GAZİ BAYRAM TOPÇU yazdı
(CHP İKTİDAR HAREKETİ GENEL SAYMANI)
MEYVE VE SEBZELERİN ÜRETİM NOKTASINDAN SON TÜKETİCİYE ULAŞINCAYA KADAR İZLEDİĞİ EVRELER İLE GÜNCEL MALİYETLER VE SEKTÖR TEMSİLCİLERİ
Yurt genelinde yaş meyve ve sebze fiyatlarında ki artışa yönelik değerIendirilmeler sıklıkla yapılmaya ve yerel seçimler öncesinde gündem de oldukça fazla yer edinmeye başlamıştır. Tüm dünya genelinde gıda fiyatlarında gözle görülür şekilde tezahür eden artışın, ülkemizdeki tek sorumlusunun ne yazık ki toptancı halleri ve bu haller içerisinde faaliyet gösteren esnaflar olduğuna ilişkin kamuoyunda oluşan yanlış algı sebebiyle, kamuoyunu bilgilendirme zaruretimiz önemle doğmaktadır.
Döviz kurlarında ki artış ve yüksek enflasyon gibi sebeplerle üretim maliyetlerindeki artışların, toptan ve perakende satışlara olumsuz yansıyacak olması yadsınamaz bir gerçektir. 2017 yılından bu yana, tarım sektörünü yakından ilgilendiren girdilerdeki artışların, ürün fiyatlarım doğrudan etkilediği açıkça görülmektedir.
Nitekim 2017 yılından bu yana dolar kurunda görülen %40-45 arasında bir artış nedeniyle, dışa bağımlı bulunduğumuz mazot fiyatlarında %30'Iara varan fiyat artışları yaşanmıştır.
Hali hazırda tohum ve gübre fiyatları, işçilik maliyetleri ile elektrik, su, yakıt gibi üreticiyi doğrudan etkileyen girdilerde yer alan maliyet artışlarının da ürün fiyatlarına doğrudan etki etmesi beklenen en doğal sonuçtur. Bununla birlikte, Enflasyona bağlı kredi faizlerinde ki yükselişlerde esnafın belini büken bir diğer husustur.
Döviz kurları nedeniyle, ithal edilen (otomobil, cep telefonu vs.) pek çok üründe görülen artış gibi yüksek enflasyon nedeniyle asgari ücret üzerinde yapılan artışta yine aynı mantığa dayalı olarak yapılmaktadır.
Hali hazırda, gübre, mazot, İlaçlama, İşçilik gibi çiftçiyi doğrudan İlgilendiren üretim maliyetlerinde yaşanan artışın doğal karşılanıp, ürün fiyatlarının ucuzlamasının beklenilmesi nasıl bir tezatlıktır?
Diğer taraftan, tarım alanlarının günden güne azalması ve kırsal kesimlerden kent merkezlerine olan hızlı göç ile birlikte iklim değişikliklerinden kaynaklı yaşanan olumsuzluklar, ürün fiyatlarını etkileyen bir diğer unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Meyve ve sebze fiyatlarında artışa neden olan maliyet kalemleri ve ürünlerin üretim noktasından, nihai tüketiciye ulaşıncaya kadar İzlediği arz zinciri şöyledir.
Ürün fiyatlarına etki eden ilk faktör üreticilerin, üretim öncesi maliyetleridir. Bu kapsamda;
Tohum (fide)
Gübreleme
İlaçlama (birden çok kez)
Sulama
Seralarda ısınma (yakıt)
Bakım işçiliği
Toplama işçiliği
Seyreltme (kaliteyi artırmak İçin)
Vergi, stopaj
Kar payı gibi, hasat dönemine kadar pek çok farklı maliyet kalemleri bulunmaktadır. Hasat sonrası, üreticinin ürünlerinin, tüketiciye ulaşana kadar ki arz zincirinde yer alan,
'Üretim Sonrası Maliyetler' ise;
Ambalajlama (paketleme, kasa bedeli, ambalaj maliyeti, işçilik maliyeti gibi)
Sevkiyat; o Yükleme bedeli (işçilik- hamaliye)
• Nakliye ücreti (araç, yakıt vs.)
Varış Sonrası; o Varış yeri indirme ücreti (işçilik-hamaliye ücreti)
• Varış yeri ambar ücreti
• Depolama ücreti (yılda bir kez hasat olan ürün tüm yıl depolanır)
0 Depo ilaçlama ücreti
Fire oram (sert kabuklular için %8-10, yumuşak kabuklular için ise %30 a kadar)
Depodan satış noktasına Nakliye ücreti
Depodan satış noktasına kasa ve ambalajlama maliyeti,
Komisyoncular için %8 komisyon,
Vergi, stopaj ve hal rüsumu gibi yan giderler.
Toptan satış noktasından, Perakende Satış noktasına (Zincir Marketler, Pazar Yerleri, Manavlar) geldikten sonra ise;
Kar marjları, İşçilik maliyetleri
Satış esnasındaki fire oranları da eklenince ürünün fiyatı kendiliğinden artmaktadır.
