GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Bugün Ümit Özdağ olayını daha doğrusu; İYİ Parti’nin kurumsal kimliğini itibarsızlaştırmaya çalışma girişimini değişik bir şekilde ele alıp, sizlere aktaracağım..
Prof. Dr. Ümit Özdağ, birden bire yandaş bir tv’ye çıkıp, tabi özel hazırlanmış bir programda; İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cülerle ilişkisi olduğunu ve bunu da Genel Başkan Meral Akşener’e de ilettiğini ama Buğra Kavuncu’nun görevde tutulduğunu ileri sürüp, çamurlar atıp, kenara çekildi..
Özdağ zannetti ki; İYİ Parti’yi ve Meral Akşener’i bu çamur ve iftiralarla kamuoyunda itibarsızlaştıracak ve devirecek..
Sonra tabi durmadı.. Bu kez, PKK’nın mecliste ki uzantısı HDP ile Anayasa taslağı hazırladığını ortaya attı..
Akıl fukaralığına bakın.. Meral Akşener ve Kılıçdaroğlu sanki gizlice Kandil’e gitmişlerde, orada ki PKK’lı kuduz itlerle pazarlık yapıp, onların istemlerine göre Anayasa taslağı hazırlamışlar..
Bu HDP bence; artık tam teşekküllü bir devlet hastanesine gidip, kurumsal kimliğinde virüs olup, olmadığına yönelik bir heyet raporu alması gerekir..
Neden mi?
Yahu arkadaş, PKK dedikleri bu HDP, milletin meclisinde, Meclisi yöneten Başkan vekili var, Devlet hem maaşlar veriyor hem de her yıl hazineden 50 milyon lira yardım veriyor..
Birde devlet bunlara makam arabaları verdiği gibi koruma polisleri veriyor..
Yani; bu HDP’yi devlet tam teşekkülü himaye ediyor..
Her ne hikmetse Yargıtay savcısı falan da dokunmuyor..
Sonra yandaş yazarlar tv ekranlarında HDP ile merhabalaşanları bile hain ilan edip, ayıplıyor.. Tabi, yandaşların dışında da başka partilerde de menfaatlerine ulaşamayanlarda hemen ellerine FETÖ ve HDP çamurunu alıp fırlatıyorlar..
Ama mecliste aynı çatıyı paylaşıp, aynı lokantada yemek yiyorlar, HDP’lilerin içtikleri çay bardaklarından çay içiyorlar..
Sonra da; vay HDP…
İkiyüzlülüğe bakın…
Ümit Özdağ Profesör ve milletvekili.. Yahu hoca, bırak İYİ Parti’yi, CHP’yi.. Şimdi AKP veya MHP bir Anayasa taslağı hazırlasa, HDP milletvekillerinden oy istemeyecekler mi?
İsteyecekler.. Niye istemesinler? Mecliste yasal bir parti
Yani devletin sakıncalı saymadığı mecliste ki yasal bir parti ile herhangi bir yasal partinin Anayasa görüş-alışverişi neden abes olsun, hainlik olsun?
Ayrıca bu kadar milliyetçi ve yiğitseniz, çıkar mecliste her gün isyan edercesine bağırıp,
“Binlerce şehitlerimizin katillerini savunanlar ve temsilcileri olduğunu inkâr etmeyen bu bölücülerin, bu yüce mecliste ne işi var? Bunlara devlet nasıl maaş ve yardım verir?” diye hesaplar sorarsınız..
Bırakın bu kokmuş milliyetçilik ayaklarını..
MERAL AKŞENER PROF’UN MASKESİNİ DÜŞÜRDÜ
Bakın, Ümit Özdağ ASAM Başkanlığından sonra siyasete girmiştir.. Özdağ, ilk olarak katıldığı MHP’de de Genel başkanlığa oynamıştır..
Sonra İYİ Parti’ye katıldı ve burada da Genel Başkanlık makamını ele geçirmek için birçok zeminler oluşturmaya çalıştı..
Özdağ, yandaş tv’de Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cü olduğunu net bir şekilde ifade ederken, Meral Akşener’i de itibarsızlaştırmayı ihmal etmiyor ve Akşener’i de bu konuda uyardığını ama gereğini yapmadığını üstü kapalı söylüyor..
Buğra Kavuncu’yu tanımam ama babası Orhan Kavuncu’yu çok iyi tanırım.. Benimde üyesi olduğum Ankara Türk Ocakları Başkanlığını yaptı, Mamak Cezaevi’nden çıktıktan sonra Yeni Düşünce Gazetesinde birlikte yazdık.. Çok değerli bir ağabeyimizdir..
Milliyetçi- Ülkücü camia Ümit Özdağ’ı tanımadan, Orhan Kavuncu’yu tanır ve saygı ile severdi.. Halen de öyledir..
Eee kardeşim, böyle bir ailenin evladına FETÖ’cü çamuru atıyorsun, ucundan da olsa ufak, tefek belgen bile yok..
