYDIN
311
Bld. Bşk.-MANSUR YAVAŞ
1783
EKREM İMAMOĞLU
1891
BURCU KÖKSAL
2328
VELİ GÜNDÜZ ŞAHİN
242
TANJU ÖZCAN
387
VEYSEL TİRYAKİ
170
ERDAL BEŞKİÇİOĞLU
26
Sanatçılar- HAKKI BULUT
1038
HÜLYA EVRENSEL
725
ÜNAL SARIKAYA
874
MÜNEVVER ÖZDEMİR
81
MARAL
96
DİCLE DİLGE
57
DAMLA ARICAN
25
STK-Em.Ast.Der. TEMAD
422
CHP İKTİDAR HAREKETİ
827
ÖZ Haber-İş SEN
642
BAROLAR BİRLİĞİ
432
HAYVAN Hakları Ferds.
461
ANKARA TİCARET ODASI
148

Toplam Oy:28586

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir