Dr. NİLGÜN GÜLENBEY yazdı
MUHALEFET PARTİLERİ YEREL SEÇİMLERİ KAZANABİLİR
Yerel seçimlerde CHP ve İyi Parti arasındaki ittifak görüşmeleri Genel Başkanlar ve Genel Merkez Yönetimleri arasında devam ediyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile de yerel seçimlerde ittifak için bir araya geldi. Ancak Saadet Partisi cephesinden yerel seçimlerde ittifak için diğer muhalefet partileriyle dayanışma ve işbirliği için destek açıklaması gelmedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaklaşık 1 ay önce HDP eski milletvekili Ahmet Türk ile de görüştü. Ancak bu görüşmenin içeriği açıklanmadı. Sadece Ahmet Türk'ün CHP Genel Başkanına nezaket ziyaretinde bulunduğu açıklandı.
Zaten bu görüşmenin duyulmasından sonra, Cumhur İttifakı cephesinden klasik "Şer ittifakı" ve " Teröre destek " nidaları ile saldırılar başladı. Bu nedenle, bu ikili arasında çok muhtemel olarak yerel seçimler konusunda değerlendirme yapılmasına rağmen özellikle kamuoyu nezdinde CHP ye yapılacak haksız saldırılardan çekinilerek bir açıklama yapılmadı.
Hali hazırda yerelde ittifak görüşmeleri yalnızca CHP Yöneticileri ve İyi Parti Yöneticileri arasında devam etmektedir. Ancak şimdiye değin bu görüşmelerden, ne yazık ki çözüm üreten, topluma umut vadeden bir açıklama ve sonuç çıkmamıştır.
Hatta her iki parti cenahından " İttifak görüşmelerinin devam ettiği " açıklamaları gelirken bile, İyi Parti çok büyük olasılıkla, yerel seçimlerde kamuoyuna ve seçmenlerine, başarılı olmak için CHP’nin desteğine ihtiyacımız yok mesajını verebilmek adına üst düzey yetkilileri aracılığıyla, "Yerelde ittifak olmasa da olur" minvalinde açıklamalarda bulunmaktadır.
En son üç gün önce partisinin grup toplantısında Genel Başkan Meral Akşener "CHP ile uyuşulamazsa, bunun bir sorun teşkil etmeyeceğini ve yeni bir yol haritası çizileceği" şeklinde bir açıklama yapmıştır.
Bu arada HDP cephesinde, Eş Başkanlar düzeyinde yerel seçimlerde diğer muhalefet partilerine ittifak çağrısı yapılarak her türlü yapıcı katkıyı sunmaya hazır oldukları mesajları verilmektedir.
CHP Genel Merkezi Yönetimi, anlaşıldığı kadarıyla 31 Mart 2019 da ki Yerel Seçimlerde diğer muhalefet partileriyle ittifak konusunda kararlıdır.
Ancak bu ittifakın " Tabanda ve Sandıkta" olacağı şeklinde muğlak ve etkisiz bir söylem geliştirmişlerdir. Tabanın ve seçmenin tercihlerini, Genel Merkez Yönetimi düzeyinde yapılan görüşmeler ve alınan kararlarla belirleyemezsiniz. Diğer muhalefet partileriyle birlikte, eğer böyle bir söylem ile tabanın ve seçmenin karşısına çıkarlarsa başarısız olmaları kesindir.
Bu arada, AKP ile MHP yerelde ittifakta muhalefet partilerine göre daha kesin ve sağlam adımlar attılar. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli İstanbul, Ankara ve İzmir de aday çıkarmayacaklarını açıkladı. Hatta desteğini bir adım daha ileriye taşıyarak AKP bu üç büyük ilde kimi aday gösterirse göstersin destekleyeceklerini söyledi.
AKP cephesinde de, bu jeste karşı, MHP’nin güçlü olduğu büyük şehirler dahil olmak üzere bazı illerde aday gösterilmeyeceği düşüncesi hakim. Tabi son kararı AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan verecek. Kendisinin de bu yönde karar vereceği medya önündeki açıklamalarından anlaşılmaktadır. Yani Cumhur İttifakı cephesinde kaleler paylaşılmıştır.
