"İnsan haklarının tarihte eşine az rastlanır bir fütursuzlukla ihlal edildiği Türkiye’de AKP Hükümeti’nin hedefi, var olan hakların kırıntılarını bile ortadan kaldırmak olup, demokrasi ve insan haklarının temel değerlerini hiçe sayan, yargıyı talimatlarla yönlendiren, yöneten bir Hükümetle karşı karşıya bulunmaktayız. AKP Hükümeti’nin yarattığı insan hakları enkazı bir kar topu gibi büyümekte ve giderek telafisi imkansız sonuçlar doğurmaktadır" diyen,
CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu, AKP iktidarının İnsan Haklarında yarattığı enkazın kar topu gibi büyüdüğünü ve toplumun üzerine geldiğine dikkat çekerek; akp iktidarının Kadın Hakkı ihlalleri raporu konusunda şu değerlendirmelerde bulundu;
"Yargıya olan güvenin sıfırlandığı bu süreçte hakları ihlal edilen yurttaşlar açısından başvurulacak bir adalet mekanizması bırakılmamakta, insanlar temel haklarını hiçbir koşulda savunmamaya, bu haklarına sahip çıkmamaya zorlanmaktadır.
Siyaset kurumunda da denetleme mekanizmaları sistematik baskı ve saldırılarla karşılaşmakta, örgütlenme özgürlüğü sadece Hükümete yakın kesimlere tanınmaktadır.
Karşı karşıya bulunduğumuz bu uygulamalar Türkiye’yi her geçen gün daha da karanlığa boğmaktadır. Türkiye’deki demokrasi güçlerinin barış ve özgürlük için ağır bedeller ödediği açıktır. Ancak bu karanlığa teslim olmamak, temel insan haklarını savunmayı sürdürmek, demokratik, özgürlükçü, çoğulcu ve barış içinde bir toplum hedefi taşıyan siyasetin tarihsel görevi olarak karşımızda durmaya devam etmektedir.
İnsan hakları alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin çalışmalarının dayanak gösterildiği çalışma ile 2002-2017 yılları ve 2018 Ocak-Şubat ayları arasında Türkiye’de -en az- 14 bin 672 kadının yaşam hakkı ihlal edilmiştir.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET-OCAK/ŞUBAT 2018
“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”nun verilerine göre, 2018 yılı Ocak ayında en az 28, Şubat ayında ise en az 47 kadın erkekler tarafından öldürülmüştür.
OCAK 2018
28 kadın erkekler tarafından öldürülmüştür.
Kadınların 7’si kocası, 2’si babası, 2’si oğlu, 4’ü yakını, biri erkek arkadaşı ve biri de ayrıldığı erkek tarafından öldürülmüştür. Cinayetlerin 18’i evde işlenmiştir.
Öldürülen kadınların 12’si 35-65, 3’ü 25-34 yaş aralığında yetişkin kadınlardır.
Kendi hayatına dair karar almak isterken öldürülen kadınların sayısı 6 iken, şüpheli ölümlerin sayısı 9; nedeni tespit edilemeyen kadın cinayeti sayısı ise 10'dur.
Ocak ayında öldürülen kadınların %89’nun koruma kararının olup olmadığı tespit edilemezken; %7’sinin uzaklaştırma kararı olduğu bilinmektedir.
Öldürülen kadınların % 28’nin çocuğu varken, %4’ü hamile olup, 20 çocuk ise annesiz kalmıştır.Kadınların %39’u evli iken, %4’ünün dini nikahı vardır.
Kadın cinayetlerinde 2017 yılının son aylarına oranla meydana gelen azalmanın, şiddete karşı toplumsal tepkilerin büyümesi ve kadınların bu doğrultuda bilinçli bir şekilde hareket etmelerinin olduğu ve kadınların şiddete sessiz kalmayıp, gerek sosyal medyada gerek bulundukları yerlerde şiddeti duyurmaları, eylem çağrısı yapmaları önemli bir etken olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu bilinçlenme sonucu bazı kazanımların olduğu, örneğin, sorunu çözmeyeceği aksine toplumda cinsiyet ayrımcılığını derinleştireceği gerekçesiyle yoğun bir biçimde eleştirilen “Pembe Vagon” (Bursa) uygulaması kadınların tepkileri sayesinde kaldırılmıştır.
