Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, adalete dikkat çekmek amacıyla Hz. Ömer'in Basra'ya hakim olarak tayin ettiği Ebu Musa'ya ve Kanuni Sultan Süleyman'ın Gazi Bali Bey'e gönderdiği mektupları örnek verdi.
Başkan Arslan, "Bu mektupların günümüze, bize verdiği mesajlar var. Mülkün de memleketin de temeli adalettir. Birey, toplum ve devletin huzur içinde varlığını devam ettirebilmesi hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, adil bir yönetimle temel hakların korunmasına bağlıdır." dedi.
Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Kenan Yaşar için AYM Yüce Divan Salonu'nda yemin töreni düzenlendi. Burada konuşan AYM Başkanı Zühtü Arslan, sözlerine Yaşar'ı tebrik ederek ve görevinde başarılar dileyerek başladı.
AYM'nin yeni üyesi Kenan Yaşar'ın yemin törenine CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AKP Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan katıldı.
AYM üyelerinin göreve başlarken anayasayı, temel hak ve özgürlükleri koruyacağına dair yemin ettiğini aktaran Arslan, temel hak ve özgürlüklerin, zaman ve mekandan bağımsız olarak çeşitli değişikliklerden geçerek günümüze ulaştığını ve insanlığın ortak değeri haline geldiğini ifade etti.
''MÜLKÜN DE MEMLEKETİN DE TEMELİ ADALETTİR''
Arslan, İbn Haldun'un Mukaddime'sinde "insanın haklarının ve hukukunun korunmadığı durumlarda devletin zarar göreceğini söylediğini" belirterek, bu nedenle İbn Haldun'un sadece sosyolojinin kurucusu değil, aynı zamanda insan hakları yargısının fikri öncülerinden biri olarak kabul etmenin yanlış olmayacağını dile getirdi.
Konuşmasında, Halife Hz. Ömer'in Basra'ya hakim olarak tayin ettiği Ebu Musa'ya ve Kanuni Sultan Süleyman'ın Gazi Bali Bey'e gönderdiği mektuplara değinen Arslan, "Bu mektupların günümüze, bize verdiği mesajlar var. Mülkün de memleketin de temeli adalettir. Birey, toplum ve devletin huzur içinde varlığını devam ettirebilmesi hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, adil bir yönetimle temel hakların korunmasına bağlıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"BİREYSEL BAŞVURU, ADALETİN TECELLİSİNE ÇOK ÖNEMLİ KATKILAR YAPMIŞTIR"
Günümüzde anayasal adaletin sağlanmasında ve temel hakların korunmasında anayasa mahkemelerinin önemli bir rol oynadığına işaret eden Arslan, özellikle bireysel başvurunun kabul edilmesinden sonra AYM'nin temel hak ve özgürlükleri koruma görevini en iyi şekilde yerine getirmenin gayreti içinde olduğunu söyledi.
AYM'nin norm denetimi, bireysel başvuru ve diğer işlerde, hak eksenli yaklaşımla kararlar vermeye devam ettiğini belirten Arslan, bu kararlarda yaşam hakkından, adil yargılanma hakkına, özel hayata saygı hakkından ifade özgürlüğüne kadar, Anayasa ve kanunlarla güvence altına alınan, insanların temel hak ve hürriyetlerinin, demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları olduğunun vurgulandığını bildirdi.
"KARARIN UYGULANMAMASI HALİNDE YARGILAMANIN DA BİR ANLAMI KALMAZ"
Bireysel başvuru yolunun, ülkede hakkın tespiti ve teslimi anlamında adaletin tecellisine çok önemli katkılar yaptığını ve yapmaya devam ettiğini vurgulayan Arslan, şöyle konuştu,
"Bireysel başvurudaki on yıllık tecrübemiz, bize bu hak arama yolunun etkili olabilmesinin verilen ihlal kararlarının yerine getirilmesine bağlı olduğunu göstermiştir. Anayasa Mahkemesi birçok kararında, yargı kararlarının icrasının, yargılama sürecinin tamamlayıcı unsuru olduğunu, kararın uygulanmaması halinde yargılamanın da bir anlamının kalmayacağını belirtmiştir. Yargılamanın anlamsız hale geldiği yerde ise toplumun hukuka ve yargıya olan güveninin zedeleneceği açıktır.
''HAK İHLALİ BİZZAT KANUNDAN KAYNAKLANABİLMEKTEDİR''
Önemine binaen hemen her toplantıda vurguladığımız bir hususu bir kez daha ifade etmek istiyorum, bireysel başvurunun amacı, sadece başvuruya konu somut ihlalin giderilmesi değildir. Bunun yanında bireysel başvurunun objektif etkisi, ihlal kararlarının dikkate alınarak aynı konuda ortaya çıkabilecek yeni ihlallerin önlenmesini gerektirmektedir. Bu noktada Anayasa Mahkemesinin ihlalin kaynağına ilişkin tespitleri önem kazanmaktadır.
Hak ihlali yerleşik idari uygulamadan, yargısal yorumdan veya bizzat kanundan kaynaklanabilmektedir. İhlalin kaynağına göre idarenin, yargı veya yasama organının harekete geçerek, Anayasanın ihlaline neden olan sorunu ortadan kaldırması ve benzer ihlalleri önlemesi beklenmektedir. Ancak bu durumda bireysel başvuru anayasa koyucunun ön gördüğü amaca uygun şekilde etkili ve başarılı bir hak arama yolu olarak yoluna devam edebilir."
Bu Haber 143880 Defa Okunmuştur