Yargıtay'ın bozma kararının ardından 274 sanıklı "Ergenekon" davasının yeniden görülmesine, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı.
İlk duruşmaya Danıştay saldırısı hükümlüsü tutuklu sanık Alparslan Arslan ile CHP Milletvekili Dursun Çiçek, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve gazeteci Yalçın Küçük'ün de aralarında olduğu 70'i aşkın sanık katıldı. Duruşmaya gelmeyen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile diğer sanıkları ise avukatları temsil etti.
Duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Metin Tamirci, sanık ve sanık avukatlarına, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin tüm sanıklar yönünden bozma kararı verdiğini hatırlatarak, bununla ilgili beyan alacağını bildirdi.
Başkan Tamirci, tek tek görüş almayarak, "Karara uyulmamasını isteyen var mı?" diye sordu. Söz alan tüm sanık ve avukatları da bozma kararına uyulmasını istedi.
Duruşma sanık ve sanık avukatlarının beyanlarının alınmasıyla devam etti.
HABER SİTEMİZİN YAZARI, ERGENKON DAVASI AVUKATI ve AYNI ZAMANDA SANIĞI OLAN AV. YUSUF ERİKEL, MAHKEME HEYETİNE HAYKIRDI; "Ben yedi sene duruşmaya gelmedim. Ben bu dava yüzünden kanser oldum. Teröristlerin şerefesizlerin hazırladığı bir dosya üzerinden bu dava yürütülemez. Teröristlerin hazırladığı iddianame nasıl geçerli olabilir? Yok hükmündedir! Burada bu davayı bitirin"
SAVCIDAN İLKER BAŞBUĞ TALEBİ
Savcı, İlker Başbuğ için "yargılama durdurulsun" talebinde bulunarak, Başbuğ'un yargılanması için Başbakanlık'tan izin alınması gerektiğini belirtti.
Mahkeme başkanı sanıklara, Yargıtay'ın bozma kararına ilişkin beyanlarını toptan sordu. Sanıklar karara uyulmasını istedi. Yargıtay, “Ergenekon Terör Örgütü diye bir örgüt yoktur” kararıyla davayı hem esastan hem de usul yönünden bozmuştu.
Duruşmaya kalpağıyla katılmak isteyen Yalçın Küçük söz alarak şöyle dedi: Ben bir nunaralı sandığım önce bana söz verin. Bu bir kalpak ben artık mahkeme başkanlarındnan izin alarak bu kalpağı alıyorum. Lütfederseniz, mahkemelerde türbanlı hanımlar oluyorlar. Ben de Cumhuriyetin kuruluş kalpağı olduğunu söyleyerek, başımda tutarak duruşmaya devam etmek istiyorum.
Ardından söz alan avukatlar talep konuşmalarını yapmaya başladı: "Hızlı yargılama yapılarak beraat kararı verilmesini talep ediyoruz. Mağduyet büyümesin. Bu dava kumpas davasıdır. Yargıtay beraatin gerekçesini yazmıştır. Bu davayı bitirin."
DURUŞMADA KİM NE SÖYLEDİ?
Sanık Yusuf Erikel: "Ben yedi sene duruşmaya gelmedim. Ben bu dava yüzünden kanser oldum. Teröristlerin şerefesizlerin hazırladığı bir dosya üzerinden bu dava yürütülemez. Teröristlerin hazırladığı iddianame nasıl geçerli olabilir? Yok hükmündedir! Burada bu davayı bitirin"
Emekli Albay Hasan Atilla Uğur'un avukatı Hattatoğlu: Bu davanın hedefi Ataürk ve Kemalizmdir. Yok hükmünde bir karar verilmiştir. Diğer taleplere iştirak ediyoruz.
Ali Rıza Dizdar: Siz bu davayı usul eksikliği açısından devam ettirirseniz uzar gider. Bu davanın mimarlarının çoğu kaçtı, diğerleri cezaevinde. Demek ki bu davanın delilleri bu kadar. O zaman beraat kararı verilmesi lazım. Beraat kararı bu celse verilebilir. Uzarsa TC devletinin en şerefli insanları sanık sıfatı taşımaya devam eder.
Kemal Kerinçsiz: Bu davada tanık gizli tanık sanık aynı kişi oldu yetmez mi? Muammer Karabulut müdafiisi sıfatıyla konuşuyorum. Bozma kararının verildiği tarihte henüz 15 Temmmuz gerçekleşmemişti. FETÖ hakkında davalar açıldı mahkumiyet kararları verildi. Hakimler hakkında kovuşturma açılmışsa veridiği karar iptal edilmelidir. Yargıtay karar verirken bunu dikkate alamamıştır. Yeni bir durumdur. Sizin sayın mahkemenizin bunu değerlendirmesi gerekir. 311/C kapsamında karar tümden yok olarak kabul edilmelidir. Cumhuriyet'in bombalanması ve Danıştay dosyalarının ayrılmasını, 22 davanın da birbirinden ayrılmasını ve kalan üç ana Ergenekon davasının görülmesini talep ediyorum.