Ana muhalefet ile birlikte diğer muhalefet partileri eğer yeni kaleler fethetmek ve ellerindeki kaleleri kaybetmek istemiyorlarsa, yerelde ittifak yapmak zorundadırlar. Bu ittifak altını çizerek söylüyorum tabanda ve sandıkta uzlaşma söylemleriyle olmaz. Aynı Cumhur ittifakının yaptığı gibi illeri paylaşarak olur.
2017 Referandumunda "HAYIR" çıkan 17 ilimiz, Türkiye'nin en büyük illerini içermektedir. Muhalefetin bu illerimizi kazanması mümkündür.
Son Genel Seçimlerde ki partilerin, il bazındaki oy oranlarına ve hangi parti hangi ilde güçlü ise, ona o ilde aday göstermemek suretiyle destek olunarak Türkiye deki oyların % 50 si civarında oy alarak, üç büyük şehir dâhil olmak üzere pek çok ilde seçimleri kazanmak mümkündür.
Bu arada yerelde ittifak yapılırken hiçbir muhalefet partisi dışlanmamalıdır. HDP, 24 Haziranda Genel Seçimlerde Millet İttifakından dışlanmıştır. HDP’nin daha önce söylem ve görüntü olarak terör örgütü PKK ile arasına yeterince mesafe koyamaması bunda etken olmuştur.
HDP yönetiminin bu yanlış siyaset tarzından gerekli dersleri çıkardığına, Türkiye'ye ve kendi partisine zarar veren bu siyasi politikasını değiştirdiğine inanıyorum.
Bu nedenle, eğer bir kez daha " Atı alan Üsküdar'ı geçti" vakası yaşamak istemiyorsak, toplumun barış, demokrasi, kalkınma, uygarlık isteyen tüm kesimlerinin bir araya gelmesi gerekmektedir.
Parti tabanlarını ve seçmeni ikna etmek ve gerçekçi umutlar vermek için, muhalefet partisi liderlerinin Laik, Demokratik, Sosyal Hukuk Devletine sahip çıkmak ve Ülkemizin ekonomik, toplumsal, alt yapı ve çevre sorunlarına çözüm bulmak adına bir araya gelerek çekinmeden, cesaretle yukarıdaki ilkeler konusunda anlaştıklarını ve bu hedeflere ulaşmak için bu Yerel Seçimleri kaçırılmayacak ve ertelenmeyecek bir fırsat olarak gördüklerini deklere etmeleri gerekir.
Muhalefet partileri son Genel Seçimlerdeki, oy oranlarına ve partilerin sahada yaptığı seçmen eğilimi araştırmalarına göre, hangi parti ve hangi aday, hangi ilde güçlü ise kırılmadan gücenmeden gerekirse kendi siyasi kariyer beklentilerinden de feragat ederek kalelerin çoğunu fethetmelidirler.
Bu arada 2017 Referandumu ile kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile Parlamenter sistemde, seçimden sonra yapılan koalisyonlar seçim öncesine taşınmıştır.
Muhalefet olarak, bu sistem değişmediği sürece her seçimde ittifaklara ihtiyacımızın olacağı kesin gibi gözükmektedir.
An itibariyle yerel seçimler için ittifak görüşmelerinde geç kalınmıştır. Bu aşamadan sonra eğer muhalefet partileri iktidara yürümek istiyorlarsa, ülkemizin menfaati için doğru, uygulanabilir politikalar üreterek, birlikte hareket etmek ve çalışmak zorunda olduklarını unutmamalıdırlar.
Artık en iyisini ben bilirim ben yaparım fikrinden tümüyle ayrılarak ortak akıl ve güç birliği ile gençlerimize ve çocuklarımıza aydınlık bir gelecek bırakmak sorumluluğumuzu daha da fazla gecikmeden yerine getirmek zorundayız.
Aksi takdirde çocuklarımızın geleceğini bir kez daha, otoriter tek adam rejimine teslim etmiş olacağız. HER SEÇİM SONRASI, SÜREKLİ HAYAL KIRIKLIĞI YAŞAMAKTAN BIKTIK ARTIK !..
Bu Haber 1113928 Defa Okunmuştur