Kamuya açık alanlarda (sokak, park, toplu taşıma araçları, hastane vb yerlerde) şiddete uğrayan kadınlar; şiddeti uygulayan erkekleri ve olay görüntülerini sosyal medyadan paylaşarak bir kamuoyu yaratmışlardır.
Saldırganların sosyal medya hareketliliği sayesinde yakalandığı ya da tutuklandığı olaylar görülmüştür. Örneğin, İstanbul Kadıköy'de tanımadığı liseli genç kadına yumruk atan saldırgan kadınlardan gelen tepkiler üzerine tutuklanmıştır. Saldıran kişi önce gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılmıştır.
Cinsel Taciz/Tecavüz
Basında yer alan haberlerden derlenen bilgilere göre, 2018 Ocak ayında 25 kadına cinsel şiddet uygulanmıştır. Kadınların 6’sı yabancı kişiler, 9’u tanıdığı kişiler, 3’ü akrabası tarafından şiddete uğramıştır.
6284 Sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi
Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma ya da mağdurları koruma gibi yaptırımları düzenleyen; kadınlara maddi yardımdan kimlik değiştirmeye birçok hak tanıyan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un etkin bir biçimde uygulanmamasının sonuçlarının çok acı olduğunu hep birlikte görmekte ve yaşamaktayız.
“Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi)”, kadına yönelik şiddet, özellikle de ev içi şiddet konusunda, uluslararası alanda bölgesel olarak hazırlanmış ilk Avrupa Konseyi Sözleşmesidir. Kadına yönelik ev içi şiddetle ilgili yaptırım gücü olan ilk uluslararası sözleşme olan bu belge, Mayıs 2011’de Türkiye tarafından İstanbul’da imzalandığı için kısaca İstanbul Sözleşmesi olarak anılmaktadır.
İstanbul Sözleşmesi, imzalayıp onaylayan ülkelere, fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet türlerini önlemek için gerekli yasal önlemleri alma yükümlülüğü getirmiştir.
Sözleşme 25 Kasım 2011’de TBMM’de kabul edilmiş, ancak sözleşmenin yürürlüğe girebilmesini sağlayacak ön koşullar yerine gelmediği için, sözleşme henüz geçerli değildir.
İstanbul Sözleşmesi kapsamında Devletin ilgili makamlarının şiddetle mücadele yöntemlerini belirlemesi gerekirken; bu yükümlülük yerine getirilmemektedir.
ŞUBAT 2018
47 kadın erkekler tarafından öldürülmüştür.
“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”nun Şubat Ayı Raporunda, “28 günde 47 kadın cinayetinin yaşanmış olması elimizdeki en yüksek sayıdır. Geçtiğimiz Ocak ayında 28 kadın cinayeti yaşanmışken, son ayların en yüksek kadın cinayetinin gerçekleşmiş olmasında şiddet eğilimindeki artış temel sebep olarak yer alıyor. Kadın düşmanı açıklamaların artması; şiddete karşı gerçekçi çözümler yerine, modern olmayan hadım ve idamın gündem edilmesi; kadına ve çocuklara yönelik şiddet konulu davalarda indirim uygulanması; kamuoyunun talepleri yerine oyalayıcı açıklamalarda bulunulması kadına yönelik şiddetin artmasında etkili oldu” denilmiştir.
Cinsel Şiddet Devam Ediyor
2018 Şubat ayında 31 kadına cinsel şiddet uygulanmıştır. Kadınların 23’ü yabancı kişiler, 7’si tanıdığı kişiler, biri üvey babası tarafından şiddete uğramıştır.
Şubat ayında işlenen kadın cinayetlerinde faillerin yüzde 47’i tespit edilemezken, yüzde 26’ı evli olduğu erkek tarafından, yüzde 13’ü tanıdığı kişi ya da akrabaları tarafından öldürülmüştür.
Kadınların yarısından fazlası 36-65 yaş arasındayken, yüzde 19’u 25-35 yaş ve yüzde 7’si 19-24 yaş arasındadır.
Kadınların 11’i kendi hayatına dair karar almak isterken, 3’ü boşanma, 3’ü ekonomik nedenlerden öldürülürken; 13’ü şüpheli, 15’i tespit edilemeyen nedenlerden öldürülmüştür.
Şubat ayında öldürülen kadınların yüzde 85’nin koruma kararının olup olmadığı tespit edilemezken; yüzde 2’nin koruma kararı olduğu, yüzde 9’nun süren boşanma davası olduğu bilinmektedir"
Bu Haber 580589 Defa Okunmuştur