Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi Yerleşkesi’ndeki salonda görülen duruşma, sanık savunmalarıyla devam etti. Savunmasında mesleki geçmişi ve koruma görevleri konusunda bilgiler veren sanık Abdullah Erdoğan, 2011’den itibaren Orgeneral Hulusi Akar’ın en yakınında koruma olarak görev yaptığını söyledi. 15 Temmuz 2016’da normal mesaisine geldiğini, Akar’ın Genelkurmay Başkanlığı’na geçişini sorunsuz sağladıklarını anlatan sanık Erdoğan, şöyle konuştu,
“Akşam saat 21.00 sıralarında koruma nöbetini devralmak için komuta katına çıktım. Nöbet esnasında herhangi bir anormallik gözlemlemedim. Genelkurmay Başkanımıza arza ve sunuma gelen personelin olağan trafiği vardı. Saat 21.30 sıralarında bir grup Özel Kuvvet personeli komuta katına giriş yaptı. Nöbet odasından çıkarak niçin geldiklerini sordum. Özel Kuvvetler’den görevlendirildiklerini, komutanın emniyeti için geldiklerini ve komutanın intikalinde emniyetini almaları yönünde kendilerine emir verildiğini söylediler.
5-10 dakika sonra koruma ekibinden Başçavuş Muharrem Uzun yanıma gelerek, komutanın çıkış yapabileceğini, karargâha terör saldırısı duyumunun olduğunu ve Özel Kuvvetler’in destek olarak geldiğini söyledi. Bu esnada Genelkurmay’a terör saldırısı istihbaratı olduğu yönünde konuşmalar geçiyordu. Ben de telsizle durumu Koruma Harekât Merkezi’ne bildirdim ve personelden teyakkuzda olmasını istedim.”
“KOMUTAN, MEHMET DİŞLİ İLE MAKAMDAN ÇIKTI”
Koridorda beklemeye devam ederken makam kapısının açıldığını belirten sanık Abdullah Erdoğan, “Komutan, Tümgeneral Mehmet Dişli ile makamdan çıktı. Eş zamanlı olarak koridorda bulunan Özel Kuvvetler timi de koruma görevi için hazır oldular. Komutan net bir şekilde bana, ‘Şapkamı ve gözlüğümü unutma, hadi’ emrini verdi ve merdivenlerden inmeye başladı.
Ben de komutanla hareket ederek hemen arkasından devam ettim. Emir subayı arkadan, ‘Komutanla sen gidiyorsun, telefonla irtibat halinde ol’ şeklinde emir verdi, bir personel de şapka ve gözlüğü ulaştırdı. Koruma personeliyle komutana oldukça yakın bir halde Genelkurmay’ın ön bahçesine inen helikoptere yöneldik ve zaman kaybetmeden helikoptere binerek havalandık” ifadelerini kullandı.
“HAVACI BİR TÜMGENERAL TEKMİL VEREREK KOMUTANI KARŞILADI”
Yaklaşık 20 dakika sonra Akıncı Üssü’ne indiklerini belirten sanık Erdoğan, “Bizi bekleyen araçla üs karargâhının önüne geldik. Karargâhın önünde bulunan birkaç personel, komutanı selamladı, komutan da onlara ‘iyi akşamlar’ cevabını verdi. Mehmet Dişli ile üs komutanının odasına girdiler. Makam odasında havacı bir tümgeneral tekmil vererek komutanı karşıladı. Ben makam odasına girip komutanın kep ve montunu alarak tekrar koridora çıktım. Tüm gece koridorda güvenlik nöbeti tuttum” iddiasında bulundu.
“KOMUTANLAR MAKAMA GİRERKEN TEKMİL VE SELAM VERİYORLARDI
İlerleyen dakikalarda bulundukları yere Orgeneral Akın Öztürk’ün geldiğini ve Genelkurmay Başkanı’nın makam odasına girdiğini aktaran Erdoğan, “Komutanın emriyle makam odasına zaman zaman kahve, kuruyemiş ve su gibi ikram malzemelerini servis ettim. İlerleyen dakikalarda makama bir havacı tümgeneral ve tuğamiral geldi. Bir süre sonra makamdan ayrıldılar. Gece boyunca komutanın emriyle Mehmet Dişli general 4-5 kez bir yerlere gitti geldi. Aynı şekilde havacı tümgeneralle Orgeneral Akın Öztürk de birkaç kez bir yerlere gidip geldiler. Generaller makama girerken her seferinde tekmil ve selam veriyorlardı” diye konuştu.
