GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Evet .. Türkiye, dünyada en çok haini ve işbirlikçileri olan ülke .. Türkiye düşmanları, işbirlikçilerine o kadar çok maske dağıtmış ki, bu lağım farelerini tespit etmek epey zaman alıyor..
Hele, hele bu işbirlikçilere halkın itibar gösterdiği bazı siyasi kuruluşların, bazı sazan temsilcileri de şovlar adına destek verince, halk; kimlerin ne olduğunu anlamakta epeyce güçlük çekiyor..
Türkiye’de, Türk düşmanlarının yerli işbirlikçileri için en geçerli maskeler; Gazetecilik, Atatürkçülük, İnsan hakları, din, iman ve devrimcilik ..
Türkiye’de yarım asırdan fazladır Sol ideolojiye hizmet etmek adına yayın yapan bir Gazete var..
Eyvallah.. Sosyalizm de bir dünya görüşüdür, fikir hareketidir.. Elbette ki temsil edenler de olacak.
Bu Gazetenin adı Cumhuriyet ama içi ve her tarafı ihanet..
Bu gazete özellikle son 15-20 yıldır fikir rotasını değiştirdi ama hala yüzünde “Sol, sözde Atatürkçülük” maskesi var.
Bunlar; geçmişte sola ağır şekilde küfür edenleri, Gazetelerine ortak ettiler, onlarla çeşitli parasal ve intikam işlerine girdiler..
Tabi tüm bu dönekliklerin bir tek karşılığı var.. Para…
Zaten, akıllı, dik duruşa sahip solcular bu kıvırdak gazeteyi alıp okumuyorlar.. Okunmadığı içinde satışı olmuyor..
Tek çare; gazete yöneticilerinin ona-buna satılmaları..
Bunu kurtuluş olarak görüyorlar ama battıkları bataklıktan da artık çıkamıyorlar..
“Yandaş medya” diye bazı gazeteleri suçluyorlar ama kendileri de terörün, teröristlerin, Türk düşmanlarının yandaşlığını yapıyorlar.. Şimdi de FETOŞ’un yağdırdığı para ile tetikçilik yapıyorlar..
Suçüstü yapılınca da; “Aman biz gazeteciyiz, haber yaptığımız için, iktidarı eleştirdiğimiz için gözaltına alındık, cezaevlerine konulduk” gibi yaygaralar kopartıyorlar..
Bu yönde yaptıkları protesto eylemlerinin destekçileri de zaten “kronik destekçiler”..
DHKP-C, PKK, HDP, FETÖ ile bunların yan kuruluşları olan sözde Sivil Toplum kuruluşları.. Bir de ayrıca esasen bunları ayakta tutan, hayat öpücüğü veren CHP içinde ki bazı şovcu sazan milletvekilleri var.. Kamuoyu oluşturup, bunlara haksız şekilde baskılar yapıldığı algısı yaratıyorlar..
Bunlar parasız kaldıkları için, daha önce sözde karşı mücadele içinde oldukları FETÖ ile şimdi dört-dörtlük işbirliği içindeler..
FETÖ ile birlikte, “düşmanda ortak” aklı ile hareket ediyorlar ama bir taraftan da gizli FETÖ’cü olduklarını kamuoyundan ve kalan okuyucularından gizlemek için de FETÖ aleyhine ufak-tefek haber yapıp, göz boyuyorlar..
Şuan FETÖ’nün, Türkiye’de kamuoyu oluşturma ve düşmanı AKP’yi vurmada tek can damarı Cumhuriyet gazetesidir.
Yöneticilerinin kimlerle nasıl işbirliklerine girdiklerini ve şuan yurtdışında kimlerle nasıl işbirliği yaptıklarını görmemek, anlamamak tek kelime ile aptallık olur..
Terörün, teröristlerin temsilciliğini yapmak, onları savunmak asla Gazetecilik değildir ve Gazeteci olanların da böyle bir suç işleme lüksü de yoktur..
