'Kılıçdaroğlu gitsin-kalsın' tartışmaları için böyle konuştu: Parti içindekini dışarıda konuşan partiyi yıpratır
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, seçimlerin ardından sessizliğini bozdu. 'Kılıçdaroğlu, gitmeli-kalmalı' tartışmalarına yönelik açıklamalarda bulunan Kaftancıoğlu,
"CHP'nin lideri şu olsun, bu olsun diyenler gelsin mücadelemize katılsın. Kılıçdaroğlu'nun asla koltuğa yapışmak gibi bir duygusu yok" ifadelerini kullandı. Partinin il başkanı aynı zamanda parti içi konuların dışarıda konuşulmasının partiyi yıpratacağını belirtti.
14 ve 28 Mayıs Seçimleri'nin ardından 'CHP'de değişim' mesajları gelmeye devam ediyor. CHP için parti içinde ve parti dışındaki 'değişim' mesajlarına İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da yorum getirdi.
Sözcü'den Ruhat Mengi'ye konuşan Kaftacıoğlu, bununla birlikte seçimler sonrasında neden sessiz kaldığını ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in geçtiğimiz günlerde partisinin kurultayında yaptığı açıklamalara da değindi.
Kaftacıoğlu, seçimlerin ardından neden açıklamalarda bulunmadığını şu sözlerle ifade etti,
"Ben siyasete girerken amacım öncelikle siyasetin dilini değiştirmek, kişiler üzerinden değil siyasetteki bozuk mekanizmalarda yapacağımız değişikliklerle Türkiye'yi muhalefetiyle, iktidarıyla hak ettiği bir siyasi iklimi oluşturmaktı. Ne yazık ki siyaset insan üreten değil, insan öğüten bir mekanizma. Bu mekanizmanın değişikliği de siyasete yeni katılan kadınlarla, gençlerle olacak ve ben de ilk Cumhuriyet Partisi'ne üye olurken dışardan eleştirerek bir şeyi değiştiremiyoruz, içeriye gir, mücadele et diyerek, bu duyguyla siyasete girmiştim.
Şimdi de seçimlerden sonra yaklaşık bir ay seçim sonuçlarını değerlendirme, anlamlandırma ve yorumlama adına bu bir ay boyunca Cumhur İttifakı'na oy vermiş seçmenlerle, Millet İttifakı'na oy vermiş seçmenlerle, örgütümüzün farklı kademeleriyle bir araya gelerek, aklına güvendiğim, bizim gibi düşünen ya da düşünmeyen gazetecilerle konuşmayı ve dinlemeyi tercih ettim, çünkü seçimi iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Seçimden sonra vatandaşlarımız gibi bizim de canımız çok sıkıldı ama siyasetin görevi yeniden topluma da umut olmak üzere ayağa kalkmaktır. Toplumda oluşan o umutsuzluk ve öfke hali o kadar anlaşılır ki bizim her şeyi bir kenara bırakıp “Neden böyle oldu” diye bir zaman geçirmemiz gerekiyordu. Bu ülkeye değişimi vaat ederek, yeniden demokrasiyi, güçlendirilmiş parlamenter sistemi vaat ederek neden dönüştüremediğimize dair eksiklerimizi, yanlışlarımızı ve bundan sonra yapmamız gerekenler üzerine kapsamlı bir çalışma yaptık. Umarım önümüzdeki seçimlerde eksiklerimizi, hatalarımızı bir daha yapmayız."
İMAMOĞLU'NUN 'DEĞİŞİM' MESAJI
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'değişim' mesajlarına değinen Kaftancıoğlu, bu mesajı vatandaşların farklı algıladığını ifade etti. Kaftancıoğlu, İmamoğlu'nun parti içinde fikir değişiminden bahsettiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı,
Şöyle, sizin algıladığınızla benim algıladığım biraz farklı olabilir. Biraz önce söyledim, örgüt içi meselelerin kamuoyunda konuşulmasını doğru bulmam, kim olursa olsun, kim yaparsa yapsın. Ekrem Bey de genel başkanlıkla ilgili bir söz etmedi, parti içinde bir değişim; fikirsel değişim, birçok ayakları olan bir değişim olması gerektiğinden söz etti, aynı şeyi ben de söylüyorum, Genel Başkan da söylüyor.
Belki tek farkımız bizler parti içi kurullarda bunu söylüyoruz, Ekrem Başkan bunu kamuoyuyla paylaşıyor ama bir yerde “benim kastettiğim şey genel başkanlık değil” dediğini biliyoruz."
