GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Mustafa Sarıgül.. İstanbul’da bir ilçenin Belediye Başkanlığını yaptı ama gelip-geçen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarının adı unutulurken, Sarıgül’ün adı hiç unutulmadı ve hala Türk siyaseti arenasında geçerliliğini koruyor..
Mustafa Sarıgül, CHP’den koptuğunda ben de sitem ederek, “Yahu siyasette böyle yer tutmuş isimler, şahsiyetlerin neden partiden kopmasına müsaade ediliyor, ortak akıllar işletilmiyor, bu insanlar merkezde neden aktif hale getirilmiyor?”…
Öyle ya.. Merkeze; tecrübeli ve başarılı, halkta karşılığı olan isimler lazım değil mi?
Sarıgül bir ara “Türkiye Değişim Hareketi” kurdu ama gelişen siyasi etkenlerle Hareketi bir süre askıya aldı..
Ve şimdi… Mustafa Sarıgül, tabanına “Nerede kalmıştık, haydi kervan yeniden yürümeye başladı” diyerek, Değişim Hareketini başlattı ve bununla da kalmayıp, 20 Aralık 2020 günü Türkiye Değişim Hareketi Partisini kurmaya karar verdi..
Yani; 2021 yılında Siyasi Partiler listemize aktif bir Siyasi partimiz daha olacak..
Yine harbiden yazmak gerekirse; Sarıgül’ün parti kuracağını belirtmesinden sonra halkın bir bölümü de, ben de, “Sarıgül’de Cumhur ittifakına destek amacıyla ortaya çıkıyor” diye hayıflanmıştık..
Fakat… Sarıgül geçenlerde bir konuşmasında öyle bir cümle kurdu ki, bu yargıları tümden boşa çıkardı..
Dedi ki; “Biz, Ankara’ya parti kurmak için gelmedik.. AKP’den iktidarı, milletimizden yetkiyi almak için geldik.. Adaletsizlikle, yoksullukla, ayrıştırmalarla mücadele etmek için geldik.. Ortaya çıkmayı mecbur hissettik. Çünkü Türkiye’mizi hiç bu kadar mutsuz görmemiştim.. Biz ne solun, ne de sağın bekçisi olmayacağız”..
Evet.. Tüm siyasi amacı ve hedefi ifade eden cümleler..
Peki, Mustafa Sarıgül neden “Değişim” adında ısrar etti ve kuracağı Partisinin içine de bu ifadeyi koydu?
Mustafa Sarıgül’e sordum;
“Ana hatlarla Türkiye’de nelerin değişimini gerçekleştirmeyi hedefliyorsunuz?”
Sarıgül, cevabına şu cümle ile başlaması da dikkat çekici idi;
“Türkiye’min ve milletimin gözü aydın olsun.. Huzurlu, mutlu, refah içinde bir Türkiye için değişim hareketi başladı ve bu siyasi hareketi sürdürmeye de karalıyız..
Ülkemizde ki bütün sıkıntıların çaresi bizim Hareket planımızda var..
Türkiye Değişim Hareketi’nin kapıları; ‘ülkemi nasıl dönüştürürüm, nasıl daha iyiye taşırım’ diyen her yurttaşımıza açıktır
Türkiye Değişim Hareketi; hiçbir ideolojinin, ya da ayrımcılığın sözcüsü değildir. Biz barışın, özgürlüğün, demokrasinin sesi olmaya geliyoruz.
Türkiye Değişim Hareketi; birçok sebeple ayrıştırılmış büyük Türk milletini aynı hedefte birleştirmek için geliyor.
Çiftçimiz eksin, biçsin, yetiştirsin, ürününü ve malını değerinden satsın. Fabrika bacaları tütsün. İş kapıları açılsın diye yola çıktık.
‘Ben insanım’ diyen herkesle beraberiz. Vatandaşımızın yüzünü güldürmeye geliyoruz
Gençlerimize ve kadınlarımıza her alanda öncelik olmazsa olmazımızdır”..
Hedefler, halkın arzuladığı hedefler..
