GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Biliyorsunuz ülkemizde insanlarımız karpuz gibi ikiye ayrıldığı gibi, siyasi cenahlarda mecburen “ittifak” hesabı ile iki ayrılmış durumda..
İktidar ve ortaklarının adı “Cumhur ittifakı”..
İktidar ve ortaklarına karşı oluşan siyasi partilerin adı da “Millet ittifakı”..
Yalnız; Millet ittifakının bir özelliği var.. İttifakta birçok lider olmasına karşın, bu ittifakı bir arada küstürmeden, incitmeden tutan tek lider ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu..
Sayın Kılıçdaroğlu’nun büyük bir “özveri” ile bu birlikteliği tek vücut olarak tutması takdire-şayandır..
Biliyorsunuz uzun süredir Cumhurbaşkanı Adayları tartışılıyor, birçok isimler ortaya atılıyor.. Hatta birçok siyasi hadsizler bile kendilerini paralı anketlerde ilk sırada aday çıkartarak, liderlerine karşı saygısızca tutum sergilemekteler..
Sayın Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’e bu güne kadar defalarca adaylık duyguları sorulmasına rağmen en ufak bir şekilde şahsi istemde olmadılar, işaret te vermediler..
Peki neden?
Millet ittifakı bileşenleri darılmasın, incinmesinler diye..
Yoksa onlar adaylık istemlerini ince, ince sözlerle ve işaretle topluma aktarmayı bilmiyorlar mı?
İşte millet ittifakının iki önemli lideri bu kadar bu kadar hassas davranışlar içerisindeyken, dün bir “kara cahil” Genel Başkan Yardımcısı, sözde bir ilçe teşkilatı açılışında partililere seslenirken;
“Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan size sevgi ve selamları getirdim” demez mi?
Kim bu “kara cahil” Genel Başkan yardımcısı?
Adı Bülent Kuşoğlu.. CHP’nin Ankara milletvekili..
Ve aynı zamanda Sayın Kılıçdaroğlu ile SSK’da birlikte çalışan yakın iş arkadaşı özelliği olan birisi..
Ama Ankara’da ne tabanı var, ne de parti oyunu yükseltecek aktivitesi var..
Değerli okuyucular..
Bakın bu zat ifadesinde net ve kesin bir ifade kullanıyor..
“Cumhurbaşkanı adayımız”..
Bu da yetmedi.. Bu mesajı Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, kendisine partililere iletmesi için görev verdiği izlenimi doğurdu..
Tabi ki bir CHP yöneticisi olarak Genel Başkanını, Cumhurbaşkanı adayı görmeyi temenni etme hakkı vardır..
Aday olmasını isteme hakkı da vardır..
Fakat .. Kesin adaylık ifadeleri ile sözler sarf etmesi, gaflettir, millet ittifakı içerisine fitne ateşi yakıp, atmaktır.. Hadsizliktir..
Ne oldu bu cahilce sarf edilen sözlerden sonra?
Sayın Kılıçdaroğlu’nu Mersin’de sıkıştırdılar.. O’da; “karar verecek olan millet İttifakı bileşenleridir” diyerek, ittifakın diğer bileşenlerini küstürmeme, incitmeme mesajını verdi..
Daha sonra aynı akşam, çürümüş yandaş kanallarda, çürümüş yalaka beyinlerin ukalaca yorumlar yapmalarına ve alay etmelerine sebebiyet verdi bu zat..
Bu ne genişlik? Sanki hiçbir şey olmamış gibi ne özür, ne de ifade düzeltmeleri olmadı..
Kimsin kardeşim sen? Genel Başkan Yardımcısı olarak nerede, neler söyleyeceklerini bu hassas ortamda bilmiyorsan, bırakacaksın o makamı, bilenler yapacak..
Bu çok önemli bir hatadır.. Evet.. Bülent Kuşoğlu, derhal çıkıp Millet ittifakı bileşenlerinden ve tabanından özür dileyip, Genel Başkan Yardımcılığından da istifa etmelisin.
Gelelim işin diğer gülüç bir tarafına…
Bu kara cahil zat, bu sözleri nerede sarf etti?
Diyorlar ki; “CHP Çankaya teşkilatımızın binasının hizmete açılışında..”
