GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli Okuyucularımız..
Birliyorsunuz; Ankara’da inşaatı bitmek üzere iken, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından, inşaatı 29. Katta mühürlenen TOGO Kuleleri ile daha doğrusu inşaatın sahibi CHP Ankara eski Milletvekili Sinan Aygün arasında bitmek bilmeyen bir tartışma var..
İnşaatı mühürleme işlemi; Hukuki mi, yoksa Mansur Yavaş’ın şahsi tavırlar sergilemesi mi?
Mansur Yavaş, ekranlarda elinde bir fotoğrafla çıkarak ve TOGO Kuleleri inşaatının yarısından fazlasını kırmızı şeritlerle işaretleyerek; “İşte bu kısımlar kaçak yapı” demişti ve halende böyle demeye devam ediyor..
Yahu sahi bu nasıl iş?
Diyelim ki Mansur Yavaş ekranda gösterdiği fotoğraf çizelgesinde haklı..
Yahu Mansur başkan.. Bu Kuleler nerede dikiliyor? Ankara’nın tam merkezinde..
Köyde ve dağlık alanda değil.. Bu yapılar yükselirken siz ve sizin Belediye elemanları hiç mi görmediniz?
Yani; değin gibi kaçak yapı da olsa, suçlu yine siz ve Belediye elemanlarınızdır.. Öyle ya; yoksa bir şeyler karşılığında, bu kaçak yapılara göz mü yumdunuz?
Gelelim gerçeklere…
Bakın değerli okuyucular.. Şimdi sizlere Allah’ın bir olduğu gibi gerçekleri aktaracağım..
Sinan Aygün’ü dinliyorum ve yüzlerce belge gösteriyor..
Ankara Büyükşehir Belediyesinden ve Çevre Bakanlığından, Belediye meclisinin vermiş olduğu inşaat yoğunluğu oranı hakkı olan yapıya; inşaat ruhsatı almak için Belediyeye ve diğer kurumlara istenilen tüm beleğeler verilmiş..
Ruhsat alınmış.. Hem de projeye tam uygun raporları ile..
Bakın… İnşaat devam ederken, Melih Gökçek ve Mustafa Tuna’nın Büyükşehir Belediye başkanlığı döneminde, her ay Belediye İmar Dairesinin ekipleri gelerek, inşaatla ilgili kontrol raporları düzenlemişler..
Çevre trafiğine ve estetiğine engel hiçbir işlem olmadığı da raporlarda vurgulanmış..
Ve şimdi bakın.. Mansur Yavaş Belediye Başkanı oluyor, aynı işlemi iki kez de , Yavaş’ın İmar ekipleri kontrol raporları tutuyorlar..
İnşaat yükseliş oranı yüzde 75… Yani 29. Katta..
Hukuken hiçbir sıkıntı yok..
Sonra birden bire bir 25 milyon lira Okul yapma parası isteme olayı çıktı..
Sinan Aygün’de; “Yahu kardeşim, ben kanunsuz ve kaçak iş yapmıyorum, kimseye haraç vermem.. Okul yapılacaksa, yer gösterin bırakın ben yaptır ayayım” diyerek restini çekti..
Tabi bu pazarlık epey sürdü.. Şimdi Savcılıkta telefon ses kayıtları çıkmış vaziyette..
Para isteme pazarlığının her safhasında Mansur Yavaş’ın bilgisi olduğu belirtiliyor..
Kim belirtiyor? Mansur Yavaş’ın gözde meclis üyelerinden Av. Haydar Demir..
Şimdi tüm resmi beleğeler Ankara savcılığında..
Yani savcılıkta ki bu resmi belgelere ve konuşma dokümanlarına ve ifadelerine göre; ya Mansur Yavaş yalan söylüyor, ya da meclis üyesi Haydar Demir yalan söylüyor..
Veyahut ta; mahkemede bir isim kurban verilecek..
Fakat gerçek şu ki; kim yalan söylerse söylesin ortaklaşa bir kurgu ile bir algı propagandası olduğu net..
Ha şu da olabilir.. Meclis üyesi ve arkadaşları Mansur Yavaş’ın adını da kullanabilirler.. Çok yakında bunlarda ortaya çıkacak..
Peki; Mansur Yavaş kendi fotoğraf çizelgesine göre koskoca TOGO kuleleri inşaatının önemli bir kısmını neye göre kaçak yapı olarak ilan ediyor?
TOGO kulelerinin yanında ki 5-6 katlı binaları emsal göstererek, “Sende bunlar kadar yükseklikte kat çıkacaksın, yoksa kaçak sayarım” mantığı ile..
Böyle bir çürümüş mantık olur mu?
Ankara’nın merkezinde yüzlerce yüksek dikey yapılar var.. Yani onların yanında 3-5 katılı yapılara göre mi inşaat ruhsatı almışlar?
Madem böyle, gel şöyle Mansur Yavaş..
Senin o çok, çok yüksek inşaatın yanında 4-5 katlı bir bina var.. Sen niye o binaya göre yükseklik ayarlamadın?
O zaman senin inşaatta, senin mantığına göre kaçak.. Hadi git mühürle ve yık..
Yine aynı yükseklikte eski Başkan Mustafa Tuna’nın inşaatı var.. Niye ona işlem yapamıyorsun?
Bakın değerli okuyucular.. İşler bu kadar mantıksızlık ve hukuksuzluklar inadı ile sürdürülürken, Mansur Yavaş çok konuşulacak işlemler gerçekleştirmiş..
Mansur Yavaş’a çevre müfettişleri, düzenledikleri raporların 150 adet dosyasını sunmuşlar..
