Hükümet seçim nedeniyle bol keseden para dağıtırken Sosyal Güvenlik Kurumu’nun finansman açığı AKP iktidarı döneminde toplam 301 milyar TL’ye çıktı.
Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) finansman ‘açığı’ tarihi zirve yaptı. Kurum şoka girerken zor ve gerilimli günler kapıda.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2018 yılı bütçe sunumundan SGK’nin mali gelir gider dengesinin giderek bozulduğunu ortaya koyuyordu. 2017’de 51.7 milyar TL devlet katkısına rağmen SGK bütçesi 24.1 milyar TL ‘açık’ vermişti. 2018’de ise SGK finansman açığının tarihi zirve yaparak 34.045 milyar TL’ye çıkacağı 2018 bütçe sunumunda belirtildi. Bu da yüzde 29’luk artış anlamına geliyor.
İzmir Tabip Odası üyesi Dr. Ergün Demir ve İstanbul Tabipler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Güray Kılıç’ın yaptığı çalışmaya göre, AKP Hükümeti döneminde (2003-2017) SGK’nin gelir - gideri arasındaki dengesizlik kronik hale gelmiş ve parmak hesabı ile toplam 301 milyar TL ‘açık’ oluştu.
SGK toplumun tüm kesimlerinin hastalık, işsizlik, yaşlılık, sakatlık, ölüm ve analık halinde korunmasını sağlamakla yükümlü olup en yüksek bütçeli kurumlar arasında yer alıyor. Kurumun resmi verilerine göre, AKP hükümeti döneminde SGK’nin mali bütçe gelirgider arasındaki dengesizlik kronik hale geldi ve tarihi ‘açık’ rekorunu kırdı.
SGK’nin 2017 gelirlerinin yaklaşık yüzde 72’sini prim gelirleri, yüzde 18’ini devlet katkısı, yüzde 10’unu ise faiz, gayrimenkul ve fatura ödemeleri oluşturuyor. Giderlerinin yüzde 67’sini emekli aylıkları, yüzde 25’ini sağlık giderleri, yüzde 8’ini ek ödeme ve diğer giderler oluşturuyor.
Denge bozuldu
SGK’nin mali gelir gider dengesinin bozulması ve böylece SGK finansman açığının tarihi zirve yapması işçiler, emekliler ve sağlık işletmeleri açısından sıkıntılı günlerin geleceğine işaret ediyor. Gelecek aylarda işsizliğin ve hak kayıplarının artacağı, yeni mağduriyetler yaratılacağı öngörülüyor.
Çöküşün sorumlusu hükümet
Çalışmaya göre, SGK’nin mali bütçesindeki bu açıktan genel müdürler değil, uygulanan politikalar ve bu politikaları hayata geçirmeye çalışan hükümetler sorumlu. Çalışmada, “Yoksa SGK’ye açık verdiren ve böylece çöküşüne yol açan SGK Başkanının Şanlıurfa’dan AKP’den milletvekili adayı olması tesadüf mü” diye soruldu.
Sistemi bu hale getiren siyasetçiler, kendi sorumluluklarını gizlemek için SGK’yi siyasi malzeme yapıyorlar. Her seçim döneminde oy avcılığı için prim borçlarının ertelenmesi, silinmesi, prim teşviki, prim indirimi vs. uygulamalar ile SGK’nin mali gelir-giderleri arasındaki dengesizliği giderek arttırıyor.
Açıklamada, “SGK’nin mali gelir-gider dengesinin giderek bozulması, SGK finansman açığının tarihi zirve yapması ve böylece SGK’yı şoka sokması ile seçim sonrası zor ve gerilimli günlerin kapımızda olacağını tahmin etmek güç değil” denildi.
Açıklamada, “Uygulanan bu politikalara “T A M A M” denmez ise önümüzdeki günlerde kıdem tazminatına el konulması, iş güvencesinin kaldırılması, emekli maaşlarının düşürülmesi veya ödenememesi, sağlıkta cepten ödemelerin artırılması, genel sağlık sigortasına ek olarak vatandaşın cebinden tamamlayıcı sağlık sigortası için ek finansman çıkması gibi konular bu bağlamda gündemimizde yer alacak” ifadesi kullanıldı.
Kılıçdaroğlu dönemi mumla aranıyor
İşçiler, emekliler ve sağlık hizmetlerine ihtiyacı olanlar için kritik önemde olan SGK ile ilgili reklamlar geçmişte her seçim öncesi tüm medyada yer alırdı. Seçim meydanlarında SGK’nin AKP ile altın çağını yaşadığı; Kemal Kılıçdaroğlu’nun görev yaptığı 1992 - 1999 yılları arasında kurumun 2 milyar TL açık verdiği ve SSK’nın batırılmasına neden olunduğu iddia ediliyordu.
Ancak şu andaki açık rakamları dudak uçuklatır cinsten. 2011’de kurumun giderleri 140 milyar 715 milyon TL iken, 16 milyar 235 milyon liralık açık oluştu. Bu yıldan sonra kurumun açığı her geçen yıl artarak 2018’de 34.045 milyar TL’ye çıktı.
Bu Haber 2341078 Defa Okunmuştur