Dedik ya, bu satılmış işbirlikçilere şimdi en büyük hayat öpücüğünü veren CHP içinde ki birkaç şovcu milletvekili..
Cumhuriyet Gazetesinin İnternet sitesinin Yayın Yönetmeni Oğuz Güven denen tilki, Denizli Başsavcısı Mustafa Alper’in yaşamını yitirdiği kazanın ardından öyle bir başlık atıyor ve bu başlığı sosyal medyada öyle bir kurnazca yayıp, bir yerlere ince mesajlar verdi ki.. Bunu anlamamak geri zekalılık olur..
Hainlerin kucağında sözde Atatürkçülük, Gazetecilik yapan yavşak .. Senin ve sizin yaptığınız gazeteciliğin taaaaa ….
Haber de başlık teması topluma mesajdır.. Sizde bunu istismar edip, kurnazlıkla bir yerle sevinç mesajı veriyorsanız, unutmayın sizden daha akıllı gazeteciler, ülkeyi yönetenler var…
Ulan yavşaklar … Devletin görevi başında ki memurları, herhangi bir olay sonucu hayatlarını kaybederler ise bunlara “Şehit” denilir..
Hadi bunu demek te içinize sinmiyor ..
Ne demek ulan … “FETÖ iddianamesini hazırlayan Başsavcı Mustafa Alper’i kamyon biçti”
Bu bir sevinç çığlığının, FETOŞ’a aktarılan mesajıdır..
Devletin savcısı biçilmez olan şerefsiz.. Şehit olur, şehit..
Gözaltına alındıktan sonra da “Vay biz gazeteciyiz”..
Hassttttiiirrrin kahpeler..
Siz Gazetecilik maskesi ile satılmış işbirlikçi hainlersiniz..
Sizin günlük yaptığınız haberlerin yüzde 90’ı Türk ve Türkiye düşmanlarını savunan haberlerdir..
PKK’yı ve HDP’yi de allayıp- pullayıp kamuoyuna lanse eden sizler değil misiniz?
Siz kim, Atatürkçülük, halkçılık kim?
Siz Türkiye düşmanlarının kucağına oturmuş işbirlikçi fahişelersiniz…
Sayın Kılıçdaroğlu, bu Gazeteci maskesini takan işbirlikçi hainin kazada hayatını kaybeden Başsavcı için attığı başlığı bir Halkçı lider olarak içinize sindiriyor musunuz?
Sindirmeyeceğinize eminim ama artık o şov meraklısı, sazan vekillerinize de artık “durun” demelisiniz…
Kurnazlığın adı akıl değildir..
Yine haftalardır; KHK ile ihraç edilen akademisyen DHKP-C’li Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın işlerine geri dönme maskesi 66 gündür ile yapılan açlık grevi aynı taktiklerle, aynı kişilerce çeşitli algılar oluşturulmaya çalışılıyor.
Açlık grevi görüntüsü altında terör örgütü propagandası yapanlar da zaten DHKP-C’li olduklarını gizlemiyorlar..
Devrimin veya devrimcinin adı; Savcıyı makamında şehit etmek mi? Türkiye düşmanları ile işbirliği yapmak mı? Eli kanlı PKK’nın taşeronluğunu yapmak mı?
Geçin bu ayakları.. Maskeniz çoktan düştü..
Bu sözde açlık grevi yapan akademisyen kadın öyle bir kurnazlıkla twit atıyor ki; “Devrimci avukatların getirdiği mercimek çorbası içimizi ısıttı”..
“Devrimci” diyorlar bakın .. Kimin devrimcisi? Silahlı terör örgütü, PKK’nın bir numaralı taşeronu DHKP-C’nin ..
Bunların açlık grevine destek verenler ve özellikle CHP’nin zeka özürlü bazı milletvekilleri; açıkça Savcı katillerini sarıp, sarmalıyorlar.. Bunun ötesi yok..
Bu Haber 719279 Defa Okunmuştur