GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Ben Ali Babacan’ı şahsen hiç tanımam.. Sadece Basın mensubu olarak gözlemlediğim ve mantığımda puanlar verdiğim bir siyasetçi ..
Ayrıca Ortadoğu Üniversitesi Endüstri Mühendisliğini birincilikle bitirmesi de benim için önemli bir ayrıntı..
Yazıya başlamadan, kendisini araştırmacı- yazar gören, ilan ettiren bazı köhnemiş beyinlere, yıllardır gözlerinden at gözlüğünü çıkarmayan kiralık kalemlere birkaç söz söyledikten sonra, Babacan hareketinden bahsedelim..
Haa bunların beynini; cerrahlar her hangi bir kuşa monte etse, inanın o kuş geri, geri uçmaya başlar…
Adamlar hep bir ağızdan “Yahu Ali Babacan’ın siyasi alternatif olarak medyana çıkması saçmalık.. Neden saçmalık? Çünkü toplumda bir alternatif siyaset beklnetisi, arayışı yok.” Falan, filan..
Dedim ya bunlar uzayda yaşamıyorlar, yeryüzünde yaşıyorlar ama beyinleri bir noktaya robotlaştırılmış..
Bakar körler…. Adalet, Ekonomi, Tarım, İnsan hakları, Eğitim, toplum huzuru dibe vurmuş.. Korku siyaseti, yoksulluk, açlık, işsizlik, intiharlar, ayrıştırmalar, israf tavan yapmış, adamlar daha hala “Türkiye kalkınmada uçuyor” deme gafletinde bulunuyorlar..
Bunların içinde Allah korkusu da yok.. Sadece Hükumetten ve Erdoğan’dan korkuyorlar..
Şehitler kervanı uzadıkça, uzuyor ve 500 tane, Bin tane kuduz it gebertmekle başarılı sayıyorlar kendilerini..
İsterseniz bir günde 5 bin tane dağda ki kuduz itlerden gebertin.. Bana ne.. Benim tek şehidimin, tek damla kanını bile onların 100 binlerine değişmem..
Ve bu uçurumu görmeyen bu köhnemiş beyinler, şimdi diyorlar ki;
“Yahu Ali Babacan, ikinci adam gibi sessiz, sedasız konuştu.. Erdoğan’a rest çekmedi, restleşmedi, inandırıcılığı yok” gibilerden..
Be hey ahmaklar… Diyorsunuz ki; “Eleştirilerini AK Parti’ye yaptı, Erdoğan’a bir şey demedi.”
Yahu; AKP’de, parti içi demokrasi mi vardı veya şuan kalmışmış ki, Erdoğan’ın dışında söz sahibi, karar verici bir isim mi var ki; O’na söylemiş olsun..
Babacan’ın yaptığı eleştirilerin yüzde yüzü Erdoğan’a ve izlediği yanlış politikalaradır..
Başka adresler aramayın..
Ne diyor Ali Babacan; “Adalet, insan hakları örselenmişti.. Baktık karanlık tünele doğru gidiyoruz.. İşsizlik ve yoksulluk, enflasyon oranları yükselmeye başlamıştı.. Bu kötü gidişatın günahına daha fazla ortak olmamak için ayrılmayı seçtim.. Dönemimin günahı da, sevabı da benimdir”..
En önemlisi Atatürk ve Cumhuriyetten vaz geçilmeyeciği vurgusu yapıyor
Özeti bu …
Bakın 12 Eylül Askeri darbesinde; ben, ailesi ile birlikte; Mamak zindanlarında ağır çileler çeken Ülkücü yapıya sahip Türk Milliyetçisiyim..
Yani öz be öz, MHP’liyim ama uzun yıllardan beri MHP’ye ve yönetimine oy vermiyorum…
Milyonlarca milliyetçi insan siyasi alternatif arayışı içinde… Muhafazakarlar, Solcular yine aynı arayış içindeler..
Vatandaş artık “insan unsurunu, adaleti ve insan haklarını” öne çıkartacak, insanlara, ülkeye bu anlayışla hizmet edecek bir siyasi anlayışı, oluşumu aramaktadır..
