http://www.haber2000.com
» MHP GENEL BAŞKAN ADAYI SÜLEYMAN SERVET SAZAK : ‘DEVLET, SİYASET HOKKABAZLARININ SİRK ALANI DEĞİLDİR

MHP GENEL BAŞKAN ADAYI SÜLEYMAN SERVET SAZAK : ‘DEVLET, SİYASET HOKKABAZLARININ SİRK ALANI DEĞİLDİR

MHP Genel Başkan Adayı ve Eskişehir eski Milletvekili Süleyman Servet Sazak, bugün ki Türkiye’yi, çöken değerleri, siyasi ahlakı ve devlet adamlığının ne demek olduğunu anlattı
Paylas
MHP GENEL BAŞKAN ADAYI SÜLEYMAN SERVET SAZAK : ‘DEVLET, SİYASET HOKKABAZLARININ SİRK ALANI DEĞİLDİR
Siyaset - 28 Kasım 2016, Pazartesi 20:34:36
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

“Üzülerek söylemeliyim ki; bugün Türkiye’mizde hayat kilitlenmiş, siyaset kilitlenmiş, ekonomi kilitlenmiş, gelecek kilitlenmiştir. Bu travmatik günler elbette bitecektir ancak bugün, “bugünü ve geleceği” planlarken akla ve rasyonel dünyanın verilerine her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır. Can emniyetinin, adalet emniyetinin, mal emniyetinin bulanıklaştığı ortamlarda hamasi dünyanın ojeli kelimeleriyle gelecek kurgusu yapmak milletin özlemlerine de, milletin kaynaklarına da ihanettir” vurgusunu yapan MHP Genel Başkan Adayı ve Eskişehir MHP eski Milletvekili Süleyman Servet Sazak, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü;

 

DEVLETİN SAHASI AKIL,

İDEOLOJİSİ ADALETTİR..

 

Devlet, MİLLİ AKLIN örgütlenmiş halidir; milli aklın, yani milletin ihtiyaçlarıyla milletin kaynaklarının “mümkün yapılabilir in” sınırları içerisinde mimari bir geleceğe taşınması misyonunun... Devlet son tahlilde yansız bir kavramdır; anlamını da, içeriğini de, haysiyetini de temsil ettiği milletten alır. Devlet adamlığının haysiyet içeriği buradan kaynaklanır ve bu yüzden devlet adamlığı hamaset tacirlerinin değil haysiyetli kişilerin işidir.

 

Yine devlet, milletin kültürel dokusundan kaynaklanan taleplerin müesseseleşmiş çözüm mevkidir ve devlet yönetmek akıl işidir. Devlet, siyaset hokkabazlarının sirk alanı değildir; haysiyetli bilgilerle ve aklın örgülediği vicdanla yönetilir.

 

Devletin sahası akıl, ideolojisi adalettir. Aklı olanın, adil hale getirilmesi durumuna “devlet ahlakı” diyoruz. Bu tabirler elbette ki çağdaş devleti betimleyen tabirlerdir; totaliter, jakoben, tiran devletleri içermez.

 

Devletin sahası akıldır… AKIL yani milletin özlemlerinin matematiği, milletin kaynaklarının envanteri, milletin geleceğinin mimari dökümüdür. İhtiyaç tespitinden envanter dökümüne kadar AKLI devre dışı bırakan devletler, irrasyonel devletlerdir.

 

Akla dayalı olmayan, ölçüsüz ve hesapsız bir tutum takınarak ve gerçeği hayattan kopararak devlet yönetilmez. Siyaset meydanlarında hamasi söylemler atmak anlaşılabilir bir şeydir; ancak devlet yönetirken hamasetten medet ummak gerçeği çarpıtmaktan, değiştirmekten başka bir şey değildir.