CHP Çankaya teşkilatı yeni bir binaya mı taşındı veya yeni mi kuruluyor kardeşim?
Mevcut ilçe teşkilat binasında birkaç tadilat yaptınız, sonra da alayınız açılış diye oraya taşındınız ve ayağınıza da doladınız..
Mevcut binanın açılışımı olur? Bu ne aymazlık? Halkla alay mı ediyorsunuz?
Değerli okuyucular..
Bakın CHP’nin sürekli her seçimde birinci parti olması gereken il; Cumhuriyetin Başkenti Ankara olmalıdır
Fakat gelin görün ki; uzun yıllardır Ankara milletvekili sayısının üç te birini bile alamıyorlar..
Şuan zaten CHP Ankara milletvekillerinin alayının varlığı ile yokluğu arasında zerre kadar fark yok..
Üstelik örgütleri parçalayan, seçmenini küstüren birinci sırada ki il Ankara…
Bakın Etimesgut ilçe örgütü.. Genç bir ilçe başkanı vardı.. İyi de çalışıyordu ama il teşkilatının şahsi ihtirasları yüzünden yönetimi görevden aldılar..
İlçe teşkilatı 1 ay kadar da kapalı kaldı.. Sonra birisini atadılar.. Etimesgut’ta binlerce partili isyan etti, halen de isyanlar içindeler..
Hukuken 45 gün içerisinde Kongre yapmaları gerekirdi ama korkup yapamadılar..
Çünkü Kongre yapsalar; ya görevden aldıkları başkan tekrar aday olup kazanacak, ya da bir arkadaşı aday olup kesin kazanacak…
Yine Ankara’da büyük bir rezalet yaşanıyor..
Maltepe semtinde, Anıtkabir’in dibinde okul alanı olan bir arsada imar değişikliği yapıldı ve ticari alan gösterildi..
Burada 7- 8 katlı bina dikecekler.. Yani; Anıtkabir’in görünümünü perdeleyecekler..
Bu alan Kültür Varlıklarını koruma alanı içerisinde..
Peki, Başkent’te imar düzenlemelerini şahıslar mı, şirketler mi yoksa Belediyeler mi gerçekleştiriyor?
Tabi ki Belediyeler.. Maltepe sakinleri isyan etti.. Ve tam 169 itiraz dilekçesi verdiler.. “Anıtkabir görüntüsünü perdeletmeyiz” dediler..
Peki, bu olaylar yaşanırken ağızlarından Atatürk adını eksik etmeyen Belediye başkanları, milletvekilleri, İl Başkanı ve özellikle Çankaya ilçe Başkanı neredeydiler?
Hepsi oradaydılar ama üç maymunu oynadılar, halende oynuyorlar..
Yok, “Bize 11 kat geldi, itiraz ettik, Büyükşehir belediyesi onayladı, halkımızla beraberiz” gibilerinden edebiyatlar..
Değerli okuyucular..
Bakın söylenenler gibi değil.. 7 kat yapı yapılmasını Kültür varlıklarını Koruma İl müdürlüğü değil, kendileri önerdiler..
Maltepe halkı ve Atatürkçüler Çankaya Belediyesini mahkemeye verdiler.. İş zora girince, bu kez Çankaya Belediye Başkanı çıktı dedi ki;
“Biz de mahkemede mahalle halkımızın yanında olacağız”..
Yahu başkan.. Şikâyet edilen sizsiniz? Kendi, kendinizden şikâyetçi mi olacaksınız?
Dava ve içeriği ortada.. Davacılar ve davalılar ortada..
Çankaya Belediyesi olarak kesip atsana.. İsterse sizi mahkemeye versinler.. Büyükşehir mi onayladı.. Büyükşehir’i şikayet edin, Büyükşehir belediye Başkanını gidin Genel Başkanınıza şikayet edin..
Hepsi numara.. Danışıklı dövüş…
Evet.. Değerli okuyucular..
Baktılar ki çok ağır tepki görüyorlar.. Şimdi yeni bir alavereye mi başvuruyorlar, bilemiyorum..
Yakında ortaya çıkacak..
