Av. ERDOĞAN KILIÇ yazdı
HUKUK!
..
Eğer bir ülkede yasalar adil ve tarafsız uygulanıyorsa, o yerlerde insanlar özgür ve güvenli bir ortam içerisindedirler...
Bilirler ki; suç ve ceza herkes için aynı şekilde tecelli edecektir.
Bilirler ki; kapıyı sabah çalan sütçüdür.
Bilirler ki; karakola düştüklerinde bir tanıdık aranmayacaktır.
Bilirler ki; işkence ile bir suç kabul ettirilmeyecektir.
Bilirler ki; eleştiri hakkını kullandıklarında kapılarında polis bitmeyecektir.
Bilirler ki; sınavlarda kayırmacılık yapılmayacak, bilgili ve liyakatli olanlar kazanacaktır.
Bilirler ki; atamalarda eş, dost akraba kıyağı olmayacaktır.
Bilirler ki; ihalelerde yandaş şirketler gözetilmeyecektir.
Bilirler ki; işçilerin örgütlenmesinde kolluk güçleri işverenlerin yanında yer almayacaktır.
Bilirler ki; toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde üzerlerine gaz sıkılmayacaktır.
Bilirler ki; siyasi görüşlerini açık ettikleri için fişlenmeyeceklerdir.
Bilirler ki; hükümet baskısı ile sendika değiştirme olmayacaktır.
Bilirler ki; ikinci baro sayısını tutturmak için kurum avukatlarına baskı yapılmayacaktır.
Bilirler ki; sık, sık yargıç, savcı yeri değiştirilmeyecektir.
Bilirler ki; mahkemenin konusuna giren bir hususta yargı kararını verene dek kimse baskı doğuracak telkinlerde bulunmayacaktır.
Bilirler ki; Anayasa Mahkemesi kararları tüm organları bağlayacaktır.
Bilirler ki; kanun önünde yöneten de, yönetilen de aynı statüde sorgulanacaktır.
Bilirler ki; siyasetin yargıya egemenliği için toplu atamalar yapılmayacaktır.
Bilirler ki; HSK’unda yürütmenin bakanı başkan ve müsteşarı da yardımcısı üye olarak yer almayacaktır.
Bilirler ki; Avukatlar yargının asli ayağı olan savunmanın temsilcisi olarak, Hakim ve savcılar gibi meslek dokunulmazlığına sahip olacaklardır.
Bilirler ki; darbeci ve yasadışı örgüt üyesi olan üstlerinin emirlerini ordunun emri bilerek ve sorgulama imkanı olmadan sokağa salınan gerçekte asker olan astları yargıçlar "bilmeden darbeye teşebbüse iştirak" ten ayırt edecektir.
Bilirler ki; sık, sık af çıkartmak yerine, ıslah ederek topluma kazandıran bir infaz rejiminin varlığı hüküm sürecektir.
Bilirler ki; "geciken adalet, adalet değildir " özdeyişi düstur edilmiş ve yargılamalar hızlı bir şekilde gerçekleşecektir.
Bilirler ki; gazeteciler, söylediklerinden dolayı hapse girme korkusu taşımadan özgürce yazacaklardır.
Bilirler ki; siyasiler de hicvedilecekler ve bundan dolayı kimse yargılanma korkusu yaşamayacaktır.
Hukuk devletinde herkes bilir ki, özgürlüklerin sınırı, karşısındaki özgürlüğünün sınırında sonlanacaktır..
Oraya, buraya dağıtılmış mahkemelerle yargısal faaliyetlerin verimliliği düşmekte, ayrı ayrı yerde duruşması bulunan avukatların kimi dosyalara mazeret vermek zorunda kalması yüzünden, zaten uzayan celseler bir de bu nedenle uzamaktadır ki, reformdan bahsediliyorsa önce Ankara'ya bir büyük Adliye'nin kazandırılması ile işe başlanmalıdır.
Adliye projelerinde; Hakim, Savcı, Avukat, Yazıişleri müdürleri de fikirlerini beyan etmelidirler ki, ortaya sıradan binalar yerine, amaca uygun projeler çıkarılabilsin.
Adliye yapılıyor, geniş koridorlar, daracık mahkeme salonları, küçük kalemler ve avukatlara dosya inceleyecek bir bölüm düşünülmediği gibi, ne bir yük asansörü, ne de halkın kullanacağı yürüyen merdiven düşünülmüyor.
Yani anlayacağınız; bir AVM. inşaatı bile amaca uygun bir şekilde inşa edilirken, Adliye binaları bir türlü amaca uygunluk göstermiyor.
Ankara'da yapılacak Adliyenin projesini baroya göndermedikleri için beyanda bulunma şansımız da bulunmamaktadır.
Yani; Hukuk Reformu yapılacaksa, yukarıdaki beyanlarımızı da dikkate alan, yürütmeyi güçlendirmeyi değil, denetlemeyi hedef alan bir çerçevede yapılmalıdır.
Bu Haber 294338 Defa Okunmuştur