 

Aklın sınırları dahilinde çözümlenmesi gereken meseleleri, başka sahaların kutsallaştırılmış kavramlarıyla örtbas etmeye kalkar ya da akıl dışının irrasyonel kavramlarıyla muhalefet ederseniz top yekûn siyasetin zulmü başlamış demektir. Akla zulüm, millete zulüm, geleceğe zulüm…

 

Devletin esas fonksiyonu milletin özlemlerini, milletin kaynakları dahilinde küresel fotoğrafın en haysiyetli köşesine taşımaktır. Envanter tespiti elbette ki kaynak tespitinden ibaret değildir. Kültürün envanteri, törenin envanteri, insani olanın envanteri ve kaynağın envanteri; devlet zaviyesinden bir bütündür.

 

Parlamenter yapılarda devlet, elbette siyasi kaynaklardan beslenir. Ancak devlet, doğası gereği siyasileşmeyi kaldırmaz. Devletin siyasileşmesi; adaletin siyasileşmesi, ahlâkın siyasileşmesi, dinin siyasileşmesi, kaynakların siyasileşmesi, geleceğin siyasileşmesi anlamını taşır ki bütün toplumsal çöküşler bu yüzdendir.

 

Aklın sahasında, aklı devre dışı bırakarak inşa edilmeye çalışılan her yapı kadüktür ve hamasetten beslenir. Hamasetten yani akıl sahasındaki kusurları, akıl dışı alanların makyajlı kelimeleriyle örtülmesinden… Hamaset, son kertede riyadır; milletin hakikatini, hayatın hakikatini, mevcudun hakikatini, bugünün hakikatini cilalı kelimelerle örtme gayretidir.

 

Üzülerek söylemeliyim ki Türkiye’miz yıllardır iktidarıyla, muhalefetiyle; hamasetin, popülizmin ve polemiğin hakim olduğu siyasi bir üslupla yönetiliyor. Toplum hayatının matematiği; bireysel inancın abartılmış kavramlarıyla bağlamından koparılıyor ve puslu bir sahada akıl dışı yöntemlerle ve hamasi söylemlerle takdim ediliyor.

 

Totaliterleşme eğilimi taşıyan devletler, yalnızca ideolojinin sahasında hamaset yapmazlar. Ekonomik sahada da hamaset yaparlar, sosyal alanda da hamaset yaparlar, dış politikada da hamaset yaparlar… Bu hamaset belki günün handikaplarını siyasi ranta dönüştürmede birilerinin işlerine yarayabilir ancak son kertede rasyonel dünyanın hakikatlerine toslamaktan başka hiçbir anlam içermezler.

 

Hamasetin günümüz politikasındaki karşılığı irrasyonelitedir. Rakamların açığını nefsani iddialarla perdelemeye çalışmak, aklın çözeceği problemleri nefsin gizleyeceği kahramanlıklara dönüştürmek eşyanın tabiatını inkârdır. Kendi yanlışlarınızdan doğan devasa problemleri “Allah Affetsin” cümlesiyle çözmüş olma zannına kapılmak aklın koltuğuna nefsaniyeti oturtmaktır.

 

Kaynaklarınızın envanterini, ihtiyaçlarınızın matematiğini ve geleceğinizin mimarisini 1 TL=1 Dolar hamasetiyle çatarsanız reel dünyanın, aklın dünyasının katı gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalırsınız. Dış politikanızı Ortadoğulu özlemlerinin hamasi zemininde kelimeleştirirseniz; bu kanlı coğrafyanın, bu uluslararası aktörlerin çıkar arenasının labirentinde yolunuzu kaybedersiniz. “Bu hasret bitsin” hamasetiyle günümüzün en kanlı, en hain, en din pazarlayıcısı örgütüyle yıllarca aynı yastığa baş koyarsanız; 15 Temmuz’da onlarla karşılaşmanız kaçınılmazdır.

 

Yine üzülerek söylemeliyim ki; bugün Türkiye’mizde hayat kilitlenmiş, siyaset kilitlenmiş, ekonomi kilitlenmiş, gelecek kilitlenmiştir. Bu travmatik günler elbette bitecektir ancak bugün, “bugünü ve geleceği” planlarken akla ve rasyonel dünyanın verilerine her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır. Can emniyetinin, adalet emniyetinin, mal emniyetinin bulanıklaştığı ortamlarda hamasi dünyanın ojeli kelimeleriyle gelecek kurgusu yapmak milletin özlemlerine de, milletin kaynaklarına da ihanettir.

