GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; 28 Şubat davası hükümlüsü eski generaller Çevik Bir, Çetin Doğan, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, Cevat Temel Özkaynak ve Aydan Erol'un da aralarında bulunduğu 14 hükümlünün kalan cezalarını kaldırıp, Af etme yetkisini kullandı.
Hükümlülerin kalan cezaları, sürekli hastalık, sakatlık ve kocama hali kapsamında bulunduğunu belirten Adli Tıp Kurumu raporu nedeniyle Anayasa'nın 104. maddesinin 16. fıkrası hükmü uyarınca kaldırıldı.
“POSTMODERN DARBE VAR, HÜKÜMLÜLERİN YAŞLARI CEZAEVİ’NDE KALMA DA MÜSAİT” ISRARI VARDI..
Evet.. Değerli okuyucular..
28 Şubat’ta neler olmuştu? 28 Şubat davasının hükümlüsü olan yaşlı ve hasta olan askerlerin tahliye edilmeleri ve af yetkisinin kullanılması talepleri;
Kısa bir zaman öncesine kadar iktidar cenahı ve iktidarı destekleyen medya tarafından sürek li olarak;
“Darbe girişimleri var, Cezaevlerinde kalmada yaşları da müsait, tedavileri yapılıyor” diyerek ısrarlı şekilde ret etmelerinden sonra bir gecede ansızın nasıl oldu da bunlara Cumhurbaşkanı yetkisi ile Aflar çıktı?
İŞTE, 15 GÜN ÖNCE 28 ŞUBAT DAVASININ, YENİDEN YARGILANMA DURUŞMASINDA VERİLEN BU İFADE, AFFIN ÇIKARILMASINDA ETKİLİ OLDU..
Evet.. Ankara kulislerinde konuşulan iddia şu;
15 gün önce; 28 Şubat döneminde Devlet Bakanı olan ve Hükümet sözcülüğü yapan, şimdi ATA Parti’nin Genel Başkanlığını yürüten Sayın Namık Kemal Zeybek,
28 Şubat darbe girişimi iddiası davasının görüldüğü Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesinde ki yeniden yargılanma duruşmasına giderek, darbe girişimi iddialarıyla ilgili tanıklık yapmıştı..
ATA Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek ifadesinde; 28 Şubat’ta yaşananların darbe girişimi olmadığına vurgu yaprak,
“Sincan’dan tankların yürüme iddiası da bana gülünç geliyor. Sonradan öğrendik, normal bir geçişmiş. Ayrıca Başbakan Erbakan da alınan irtica ile mücadele kararlarını onaylamıştı” demişti..
Zeybek mahkemeye verdiği ifadesinde aynen şunları aktarmıştı;
“28 Şubat’ta yaşananlar sırasında Refah Yol hükümetinde Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsüydüm. Doğru Yol Partisi adına bir hafta ben sözcülük yapardım, bir hafta Refah Partisi adına Abdullah Gül. Dolayısıyla hükümetin içindeydim.
Yeminime sadık kalarak söylüyorum o dönemde herhangi bir şekilde darbe söz konusu değildi, ne klasik bir darbe, ne de postmodern darbe. Toplumun gerildiği bir gerçek. Dolayısıyla bu gerginlik MGK’ya da yansıdı ve bu kararlar çıkarıldı.
Darbe zorlamayla olur; ancak benim kanaatimce asla bir darbe girişimi söz konusu değildir. 2 yıl sonra Tansu Çiller, başbakan olacaktı ama Türkiye gerçekten çok gerilmişti ve bu gerginliği gidermenin bir yolu olarak da Tansu Hanım başbakan olursa halkımızın daha sakin olabileceği düşünüldü, buna Erbakan da razı oldu.
Ama o dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başka yönde bir karar verdi. Dolayısıyla Mesut Yılmaz’a verdi hükümeti ve buna Tansu Çiller ‘darbe’ dedi.
Generallerin hükümet üzerindeki baskısı asla söz konusu değildir. Sincan’dan tankların yürüme iddiası da bana gülünç geliyor. Sonradan öğrendik, normal bir geçişmiş. O gün tankların Sincan’dan yürümesi ile 4 ay sonra hükümetin düşmesinin arasında bir bağlantı olduğu iddiası oldukça gülünç.
Ben sanıkları tanımam. Batı Çalışma Grubu, sanki bir cuntaymış gibi anlatıldı. Ancak birçok bakanlıkta çalışma grupları kuruldu. O dönemin şartlarında bir darbe düşüncesi olsaydı bu yapılırdı ve kimse de bunu önleyemezdi" ..
Evet.. Değerli okuyucular..
İşte ATA Parti Genel Başkanı Sayın Namık Kemal Zeybek’in, 28 Şubat darbe girişimi ile ilgili birinci ağız olarak verdiği bu ifadelerin; iktidar kanadında da iyimserlik oluşturduğu ve cumhurbaşkanı yetkisi ile gece Af kararı çıkarıldığı ileri sürülüyor..
Bence insan hakları adına güzel bir karar..
Bu Haber 76925 Defa Okunmuştur