GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Dün “Anıtkabir ve TOGO Kuleleri ile ilgili kirli ve çelişkili işlemleri yazmıştım..
TOGO Kuleleri inşaatının müteahhitti olan CHP eski milletvekili Sinan Aygün’de; Beyaz Tv’de Pınar Işık Ardor’un sunduğu 7. Gün programına katılıp, tam 2 saat; kendisi ile Mansur Yavaş ve görevlendirdiği ekibi ile aralarında geçen görüşmeleri, telefon konuşmalarını, neler istediklerini net bir şekilde anlattığı gibi, CHP’li Meclis üyesi Av. Haydar Demir ile para isteme konusunda yaptıkları telefon konuşmaların dökümünü, kendisinin müracaatı ile Savcılık tarafından HTS kayıtlarını çıkarıldığını belirterek, neler konuştukları tek, tek ekrana aktarıldı..
Ve en önemlisi; “Benim bu görüşmelerden, para istemelerden haberim yok” diye birçok tv kanallarında konuşan Ankara Büyükşehir Belediye başkanı Mansur Yavaş’ın, meclis üyelerinin para istemelerinin tüm süreçleri Mansur Yavaş’ın talimatı ile gerçekleştiğini ispat etti..
Mansur Yavaş’ın sürekli yalan beyanlarla kamuoyunu aldattığını da vurgulayan Sinan Aygün, Mansur Yavaş ve ekibinin kendilerine kumpas kurduklarını ve istenilen parayı vermediği için, 2 gün sonra gelinip Kulelerin inşaatının mühürlendiğini kaydetti..
Sinan Aygün’ün konuşmalarında dikkatimi çeken çok önemli bir ayrıtı vardı..
Sinan Aygün, kendisinden Belediyenin CHP Meclis grup odasında 25 milyon lira istenmesinden sonra, Mansur Yavaş’ın görevlendirdiği meclis üyelerini sert şekilde tersleyip, çıktık tan sonra, ofisine gidip, Savcılığa 3 sayfalık suç duyurusu yazıyor..
Şikayet ettiği kişiler ve Mansur Yavaş ve kendisinden para isteyen meclis üyeleri hakkında şikayetçi oluyor..
Yalnız kamuoyunda ifade edildiği gibi; suç vasfı “Rüşvet isteme” den değil, “İrtikap ve görevi kötüye kullanma” suçundan..
Şikayet dilekçesini yazıp, hazırladığı sıralarda henüz Kule inşaatları mühürlenmemiş durumda..
Sinan Aygün o sırlarda henüz CHP’den istifa etmemiş.. Haliyle, Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, yarınlarda kendisine sitem etmesin ve
“Yahu beni neden bilgilendirip, haberdar etmediniz, gerekli müdahaleyi yapardık” demsin diye, yazdırdığı suç duyurusu dilekçesini alıp, doğruca Kılıçdaroğlu’nun yanına gidiyor..
Dikkat edin… Kılıçdaroğlu 3 sayfalık şikayet dilekçesini dikkatle okuyor ve işin ciddiyetini anlıyor..
İrtikâp ve görevi kötüye kullanma suçunun işlendiğini kavradığı için, Sinan Aygün’e diyor ki;
“Bu dilekçeyi sakın verme, bekle.. Hemen Bülent Kuşoğlu’nu görevlendiriyorum, Mansur Yavaş ile görüşüp, konuya müdahale edeceğiz”..
Sinan Aygün ne yapsın.. Nezaketsizlik mi yapsın.. Tabiatıyla Genel Başkanının bu sözlerine inanıp, güveniyor ve oradan çıkıyor..
Ve sonra ne gelen var, ne giden..
Anladığım kadarıyla Genel Merkezde Mansur kumpasına ortak oluyor ve Sinan Aygün’e ulaşmadıkları gibi, hemen gizilce gidip, Kule inşaatlarını mühürlüyorlar..
Aklının ucundan geçmez.. Genel Başkanı araya girmiş..
Belediyenin mühür olayından sonra bu kez kendisi Kılıçdaroğlu’na sitem için gidiyor ve diyor ki;
“Sayın Genel Başkanım, ben size güvendim ve hiçbir işlem yapmadım, ama birileri bu görüşmemizi karşıya iletip, kurnazca bana mühür kumpası kurdular.. Şimdi beni çok mağdur etiler”..
Haklı .. Resmen katakulliye getirmişler ve iyi niyetini kumpasa dönüştürmüşler..
