Mansur Yavaş ile yargıya taşınan sahte senet tartışmaları sonrası hakkında açılan “çocuk pornosu”, “sahtecilik ve şantaj” davalarında cezaya hükmedilen Necmettin Keskin’in davalarında tam hukuksuzluklar yaşandığı ortaya çıktı.
29 Mart 2019 Belediye Seçimleri öncesinde gündeme gelen ve Mansur Yavaş’ı zor durumda bırakan sahte senet tartışmalarının ve sonuçlanan davaların arka planında yaşananlar, adalet sisteminin geldiği içler acıtan durumu da gözler önüne serdi.
AVAZTÜRK Genel Yayın Yönetmeni Zihni Çakır’ın 22 Haziran 2021 günü Beyaz TV’de yayımlanan Dinamit Programında belgeleriyle gündeme getirdiği yargı sürecinde, yargılama dosyalarına yansıyan skandallar zinciri sonrasında Mansur Yavaş’ın hakkında açılan sahtecilik davasından berat ederken, yargılamalara konu bilgisayarla hiçbir ilgisi olmayan, sahteciliğe konu senet üzerindeki imza ve yazı örneklerinin bütün kriminal incelemeler sonrasında uyuşmadığı Necmettin Kesgin’in bir taraftan kendisine ait olmayan bir bilgisayardaki görüntülerden dolayı “çocuk pornosu” suçlamasından ceza alması diğer taraftan da bütün kriminal raporlarda imza ve yazı örneklerinin karşılaştırılmasına ve ilişki kurulamamasına rağmen sahtecilikten ceza alması “bağımsız yargı” anlayışına gölge düşürdü.
Zihni Çakır’ın konuyu Beyaz TV’de yayımlanan Dinamit programında belgeleriyle gündeme getirmesi üzerine özellikle yükse yargıda dikkatlerin bu yargılamalara çevrildiği öğrenilirken, Necmettin Kesgin’in istinaf sürecindeki itirazlarını inceleyen Bölge Adliye Mahkemesi’nin birinci derece mahkemedeki hukuksuzlukları dikkate alıp almayacağı merak ediliyor.
ÇOCUK PORNOSU SUÇLAMASINA KONU BİLGİSAYAR İÇİN MANSUR YAVAŞ’TAN SON DAKİKA BEYANI
Necmettin Kesgin’in, “çocuk pornosu” suçlaması ile yargılandığı ve cezaya hükmedilen davadaki suç delili sayılan bilgisayarın, Necmettin Kesgin ve avukatı tarafından yargılama boyunca Necmettin Kesgin’e ait olmadığı savunulmuştu.
Bütün bu savunmalar karşısında, bilgisayarı savcılığa teslim eden Mansur Yavaş, bilgisayarın Kesgin’e ait olmadığına dair beyanı Kesgin’in birinci derece mahkemede ceza almasından sonra başvurduğu istinaf sürecinde avukatı tarafından verilen bir beyanla kabul etmişti.
Mansur Yavaş’ın Avukatı Mustafa Ekinci, 10 Şubat 2020 günü Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesine verdiği beyanda,
“Sözkonusu bilgisayarın Necmettin Kesgin’e ait olmaması ve onun tarafından kullanılmaması nedeniyle, bilgisayar üzerinde yapılan incelemenin CMK’nun 134. Maddesi kapsamında yapılması mümkün olmadığından…” ifadelerini kullanarak, bilgisayardan hukuka aykırı bir şekilde imaj alınmasını savunmuştu.
Yavaş’ın, sahtecilik ve şantaj davasında ise, söz konusu bilgisayarın Necmettin Kesgin’e ait olduğu yönünde ısrarcı olduğu ve hem çocuk pornosu suçlamasında hem de sahtecilik ve şantaj davasında bu bilgisayar Necmettin Kesgin’in olduğu kabul edilerek cezalara hükmedilmişti
BİLİRKİŞİ SKANDALI…
Öte yandan, Necmettin Kesgin’e bir davada “çocuk pornosu” suçlamasından başka bir davada da “sahtecilik ve şantaj” suçlamasından ceza verilmesine sebep olan bilgisayarla ilgili sözde bilirkişi incelemelerinde de skandallar yaşandığı öğrenildi.
Savcılık tarafından “bilgisayardan anlar” vasfıyla 11 Ağustos 2017 günü atanan bilirkişinin, hukuka aykırı bir şekilde alınan imaj incelemesi sonrasında bilgisayarın en son 2014-2015’de açıldığını tespit etmesine karşın TÜBİTAK raporunda bilgisayarın en son 6 Haziran 2017 günü yani Mansur Yavaş’ın bilgisayarı savcılığa teslim etmesinden yaklaşık 30 gün önce açıldığının tespit edildiği ortaya çıktı.