Tabi attığı çamur tutmadı ama meğerse kazın ayağı sadece bundan ibaret değilmiş..
Bu zat, çamurlar, iftiralar atmadan kısa süre önce, yani Kurultay arifesinde Meral Akşener’den, Grup Başkan vekilliği makamını istemiş..
Akşener’de; Kurultay sonrası bakarız demiş.. Ve Özdağ diyor ya; “Yahu arkadaş ben GİK’e aday bile olmadım, nasıl çizik yerim?”
Niye aday olmadığı da böyle ce ortaya çıktı.. Kurultay sonrası Grup Başkan vekilliği umuyormuş, o yüzden aday olmayı düşünmemiş.. O da olmayınca, zıplayıp, soluğu yandaş tv’de özel hazırlanmış bir programda aldı ve başladı çamurları serpmeye..
Ve Akşener sürekli zıplayan bu zatın, maskesini dün akşam katıldığı canlı yayında düşürdü ve ipliğini de pazara atarak, noktayı koydu..
Haa bu arada bu Prof. Zat bu senaryoları hazırlarken Meral Akşener’in eski İçişleri Bakanı olduğunu unutmuş…
Gelin gerisini, Sayın Akşener’den dinleyelim;
“Buğra Kavuncu ile ilgili olarak bana geldi ve kongremiz vardı. Buğra'nın FETÖ'cü olduğunu söyledi. Ben de kendisine konuyla ilgili belge ve bilgi getirmesini gereğini yapacağımı söyledim. Son gelindi belge ve bilgi yok. Bu bilgiler nereden? O da devletin bazı kurumlarını söyledi.
Belgesi yok. Not aldım, o da devletin bazı kurumlarını söyledi. Jandarma, askeriye ve MİT'ten aldığını söyledi. Ben de ilgili kurumların başındaki kişileri aradım.
Okudum, bunlar iddia, iddia sahibi şu kişi. Dolayısıyla sizden alındığını söyledi. Bu bilgilerin sizde olup olmadığı doğru mu? Sonuç itibariyle o bilgi oradan çıktı.
Ben eski İçişleri Bakanı’ydım. Nasıl soru soracağımı bilirim. Özel kalemler üzerinden gizli değil resmi bir biçimde aradım. Devletin sistematiği şudur. Siz müracaat edersiniz, size gizli bilgiyse, verilemeyecek bilgi ise yüzünüze yazıyla veya şifahi olarak söylerler.
Çarşamba bir arkadaşımız, Perşembe bir arkadaşımız geri döndüler. Sayın Özdağ'ın oralardan aldığını iddia ettiği kayıtların sisteminde olmadığını söylemiş oldular”..
Evet… Kendisinin istihbarat servisleri ile çok iyi ve güvenilir ilişkileri olduğunu düşünen Ümit Özdağ’ı; anladığım kadarıyla; bu servislerde ciddiye almayıp, işletiyorlar, sallama istihbarat veriyorlar ve adamı madara ediyorlar.. Vallahi ayıp ediyorlar
İYİ Parti’ye atılan iftira ve itibarsızlaştırma oyunu böylece noktalanmış oldu ama benim de Ülkücü yapıya sahip bir Türk Milliyetçisi olarak, Ümit Özdağ’a merak ettiğim bazı soruları ileteceğim..
YAHU HOCA; BU PKK’LI YÖNETİCİLER, NEDEN BİR BAŞKASI İLE DEĞİL DE ISRARLA SENİNLE GÖRÜŞÜP, DEVLETLE ARALARINDA ARABULUCU OLMANI İSTİYORLAR? HELE, HELE BÖLÜCÜBAŞI MURAT KARAYILAN’IN BİLE SENİ KANDİL’E GÖRÜŞMEK İÇİN DAVET ETTİĞİ İDDİASI AKLIMI KURCALIYOR..
Değerli okuyucular.. Bu safhada ki yazacaklarıma geçmeden önce bir hatırlatma yapayım..
Özdağ, Akşener’e, FETÖ’cü iddiası bilgisini nereden aldığını söylemişti? Jandarma istihbarattan ve MİT’ten..
Bakın, Özdağ ASAM Başkanı iken, 1998 yılının Temmuz ayında, Barzani Vakfının ABD’de yaptığı bir toplantıya katılıp, orada PKK’lı yöneticilerle görüştüğü haberleri çıktı..
Özdağ bu iddiaya karşı ne savuna yapmıştı?
“Dışişleri Bakanlığı İstihbarat ve Araştırma Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı tarafından telefon edilerek önemli bir konuda görüşmek üzere Dışişleri Bakanlığı’na beni davet etti.. Görüşmede kendisine; Washington’da Mesud Barzani tarafından desteklenen bir vakıf olan Washington Kurdish Institute tarafından Ortadoğu’da Kürtler adlı bir uluslararası konferans düzenlendiği bildirilmiş ve bu toplantıda da Türkiye Cumhuriyeti Devletinin mutlaka olması gerektiğini vurgulayarak, kendisinin bu toplantıya devlet adına katılmasını rica etmiş..”