Vergi ve stopaj.
Arz zinciri içerisinde ürün fiyatlarının artmasına sebep olan maliyet kalemleri ortada iken, ürün fiyatlarının artmasının tek sebebinin toptancı halleri içerisinde gece gündüz, kar kış demeden kamu hizmeti görevini ifa eden tüccar veya komisyoncular olduğunun ima edilmesi dahi oldukça hakkaniyetsiz bir yaklaşım olacaktır.
Nitekim Türkiye'de üretilen yaş meyve ve sebzeler ile ithal edilen ürünlerin yalnızca %30'luk kısmının toptancı hallerine girerek kayıt altına alındığı, kalan %70'Iik kısmının ise toptancı halleri dışında satışının gerçekleştirildiği göz önüne alındığında, toptancı hallerinin ürün fiyatlandırılmasına etkisinin de bir o kadar düşük ölçekli olacağı anlaşılacaktır.
Bununla birlikte, üretim bölgelerinde yaşanan doğal afetler ile iklim değişiklikleri nedeniyle hava şartlarındaki olumsuzlukların ürünlerin yetişmesine etkileri de serbest piyasadaki ürün fiyatlarını etkileyen bir diğer etken olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ticaret Bakanlığı tarafından "ürün tedarikinde yer alan aracılar tarafından rekabet unsurlarının İhlal edilmesi sonucunda olağan dışı fahiş fiyat oluşumuna yol açıldığı, ürün tedarikinde aracıların kayıt dışı işlemleri ile gerçeğe aykırı fiyat beyanlarının, ürün fiyat oluşumunda aşırı artışlara yol açtığı ve ürün künyelerinde yer alan bilgilerin eksik ya da yanıltıcı olduğu yönünde bulguların” tespit edildiği, Hal Kayıt Sistemine bildirim yapılmadan kayıt dışı ürün satışı gerçekleştirdiği, ürünlerin künye bilgileri ile satış faturalarındaki bilgilerinde yanıltıcı bilgilere yer verildiği ve Ticaret Bakanlığı Müfettişlerince gerçekleştirilen denetimlerde sebze ve meyvelerin alış ve satış fiyatlarında yüzde 800'lere varan oranlarda fahiş fiyat artışlarının bulunduğunun tespit edildiği' açıklaması yapılmıştır.
Bu açıklamaya istinaden, örneğin, hal kayıt sistemine 0.50 TL olarak bildirimi yapılmış bir ürünün, nihai tüketim bölgesinde 4 Türk Lirasına satılması nedeniyle %800 lük bir artış olduğu söyleniyor olsa bile;
Üretim bölgelerindeki üreticiler tarafından, Hal Kayıt Sistemine 50 kuruş olarak bildirimi yapılmış bir ürünün gerçek değerinden bildiriminin yapılıp yapılmadığı hususunun tespiti gerekmektedir.
Ürüne ilişkin gerçek üretim maliyeti üzerinden bir bildirim yapıldığında, yukarıda tek tek sayılan maliyet unsurları da o ürüne eklendiğinde üründeki artışın aslında 8 kat değil, maksimum 2-2.5 kat olduğu ve bu artışında olması gereken seviyede olduğu görülecektir.
Ayrıca, yaş sebze ve meyvelere ilişkin sabit veya tek tip bir fiyat uygulaması yapılması da mümkün değildir. Ürün fiyatları, ürünlerin kalibre ve kalitesine göre de farklılık göstermektedir. Daha düşük kalite de ve kalibre de olan bir domatesin kilosu 3 TL ye satılırken, daha yüksek kalite ve kalibrede olan domatesin kilosunun 5 TL ye satılması da gayet doğaldır.
Ürünlerdeki fire oranları da ürün fiyatlandırılmasındaki bir diğer önemli husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Lakin üretim bölgesinden tüketim bölgesine ulaşana dek, sert kabuklu meyve/sebzelerde %10 a varan, yumuşak kabuklu sebze/meyvelerde ise %30 a varan fire verildiği görülmektedir.
Nitekim ürünün depolama koşulları sonrasında tüketiciye arz için sergilendiğinde dahi ısı değişikliği nedeniyle ürün kalibresi azalmaktadır. Yine ürünleri seçmek maksatlı el ile temasın fazla olması neticesinde normal şartlarda dört gün dayanabilecek bir ürünün, bir günde birinci kaliteden ikinci kaliteye düşmesi de oldukça muhtemeldir.
Fiyatlarda görülen artışlara yönelik pek çok farklı etken bulunurken, bu artışların tek sorumlusunun Toptancı Hallerinde hizmet veren tacir ve komisyoncular olarak kamuoyuna lanse edilmesini kabul etmediğimizi, sesimizin çıktığı ve gücümüzün yettiği her platformda haklılığımızı dile getireceğimizi ve tüm yetkilileri doğru bilgilendireceğimiz hususunu kamuoyu bilmesi gerekir..
Bu Haber 612529 Defa Okunmuştur