“ALO .. BEN KEMAL. GELİYORUM.!”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında 2023 seçimlerine yönelik Cüneyt Arkın'ın Hınç filmine atıfta bulunarak "Ben Kemal, geliyorum" mesajını verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında, seçim ve ekonomi gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kürsüden iktidara yönelik sert eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, konuşmasına Cüneyt Arkın'ın başrolünde olduğu Hınç filminin efsane repliğiyle son vererek 2023 seçimlerine yönelik mesaj verdi.
CHP lideri, "Seçimin ertesi günü onların telefonu acı acı çalacak. Açtıkları telefonun ucunda bir ses duyacaklar: 'Ben Kemal, geliyorum!'" ifadelerini kullandı.
Usta oyuncu Cüneyt Arkın, bu filmde Tugut Özatay, Atilla Ergün, Kudret Karadağ, Taner Balcı, Abdi Algül, Cihan Alp, Yavuz Selekman gibi isimlerde kamera karşısına geçmişti.
FİLMİN KONUSU NE İDİ?
Filmde, kader kurbanı bir polis memurunun yozlaşmış düzenle hesaplaşması anlatılır. Kemal, İstanbul’da görev yapan bir polis memurudur. Namus düşkünlüğü ile şöhret yapmıştır. Bunu bilen suçlular, Kemal’in eline düşmekten çekinmektedir. Ailesiyle birlikte yaşayan genç adam, kız kardeşinin mütevazı hayatlarını beğenmediğinin farkındadır.
Yaşlı anne babası, sorumluluklarını ona devretmiş gibidir. Bir gün karakola gelen bir ihbar üzerine baskına gider. Kız kardeşini bir fuhuş partisinde suçüstü yakalar. Onu öldürür ve beraber olduğu adamı oracıkta yaralar. Tek cezası hapse girmek değildir. Yaşlı babası, kardeş katili olan Kemal’i evlatlıktan reddetmiştir. Artık onu hayatta tutan şey hıncıdır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında iktidara seslenerek "Seçimin ertesi gününde telefonları acı acı çalacak. Açtıkları telefonun ucunda bir ses duyacaklar "Ben Kemal , geliyorum" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Seçim, ekonomi, 'beşli çete' gibi konulara değinen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasının son bölümünde "Vuracağız neşteri alacağız devletin malını geriye. Seçimin ertesi gününde telefonları acı acı çalacak. Açtıkları telefonun ucunda bir ses duyacaklar "Ben Kemal, geliyorum" ifadelerini kaydetti.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde,
Ayrışmayacağız, inadına kucaklaşacağız, bu güzel ülkemize huzuru mutlaka getireceğiz.
Her soruna akılcı çözümler ürettiğinizde barışık bir toplumu inşa etmiş olursunuz. Hedefimiz de böyle bir siyaset anlayışı. Bu siyaset anlayışını Türkiye'ye getireceğiz. Altı lider birlikteyiz, birlikte demokrasiyi savunuyoruz. Var olan sorunlara akılcı çözümler üreteceğiz.
'TÜRKİYE'Yİ CEZAEVİ OLMAKTAN KURTARAĞIZ'
Belgeselci Sibel Tekin cezaevine alınmıştı, neden belgesel çektin diye. Sibel'e şunu söyleyelim kapalı cezaevinden açık cezaevine hoş geldin. Ama Türkiye'yi açık bir cezaevi olmaktan kurtaracağız.
Toplumun her kesiminde sorun var ve bu sorunu çözmeye hazırız. Beşli çetenin değil alın teri dökenlerin kazandığı bir Türkiye inşa edeceğiz.
Tek adam rejiminin faturası bugün önümüzde duruyor. Bu rejim bizi mahvetti. Bu rejim bir beka sorunudur. Tek adam sistemi Türkiye için bir beka sorunudur ve Türkiye buradan çıkmak zorundadır.
'DOĞAL GAZ FİYATLARINI DÜŞÜRÜN'
Rusya- Ukrayna savaşından sonra doğal gaz fiyatları dünyada düştü. Doğal gaz fiyatları dünyada yüzde 80 düştü kardeşim sen neden düşürmüyorsun dedim. Sanayide düşürdüler ama konutlarda düşürmediler. Kardeşim doğal gaz fiyatını neden düşürmüyorsun, dünyada yüzde 80 düştü, sen de yüzde 80 ucuz alıyorsun?
'ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRININ ALTINDA KALDI'
Asgari ücrete büyük zamlar yaptılar sözde. Bu zammın enflasyonla eriyeceğini tahmin ediyorduk ama bu kadar hızlı eriyeceğini düşünmemiştik. Asgari ücret 8 bin 500 lira. 4 kişilik ailenin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür fiyatları toplanıyor ve asgari ücret belirleniyor. Asgari ücret alanların sayısı 5 milyon 400 bin kişi. Onlar şu anda açlık sınırının altında maaş alıyor. Türk İş'in belirlediği açlık sınırının altında kaldı bu asgari ücret. Alın terinin bu kadar ucuzlatıldığı, insanların açlık sınırının altında maaş almaya mahkum edildiği bir tek adam rejimi var. Benim görevim iktidar olduğumuzda hiçbir asgari ücretlinin açlık sınırının altında maaş almayacağı bir düzeni inşa etmektir!