Ve Kılıçdaroğlu, bu kez de “merak etme, yeni arkadaşlar görevlendireceğim” falan diye teselli edici ifadeler sarf ediyor ama yine ne gelen var, ne arayan..
Peki, Kılıçdaroğlu, Sinan Aygün’nün dilekçe vermesini neden engelledi?
Mansur Yavaş’ın soruşturma sonucu görevden alınacağını hissettiği için..
Ama şimdi gelinen noktada görülüyor ki; görevden alma işlemi sadece geciktirilmiş oldu..
Ne demek mi?
Çok yakında Mansur Yavaş ve adı geçen Belediye Meclis üyeleri irtikâp ve görevi kötüye kullanma suçundan, çok büyük ihtimalle görevden alınacaklar gibi..
Neden mi?
Bakın, Savcılık telefon konuşmalarında Kriminal dökümlerinde, para isteme yani; 25 milyon lira isteme ve meclis üyesinin Sinan Aygün’ün ofisine gitmesinin, Mansur Yavaş talimatı ve bilgisi ile süreç kazandığı net bir şekilde görülüyor..
Konu şuan Savcılıkta soruşturma aşamasında..
Mansur Yavaş’ın diğer bir algısını ise Sinan Aygün Belediyenin belgeleri ile resmen çürüttü..
Katıldığı Tv programında ne diyordu Mansur Yavaş?
“100 bin metre kare kaçak inşaat yapmışlar. Buraya AVM yapıp, metre karesini 10 bin liradan satacaklar, büyük rant vurgunu var”..
Anlaşmalı program yapan Uğur Dündar bu iddiaya ne diye diye cevap vermişti?
“Vay, vay.. Ranta bak”…
İşte aylar sonra Sinan Aygün, Uğur Dündar’ın bu haksız tavrına da göndermede bulunarak;
“Mesleğine saygı duyuyorum ama ‘vay, vay.. Ranta bak’ diyeceğine beni bir ara arkadaş.. Nasıl cahilce hesaplar yapıldığını anlatırdım” mesajını verdi..
Büyükşehir belediyesi, Sinan Aygün’e ruhsat vermesi için yaptırmadığı resmi işlem kalmamış ..
Hani Mansur Yavaş ve ekibi diyor ya; “Gökçek ve Mustafa Tuna bu inşaata yüksek emsal oranı vermişler”..
Hepsinin algı olduğunu daha önce yazmıştım, bu gün de Sinan Aygün, tarihlerle bunu resmen ispat etti..
Mansur Yavaş döneminde tam 3 kez Çevre Bakanlığı ve Belediye İmar ekibi Kulelerin inşaatlarını denetleyip,
“Uygundur, trafiğe ve çevreye herhangi bir zararı görülmemiştir” diye rapor tutmuşlar.. Ne zaman?
İnşaatın 29. Katında.. Yani şuan mühürlü olan katında..
Haa birde Ruhsat verme aşamasında Sinan Aygün’den 60 tane ağaç istemişler.. Tabi, Aygün 60 ağacı alıp, Belediyeye vermiş..
Kaçak inşaat mı?
Daha önce yazdığımız gibi, Sinan Aygün’de; devletin resmi mührünü ekrandan göstererek;
“Bütün işlemlerim; devletimizin bu mührü ile gerçekleşmiştir.. Ne ailem ne de ben hayatımızda santim kaçak inşaat yapmadık, yapmayız da” diyerek, Mansur Yavaş’ın en önemli algı balonunu da patlatmış oldu..
Sinan Aygün, Mansur Yavaş’ın kendisine sürekli iftiralar attığını ve yalanlarla kamuoyunu kandırdığına bir kez daha dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok ilginç bir çağrıda bulunduğu gözlendi..
Sinan Aygün, Cumhurbaşkanına şu çağrıda bulundu;
“Sayın Cumhurbaşkanım.. Yasa tanımaz, iftiracı ve devletin belediyesinin gücünü, kendi hırsı için kullanan bu adama artık lütfen müdahale edin.. Çevre Bakanlığında ve ilgili kurumlarda ne kadar uzman müfettiş var ise gönderin Kulelerimizin inşaatına, kaçak yapı olup, olmadığını rapor etsinler.. Beni ve bu inşaatlarda çalışan 300 vatandaşımızı mağdur ettiler ve etmeyi de sürdürüyorlar”
Değerli okuyucular..
