RUFAY KARAHAN yazdı
Türkiye fevkalade önemli ve karmaşık bir dönemden geçiyor..
Sosyal, siyasal, demokrasi, insan hakları, dış ilişkiler, Avrupa Birliği ve vize serbestisi müzakereleri, komşularla sıfır sorun, terör ve radikal dincilerle mücadele konularına hiç girmeyeceğim.
Vatandaşın önemli bir kısmı Ülkemizde neler olup bittiğinin ve sorunların kaynağının neler olduğunun farkındadır.
Önümüzde çok önemli bir seçim var ve sanırım vatandaş algıladığı ve duyumsadığı ölçüde oyunu kullanacaktır.
Kullanılan her oy kıymetlidir ve kime verilirse verilsin o oy saygındır.
Dolar 4,75
Euro 5,50 seviyelerinde dolanıp duruyor
Soğan 7 lira, domates bile 5 lira. Ekmek 180 gram ve 1 lira.
Mutfakta kaynayan tencere sayısı bire düştü.
Birçok kesim gerçekten kaynatacak bir şeyler bulamamanın sıkıntısını yaşıyor.
Alım gücü çok azaldı. Gelir yok ya da yok denecek kadar az. Ama gider çok…
Bu durum toplumumuzun hemen her kesimine önemli ölçüde dokunur vaziyette, toplum mutluluğu giderek kaybolmakta ve sosyo-psikolojik sorunlar artmaktadır
Ancak bir kesim var ki, çok daha zor ve kötü bir dönem geçmektedir.
Ticaret, İmalat ve Taahhüt sektörü..
Toplumun ticaret, imalat ve taahhüt sektörü içinden çıkılması zor gibi görünen bir girdabın içine gömülmüş durumda.
Kamu ihale Kanunu’na veya özel tanzim ihalelerine göre taahhüt işini yüklenen İnşaat ve Hizmet sektöründeki yüklenici firmalar yüklendikleri işler Anahtar teslimi götürü bedel olarak alıyorlar ve taahhüt ediyorlar.
Çok uzaklara gitmeye gerek yok.
2018 yılı başından itibaren aldığı işi Yıl sonunda teslim edeceğini taahhüt eden yüklenici, Döviz kuru bakımından yüzde 23 oranında zarardadır.
Türk Lirasındaki reel alım gücü kaybı çok daha fazladır ve bu durum sıcak piyasalarda açık açık görülmektedir.
Zira imalat sektörü hammaddeyi nakit parayla bile bulamıyor. Çek, senet evrakı piyasadaki takas ve alım satım işlevini kaybetmiştir.
Yani, sektörün orta ve küçük ölçekli iş yapan Taahhüt firma veya kişisi, taahhüt ettiği işin malzemesini taahhüt ettiği fiyatlardan alamadığı için sektör sıkıntıda ve batan firmaların sayısı azımsanmayacak derece artıyor. Her an toplumsal bir ağır yara halini alabilir.
Filler ve çimenler misali esas olanlar ise alt yüklenici firmalara, yani taşeronlara oluyor.
Konu çok ciddidir.
Devlet bu durumun farkında mı, önemsiyor mu bilemem ama Durum fena…
Bu Haber 776779 Defa Okunmuştur