“KOMUTAN KONUTU BAĞLATARAK EŞİYLE GÖRÜŞTÜ”
Orgeneral Hulusi Akar’ın bir ara konutu bağlatarak eşiyle görüştüğünü anlatan Erdoğan, şöyle devam etti,
“Mehmet Dişli general de komutanın emriyle zaman zaman karargâhla temasa geçiyor, ardından komutana tekmil veriyordu. Bu şekilde gece boyunca geliş gidişler ve Genelkurmay Başkanı’na arzlar devam etti. Akın Öztürk ve diğer generaller makamdan ayrıldıktan bir süre sonra tahminen, saat 04.30 sıralarında komutan makamdan çıktı ve bana, ‘Nerede kaldı evladım bunlar. Ulaş şunlara gelsinler’ emrini verdi ve kendisi koridora doğru devam etti.
Devamında sabah saat 07.00 sıralarında Mehmet Dişli general bana ‘Komutan çıkış yapacak’ dedi. Karargâhı arayarak Cumhurbaşkanı, Başbakan ve MİT Müsteşarı’nın telefonunu aldı ve tekrar makama girdi. Bir süre sonra dışarıda telefonu komutana vererek bazı görüşmeler yaptırdı. Daha sonra ‘Başbakanlığa geçeceğiz’ dedi.”
“AKIN ÖZTÜRK’E `SEN BURADA KAL´ DEDİ”
Akar’ın helikoptere giderken Akın Öztürk’e dönerek, “Sen burada kal, seni aldırtacağım” dediğini ileri süren sanık Abdullah Erdoğan, “Mehmet Dişli generale dönerek, ‘Hadi gidiyoruz’ dedi. Ben aracın kapısını açarak Genelkurmay Başkanı’nı araca bindirdim. Bana ‘Karargâhla temasa geç, makam aracı ve koruma araçlarını Başbakanlığa yönlendir. Sen buradan bir araçla karargaha dön’ emrini verdi. ‘Komutanım, irtibatı sağlayıp yanınızda geleyim’ dedim. ‘Helikopterde telefonla görüşemezsin. Buradan irtibat kur, gecikmesinler’ emrini verdi. İçeri giderek emir subaylığını arayarak komutanın Başbakanlığa geçtiği bilgisini verdim” dedi.
“KOMUTANIN EMRİ NEYSE ONU YAPTIM”
Daha sonra üssün bombalandığını, akşam saatlerinde gözaltına alındığını anlatan sanık Erdoğan, “Esasında 15 Temmuz günü de meslek hayatımın geçen 18 yılından farklı hiçbir şey yapmadım. Görevim neyse, yapılması gereken neyse onları yaptım. 15 Temmuz gecesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, ne emir verdiyse onu yaptım. Aksi herhangi bir davranışta bulunmadım” diye konuştu.
“SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM”
FETÖ üyeliği suçlamalarını ve Orgeneral Akar’ı zorla alıkoyup Akıncı Üssü’ne götüren askerlerle birlikte hareket ettiği iddiasını da kabul etmeyen Erdoğan, “Bu tamamen asılsız ve temelsizdir. O gece karargâhta ve Akıncı Üssü’nde olan her şey Orgeneral Akar’ın emirleri dahilinde gerçekleşmiştir. Bu şartlar altında bir insanın alıkonulduğu iddiası abesle iştigaldir. Bu iddiayı en sert dille reddediyor, kesinlikle kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı.
“KOMUTAN MI DOĞRULARI SÖYLÜYOR SEN Mİ?”
Sanık Abdullah Erdoğan, savunmasının ardından sorulara yanıt verdi.
“Darbe girişiminden haberdar olmadın mı?” sorusuna, sabah saatlerine kadar darbe girişimi olduğunu anlamadığını söyleyen Erdoğan, “Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, ifadesinde senin anlattıklarının tam tersini anlatıyor. Odada senin ve Serdar yüzbaşının da olduğunu ve senin sürekli gözetlediğini söylüyor. Sen mi yalan söylüyorsun o mu?” sorusunu ise “Ben doğruları söylüyorum” diye cevap verdi.
Erdoğan bir soru üzerine de darbeden bir gün önce Orgeneral Akar’ın, Özel Kuvvetler Komutanlığı’na gittiği diploma töreni sonrası MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la geç saatlere kadar konuştuğunu söyledi.
Bu Haber 803257 Defa Okunmuştur