Ve Mustafa Sarıgül’e Türkiye’nin ve çalışma hayatının en önemli gündemini olan Asgari Ücreti sordum..
“Sayın Sarıgül, partinizi henüz resmen kurmadınız ama artık hedefiniz kesinleşti.. Bu yüzden bir siyasi Parti lideri olarak, sizce Asgari Ücret ne kadar olmalı?”
Ve Sarıgül, bu konuda mevcut siyasi partileri ve İşçi sendikalarını geride bırakacak öyle şeyler söyleyip, tespitler sundu ki..
Dedi ki;
“Bakın .. Asgari Ücret tespit Komisyonu günlerdir toplanıyor, tartışmalar oluyor ama her ne hikmetse emekçilerin temsilcileri olan İşçi Sendikaları Konfederasyonları suskun, rakam veremiyorlar.. Masada bulunan İşveren Sendikası ise salgını bahane ederek, Asgari ücretin yüksek olarak belirlenmesi halinde işsizliğin aratacağı tehditlinde bulunuyor.. Yani, çalışanları işten çıkarma ile tehdit ediyor..
İççi Sendikaları hala suskun.. Asgari ücretin ne kadar olması gerektiği konusunda rakam vermiyorlar.. Anlaşılıyor ki bir yerlerden rakam talimatı bekliyorlar..
Bizim aldığımız bilgilere göre ücret tespit masasında şu rakamı çıkarmayı düşünüyorlar.. 2 bin 650 lira.. Yani şuan ki Asgari ücretten 325 lira fazla.. Sadaka gibi bir rakam..
Madalyonun diğer yüzünü çevirelim.. Bu İşçi Sendikaları Konfederasyonlarının hepsi geçtiğimiz aylarda Yoksulluk ve açlık Sınırının ne olduğu konusunda araştırma yapıp, tespit ettikleri rakamları kamuoyuna sundular..
Bu araştırmalara göre, yoksulluk sınırı ortalama; 8 bin lira..
Peki, bu rakam tespitlerine göre; Sendikalar neden insanca yaşamı asgari de olsa yürütebilecek rakamlıları ortaya koyup, kavgasını vermiyorlar?
Aslında tam Sosyal Devlet anlayışında böyle ücret tespit maslarına da gerek yok.. Devlet, çalışanına hak ettiği rakamı sunmalıdır..
İşte biz bu sosyal devlet anlayışını da tam anlamı ile oluşturacağız..
Asgari ücretin ne kadar olması gerektiğine gelince; tabi ki yetmez ama 4 Bin lira net olmalı ve devlet baba ayrıca her yıl çalışanına 2 Bin lira sosyal ihtiyaçlar için ek ödeme vermelidir..
İşçi Sendikalarına da çağrıda bulunuyor ve önerdiğimiz bu rakamların da kavgalarını vermelerini istiyoruz..”
TÜRKİYE DEĞİŞİM HARKETİ PARTİSİ'NDE KADIN DEVRİMİ..
TDH’nde dikkat çeken bir ilk uygulama var.. diğer Siyasi partilerde olduğu gibi Kadın kotası yok..
Ve Cumhuriyetin Başkent’i Ankara’da Sosyolog Deniz Kaya’nın İl Başkanı olması dikkat çekici idi..
Aldığım bilgilere göre; gerek Ankara’da, gerekse diğer illerimizde; Kadın il ve ilçe Başkanlarının önemli sayılarda görev almaları hedefleniyor..
Bu yüzden Siyasete aktif rol almak isteyen Kadınlar, şimdiden THD teşkilatlarına “ben de varım” diyebilecekler..
Evet.. Bize düşen… Türkiye Değişim Hareketi Partisi’nin ülkemize, demokrasimize ve milletimize hayırlı olsun
Sarıgül : “Türkiye’mi; hiç bu kadar mutsuz ve umutsuz görmemiştim.. İşte biz bunun için Parti kurduk.. Adaletsizlikle, işsizlikle, yoksullukla ve ayrıştırma ile mücadele edeceğiz”" />
Bu Haber 266711 Defa Okunmuştur