NAZAN ŞARA ŞATANA yazdı
ABDÜLKADİR GEYLANİ HAZRETLERİNİN KİTABINDA SÖZ ETTİĞİ
ZÜMRÜT TABLETLERİ
Abdülkadir Geylani Hazretlerinin “Kitab-ı Sirr Al Asrar” (Sırların Sırrı) kitabında zümrüt tabletlerinden bahsetmesi bu konuya daha bir ağırlık vermemi sağladı.
Hermetika ya da diğer adıyla “Zümrüt Tabletler”, eski Yunanlılar’ca Hermes Trismegustus olarak adlandırılan Hermes Trismegistus’un öğretisine ait kimi metinlerin eski Yunanca ve Latince yazılmış eldeki parçaları bütününe verilen admış.
Taşlar kitabımdan ara ara söz ediyorum. Bir türlü bitiremiyorum. Her gün bir ilave çıkıyor bu gidişle bu kitap ne zaman çıkar ve ben bunun üzerine kaç kitap yazar ve yayınlarım gerçekten onu da bilmiyorum.
Şimdi de Zümrüt tabletlere takıldım.
Zümrüt tabletler Hermetik yazılar içinde en önemli olanıymış. Bunu okuduğumda daha bir ilgilenir oldum. Tablet ve taşlar. İşte benim TAŞLAR-KIYAMET-2023 adlı yayınlanacak olan kitabım.
Bunlar, Antik Mısır'da kutsal alfabeyle yazılmış orijinal kayıtların farklı yazı biçimlerine çevrilmiş kopyalarının kısmen eski Yunanca’ ya ve Latinceye çevrilmiş bölük pörçük parçalarıymış.
Düşünün bu tabletler Orta Çağlardan bu yana dikkatleri üstüne topluyor. Bu işin uzmanları, araştıranları yâda en basit haliyle ilgilenenlerin merak ettikleri kitabeler bunlar.
Tabletlerin nasıl bulunduğuna dair birçok anlatı var. Ağırlıktaki kanı; büyük İskender, Hermes’in mezarını bulmuş, Lahitin olduğu yerde tabletler oradan çıkmış. Düşünün heyecanı tabletler bulunuyor ve onlar yemyeşil zümrütten.
Burada zümrütten olmasının birçok nedeni olduğunu söylüyorlar bu işin bilenleri ve diyorlar ki;
Yeşil renk ekini sembolize ettiğinden,
Okült geleneğinde bilgelik sembolünün yeşil olmasından,
Hıristiyanlıkta’da da inancı sembole etmesinden de kaynaklanabiliyormuş.
Hermetik yazıların birçoğu Helenleşmiş Mısır’a aitmiş.
Enteresan ama öyle bütün bunlar bir şekilde eski Mısır’a dayanıyor. Sanki bilinmezler Mısır’da bilinir hale geliyor. Gerçi bilinmeyenler bilinenlerden daha çok ama oralar başka bir dünya gibi…
Burada bir alıntıyı aynen aktarmak istiyorum.
Bu yazıların da orijinal Yunanca metninin varolduğu varsayılmış, ancak bugüne kadar eksiksiz metin bulunamamıştır. Sadece yirmiye yakın Arapça versiyona rastlanmıştır.
Zümrüt tablette neler yazılı olduğu da bir halli ilginç.
Tercümesini aktarıyorum.
1. Hiç yalan olmadan doğrudur, kesindir ve çok gerçektir.
2. Aşağıda olan yukarıda olan gibidir, yukarıda olan da aşağıda olan gibidir ve birlikte tek bir şeyin mucizesini gerçekleştirirler.
3. Ve bütün her şey bir olandan geldiğinden, bir olanın düşüncesinden gelmiştir. Böylece her şey bu tek olandan uyum sağlayarak çıktı.
4. Güneş onun babasıdır, Ay annesidir. Rüzgâr onu karnında taşımıştır, Toprak beslemiştir.
5. Dünyanın bütün gücünün babası budur. Onun gücü eğer toprağa dönerse her şeye yeter.
6. Toprağı ateşten ayıracaksın, sübtil (Mikro düzeyde fiziksel ve ruhsal etkilere yol açan enerji akışı.)olanı kalın olandan; bu büyük bir maharetle olmalı
7. Topraktan gökyüzüne çıkacak ve yeniden toprağa inecek ve yukarıda ve aşağıda olanın gücünü alacak. Bununla bütün dünyanın zaferi senin olacak; bunun için bütün karanlık senden uzaklaşacak.
8. Bu bütün kuvvetlerin en kuvvetlisi; çünkü her sübtil şeyi yenecek, her katı şeyin içine girecek.
9. Dünya da böyle yaratıldı.
10. Hayranlık verici biçimler bundan çıktı, bunların ortamı buradadır.
11. Bu yüzden bana Üç Kere Büyük Hermes denir, çünkü bütün dünyanın felsefesinin üç bölümü de bana aittir. Güneş’in yaptıkları hakkındaki söylediklerim böylece bitiyor ve tamamlanıyor.
Aklın karışmaması mümkün değil. Anlamak için çok araştırmak gerekiyor. Son olarak aktaracağım yazıyı sanıyorum sizlerde benim gibi hayranlıkla okuyacaksınız ve soracaksınız? Zümrüt Kitabeler hakkında daha fazla neler öğrenebilirim.
Hermetika’daki dizeler:
"Haydi dinleyin çamurdan insanlar!
Bir an düşün,
nasıl oluştuğunu ana rahminde.
Aklına getir o usta işçiliği
ve ara o sanatçıyı,
böyle güzel bir görüntüye şekil veren.
Kim çizdi göz yuvalarını?
Kim açtı burun deliklerini, kulaklarını ve ağzını?
Kim uzattı sinirlerini ve sıkıca bağladı?
Kim yaptı kemiklerini
ve etini deriyle örttü?
Kim ayırdı parmaklarını
ve düzleştirdi tabanlarını?
Kim hazırladı kalbini
ve boşluklar bıraktı ciğerlerinde?
Kim görünür kıldı güzelliğini
ve sakladı bağırsaklarını içeride?
Kaç çeşit beceri kullanıldı
ve kaç tane sanat eseri yaratıldı
oluşturmak için bir insanı? “(…)
Gözlerinle görmek için O’nu,
mükemmel düzenine bak evrenin;
algıladığın her şeyi yöneten
zorunlu yasalara ve
olan ve olacak olan her şeyin
mükemmelliğine bak!
Uzayda kendine verilen yerde dolaşır her yıldız.
Niçin bütün yıldızlar aynı yolu izlemezler?
Her birinin yerini tayin eden kimdir?
Bunların yapımcısı ve sahibi olmalıdır birisi.
Mümkün değildir tesadüfen ortaya çıkmaları.
Düzen tümüyle yaratılmış olmalıdır mutlaka.
Ölçüye sığmayan sadece
ortaya çıkandır ‘tesadüfen’."
Bu Haber 2238246 Defa Okunmuştur