Tabi daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi; Mahkeme kararının Mansur Yavaş ve ekibinden saklanmadığını aksine anında bilgilendirile yapıldığını da Sinan Aygün bu programda tarih ve saatleriyle net bir şekilde açıkladı..
Kısacası izlenimimim şu oldu..
Sinan Aygün, Mansur Yavaş ve ekibinin kamuoyuna aktardıkları bütün yalan balonlarını patlattığı gibi, hepsinin ipliğini pazara çıkardı..
Yetti mi? Hayır..
Yakın yarınlarda daha neler olacak?.. Tazminatlar ödenecek, cezalar alınacak… Dediğim gibi çok büyük ihtimalle de görevden alma işlemleri de yaşanacak..
Yazımı; Sinan Aygün ile Mansur Yavaş’ın para istemekle görevlendirdiği meclis Üyesi Haydar Demir arasında geçen HTS katılarının çözümü ile sonuçlandırayım..
13 Aralık 2019 saat:19:56'da Sinan Aygün'ün, aynı araçta bulunan meclis üyesi olan kız kardeşi Sibel Aygün ve Haydar Demir'le araç telefonuyla yaptığı görüşme;
SİNAN AYGÜN: Alo, alo
HAYDAR DEMİR: Efendim Abi
SİNAN AYGÜN: Haydar Abi ben Sinan Aygün nasılsın
HAYDAR DEMİR: Buyurun Başkanım
SİNAN AYGÜN: Ya şimdi abi biz dilekçeleri aşağıya verdik. Özel kaleme verdik. Özel kalemden gelmiştir. İki yere birden yani buna dava açmazsanız şöyle olur böyle olur diye sende en son bir gelişme var mı?
HAYDAR DEMİR: Başkanım ben size dönüş yapacağım kapatın siz.
SİNAN AYGÜN: Tamam peki bekliyorum abi görüşürüz.
Saat: 18.14 Sinan Aygün, Haydar Demir’e mesaj atıyor ; “Kardeş telefon bekliyorum”
(13 Aralık 2019 SAAT 19.56)
SİBEL AYGÜN: İstinafa gitmiş bu bir.
SİNAN AYGÜN: Gitmiş mi?
SİBEL AYGÜN: Evet, Haydar Bey yanımda iki
SİNAN AYGÜN: Ver bakıyım bir
SİBEL AYGÜN: Tamam
HAYDAR DEMİR: Efendim Başkanım
SİNAN AYGÜN: Haydar Abi ne yapıyorsun ya, seni de çok yoruyorum kusura bakma ne olursun ya hakkını helal et.
HAYDAR DEMİR: Olur mu öyle şey Başkanım.
SİNAN AYGÜN: Ne oldu şimdi, ne oldu şimdi?
HAYDAR DEMİR: Gitti istinafa gitti Başkanım.
SİNAN AYGÜN: Peki ne gerek vardı bunlara abicim yok 25 ver, yok 5 ver, yok 3 ver yani yazık değil mi abi ya birbirimizi gerdik bu kadar 10 gündür, 15 gündür ya, ne diyor Mansur Bey şimdi.
HAYDAR DEMİR: Mansur beyle biraz evvel konuştuk.
Sonra konuşalım Başkanım ben ablama söylerim.
SİNAN AYGÜN: Ya merak ettim de o yüzden soruyorum eve gidiyorum da gitti mi istinafa
HAYDAR DEMİR: Sıkıntı yok gitti, gitti
SİNAN AYGÜN: İyi peki o zaman hadi görüşürüz.
HAYDAR DEMİR: Görüşürüz saygılar
SİNAN AYGÜN: Sağol, sağol..
13 ARALIK 2019-Saat:15.00: Sinan Aygün, Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi kardeşi Sibel Aygün vasıtasıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne çağrıldı ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Coşkun Torun'un odasında sekiz Meclis üyesiyle toplantı yaptı.
Sinan Aygün'ün ifadesiyle para isteme pazarlığı ise şöyle gelişmiş;
Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi: 'Abi bize bir şey söyle de bu rakamı bağlayalım'
Ankara Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Coşkun Torun: '25.. 25 milyon'
Sinan Aygün: 'Ben Sinan Aygün'sem, ben hayatımda kimseye haraç vermedim. Kimseye para vermedim. Benden bu parayı isteyemezsiniz. Bu parayı verenin…'”
Daha sonrası Savcılıkta…
Bu Haber 292901 Defa Okunmuştur