Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Danıştay'ın kuruluş yıldönümü açılış konuşmasında, Adalet yürüyüşü düzenleyen CHP'ye çıkışarak; "Kim için, neyin adaletini arıyorsunuz? Geçmişte Yargı CHP'ye çalışıyordu" şeklinde karşı sözler sarf etmişti..
CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu'da, Danıştay Başkanlığına şikayet dilekçesi vererek, bir Yüksek Yargı mensubu gibi değilde, karşı bir siyasetçi gibi tavırlar takınarak, CHP'yi suçlar nitelikte sözler sarf ettiği için, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör'ün, disipline sevk edilmesi ve cezalandırılmasını istemişti.
DANIŞTAY GENEL SEKRETERLİK İSE CHP'Lİ TANRIKULU'NA ŞU KARARI GÖNDERDİ;
"İlgide yer alan şikayet dilekçenizde iddia edilen hususlara ilişkin olarak Danıştay Başkanlık Kurulunca yapılan inceleme sonucu, 24/10/2017 tarih ve 2017/47 sayılı karar ile şikayet konusunun 2575 sayılı Danıştay Kanununun 67 nci maddesinde zikredilen yüksek hakimlik vakar ve şerefi ile bağdaşmayan veya hizmetin aksamasına yol açan hal ve hareket niteliğinde bulunmadığı saptandığından, konunun Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edilmesinin uygun görülmediğine oybirliği ile karar verilmiştir. Bilgilerini rica ederim"
CHP ŞİKAYET DİLEKÇESİNDE NELERİ İLERİ SÜRMÜŞTÜ?
Zerrin GÜNGÖR tarafından Danıştay Başkanı sıfatıyla Danıştay'ın 149. kuruluş yıldönümünde yapılan konuşma ve konuşma öncesi/sonrası tutum ve davranışları kamuoyunda büyük bir infiale yol açmış,özellikle yargı bağımsızlığı ile hakimlik mesleğinin gerektirdiği vakar ve şeref ile bağdaşmayan sonuçlar ortaya çıkmıştır.
Belirtilen törendeki konuşma ve davranışlar sonrasında da basına Danıştay Başkanı Zerrin GÜNGÖR'ün kızı ve damadı hakkındaki iddialar da ayrıca dikkat çekmekte ve araştırılmasının zorunlu olduğu düşünülmektedir.
OLAYLAR :
1- Danıştay Başkanı Zerrin GÜNGÖR tarafından Danıştay'ın 149. kuruluş yıldönümünde yapılan konuşmada bir yüksek hakim ve Danıştay Başkanı'ndan ziyade adeta o makama getirilmiş bir siyasetçi gibi bir konuşma gerçekleştirilmiş, konuşma içeriğinde halen devam eden hukuki süreçlere ilişkin olarak ve taraflı bir şekilde açıkça ihsası reyde bulunulmuştur.
Aynı şekilde,Cumhuriyetin niteliklerini tanımlayan Anayasamızın 2. Maddesinde yazılı Hukuk Devleti ilkesinin içini boşaltan, yargıyı bağımlı hale getiren, Hakimler Savcılar Kurulunu tamamen siyasetin güdümüne sokan, 16 Nisan Referandum sonuçlarını kutsayan Danıştay Başkanı Danıştay’da görülen ve görülecek olan davalar hakkında da ayrıca ve açıkça ihsası reyde bulunmuştur.
Toplum vicdanının eşitlik ve adalet ilkesine en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde Danıştay Başkanı’nın bu sorumsuz davranışını yargı etiği ile bağdaştıramadığımı üzülerek ifade etmek isterim.
OHAL bahanesi ile yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler nedeniyle oluşan ağır mağduriyetler herkesin malumudur. İdari yargıda binlerce dava açıldığı ve bu davalar halen derdest olduğu için ihsası rey mahiyetindeki bu açıklamayı yargı etiği ile bağdaştırmamız mümkün değildir.
Bu aşamada şikayet edilen özellikle de Danıştay Başkanı sıfatıyla gerek yüksek hakimlik niteliklerine gerekse de temsil ettiği yüksek mahkemenin taşıdığı değerlere tamamen aykırı beyan ve tutumları karşısında acil bir şekilde disiplin soruşturması başlatılması gerekmektedir. Zira, iktidar karşısında düğmesi olmayan cübbesinde önünü iliklemek için düğme arayan bir yüksek hakimin zaten güven duygusu yerle bir olmuş hukuk sistemimize telafisi mümkün olmayan zararlar vereceği ortadadır.
2- Yukarıdaki hususlara ek olarak, şikayet olunanın kızı ve damadı hakkında basında çıkan iddiaların acil ve doğru bir şekilde aydınlığa kavuşturulması da gerek hukuk devleti gerekse de ahlaki ilkeler gereği bir zorunluluktur.
Basında yer alan haberlere göre, şikayet olunanın kızının önce Başbakanlık’dan Cumhurbaşkanlığı Kanunlar ve Kararlar Dairesi’ne 3600 ek göstergeli uzman olarak geçiş yaptığı ve şimdi de "VIP" olarak tarif edilir şekilde hakim olarak atandığı, Zerrin Güngör’ün damadı Volkan Hatinoğlu’nun ise Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın inşaatını yapan Rönesans Holding’de Nisan 2016’da yönetici pozisyonunda işe alındığı iddiaları ciddi şekilde dillendirilmektedir.
Sonuç olarak, Danıştay Başkanı Zerrin GÜNGÖR'ün gerek hakimlik mesleğiyle bağdaşmayan beyan ve davranışları ile kızı ve damadı hakkında çıkan haberlerin gerçekliğinin araştırılması yüksek mahkemenizin itibarı ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda yer alan tüm ilkeler çerçevesinde bir zorunluluktur.
Bu nedenledir ki, her ne kadar şikayet olunanın burada sorumluluk alarak aklanıncaya kadar kamu vicdanını daha fazla zedelememek adına görevinden ayrılması gerekse de, Sayın Başkanlığınızca 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nda yer alan görev ve sorumlulukların yerine getirilmesi amacıyla soruşturma açılmasıi gerekmektedir.
Aksi bir karar veya işlem, Türkiye’de yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü gibi temel kavram ve prensiplerin açıkça ihlal edilmesi; daha da vahim olarak Danıştay gibi büyük önemi haiz anayasal bir kurumun güvenilirliğinin tamamıyla yok edilmesi sonucunu doğuracaktır.
SONUÇ : Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle birlikte Başkanlığınızca re’sen gözetilecek hususlar bir arada değerlendirilerek, şikayet olunan hakkında gerekli soruşturmanın başlatılarak ivedi şekilde sonuçlandırılmasını arz ve talep ederiz
Bu Haber 1521973 Defa Okunmuştur