Ve en önemlisi kavgalarla, hakaretlerle, ayrıştırmalarla, gerçeği görmeyenlerle, hainlerle işbirliği yapanlarla bir siyasi çizgide artık görünmek istemiyor..
Bu açıdan baktığımızda; Ali Babacan siyasi menfaatler uğruna bu günahlara ortak olmadığı gibi ayrıldıktan sonra da bir Bülent Arınç gibi zikzaklar çizmedi, duruşunu bozmadı ..
Bakın, 12 Eylül 1980 yılında da aynen böyle ortam vardı..
Millet Turgut Özal’ı da pek tanımazdı ama
“Ben, dört siyasi görüşü bu çatı altında birleştirip, millete hizmet edeceğim”…
İşte; millet bu birlik hasretine oy verdi..
Şimdi Ali Babacan hareketi sadece AK Parti küskünlerinin, kırgınlarının geleceği adres değil..
Sokakta ki vatandaşla, Milliyetçisi ile Solcusu ile eski siyasilerle konuşuyorum… Herkes yeni bir alternatif arıyor ve Babacan’ı işaret ediyor..
Bakın “Alternatif arayışı” yok diyenler aynı gazelleri Meral Akşener ve arkadaşlarının Bahçeli baskısından koptukları zamanda söylemişlerdi..
Bütün baskı ve engellemelere rağmen 1 yılda ne oldu?
İYİ Parti, 50 yıllık MHP kadar milletvekili çıkardı..
Elbette ki Ali Babacan hareketine eski AK Partililer, küskünleri de katılacaktır ama görüntü bu olmayacaktır..
Zaten buna da özen gösteriyorlar..
Vatandaşın, Babacan hareketinden tedirginliği yok mu?
Var…
Hele, hele Fehmi Koru’nun bir tv’de sarf ettiği sözlerden sonra, kuşkular oldukça artmıştır..
Kuşku nedir?
“İttifaklar dönemi, seçim olur ise Babacan’ın partisi kimle ittifak yapar” sorusuna; Fehmi Koru,
“Büyük ihtimalle AKP ile” diye cevap vermesi Babacan hareketine en büyük kuşku darbesini vurmuştur..
Halen de büyük çoğunluk bu sözü hatırlatarak; “yahu kardeş, bunlar galiba Erdoğan’la anlaşmalılar.. Partiden kopanlar, başka yere gitmesinler diye bu siyasi durağı kurdular” gibilerinden endişe duymaktadırlar..
Sayın Babacan ve arkadaşlarını, vatandaş nezdinde bekleyen en büyük handikapları bu..
Bu yüzden Babacan ve arkadaşları, vatandaşlara bu konuda açıklamalar yapmalılar ve güven vermeliler..
Şimdi bu gözlemler ışığında baktığımızda Ali Babacan’ın siyasi hareketi tutar ve hatta beklenen yeni Turgut Özal bile olur…
Tabi; Özal ve ailesinin yaptıkları birçok şeyleri yapmamakla…
Zaten kendisi de ifade ediyor, “Adalet olmadığı yerde, kalkınmada, huzurda olmaz”…
Eğer bunlara önem vermese idi, orada kalır, makamları şimdiye kadar devam ettirirdi…
Bizlerde 12 Eylül önce kervana milyonlarla katılmıştık ama sonra bir baktık ki herkes bir başka hesaplar peşinde..
AK Parti olayı da aynen böyle olmuştur…
Ülkeyi yönetenler, vatandaş nezdinde güvenirliklerini kaybetmişlerdir..
Siz bakmayın şimdilerde öyle meydanların, salonların doldurulmasına…
ANAP döneminde de böyle idi… Özal ailesinin sergiledikleri hoşnutsuzluklara millet tam bir tokatla sıfıra indirdi… Bakın şimdi tabelaları bile yok….
İzlenimim… Davutoğlu hareketi değil de Ali Babacan siyasi Hareketi çok önemli oran getirisi ile tutacaktır…
Vatandaş, artık sıkılan boğazını kurtaracak birilerini sabırsızlıkla bekliyor…
Yani; yana, yana siyasi alternatif arıyor
Bu Haber 785602 Defa Okunmuştur