Ankara siyasi kulislerinde adı CHP Ankara İl Başkan adaylığında geçen Mimar Mustafa Pınar, CHP ve Sol kesimde ezber bozan bir analize imza attı..
CHP’li Mustafa Pınar, Sosyal medya hesabından Solculara hitaben yazdığı bir yazıda; “Solcular, Kürtlere doğruları söylemek zorundadırlar.. Olası bir Bağımsız Kürdistan başta Kürtlere yaramaz” vurgusunu yapması dikkat çekti..
CHP Ankara İl Başkan Adayı Mimar Mustafa Pınar, Türk Solcuların, Kürt konusunda doğruları söylemek zorunda olduğuna ve farklı senaryolar yazmaya gerek olmadığını belirten yazsında şunları kaydetti;
“Solcu olmak namuslu olmak demektir.
Doğrular birilerini incitse de onları hiç çekinmeden söylemek demektir.
Türkiyeli Solcularda Kürt konusunda doğru şeyler söylemek zorundadırlar.
Nedir işin doğrusu?
Bence şudur.
Cağımız artık yeni ulus devletlerin ortaya çıkacağı bir cağ değildir.
Bu ulus devlet işi biteli 100 yıl olacak neredeyse.
O günün koşulları onu gerektiriyordu.
Marx'ın tanımı ile "Somut şartların somut tahlili" o zamanlar öyleydi.
Artık Leninist tez olan "Ulusların kendi kaderlerini tayin hakki" önermesi de geçerli olmayacaktır.
O tezde 1903 yıllarının Çarlık Rusya’sı için anlam ifade ediyordu.
Ona rağmen 1917 Ekim devriminden 74 yıl sonrasına kadar, yani 1991 tarihine kadar Sovyetlerde hiç bir ulus devlet kendi kaderini tayin hakkını kullanmadı birlikte bir arada yaşamayı tercih etti.
Çünkü Lenin o tezde çok önemli bir şeyin altını çiziyordu.
"Eşit koşullar sağlandığında büyük devletler küçük devletlerden her zaman iyidir"
Parçalamak bölünmek küçük küçük devletçikler haline gelmek tamda Emperyalizmin istediği bir oyundur.
Sovyetler dağıldığında, Yugoslavya dağıldığında sosyalist anlayış birden bire yerini ırkçı faşist milliyetçiliğe veya gerici dinciliğe bıraktı.
Yıllarca sosyalist-enternasyonalist anlayışla birlikte yasayan insanlar, ayrılınca yaşandığı gibi etnik ırkçılık ve dinsel fanalistlik moduna geçip bir birlerini boğazladılar.
Solcular bunlardan ders almalıdırlar.
Gençlik yıllarımızda yaşayanlar ve siyasetin için de aktif olanlar çok iyi bilirler ki, o dönemde örgütlenmeler tamamen emeğe dayalı olarak yapılırdı.
Etnik milliyetçilik ve gerici dincilik asla ilgi görmezdi.
PKK'yı ilk kuran kadrolar etnik kimlik ile ortaya çıkmadılar.
Yalnızca Kürt kökenli insanlardan oluşmadı.
Farklı kimlikte ve inançta insanlar vardı.
Ne zamanki sosyalist kimliklerini bir tarafa bıraktılar, etnik kimliklerini öne çıkarttılar işte o zaman tam anlamı ile marjinalleştiler ve yalnız kaldılar.
Bu yalnızlık onları bugün olduğu gibi, ideolojik olarak düşman olduğu emperyal güçlere mecbur bıraktı.
Bir türlü istedikleri hedeflere ulaşamadılar.
Ulaşma şansları sıfır.
Ne Türkiye’yi bölme ve bağımsız bir toprağa sahip olmaları mümkün, ne de Suriye'de böyle bir sonuca ulaşmaları mümkün.
Çünkü çağımız artık yeni ulus devletlerin bağımsız birer devlet olarak ortaya çıkması cağı değildir.
Ayrışma çağı değildir.
Birlikte bir arada daha büyük, daha güçlü bir şekilde, eşit yurttaş olma ve her türlü hakları anayasal güvence altına alınarak bir arada yaşama çağıdır.
Onun dışında hayaller kurmak hiç bir halka yarar getirmez.
Silah tüccarlarının tutsakları olmaktan öte bir şeye yaramaz.
Türkiye’de başta Kürt yurttaşlarımız olmak üzere, kendini farklı gören tüm yurttaşlarımızla eşitler düzeyinde birlikte bir arada yaşayacağız.
Bırakın bir parça toprağı ayırmak, bir tek çakıl taşını ayırmak mümkün değildir.
Çünkü o bir tek çakıl taşı da, o bir avuç toprakta hepimizin kanları pahasına kazanıldı.
Hepimizin ortak malıdır onlar.
Onlara namusumuz gibi sahip çıkacağız.
Bu anlamda en ufak bir kıpırdamada farklı senaryolar yazmaya gerek yok.
Bağımsız bir Kudastan başta Kürtlere yaramaz.
Bu gün Kuzey Irak'taki Barzani aşiretinin yönetimdeki özerk bölgenin hangi durumda olduğu iyi görülmelidir.
Kısa bir süre önce Mesut Barzani “bağımsız bir devlet kuracağım dedi”, başkanlığı elinden gitti.
Çünkü ekonomik olarak dışa bağımlı idiler.
Yardımlar kesilince kendi Kürtleri hükümet binalarına ve parti binalarına saldırdılar.
Devlet olmak öyle lafla söylenecek kadar kolay değil.
Bölünüp parçalanmak değil, birlikte bir arada eşitler düzeyinde yaşamak tek yoldur.
Solcular hiç gocunmadın bu yolu çok acil bir şekilde savunmak zorundadırlar.
Başka yol çıkmaz yoldur.
Başka yol halklara değil emperyal güçlere çıkan yoldur..
Bu yolda bizim yolumuz olamaz sevgili solcular.
Bu Haber 429804 Defa Okunmuştur