 

Kadim töremizden biliyoruz ki adaletin olmadığı sahalarda can emniyetinin, mülk emniyetinin olmadığı sahalarda ahlak yeşermez. Ekonomik çöküntünün, ahlaki çöküntünün, insani çöküntünün iç içe geçtiği bu travmatik durumdan ancak milli aklın sancaktarlığı ile kurtulabiliriz.

 

Düşünmek zorundayız; ekmek satışının düştüğü bir ülkede, Dolar’ın bilmem kaç TL olduğu bir ülkede, insanların bir saat sonrasını hayal edemediği bir ülkede hangi hamasetin, hangi kelimesi yarınımızı kurtarmaya muktedirdir.

 

Despotlaşma eğilimlerine yasal zemin (!) oluşturamayan siyasileşmiş devletler; totaliter eğilimlerini hamasi kavramların sahasına taşırlar. Ülkemiz son yüzyıldır, despot kavramların bedelini ödüyor. Dün milletin özlemlerinin tepesine inen “sözde Kemalizm” kavramıydı, bugün adaletin tepesine inen, ahlakın tepesine inen, geleceğimizin tepesine inen bir 15 Temmuz kavramıyla yüz yüzeyiz.

 

Kimse unutmasın ki; Türkiye, hiçbir kavramın despotlaşma sahası değildir. Bu millet acılarından gelecek inşa edebilecek kadar haysiyetli bir tarih macerasına sahiptir. Aklın öngörmediği hiçbir hamasi matematiğe teslim olmayacak kadar izanı olan bir millettir. Bu millet her semavi dinin yalnızca akıl sahiplerine indiğini bilecek kadar mümin bir millettir. Aklı imanıyla harmanlayarak geleceğini kuracak öngörüye sahip bir millettir. Hamasetin sahasında perdelenmek istenen hakikatleri görebilecek kadar gönül gözü açık bir millettir.

 

Bu millet TÜRK MİLLETİDİR. 


Bu Haber 954838 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum
SİZCE, 2024 YILININ EN İYİLERİ?
Liderler- KEMAL Kılıçdaroğlu
1835
ÖZGÜR ÖZEL
1128
DEVLET BAHÇELİ
452
D. MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
911
NAMIK KEMAL ZEYBEK
627
TEOMAN MUTLU
158
YAVUZ AĞIRALİOĞLU
286
ÜMİT ÖZDAĞ
422
FATİH ERBAKAN
573
Partiler- AK PARTİ
701
CHP
1583
MHP
235
İYİ PARTİ
986
ATA PARTİ
529
YERLİ ve MİLLİ PARTİ
137
ANAHTAR PARTİ
146
ZAFER PARTİSİ
441
Vekiller- OSMAN GÖKÇEK
2385
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ
1218
OĞUZ KAAN SALICI
317
M.SALİH UZUN
94
ASU KAYA
398
ORHAN SARIBAL
58
KORAY AYDIN
311
Bld. Bşk.-MANSUR YAVAŞ
1783
EKREM İMAMOĞLU
1891
BURCU KÖKSAL
2328
VELİ GÜNDÜZ ŞAHİN
242
TANJU ÖZCAN
387
VEYSEL TİRYAKİ
170
ERDAL BEŞKİÇİOĞLU
26
Sanatçılar- HAKKI BULUT
1038
HÜLYA EVRENSEL
725
ÜNAL SARIKAYA
874
MÜNEVVER ÖZDEMİR
81
MARAL
96
DİCLE DİLGE
57
DAMLA ARICAN
25
STK-Em.Ast.Der. TEMAD
422
CHP İKTİDAR HAREKETİ
827
ÖZ Haber-İş SEN
642
BAROLAR BİRLİĞİ
432
HAYVAN Hakları Ferds.
461
ANKARA TİCARET ODASI
148

Toplam Oy:28586

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir