Alaattin Çakıcı, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Fatih Berviranlı'ya yazdığı mektubunun başında;
“Sizi sevmediğimi daha evvel basın ile açıkladım.Keskin Cumhuriyet Savcılığına geldiğiniz zaman ‘bilgi kirliliği var demişsiniz; bize her şey yanlış intikal edilmiş’ dediğinizi biliyorum. Size bir aya evvel Aps ile mektup gönderdim. Bu hapishanede geldiğim günden beri cezaevini yönetenler hemşehrilik adı altında7-8 başlı idi. Burası Kızılay Meydanına benziyordu. Şu anda bu hapishanede bir FETÖ’cünün sesi çıkmıyor.” vurgusunu yaparak, kendisinin bu cezaevi’nden gittiği anda isyan çıkacağı ve buna da idarecilerin sebep olduğu konusunda uyararak, şunları iletti;
“Adli mahkum kendi halinde. 50’ye yakın ırz düşmanı vardı; hiçbiri artık yok. Geçen gün isyan teşebbüsünde bulundular.Cezaevinde olduğum sürede iki kez idareden yana olup isyanı bastırdım.
Bu olaylar gelişirken 35 memur ile nöbetçi müdür karşı blokta oturup hiç müdahale etmedi ve Ankaradan gelen 3 memur hakkında soruşturma açtılar. Bir gün sonra aile ziyaretindeyken avukatıma geçtim .
Bu esnada bir yarbay ve üsteğmen, yıllardır ayaklarımda olan nasırdan dolayı bende olan bistüriyi istediler. Daha evvelde bistürilerin değiştirilmesi için talepte bulundum. Sonradan üç bistüri ve saplarının biri revire bırakıldı.İki bistürü ve sapı Battal denilen yasal yollarla gelen infaz memurunca bana getirdiler.
Sonra Battal’ı telefonla arayıp onu bir yere çağırdılar. O zaman zarfında eski bistrüleri veremedim. Bir kaç gün sonra fazla bistrüleri vermek için üzerimdeyken aile ziyaretine çıktım. Oradan avukata geçtim.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi; üsteğmen ve yarbaya “verilen hak yasal olarak UYAP’a geçti. ‘Böyle bir şey olmaz’dedim.
Ancak üsteğmen ve yarbaya iki bistrüyi de teslim ettim. Zaten teslim edeceğim bistrülerdi. 300 asker ve 300 infaz memuru şahsımla ilgili içeriye girdi. Sonra Başgardiyan çay içelim diye beni başmemurluğa davet etti. İki dakika sonra Halit, Hüsnü ve Ahmet müdür geldi. Arkalarında 150 memur vardı. Ani müdahalenin başındaki beni görüp hızla dışarı çıkınca ben de 3 müdür ve bir başmemuru kilitleyip 150 memuru kovdum.(kamera kayıtlarında vardır)
Halit müdüre terbiye dahilinde sert konuştum. Kimsenin sesi çıkmadı. Bu söylediklerim harfiyen kamera kayıtlarında var. Kendileri rezil olduğu için tutanak bile tutulmadı. İsyanı durdurduğum gece Ankaradan gelen 3 çocuk da benimle birlikteydi. O çocukların hakkında soruşturma açmışlar.
Nöbet yerinde bulunan Ahmet müdürü ve 35 infaz koruma memurunu kurtarmak için 3 çocuğu yakıyorlar. Sayın Genel Müdürüm yardımcım; daha evvel yazmıştım. Sağlık nedenlerinden dolayı Kandıra Cezaevine gidip ameliyat olmak istiyorum.
Kandıra cezaevi olmaz ise,sağlığım açısından hiçbir cezaevine gitmiyorum. İster beni bu çivisi çıkmış T.Tipinde tutun, ister Hacılar F Tipine gönderin. Harici bir yere gitmek istemiyorum. Lütfen şunu da unutmayın; T. Tipinde ben gittikten sonra bir aya kalmaz isyan çıkacak.
Sebebi; buradaki müdürlerdir. Dün de bende kalan bistrüyi tutanakla teslim ettim.Bugün getirdiklerinde revirdeydim. Ayağımın bir bölümünün nasırını kendim aldım.
Yukarıda bahsettiğim daha önce de dediğim gibi buraya adalet duygusu yüksek bir birinci müdür,iki tane de ikinci müdür gelirse şu anda hapishane sütliman,öyle devam eder. Yoksa 3 ay içerisinde bu cezaevi patlar.
Yaptığım her şey suç teşkil ediyorsa suçumu da peşinen kabul ediyorum.
Bu Haber 9705149 Defa Okunmuştur