'İSTANBUL İTTİFAKI İLE KAZANDIK, YİNE OLACAKTIR'
Kaftancıoğlu, İYİ Parti lideri Akşener'in geçtiğimiz hafta kurultayda kullandığı, "İstanbul seçimini biz değil HDP kazandırmış. Yuh muh yok. Bugün hesaplaşıyoruz" ifadelerine karşılıık olarak, 'İstanbul İttifakı' ile kazandıklarını söyleyerek şu açıklamada bulundu,
"Şunu söyleyeyim; Sayın Akşener'in kurultayda yaptığı konuşmaya dair yorum yapmayı doğru bulmam, o mutlaka kendi inandığı şekilde söylemiştir. Ancak ben kendi perspektifimden inandığım şeyleri söyleyeyim; örneğin “İstanbul'da biz İstanbul İttifakı ile kazandık” dedik sürekli. İstanbul İttifakı neydi; İstanbul'da bütün siyasi partilere oy vermiş seçmenlerle oluşturduğumuz, onu etkili bir çalışmayla oya dönüştürdüğümüz, adayımızın başarılı bir çalışmasıyla, bizlerin de hep beraber oylara sahip çıkmasıyla aldığımız bir sonuçtu.
Dolayısıyla, bu yerel seçimlere giderken de henüz gerçekleşmemiş ittifaklar üzerinden yorum yapmayı doğru bulmam ama şunu söyleyebilirim; önümüzdeki yerel seçimlerde yine İstanbul İttifakı diye tarif ettiğimiz resmi ittifaklar nasıl olur olmaz ona dair bir şey söyleyemem ama mutlaka bir İstanbul ittifakı yine olacaktır. Resmi ittifakların ne olup olmayacağına günü geldiğinde yine liderler karar verir ve İstanbul ittifakı dediğimiz o toplumsal uzlaşı zemininde İstanbul'u alacağımızı düşünürüm."
'15 MİLLETVEKİLİNİ İYİ PARTİ'YE BİR DİYET OLARAK VERMEDİK'
Kaftancıoğlu, yine Akşener'in kurultayda, 2018 seçimlerinde aday olan 15 milletvekili açıklaması içinse, "Ben saygı duyarım, kendi görüşü olarak pişmanlık duyabilir ama ben de o 15 milletvekilinin verildiği partinin bir İl Başkanı olarak şunu söyleyebilirim; ne Sayın Kılıçdaroğlu, ne ben, ne de Cumhuriyet Halk Partililer bu milletvekillerini bir diyet olarak vermedik, ya da “size bunu veriyoruz ama sonrasında bunu hatırlatırız” duygusu aklımıza gelmedi.
Ben o milletvekillerimizin nasıl ağlayarak gittiğinin tanığıyım, biz Türkiye demokrasisine katkı sunsun, herhangi bir siyasi partinin seçime girme hakkı engellenmesin diye verdik. Orada Sayın Akşener belki televizyondaki tartışmaların etkisiyle veya kim ne söylediyse öyle düşünmüş olabilir ama Cumhuriyet Halk Partisi'nde liderimiz ve bizler bunun demokrasiye katkı olsun diye verildiğinin bizzat tanığıyız" dedi.
KILIÇDAROĞLU GİTMELİ-KALMALI TARTIŞMASI
Seçimler sonrasında ana gündem konusu olan 'Kılıçdaroğlu gitmeli-kalmalı' tartışmaları ile ilgili olarak Kaftancıoğlu, "Kemal Kılıçdaroğlu'na bugünlerde “gitmeli, bırakmalı” diye bence yakışmayacak bir şekilde itibarsızlaştırılıyor, bunun korkunç karşısında olduğumu bir kez daha söylemek isterim.
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi'ne Genel Başkan olduğunda parti sosyal demokrat bir parti, bir şekilde o günün siyasi gerçekliğidir vs. sebep önemli değil, toplumun bir alanına sıkıştırılmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu'yla birlikte parti solun, sosyal demokrasinin bütün yelpazesine açılması için kararlı bir süreç yürüttü.
Bu süreci yürütürken 12 yıl önce olduğu noktayla bugünkü noktaya baktığımda parti yeni siyasi aktörler kazanmaya başladı, toplumun daha geniş bir tabana yayıldı. Kendimden örnek vereyim, Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan olmasaydı Cumhuriyet Halk Partisi'nde benim gibi bir siyasi aktör -beğenirsiniz, beğenmezsiniz- olamazdı. Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan olmasaydı çok büyük ihtimalle Ekrem İmamoğlu profilinde birisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olamazdı.
O zaman da mesela “sağcıydı” derlerdi, eş dost, tanıdık, il başkanı, yakını kim ise getirir onu belediye başkan adayı yaparlardı. Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan olmasaydı gencecik milletvekilleri siyasette varlık gösteremezdi. Bunların katlanarak artması lazım ama bu süreçler bir zamandır, birdenbire bir sihirli değnekle bu işler yapılmaz.
Şimdi tam da bu söylediğim şeylerin topluma, daha geniş bir tabana yayılması ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin -Genel Başkan'ın ifadesiyle söylüyorum- güvenli limana ulaşabilmesi için örgütlü yapısının da güçlendirilerek o umutsuz olan kesimleri yeniden umutlandırabilmeyi başarabileceğine inanıyorum. CHP'nin lideri şu olsun, bu olsun diyenler gelsin mücadelemize katılsın. Kılıçdaroğlu'nun asla koltuğa yapışmak gibi bir duygusu yok, bunu iddialı şekilde söyleyebilirim" dedi.
Bu Haber 77123 Defa Okunmuştur