GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Terör örgütü DHKP-C’nin elemanları olmaları yüzünden, KHK ile görevlerinden alındıktan sonra örgütün talimatı ile açıklık grevi bahanesi ile eylemlerini sürdüren ve 166 gündür açlık grevinde olan, tutuklu Nuriye Gülmen ve Semih Özakça kargaşası her gün gündemde tutulmaya çalışılıyor.
Eli kanlı terör örgütü DHKP-C cephesinin şimdi de bu konuyu dünya gündeminde tutmak adına, sosyal medyada dünya çapında; #GiveNuriyeSemihTheirJobs kampanyası başlattığı görülmekte.
Örgütü talimatı ile devleti zora sokmak adına 166 gündür açlık grevi oyununu sürdüren Cezaevi’nde tutuklu olarak bulunan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça artık yürüyemez halde.
Bakın; Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hakkında “Silahlı Terör örgütüne üye olmak” ve bu örgütün çeşitli eylemlerine katılmak suçlarından 4 ayrı dava dosyası var.
Tüm bunlara rağmen; devlet bunları eğitimci olma vasıflarını yitirdiği için görevlerinden alıp, serbest bıraktı ama bunlar durmadı.
PKK’nın da taşeronluğunu sürekli üstlenen terör örgütü DHKP-C, örgüt propagandasını sürdürmek ve Türkiye Cumhuriyeti Devletin kamuoyuna zora sokmak için, piyon olarak seçtiği bu ikiliye, “İş ve Emek” maskesi ile açlık grevleri eylemleri oyununu başlattı.
Bunların Ankara’da ki eylemlerine ise DHKP-C, PKK ve çeşitli terör örgütleri destek verdikleri görülmüştür.
Bakın; Nuriye Gülmen’in DHKP-C’nin kolu olan Devrimci Memur Hareketine yönelik 25 Ekim 2000 tarihinde, emniyetçe yapılan operasyonda; 4 Adet 2,5 Kilogram toz dinamit, 2 adet iki Kilogram toz dinamit, 5 adet elektrikli fünye, uzaktan kumanda kontrol lambası ele geçirilmişti.
Yine Nuriye Gülmen, Ankara’da ki eylemleri sırasında; 13 Haziran 2015’te bir gazeteye verdiği röportajda;
“Katıldığım hiçbir eylemden, yaptığım hiçbir fiilden pişmanlık duymadığımı belirtmek istiyorum. Bana katıldığım üç eylemden soruşturma açıldı, oysa bunlar gibi onlarca eyleme katıldım, katılmaya devam ediyorum. Devrimci kimliğimden dolayı işten atıldım. Şimdi devrimciliğin verdiği güçle ve haklılık bilinciyle direniyorum” demişti.
Simdi bazı siyasilerin ve yayın organlarının eli kanlı terör örgütünü, nostaljik bir Sol örgüt olarak göstermeye çalıştığı gözlenmektedir. Bu yanlışta en büyük pay ise bazı CHP milletvekillerinin olmasıdır.
Oysaki DHKP-C; aktif, kanlı cinayetlere imza atan bir terör örgütüdür. Sabancı ve Savcı Selim Kiraz cinayetleri haricindeki medya görünürlüğünün PKK’nın oluşturduğu terör gündeminin gölgesinde kalması, bir anlamda örgütün içyapısının yeterince tanınmasını engellemektedir
Ne yazık ki; ülkemizde siyasi rekabette; “Rakibimin düşmanı, benim dostumdur” anlayışı güdülmesi ile bu tür eli kanlı terör örgütlerine de çeşitli destekler verilmektedir.
DHPK-C, NURİYE GÜLMEN VE SEMİH ÖZAKÇA’nın TAHLİYESİNİ ENGELLEYİP, CEZAEVİ’NDE ÖLMELERİN İSTİYOR
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça; tek kelime ile eli kanlı örgüt DHPK-C’nin elemanı olup, örgütün talimatı ile açlık grevi oyununu sürdürdüğü gerçeği tüm çıplaklığı ile ortadadır.
Örgüt ve destekçi siyasiler; “İş, Emek, Eğitimci” maskesi ile devlet ile pazarlıklar yapıp, açlık grevi zorbalığı ile Nuriye ve Semih’in tahliyesini elde etmeye çalışıyor..
Devlet eğer bugün bu iki örgüt elemanını tahliye ettiği takdir de, eli kanlı terör örgütü karşısında “pes” etmiş ve isteğini yerine getirmiş pozisyona düşecektir.
Devlet niye böyle bir pozisyona düşsün?
Terör örgütü ve destekçileri uyguladıkları bu dayatmalar ile de aynı zamanda Nuriye ve Semih’in tahliye olmalarını engellemektedir.
Devlet ve bazı siyasiler açlık grevini sonlandırma çağrısında bulunmalarına rağmen, bunlar neden eylemlerinde ısrar ediyorlar?
Çünkü örgüt; açlık grevini bitirmelerini istemiyor, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın, Cezaevi’nde ölmelerini istemektedir.
Örgütün ve destek bulduğu güruhların amaçları bu ölümlerle Türkiye’yi sözde insan hakları edebiyatları ile dünya kamuoyunda yıpratmak, hırpalamak..
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’da bu acı gerçeği bilmekte ve örgütün kendilerini ölüme terk ettiğini bilmektedirler.
Tek çare; Nuriye’nin ve Semih’in ailesinin örgütün tehditleri karşısında devlete sığınıp, destek almaları, çocuklarına da açlık grevini bitirmeleri yönünde telkinde bulunmalarıdır.
Yoksa; Devlet Savcısının katillerine boyun eğecek değil..
Kendileri bilir.
Bu Haber 730616 Defa Okunmuştur