Geçen gün Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar ve Bayındırlık Komisyonu bu çirkef işlemi görüşüp, değerlendirdi..
Ne mi oldu?
Bakın … Kıvırdaklar geri döndü.. Komisyonda CHP Meclis Grup Başkanı ve bazı arkadaşları dediler ki;
“Yok arkadaş, buraya 7 kat bina yapılırsa; Anıtkabir’in görünümü engellenecek ve orta da halktan gelen 169 itiraz dilekçesi var, bunları görmezden gelemeyiz.. Buraya bina yapılacaksa 5 kattan fazlasına imza atmayız” diyerek muhalif şerhini koydular..
Ama Komisyon 7 kat yapılmasını oy çokluğu ile onayladı..
Şimdi Büyükşehir meclisine gidecek.. CHP’nin Meclis Grup Başkanvekilinin karşı çıktığı bu işlem onaylanacak mı?
Yoksa iyi polis, kötü polis oyunları mı oynanıyor göreceğiz..
Değerli okuyucular..
Yine Ankara’da bir rezalet daha yaşanıyor.. Biliyorsunuz TOGO Kuleleri inşaatı var..
29 Katta kadar Belediyenin verdiği ruhsat ve onayladığı proje ve planla inşaat devam etti..
Tabi her ay da Büyükşehir’in ilgili imar elemanları gelip, inşaatın projeye uygun şekilde devam edip- etmediğini kontrol edip, raporlar tuttular..
Ben tutulan bütün raporları inceledim.. Hiç birinde “Plan ve projeye uygun yapılaşma görüldü” tutanağı görmedim.. Hepsi “Uygundur” raporu..
Evet… TOGO kuleleri özel bir şirketin ama milli servet.. Aylardır orada inşaat bekliyor..
Kule inşaat sahipleri ve Belediye karşılıklı mahkeme kararları alıyorlar, kamuoyunda ağır şekilde tartışıyorlar..
Ve en önemlisi bir de Sinan Aygün’den 25 milyon haraç isteme olayı yaşandı.. Bu skandalın ses kayıtları ile şimdi Savcılıkta..
Peki, CHP’li belediye Başkanının intikam hırsı ile saldırdığı Sinan Aygün kimdi?
CHP’nin Ankara Milletvekili idi.. Kız kardeşi de Ankara Büyükşehir Belediyesinde CHP Meclis üyesi idi..
Yahu arkadaş… Sanki Ankara’da CHP il başkanı ve Çankaya ilçe başkanı ve CHP Ankara milletvekilleri yok oldular.. Birden bire kayboldular ..
Birisi de çıkıp demedi ki; “Yahu arkadaş iki tarafta ailemizin fertleri, gidip kendileri ile görüşelim, kim haksız, kim yalancı tespit edelim ve olayı Adalete bağlayalım”..
Olur mu? Mansur amcaları onları bir daha Belediyeden içeri sokmaz..
Ne oldu? Mansur Başkanınız Kuleleri yıkabildi mi? Yıkamadı ve asla da yıkamaz..
Çünkü santim kaçak yapı yok… Şimdi de mahkeme Belediyenin aldığı kararları iptal etmesine rağmen kasten ruhsatı geri vermiyor..
Soruyorum.. Nerede bu CHP Ankara yöneticileri?
Bırakın Sinan Aygün’ün eski CHP’li olmasını.. Sade bir vatandaş.. Haksızlığa uğradığını ve şahsi tavırlar yüzünden mağdur edildiğini bangır, bangır söylüyor..
Niye gidip vatandaşın derdini dinlemiyorsunuz? Niye gidip Mansur başkanınıza “bu nedir” diye soramıyorsunuz?
Soramazsınız.. Çünkü; teşkilat ta ki otoriteleriniz iflas etmiş durumda..
Evet… Değerli okuyucular..
Gerçekten de CHP Ankara örgütü itibar ve güven ifasını yaşıyor..
Bu kadro ile bu vekillerle CHP sabah seçime gitse ne olur?
İnanın hiç bir şey çıkmaz..
Evet.. CHP Ankara’da titreyip, kendine dönmeli ve kendisini resetlemelidir…
Bu Haber 169236 Defa Okunmuştur