Av. ORHAN YILDIZ yazdı
(Artvin eski Milletvekili)
TÜRKİYE NATO'DA KALMALI MI?
Son günlerle ABD ve Avrupa'da Türkiye'nin NATO üyeliği sıkça sorgulanmaya başladı.
En son Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis Grup Başkanı Rolf Mützenich, " Suriye'nin kuzeydoğusuna düzenlediği operasyon nedeniyle Türkiye'nin NATO üyeliğinin sorgulanması gerektiğini belirtmişti.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Bild am Sonntag gazetesine verdiği demeçte güncel sorunlara ilişkin açıklamalarda bulundu. "Türkiye'nin önemli bir müttefik olduğunu kabul etmek gerekir"
NATO açısından Türkiye'nin vazgeçilemez bir stratejik önemi olduğunu ve bugün ki koşullarda Türkiye'yi kaybetme riskini alamayacaklarını biliyoruz.
Burada kritik soru; bizim açımızdan NATO'nun ne anlam ifade ettiğidir.
Daha önce defalarca dile getirdiğim gibi NATO bizim müttefikimiz değil düşmanımızdır.
SOVYET BAŞKAN Stalin'in bugün de halen tartışmalı olan tehditlerinden sonra yeterince sorgulamadan, alelacele NATO serüvenimiz başladı.
Tartışmalı diyorum. Çünkü sosyalist sol çevrelere göre Stalin'den Ülkemizden toprak talebine yönelik böyle bir resmi ültimatom gelmemiştir.
Bu olay üst derece mason olan TÜRKİYE'NİN Moskova büyükelçisi Selim Sarper'in Rus savunma bakanı Molotov ile yaptığı görüşmeyi Ankara'ya farklı yansıtmasından kaynaklanmıştır.
Türk burjuvazisi ve Devlet bürokrasisi zaten yönünü çok önceden ABD ve batıya çevirmiş, örtülü ticari ve güvenlik anlaşmaları yapmıştı.
Bu nedenle Stalin'in taleplerinin Türkiye'nin NATO'ya üyeliği üzerinde pek fazla etkili olmadığını iddia etmişlerdir.
ABD ve Batılı ülkeler Ülkemizin NATO'ya alınmasını aslında çok önceden kararlaştırmalarına rağmen Ülkemize yapılan büyük bir lütufmuş gibi işi ağırdan almış ve Kore'ye asker gönderme dahil birçok alanda tavizler koparmışlardır.
Ülkemizin NATO'ya üye olması güvenlik anlamında hiç bir katkı sağlamadığı gibi ekonomik, askeri, güvenlik gibi birçok alanda sayısız zararlar vermiştir.
Bu zararları şöyle özetleyebiliriz;
1-Türkiye NATO'ya üye olunca var olan silah ve mühimmat fabrikaları kapattırılmış ve Türkiye'nin bu alanda yatırım yapması doğrudan ve dolaylı olarak engellenmiştir. Kendi gelişmiş teknolojisini vermeyen NATO ve ABD Türkiye'nin başka ülkelerle işbirliği yaparak savunma sanayini güçlendirmesine de izin vermemiştir. Sonuç olarak da savunma sanayimiz uzun yıllar yeterince gelişememiş ve ABD'nin askeri yardım olarak gönderdiği kullanılmış ve modası geçmiş silahlara bağımlı kalmıştır.
Bu nedenle 1964 yılında Kıbrıs'ta yaşanan olaylar sonucunda Rumlar adanın tamamını işgal etme girişimde bulunmuş ve Türkiye adaya asker çıkarmak için hazırlık yaptığında bir tane bile çıkarma gemisi bulunmamaktaydı.
Buna rağmen hazırlıklar yapılmış ve intikaller tamamlanmış fakat ABD Başkanı Johson'un Ülkemizi tehdit eden mektubu sonucunda harekat iptal edilmişti. ABD'nin Ülkemize yönelik tehditleri sonrasında da devam etmiş, alınan bu hayati ders sonucunda Türkiye NATO'ya güvenilemeyeceğini anlayarak kendi milli savunma sanayini geliştirmeye başlamıştır. Bu sayede 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekâtı yapılmış ve başarıyla sonuçlandırılmıştır.
2-Türkiye NATO'ya üye olunca; sanki zorunluymuş gibi NATO'nun yabancı unsurları askeri ve sivil bütün güvenlik birimlerinde bizim personelimizle yan yana görev yapmış ve bu şekilde bize aslında düşman olan unsurlar iç yapımıza sızmış ve ülkemiz aleyhine bir çok operasyon gerçekleştirmişlerdir.
1970 ve 80 yılları arasındaki Gladyo yani Kontrgerilla denilen NATO örgütünün Ülkemizi 1980 darbesine sürükleyen eylemleri buna en güzel örnektir. Ardından yapılan PKK, Çekiç Güç, FETÖ operasyonları da esasında NATO'nun derin hücrelerinde planlanan ve uygulamaya konulan operasyonlardır.
3- Türkiye NATO'ya üye olduktan sonra çevreleyen komşu ülkelerle olan ekonomik ve ticari ilişkileri önemli ölçüde gerilemiştir. Oysa ülkelerin en önemli ticari partnerleri komşularıdır. Bizim sınır komşularımız ise uzun yıllar NATO'nun hasım olarak gördüğü ülkeler olması nedeniyle komşularımız SSCB, Bulgaristan, IRAK, İRAN ve Suriye ile olan ticari ilişkilerimiz hep zayıf kalmıştır. Tek NATO üyesi olan Yunanistan ise gerçekte ortak değil hasım ülkedir. NATO'nun koruma şemsiyesi altında sürekli olarak Ülkemize karşı düşmanca bir politika izlemiştir.
4- Türkiye NATO üyesi olması nedeniyle uzun süre tehdit altında kalmış fakat buna karşın NATO'dan güvenliğini koruması için yeterli askeri ve ekonomik destek görmemiştir.
Bu saydıklarımız zararların dışında NATO'nun Türkiye'ye faydası nedir?
Türkiye eğer saldırıya uğrarsa diğer üye ülkeler Sözleşmenin 5. maddesine göre Türkiye'yi korumakla yükümlüler.
Yani bize gerçekte düşman olan ülkeler sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerinden dolayı bizi koruyacakmış. Gel de gülme...
En son Barış Pınarı operasyonunda açık olarak NATO ülkeleri Türkiye'nin haklı güvenlik endişelerinden kaynaklanan bir konuda Türkiye'den değil terör örgütü PKK-PYD'den yana tavır koydu. NATO'YA göre Türkiye değil de PKK-PYD dost unsur.. Bir anlamı var mı ? Yok. Bir etkisi var mı ? Yok.
Avrupa çöküyor. Türkiye karşısında, kurdun karşısındaki sokak köpekleri gibi havlıyorlar.
ABD ise bu coğrafyada Türkiye'nin alternatifi olmadığını çok İyi biliyor ve içerdeki yıllardır şımarttığı unsurları idare etmeye çalışıyor.
Ellerinden bir şey gelmeyeceğini biliyoruz. Ama artık uyuz köpek gibi havlamaları da rahatsız etmeye başladı.
Artık köpeklerinizi susturun.. Yoksa NATO'nuz da, AB'niz de yerin dibine batsın demenin zamanı çoktan geldi
Bu Haber 473722 Defa Okunmuştur