Dosyalarda ne var?
Diyelim ki Ankara’da yükselen bir inşaatın inşaat yoğunluk hakkı 2 oranında ama inşaat sahibi bu hakkı aşarak 5 misli yapı yapmış..
Yani; Çevre imar kriterlerine ve sundukları projelere tamamen aykırı bir yapı yapıp, bitmişler..
Müfettişler 150 dosyayı Mansur Yavaş’a ne diye veriyor?
Bunlar hakkında suç duyurusunda bulunsun diye..
Peki, Mansur Yavaş bu 150 firmayı veya kişiyi Savcılığa veriyor mu?
Hayır… Kaçını mahkemeye veriyor?
Sadece 24’ünü.. Gerisi nerede, ne oldu? Niye dosyaların üzerleri örtüldü?
İnsanın aklına Okul yapımı gibi pazarlıklar geliyor..
Yoksa düdüğü çalan yırttı mı?
Sahi TOGO Kulelerinin her santimi resmi belgelerlerle ve belediye ruhsatı ile gerçekleşirken, Mansur Yavaş neden Sinan Aygün ve inşaatının üzerine düşmanca saldırılarda bulundu?
Şimdi aktaracağım bu iki olayı çok iyi analiz edin değerli okuyucular..
Bir… Sinan Aygün CHP Ankara milletvekili.. Mansur Yavaş’ın Belediye başkanlığında usulsüz bazı işlemler tespit ediliyor..
Genel Başkan da bu konu için Sinan Aygün’ü görevlendiriyor. Sinan Aygün raporlarını genel başkana sunuyor… Yani; usulsüzlük işlemlerini..
İki .. Mansur Yavaş’ta; siyasi olarak Sinan Aygün korkusu yer kaplamış..
Bakın, Sinan Aygün diyor ki; “Mansur beyden önce benim Büyükşehir adayı olmam istenildi ama ben ısrarla kabul etmedim”..
Fakat bu işler gizli görüşmelerle devam ederken, birkaç gazete ve yazar, “CHP’nin Ankara büyükşehir adayını bulduğunu ve bu ismin de Sinan Aygün olduğunu” yazınca o saate kadar Adaylıkta nazlanan Mansur Yavaş’ı birden bire bir korku sarıyor ve direk Genel başkana gidip, aday olabileceğini söylüyor ve aday oluyor..
Ve Sinan Aygün net konuşuyor… “Ben aday olmayı kabul etseydim, Mansur bey asla aday olamayacaktı”..
Mansur Yavaş bu sessiz girişimleri nasıl kavrıyor?
“Sinan Aygün kendisinin adaylığını engellemeye çalıştığı” kurgusuna yatıyor..
Ve şimdi ben de anlıyorum ki; her işlemi dört-dörtlük resmi belgelerle yapılan TOGO Kulelerinin mühürlenmesinin ve yıkım naralarının atılmasının arkasında geçmişte kalan bu husumetlerin bir numaralı etkisi olduğu kesin..
Ve Sinan Aygün tüm bu gerçeklerin ışığında şunu da ekliyor;
“Mansur Yavaş aslında Sinan Aygün’ü bitirme hesapları yaptı ve tüm algı planlarını da bu mantıkla kamuoyuna sergiledi.. Ama gücü yetmedi.. Bitiremedi, bitiremez de.. Ve şunu da ekliyorum.. Mansur Yavaş görevde bulunduğu sürece Ankara’ya tek bir çivi bile çakmayacağım.. Adam eline mühürleri almış herkese saldırıyor.. İlgili kuruluşlar uzman müfettişlerini göndersinler, 1 santim bile kaçak yapım var ise ben kendim yıkacağım”
MANUR YAVAŞ’A KÖTÜ HABERLER..
Değerli okuyucular..
Koskoca bir milli servet yapısı aylardır, yani; 17 aydır , tüm resmi belgelere göre ne inşaatının tamamlanmasına müsaade ediliyor, ne de inşaatı bitmiş ofislerin satılmasına hak tanınmıyor ve kamuoyunda bu yapı ile ilgili olumsuz algılar yaymaya devam ediliyor..
Büyükşehir belediyesinin İmar dairesinin de resmi olarak belirttiği gibi, mühürlemede ve yıkım olduğu takdirde her anı resmi olan Sinan Aygün’ün; Hukuken müktesep hakkı oluşmuş durumda.. Yani; tazminat hakları
Evet.. Sinan Aygün’de aylardır oluşan mağduriyetlerini Hukuken hesaplayarak şimdi Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına , 12 aylık maddi tazminat karşılığı; 40 milyon liralık dava açtı..
Hukukçulara göre, bu maddi tazminat hakkının alınması kesin olmakla birlikte, Belediye yönetimi veya meclisi, bu yüklü tazminatı ödemeyip, şahsi tavırları ile işi bu noktaya getiren Mansur Yavaş’ın ödemesini isteyebileceklerini vurguluyorlar..
Manevi tazminat ise yolda..
Değerli okuyucular.. Görüyorsunuz.. Mansur Yavaş’ın şahsi tavırları neticesinde Sinan Aygün’de mağdur olduğu gibi, devletin Belediyesi de yüklü tazminatlar ödemeye mahkum edilecek..
Ve Sinan Aygün ekliyor; “Mansur Yavaş’a acıyorum.. Çünkü etrafındakiler gerçekten acınacak hale düşürmüşler”
Bende gördüğüm resmi belgelere dayanarak; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığını göreve davet ediyorum..
Bu Haber 217040 Defa Okunmuştur