SANIKLARIN ÇOĞU ADLİYEYE GİTTİ
Davanın çoğu sanığı duruşmaya katılmak için Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. Doğu Perinçek, Yalçın Küçük, Sevgi Eren Erol, Gürbüz Çapan, Emin Şirin, Adil Serdar Saçan'ın da aralarında bulunduğu çoğu sanık kapıların açılmasını bekledi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin bozma kararının ardından, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesine karar verilen ancak bu mahkemenin "davanın Ankara'daki yetkili ağır ceza mahkemesinde görülmesi" gerektiği yönündeki kararı sonrası itirazlara konu olan Ergenekon davası, kapatılmasına karar verilen dönemin özel yetkili mahkemesi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 5 Ağustos 2013'te verdiği karardan sonra yeniden görülüyor.
Sanık avukatlarının, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin "Ankara'da görülsün" kararına geçtiğimiz Ocak ayı içinde yaptığı itirazı, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin kabul etmişti.
Davada 274 sanık bulunuyor.
"ANKARA'DA GÖRÜLSÜN" KARARI
Dönemin Hakimler ve Savcılık Yüksek Kurulu'nun (HSYK) kararıyla dosyaya bakmakla yetkilendirilen İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Kasım 2016'da verdiği kararla, "'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebir ve şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs' suçunun mağduru olan Hükümetin Ankara'da bulunması, Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmayının başkanı ve Genelkurmay karargahında görevli subayların sanık olmaları" gibi gerekçelerle mahkemenin yetkisiz olduğunu belirtmiş, dosyanın yetkili olduğunu belirttiği Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetmişti.
Bu karara, Ergenekon davası sanıklarından bazılarının avukatları tarafından, geçen Kasım ayında, "yetkisizlik kararının hukuka ve kanuna aykırı olduğu" iddiasıyla itirazda bulunulmuştu. İtiraz dilekçelerinde, mahkemenin yetkisizlik kararının Yargıtay 16. Ceza Dairesinin bozma ilamına da aykırılık taşıdığı belirtilerek, davanın İstanbul'da görülmesi için mahkemenin yetkisizlik kararından dönülmesi talep edilmişti.
Talepleri reddeden İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi de dilekçeleri üst mahkeme sayılan İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yönlendirmişti. Bu mahkeme de itirazları kabul ederek davanın İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesi kararını kesinleştirmişti,
DÜZMECE DAVA SÜRECİ
Yasayla kapatılan, dönemin özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince 5 Ağustos 2013'te verilen kararda, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ müebbet, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ağırlaştırılmış müebbet, emekli Tuğgeneral Veli Küçük 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 99 yıl hapis, Tuncay Özkan ağırlaştırılmış müebbet ve diğer suçlardan 22 yıl 6 ay hapis cezalarına çarptırılmıştı.
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon'u müebbet, Danıştay saldırısının faili Alpaslan Arslan'ı 2 kez ağırlaştırılmış müebbet, avukat Kemal Kerinçsiz'i ağırlaştırılmış müebbet, Mehmet Haberal'ı 12 yıl 6 ay, Mustafa Balbay'ı 34 yıl 8 ay ve Sinan Aygün'ü de 13 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum eden mahkeme heyeti, diğer sanıklara da çeşitli oranlarda hapis cezası vermişti.
Bazı sanıklar, davaya bakan ve kapatılan özel yetkili mahkemenin gerekçeli kararını yazmasının 7 ay sürmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesine (AYM) bireysel başvuruda bulunmuş ve yüksek mahkeme de "sanıkların haklarının ihlal edildiğine" hükmetmişti.
İhlal kararı üzerine, yasayla kaldırılan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yerine başvuruları inceleyen nöbetçi mahkemeler, tutuklu sanıkları tahliye etmişti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin karardan 7 ay sonra 16 bin 600 sayfadan oluşan gerekçeli kararının taraflara tebliğ edilmesinin ardından dosya, temyiz incelemesi için Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderilmişti. Temyiz duruşmaları, 6 Ekim 2015'ten itibaren yapılmaya başlanmıştı.
ESKİ HAKİM VE SAVCILAR FETÖ'DEN TUTUKLU
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 21 Nisan 2016'da verdiği kararla, 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını, "eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un Yüce Divan’da yargılanması gerektiği yönündeki itirazının haklı olması, Danıştay saldırısı davası ile Ergenekon davası arasındaki hukuki ve fiili irtibatın somut delillerle gösterilememesi ve soruşturma, yargılama, delil toplama aşamalarında adil yargılanma ilkelerine aykırılık bulunması" gibi gerekçelerle bozmuştu.
Dosyaya hangi mahkemenin bakacağına ilişkin yaşanan yetki karmaşasının ardından, HSYK tarafından alınan kararla dosya, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti.
Dönemin özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde dosyaya bakan hakimler Hüseyin Özese ve Hüsnü Çalmuk, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturmaları kapsamında tutuklanmıştı. Hakim Sedat Sami Haşiloğlu hakkında ise yine FETÖ soruşturması kapsamında yakalama emri çıkarılmıştı. Davaya duruşma savcısı olarak giren Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın da FETÖ davaları kapsamında tutuklu bulunuyor.
Bu Haber 720669 Defa Okunmuştur