HAVA KORUMUNA EL KONULSUN
İzmir’de çıkan orman yangınıyla gündeme gelen THK ile ilgili her geçen gün durumun vehametini gösteren bilgiler ortaya çıkıyor. Kurum ve kızının hukuk bürosu arasında imzalanan yüksek ücretli sözleşme ile suçlamaların odağındaki CHP’li Haluk Pekşen’den itiraf niteliğinde açıklamalar geldi.
İzmir’deki orman yangınını söndürme çalışmalarında uçaklarının kullanılamaması ile gündeme gelen Türk Hava Kurumu (THK) ile ilgili her geçen gün korkunç bilgiler ortaya çıkıyor.
THK Başkanlarından Osman Yıldırım, 2015 yılında, kurumu milyonlarca dolar zarara uğratması ve usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle tutuklanmıştı. Kurumun başına 2018'de Balyoz davasından 3.5 yıl cezaevinde kalan emekli Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu getirildi.
Nogaylaroğlu, kendi ekibini oluşturmak amacıyla Emekli Subaylar Derneği'nden 76 kişiye görev verirken, kurumun hukuk işlerini yürütmek için de eski CHP milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Haluk Pekşen'in kızı Ezgi Pekşen'e ait Pekşen Hukuk Bürosu'yla bir sözleşme imzaladı.
Büyük bir bölümü CHP’nin yönetimi altındaki kurumun Genel Başkanı Bertan Nogaylaroğlu ile CHP Milletvekili ve PM üyesi Haluk Pekşen'in kızı Ezgi Pekşen'in hukuk bürosu arasında imzalanan iki yıl geçerli sözleşme ilePekşen Hukuk Bürosuna geniş yetkiler tanınıyordu.
Korkunç itiraflar
Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür bugünkü yazısında gün yüzüne çıkan THK’daki skandalları gündeme aldı. CHP’li Haluk Pekşen’in suçlamalar üzerine kendisini aradığını belirten Övür, Pekşen’in kurumla ilgili itiraf niteliğindeki açıklamalarını aktardı.
"Devlet el koymalı"
Övür’ü arayan Pekşen şunları söyledi;
"Beni buraya Kurum'u düzeltmek için çağırdılar. 'Siyaset yapmayın, biz ve devlet arkandayız' dediler. Gerçekten durum vahimdi. İlgili her birim iflas noktasındaydı. Biz bir rapor hazırladık ve vergi dairelerine, SGK'ya ve Vakıflar'a borçları yapılandırdık. Bir bankaya Osman Yıldırım döneminden kalan 100 milyon dolar borç vardı ve yüzde 28 faiz ödeniyordu. Onlar da İstanbul'daki binalara çökmek istiyorlardı. Üniversitesinden 3 bin sahte diploma verilmişti. Kurum'un balonlarına bile mafya el koymuştu. Bu gerçeği yönetime anlattık ama eskiden gelen yönetim kurulu bunu kabul etmedi.
Ben 2,5 ay görev yaptım. Bir kuruş almadım. Hayatımın hiçbir döneminde şaibeli bir işim olmadı. Pekşen Hukuk Bürosu'nun aldığı 20 bin liraya çok deniyor, o 6 avukat için verildi ve bu asgari bir ücret.
Sorun çok büyük. Cumhurbaşkanlığı bir çözüm üretmediği sürece bu sorunlar çözülmez. Devlet Denetleme Kurulu el koymalı."
İşte Övür’ün "CHP'li Pekşen'in cevabı" başlıklı bugünkü yazısı;
Bir kurum nasıl yok edilir, nasıl yolsuzluk batağına saplanır?" sorusunun cevabını Türk Hava Kurumu'nda görmek mümkün.
Derneğinden üniversitesine, alanında tek olduğu yangın uçağından, havadan kuduz aşısı yapmaya, hatta balon uçurtma işine kadar faaliyet gösterdiği her alanda tam bir iflas yaşıyor. Yolsuzluk, kayırmacılık diz boyu.
(...)
Son yazımda, biraz ayrıntılı bir biçimde Kurum'u bu bataklıktan çıkarmak için göreve gelen son başkan Berat Nagaylaroğlu ve ekibiyle ilgili iddiaları yazdım.