Ayrıca, Savcılık tarafından atanan bilirkişinin, yargılama dosyasına da giren dijital inceleme raporunun fihristini hazırlama tarihinin ise atanmasından 11 gün önce 30 Temmuz 2017 günü olması da akıllarda soru işaretleri bıraktı. Necmettin Kesgin’e verilen cezaların delili olarak kabul edilen bilgisayar ve bilirkişi raporlarındaki skandalların bununla da sınırlı kalmadığı görüldü.
Yargılama dosyasında yer alan bilirkişi raporundaki imaj inceleme raporunda 1 Ağustos 2017 tarihinde bir kazıma işlemi yapıldığı ortaya çıkarken, bu tarihin, bilirkişi görevlendirmesi sonrası hazırlanan rapordan 11 gün sonraya denk gelmesi, yaşanan süreçle ilgili şüpheleri daha da arttırdı.
Bu arada davalara konu edilen bilgisayarı Mansur Yavaş’a “ulaştırdığı” belirtilen Seda isimli bayanın avukatı Bülent Yücetürk’ün Mansur Yavaş’ın da avukatı olduğu ortaya çıkmıştı.
KESGİN’İN AVUKATI HUKUKSUZLUKLARI ANLATTI
AVAZTÜRK’ün görüşüne başvurduğu İş Adamı Necmettin Kesgin’in avukatı Özgür Ilgaz, yargılama boyunca müvekkilinin savunmalarının bu savunmalarda ileri sürdüğü belgelerin, bizzat savcılıkça atanan bilirkişi raporlarındaki çelişkilerin, suç konusu bilgisayardan hukuka aykırı bir şekilde imaj alınmasına dair itirazlarının dikkate bile alınmadan taraflı kararlarla müvekkiline kanuna aykırı bir şekilde cezalar verildiğini belirtti.
Avukat Özgür Ilgaz istinaf sürecinde de hukuksuzlukların sürdüğünü belirterek şunları kaydetti: “Bilgisayar müvekkilim Necmettin Keskin’e ait değildir. Soruşturma Seda isimli bayan hakkında başlatılmış, ancak Seda’nın ifadesi dikkate alınarak müvekkilim Necmettin Kesgin de davaya dahil edilmiştir.
Mansur Yavaş’ın müvekkilim Necmettin ile bir çok husumeti vardır, birbirleri hakkında bir çok dava ve şikayetleri vardır.
Seda ile Necmettin Kesgin’in de bir çok husumeti vardır. Seda daha önce Necmettin Kesgin’i başka suçlardan 3 kez savcılığa şikayet etmiştir, hepsinde takipsizlik verilmiştir. Seda kendi ifadesinde Necmettin Kesgin’e icra takibi yaptığını, Necmettin Kesgin’inde kendisine menfi tespit davası açtığını belirtmiştir.
Necmettin Kesgin’le derin husumeti bulunan 2 kişinin beyan ve sundukları tartışmalı deliller ile karar verilmiştir.
Seda ifadesinde bilgisayarı avukatı Haluk Bayram’a verdiğini ifade etmiştir. Avukat Haluk Bayram Mansur Yavaş’ın da avukatıdır. Seda’nın bu ifadesine rağmen Mansur Yavaş kendisine bilgisayarı Seda’nın verdiğini söylemiştir. Yani her 2 kişinin de ifadeleri birbiriyle çelişmektedir.
Seda’nın avukatı Bülent Yücetürk aynı zamanda Mansur Yavaş’ın avukatıdır. Şikayetçi ile sanığın avukatları aynı olup, her 2 kişinin ortak husumetli olduğu kişi yargılama sonunda ceza almıştır.
Yargılama esnasında müvekkilim Necmettin Kesgin bilgisayarın bağlandığı ip numaralarının tespitini istemiş mahkeme suçlamaya konu materyallerle ilgili gerçeği ortaya çıkaracak olan bu talebi yerine getirmemiştir.
Yargılama sırasında müvekkilim Necmettin Kesgin laptopun seri numarasından ilgili firmaya yazılarak fatura bilgilerini, yani kimin satın alındığının sorulmasını istemiş mahkeme bilgisayarın sahibini ortaya çıkaracak bu basit işlemi yapmaktan bile kaçınmış ve bu talebi kabul etmemiştir.