'SİLAHLARIN GÖLGESİNDE SİYASET YAPACAĞIMI BİLİYORDUM'
Şunu hayata geçirdiğimizde göreceksiniz, Türkiye'de her şey çok kısa sürede düzelecek.
Bir konuda en başından beri çok açık ve net konuşuyorum: Bu 5'li çetelerin proje kisvesi altında devlet hazinesinden fazlasıyla götürdükleri paraları, malları onlardan tahsil edeceğim sözünü verdim. Çünkü o paralar bu ülkenin doğmamış bebeklerinin parasıdır. Bu çetelerle bu savaşı ilan etmeden önce dost meclislerinde çok uyarıldım. Aman başkan, onlarla uğraşırsan o devasa para da seninle uğraşır diye uyardılar. Mafyası var, paramiler grupları var, derinleri var aman başkan diyen insanlarla bir araya geldim. Samimi olarak uyarıyorlardı. Bütün bunları bilerek ve düşünerek yola çıktım ben. Ben bilmiyor muydum bunu söylediğimde bu sürecin ne kadar kirli hale geleceğini. Her türlü karalama kampanyalarının yapılacağını. Silahların gölgesinde siyaset yapmak zorunda kalacağımı bilmiyor muydum. Elbette biliyordum.
Talep ettiklerinde görüşmeyi kabul edersem bu kirli düzenin hedefi olmayacağımı da iyi biliyordum. Halkımın şunu iyi bilmesi gerekiyor, bu çetelerin bir kısmı, saray iktidarından, Erdoğan'dan da önce vardı. O zaman da devletin içindelerdi. Her gelen iktidarla hizalanmış bunlar. Bir şeyler değişmiş ama bunlar hep sistemin içinde kalmış. Derinlere de yedirmişler, mafyaya da yedirmişler. Öyle ya, hazineyi kolay kolay soydurmazlar adama! Bunlar, nasıl insan satın alınacağı konusunda uzmanlaşmış durumdalar.
'SAYIŞTAY'A SON ŞANS'
Asıl panik ne zaman başladı biliyor musunuz? Partimizin uzman ekipleri, hazineden çalınan paraların peşine düştüğü an. O raporlar geldiğinde paniğe kapıldılar. Devletin hazinesinden çalınan paranın toplamının 418 milyar dolar olduğunu saptayınca karalama kampanyaları ve suikast tehditleri gelmeye başladı. Ben korktum mu! Vız gelir, tırıs gider, Bay Kemal asla ve asla geri adım atmaz! Kaya gibiyiz, sır gibiyiz, yiğit gibiyiz, asla geri adım atmayacağız! Her şeyleriyle gelsinler, bir milim geri adım atmayacağız.
Sayıştay'a ve onurlu denetçilerine seslenmek istiyorum. Meclisin bütçesini denetleyen Sayıştay'dır çünkü. İktidara geldiğimizde o raporlarınızda 418 milyar doları görmezsem, görevinizi yerine getirmemişsiniz demektir! Milletimin önünde açıkça ifade ediyorum, raporda görmezsem yakarım sizleri! 3,5 ay sonra iktidara geldiğimizde kendi raporlarımızı sizin raporlarınızla karşılaştıracağım. Kim görevini yapmış kim yapmamış göreceğiz. Sayıştay'a son bir şans vermek için onlardan randevu talep edeceğim ve baş başa ayrıntılı konuşacağım.
Son bir Bay Kemal uyarısı yapmak istiyorum; beytülmale dokunan yanacaktır!
'BEN KEMAL GELİYORUM'
Ankara'ya dev bir dijital pano kuracağım adı çetemetre olacak. Geri aldığımız her doları burada görecek herkes. Halktan çalınan paralar dönmedi sürece durmayacağım. Her kuruşun peşine düşeceğim.
Benim helalleşeceğim, haksızlık yapılanlardır. Kimse haksızlık yapıldıysa onunla oturup helalleşeceğim. Roboski ile Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi ile Soma ile başı kapalı kızlarımıza haksızlık yapıldığı için, biz o dönemde suskun kaldığımızdan dolayı onlarla da helalleşeceğiz. Liste uzun. Bizim arsız ve hırsıza muamelemiz açıktır; vuracağız neşteri, alacağız devlet malını geri.
Vuracağız neşteri alacağız devleti malını geriye. Seçimin ertesi gününde telefonları acı acı çalacak. Açtıkları telefonun ucunda bir ses duyacaklar "Ben Kemal, geliyorum".
Bu Haber 177454 Defa Okunmuştur