O suçlamaların odağında da eski CHP Milletvekili, PM üyesi Haluk Pekşen vardı.
Pekşen'e yönelik suçlamaların başında Kurum'la, kızına ait Pekşen Hukuk Bürosu arasında yapılan ve çok eleştirilen "özel sözleşme" geliyordu.
Yazı üzerine dün Pekşen aradı. Ona göre de Kurum'da inanılmaz bir tablo vardı. Şöyle diyordu,
"Beni buraya Kurum'u düzeltmek için çağırdılar. 'Siyaset yapmayın, biz ve devlet arkandayız' dediler. Gerçekten durum vahimdi. İlgili her birim iflas noktasındaydı.
Biz bir rapor hazırladık ve vergi dairelerine, SGK'ya ve Vakıflar'a borçları yapılandırdık. Bir bankaya Osman Yıldırım döneminden kalan 100 milyon dolar borç vardı ve yüzde 28 faiz ödeniyordu. Onlar da İstanbul'daki binalara çökmek istiyorlardı.
Üniversitesinden 3 bin sahte diploma verilmişti. Kurum'un balonlarına bile mafya el koymuştu. Bu gerçeği yönetime anlattık ama eskiden gelen yönetim kurulu bunu kabul etmedi." İstifaların o süreçten sonra başladığını söyleyen Pekşen, kendisiyle ilgili "yüksek ücret alıyor, özel sözleşme yaptı" iddialarına karşı da şunu söylüyordu,
"Ben 2,5 ay görev yaptım. Bir kuruş almadım. Hayatımın hiçbir döneminde şaibeli bir işim olmadı. Pekşen Hukuk Bürosu'nun aldığı 20 bin liraya çok deniyor, o 6 avukat için verildi ve bu asgari bir ücret."
"THK'ya Cumhurbaşkanı el koymalı"
Hazırladığı raporları, yaptığı çalışmaları Cumhurbaşkanlığı makamı dahil ilgili bütün kurumlara gönderdiğini söyleyen Pekşen, çözüm olarak şu öneriyi getiriyordu:
"Maalesef devlet arkamızda durmadı.
Sorun çok büyük. Cumhurbaşkanlığı bir çözüm üretmediği sürece bu sorunlar çözülmez. Devlet Denetleme Kurulu el koymalı."
"Eyvah, THK'ya da çöktüler"
Aynı yazıda adı geçen AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora da aradı. Olayı baştan beri yakından izleyen Cora, Kurum'un geçmişten beri kötü yönetildiğini belirtiyor ve şöyle diyordu:
"Kötü yönetim hâlâ sürüyor ancak bugün yaşanan süreci, içinden çıkılmaz hale getiren CHP Milletvekili Haluk Pekşen'in devreye sokulmasıydı. Şu an THK'yı Pekşen yönetiyor. Ona avukatlık ilişkisi dışına çıkan ve kongrelerde bir başkana verilmeyecek yetkiler verildi.
Kurum'la, Orman Bakanlığı arasındaki gerilim buradan kaynaklanıyor. Her işten komisyon alacağı için bakanlığa, yangın uçaklarıyla ilgili yüksek fiyat verdirdi.
Bakanlık da buna itiraz edince olay patladı.
Fırsatçılık yaptı yani. Zaten o avukatlık sözleşmesini okuduğumda, 'Eyvah, THK'ya da çöktüler' demiştim."
Cora, Pekşen'in asgari dediği avukatlık ücretine de itiraz ediyor ve şöyle diyordu:
"Vatan millet meselesi olacak bir konuda, yılda 240 bin lira alıyor. Bunun neresi az. Ama daha vahim olanı bütün işlerden yüzde 5 komisyon alınması.
Pekşen, bu konuda tecrübeli biri.
Kızılay'ın da üzerine çökmüştü. O zaman da rapor hazırladım Cumhurbaşkanlığı'na ve Kemal Kılıçdaroğlu'na gönderdim. Kemal Bey, bu yüzden Kızılay Başkanı Kerem Kınık'la görüşmüştü. Ve oradan azledildi.
Geçmişte Kızılay'da ne yapmışsa aynısını burada da yapıyor. "
Bu Haber 651047 Defa Okunmuştur