Yargılama sırasında Necmetti Kesginn mahkemece alınan bilgisayar imajını istemiş mahkeme kanuna aykırı bir şekilde bu imajı da müvekkilime vermeyerek savunma hakkını engellemiştir.
Bilgisyardaki NECO isimli ortamda 03/03/2012 tarihinde Seda’nın e-devletine şifre ile girilmiş, yine değişik zamanlarda Seda’ya ait maile aynı NECO alanı üzerinden defalarca girilmiştir.
Mahkeme bu verileri bile göz önünde bulundurmayarak bu alanın sadece müvekkilim tarafından kullanıldığı fikrini yargılama boyunca sürdürmüş ve ceza hükmünü de bu saiklerle tesis etmiştir.
Yine bilgisayardaki suça kon edilen müstehcen görüntülerin NECO alanında değil açık olan C alanı üzerinde bulunduğu tespit edilmiştir. Yani cezaya gerekçe olarak kabul edilen müstehcen görüntüler yine müvekkilim Necmettin Kesgin’e ait kabul edilen NECO alanında değil şifresiz C alanında bulunmuştur.
Dava konusu lenovo n500 marka bilgisayarın hard diski orjinal değildir. Fujitsu marka hard disk olması gerekirken başka marka bir hard disk bilgisayar içinde bulunmuştur.
Yerel mahkemeye TÜBİTAK’ta görevli Rafet Özgöçmen tarafından sunulan raporda bilgisayarın 6 Haziran 2017 tarihinde açıldığı tespit edilmiştir.
Oysa ki Seda, Necmettin Kesgin ile 2012 yılına kadar bir ilişkisi olduğunu bir daha görüşmediğini beyan etmiştir.
Yine aynı raporda Seda ve NECO isimli alanların 11 Ağustos 2014 tarihinde şifre kullanılarak açıldığı tespit edilmiştir. Yani Seda 2012’den sonra Necmettin Kesgin ile görüşmediği halde bilgisayarın her iki alanını şifre kullanarak açmıştır.
6 Haziran 2017 tarihinde açılan bir bilgisayardaki görüntü ve verilerle ilgili suç tarihi olarak 2016-2017 tarihi yazılması ayrıca bir hukuksuzluktur.
Yargılama esnasında 3 hakim değişmiştir. Kararı veren son hakim mahkemede görevine başladığı ilk gün bu dosyayı karara çıkarmış, müvekkilim Necmettin Kesgin’i görmediği halde yargılama sırasındaki tavırlarını beğenmediğini gerekçe yaparak üst sınırdan ceza vermiştir.
Ayrıca hakimimin önceki hakimlerin ara kararlarının tamamında geri dönerek karar vermesi hukuken anlaşılabilir bir durum değildir. Bu anlaşılmazlık, yargılamayı yapan hakimin kararı verdikten 1 gün sonra gerekçeli kararı yazmasıyla devam etmiştir. Ve ilginçtir yargılamayı yapan 1988 doğumlu hakim şuan anayasa mahkemesinde raportör olarak görev yapmaktadır.
13 Temmuz 2017 tarihinde Seda isimli bayana ait bilgisayar beyanı ile savcılığa teslim edilen bilgisayar üzerinde Necmettin Kesgin’e aitmiş gibi işlem yapılmış ve CMK’nın 134’üncü maddesi uygulanmamıştır. Bu durum açıkça yasaya aykırıdır.
13 Temmuz 2017 tarihinde teslim edilen laptopa yüzlerce bilirkişi varken adliyeden bir memur atanmış ve jet hızıyla 19 Temmuz 2017 tarihli bir bilirkişi raporu alınarak apar topar bilgisayar Mansur Yavaş’a iade edilmiştir ve bilgisayar halen Mansur Yavaş’tadır.”
KESGİN’E VERİLEN MAHKUMİYET KARARLARI YAVAŞ’IN SAHTECİLİK DAVASINDAN BERATININ YOLUNU MU AÇTI
Öte yandan, Necmettin Kesgin’in avukatı Özgür Ilgaz’ın da dile getirdiği yargılama sırasındaki hukuk skandalları sonrasında Necmettin Kesgin’e verilen çocuk pornosu ve sahtecilik ve şantaj cezalarından sonra Mansur Yavaş’ın yargılandığı sahtecilik davasından berat etmesinin önünün de açıldığı ortaya çıktı. Mahkemelerin, verilen bu cezalar nedeniyle Kesgin’e yönelik kanaatlerinin Yavaş’ın lehine karar vermelerini sağlayacak şekilde değiştiği değerlendirmeleri yapıldı.
Kaynak: www.avazturk.com
Bu Haber 173598 Defa Okunmuştur