Ve o toplantıda MİT temsilcileri de Washington elçimizde varmış..
Özdağ, Bu toplantı da PKK’lı yöneticilerle değil de bir HADEP milletvekilinin oğlu ile sohbet etmiş, PKK konusunu tartışmışlar..
Şimdi soruyorum…Varan BİR;
Yahu hoca.. O toplantıya devlet sıkıştığı için ricayı kabul edip, katıldığını söylüyorsun..
Yahu devletin elçisi, MİT’i orada da, Dışişleri bakanlığının o toplantıya katılacak elemanı mı yok tu ki çareyi sende aradılar? Acaba neden?
Sonra sen bu toplantıdan çıktıktan sonra bilgileri gelip MİT’e aktarıyorsun.. Peki; o toplantı da ki MİT’çi ne iş yapıyor da, siz bilgiler sunuyorsunuz?
Varan İki soruyorum ..
Irak’ın kuzeyinde bazı işler yapan ve yaptığı işler karşılığında PKK’ya haraç veren, Diyarbakırlı işadamı Mehmet Mehmetoğlu, neden seni tanımadığı halde seni özellikle arayıp, ASAM ofisinde gelip görüşüyor ve PKK içinde ki olayları anlatıyor?
Ve sen, yine bu görüşmeyi adamın haberi olmadan, görüşmeleri hemen ilgili istihbarat servislerine aktarıyorsun..
Varan 3 soruyorum..
Ve bu işadamının vasıtasıyla PKK yöneticisi olmaktan hapis cezası alan İrfan Güler bu kez gelip ofisinde seninle görüşüp, Irak’n kuzeyinde büyük çeklerin havada uçuştuğunu ama PKK’nın; Türkiye’nin çekini tercih edeceğini, Kandil’le görüşmeleri olduğunu vurgulayıp, bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile çözüm konusunda yine arabulucu olmanı istiyor..
Şimdi bu görüşmeleri Meral Akşener yapsa idi, neler olurdu hocam? Aman Allah’ım kıyametler kopardı veya şimdi paralel den hakkında davalar açılmıştı..
Evet.. Ümit hoca bu bölücü eşkıya elemanları size bu kadar neden ihtiyaç duyuyor? Merak etmemek elde değil..
Ve tabi siz bu İrfan Güler ile yaptığınız görüşmeleri de Genelkurmaya ve MİT’e aktarıyorsunuz..
Ve gelelim en ilginç iddiaya..
Bu PKK işbirlikçileri de; tabi sizinle yaptıkları görüşmeleri bölücü eşkıyaların karargâhı Kandil’e iletiyorlar.. Yani, bölücü başları Murat Karayılan’a iletiyorlar..
Tabi Karayılan’da sizi çok merak etmiş ve sizi Irak’ın kuzeyine, yani; kuduz itlerin barındığı karargâha görüşmelerde bulunmak için davet ediyor..
Bak hoca … “Kandil’e gitmiş sin” demiyorum.. “Davet edilmişsin” diyorum..
Ve söylentilere göre; bu davete karşı şu mesajı göndermişsin;
“Yahu şimdi adımız derin devletin elemanı diye zaten çıkmış.. Simdi oralara gelirsek bir sürü dedi-kodular daha çıkar..”
Yahu hoca bu ne ilgi, bu ne sıkı görüşmeler, mesajlaşmalar?
Vallahi ben de sizin savunmalarınızı okuduktan sonra derinlerde yüzdüğünüzü düşünmeye başladım..
Öyle ya.. İşkur gibi size müracaat etmişler..
Bir de hoca.. Siz 1998 yılında yazılan “PKK ile görüşen MHP’li” manşeti ile çıkan haberi yazan muhabiri ve gazeteyi, o günlerde hararetli savunmalar sırasında mahkemeye vereceğinizi söylüyorsunuz..
Sahi niye mahkemeye vermediniz?
Ve Ümit Özdağ’ın o yıllarda bu iddialara yaptığı savunmalarda çok ilginç bir cümlesi var..
“Devlet Bahçeli beye saldıranlar, şimdi bana saldırıyorlar.”..
Ve son bir şey daha; geçenlerde MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’da; sizin MOSSAD ile görüştüğünüzü ve Ülkücülere tuzaklar kurduğunuzu açıkça haberleştirdi..
Sahi Semih ağayı da mahkemeye verdiniz mi?
Veya karşı cevap verdiniz mi? Ben görmedim, belki de kaçırmış olabilirim karsı beyanatınızı ..
Hoca, yoksa adına açılım, çözüm süreci denilen ihanet projesinde sizde mi rol aldınız?
Bu Haber 1246341 Defa Okunmuştur