GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Hem develtin ve milletin birliğine kast eden canilerle kalp-kalbe oldular, hem devletten milletvekili maaşı aldılar hem de devletin sabrını olağanüstü şekilde istismar edip, devlete açıkça meydan okuyup, ‘Ne mahkemesi, gelmiyoruz, sıkıyorsa gelin götürün’ diyerek devlet sabrını zorladılar..
‘Kürt sorunu’ dediler, Kürtleri topluca katlettiler..
Ve sonunda kelepçeleri yediler…
Siz kimsiniz, devletin sabrını ‘korkaklık mı zannettiniz?’
Seçilmiş maskeli işbirlikçi katiller..
Sizlerin kimlerle ne yaptığınızı, amacınızın ne olduğunu bilmeyen var mı artık bu ülkede..
Binlerce şehitilerin katilleri, binlerce bombalamaların ve katliamların faillerisiniz..
Bırkakın bu demokrasi ağızlarını..
Siz; devletin sizlere tanıdığı imkanların ve özgürlüğün kadrini bilmediniz..
Ama gelde ; bu gerçekleri görmezden gelen, oy adına şovlar yapan, fahişe dansözler gibi toplumda ki herkese mavi bocuklar dağıtan, demokrasi ve insan hakları maskesi ile bu katillerre ve işbirlikçilerine sahip çıkıp, savunan siyasi travesitiler ile ‘Gazetecilik’ postu ile ortalıkta gezen medya travestilerine anlat..
Devlete hergün meydan okuyan, halkı hergün sokaklara isyan adına çağıran, binlerce şehidimizin katillerini savunmaktan çekinmeyen, “HDP’li vekillere operasyon yapılması demokrasiye ve insan haklarına aykırı imiş” ..
Ulan şerefsizler… HDP’lilerin tutuklanması sonrası her tarafınızı yırttınız.. Bu yırtınmanın yüzde 5’ni HDP’yi uyarma için yapsaydınız, şehitler adına PKK’yı ve HDP’yi kınasaydınız belki HDP’li vekiller de hizaya gelirdi.
Ama yok.. O kadar kurnaz tavırlar sergilediniz ki; yarım ağızlarla PKK’ya tepki gösterdiniz ama HDP’ye hiç mi hiç ‘akıllı olun’ tepkisi göstermediniz..
PKK= HDP tanımını hala inkar ediyor iseniz sizlerde defolun gidin O yüce meclisten..
Böylece yüzünüzde ki ‘Atatürkçülük’ maskesi de tamamen düşmüş oldu..
Demokrasinin ve gezeteciliğin adı; hainlere ve katillere, canilere sahip çıkmak mı?
SELO’yu, BOZKURT ÇAKICI’nın YANINA GÖNDERMEK VARDI AMA OLMADI
Eşkıya katillerin yuvası Kandil’in kuklası olan ve maalesef milletvekili seçilmiş olan Selahhattin Demirtaş tutuklanıp, Edirne F tipi cezaevine götürüldü.
Biliyorsunuz, Alaattin Çakıcı’da kısa bir süre orada idi..
Ama devletin değil de, iblis FETOŞ’un uşağı olan savcı kılıklı bir şerefsizin birçok kumpasından sonra, Çakıcı’nın istemi dışında Bolu F tipi Cezaevine naklettirmişti.
Diyorum ki, şimdi Selo Edirne’ye gitti, keşke ya Çakıcı Edirne’den gitmemiş olsa idi yada devlet; Selo’yu, Bolu cezaevine yani Bozkurt Alaattin Çakıcı’nın yanına gönderse idi..
Neden mi?
Tabi ki Çakıcı’nın, Selo’yu dövüp, sövmesi için değil..
Selo, Çakıcı’nın yanında kaldığı sürece, Çakıcı’dan hem tarih dersi alacaktı, hem insanlık dersi, hem de milletin birliği derslerini alacaktı..
Selo ve ekibinin nasıl bir yanlış yolda yürdüklerini anlatıp, aydınlatacaktı..
Bölücülüğe nasıl aracı ve piyon olduklarını çok detaylı bir şekilde anlatıp, Selo’nun içinde ki hataları ve ihanet planlarını söküp atmasını sağlayacaktı..
Yoksa Çakıcı, Selo’yu niye tokatlasın..
Zaten O’na ve çakal sürüsü arkadaşlarına Allah tokadı vurmuş, şimdi bir de milletin tokatını yediler.
Yani Çakıcı, Selo’yu bence kısa zamanda topluma kazandırır dı diye düşünüyordum ama olmadı bu da Selo’nun şansızlığı ne diyelim
Bu Haber 1086429 Defa Okunmuştur