GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
MHP’nin Genel Başkan vekili ve eski Gümrük ve Tekel Bakanı, güzide devlet adamı Gün Sazak’ı, Şehit edilişinin 36. yılında rahmetle- saygı ile anıyoruz.
SAZAK’IN ŞEHİT EDİLDİĞİ GÜN
12 Eylül 1980 öncesi 49 fraksiyona ayrılan tüm Sol örgütlerin tek hedefi MHP ve Ülkücü kuruluşlar idi. Bu örgütler ateşli silahlar açısından ve para bakımından o kadar güçlenmişlerdi ki, artık ülkücüler bu örgütler karşısında olağanüstü şekilde etkisiz ve korumasız hale gelmişlerdi.
Öyle günler oluyordu ki, Sol örgütler bir günde 20 ülkücüyü katlediyordu.
Gün Sazak, MHP’nin her konuda direği durumundaydı.
Özellikle maddi konuda MHP’yi ayakta tutan tek kişi niteliğinde idi.
Ve Sazak; aynı zamanda Alpaslan Türkeş’in sağ kolundan öte her şeyi idi.
Kaçakçıların yolgeçen haline getirdiği Gümrük kapıları, Sazak’ın bakanlığında tamamen temizlenmiş ve MHP’ye toplumda büyük bir sempati kazandırmıştı.
36 yıl öncesinin 27 Mayısında pusuya düşürülüp çapraz ateşler sonucu Şehit edilen Gün Sazak’ın ölüm haberi, tüm MHP ve Ülkücü kuruluşlara tam bir şok yaşamıştı.
Olayın akabinde Ankara-Bahçelievler 3. Caddede ki MHP Genel Merkezine gelen Alparslan Türkeş, olağanüstü bir üzüntü içerisindeydi.
O gün, başbuğun yüzünde ki acı ifadelerini bizzat okudum.
Türkeş, parti merkez binasında kendisini karşılayan Türkmen Onur, Mehmet Doğan, Yaşar Okuyan, Cafer Uğurlu, Abdulkadir Erdil, Nevzat Köseoğlu, Mahmut Akıllı’ya ayaküstü şu önemli ikazlarını, tüm gençlik teşkilatlarına derhal iletilmesini istiyordu.
“Bunların tek amaçları bizi ağır tahrikler içine sokup, terör ve şiddetin içine çekmek ve ülkeyi bölmektir. Aman gençlerimiz bu tahrike asla kapılmasınlar. Herkesi uyarın. Herkes sakin olsun”
TÜRKEŞ’E ATILAN, SAZAK’I ÖLDÜRTME ÇAMURU
MHP’nin ayakta kalmasını maddi imkânları ile sağlayan Gün Sazak’ın şehit edilmesinden sonraki günler de, herkes birer-birer senaryolar üretmeye başladılar.
Bu senaryoların en çirkini ise Gün Sazak’ı, Türkeş’in öldürttüğü iddialarıydı.
Alçakça üretilen bu senaryoya göre; gerek MHP içinde yıldızı parlayan ve gerekse ülkücü kuruluşlar içinde çok büyük sempati toplayan Sazak’ın, kendisine yakında rakip olacağını düşünen Türkeş, Sazak’ı o kargaşalı günlerde öldürtmüştü.
Bu senaryoyu üretenlerin amacı genç Ülkücülerin kafalarını karıştırıp beyinlerine nifak tohumlarını ekip, camiayı içerden parçalamaktı.
Elbette ki bu hain senaryoya kimse kanmadı.
SAZAK’I KİMLER ÖLDÜRTTÜ VE NE MESAJ VERİLMEK İSTENDİ
Bu tartışmalar sürerken o zaman DEV-YOL ve DEV-SOL ile DEV-GENÇ’ e güç bakımından rakip olan DHKC (Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi) suikastı üstlenmişti.
Örgüt, adeta o zaman tüm bölücü örgütlere karşı amansız mücadele veren Türkeş ve Ülkücü gençliğe şu mesajı veriyordu.
“Bakın sizlerin ikinci adamınızı çok kolay bir şekilde ortadan kaldırdık. İstediğimiz de birinci kişi olan Başbuğ’u da ortadan kaldırabiliriz”
Sazak, Gümrük Bakanı olduğunda, Müsteşar olarak Namık Kemal Zeybek’i atamış ve kapılardaki kaçakçılıklarla ve rüşvetlerle amansız bir şekilde mücadele etmesini istemişti. Zeybek ise kendisine kurduğu bir ekip ile kapılardaki tüm rezaletleri kısa zamanda temizlemiş, topluma takdir dolu önemli bir icraat sunmuşlardı.
Sazak, bu icraatları ile her türlü gayri meşru işleri yapan çeşitli çetelerin tam hedefi haline gelmişti.
Büyük bir ihtimalle menfaatlerine dokunulan birçok çeteler, o kargaşalı dönemde ve DHKC’nin varlığını ispat etme çabalarını da kullanarak, bu eşkıya örgütünü taşeron olarak kullandılar.
Çünkü yılar sonra Cumhuriyet gazetesinde yazılan “Gün Sazak’ı kimler ve niçin öldürdü’ içerikli bir yazı dizisine açıklama gönderen terör örgütü DHKC’nin ifadeleri bunu işaret etmekteydi.
Örgüt açıklamasında; Sazak’ı, Faşist örgütleri finanse ettiği için öldür dürdüklerini belirtiyorlardı. Oysaki Sazak, her zaman ülkücü gençliğin tahriklere kapılmaması ve şiddetten uzak tutulmaması için telkinlerde bulunmaktaydı.
İşte; bölücü terör örgütü DHKC’nin gazeteye gönderdiği ve taşeron olduğunu gösteren o açıklaması.
“DHKC Özel Açıklamalar: Cumhuriyet Gazetesi'ne: Faşist Şef Gün Sazak'
Faşist Şef Gün Sazak’ın Cezalandırılma Gerekçesi Çarpıtılamayacak Netliktedir
Gazetenizde, 1 Şubat 2006 tarihinden itibaren “12 Eylül'e Doğru 5 Cinayet” başlığıyla bir yazı dizisi yayınlandı.
Dizide, Abdi İpekçi, Cevat Yurdakul, Hamid Fendoğlu ve Doğan Öz cinayetleri ile birlikte Gün Sazak'ın cezalandırılması “karanlık dönem” olarak nitelendirilmektedir.
‘Karanlıktan’ kastın, tüm bir dizi boyunca kontrgerilla olduğu anlaşılmakta, dizi yazarlarından birinin, ‘Bütün bu cinayetler neden orta yerde kalmıştı?’ sorusuyla bu durum daha da açık olarak işaret edilmektedir.
Kontrgerillanın Psikolojik Savaşına Katkı
Dizi; kontrgerillayı, Özel Harp Dairesi'ni tartışmak iddiasındadır. Ancak, kontrgerillanın on yıllarca katliamlarına maruz kalan devrimciler ve devrimci bir eylem hakkında yaratılmak istenen şaibe ile tam da kontrgerillanın psikolojik savaşına hizmet etmektedir.
“Gün Sazak neden öldürüldü? Gün Sazak'ı öldürmeye gidenleri kimler yönlendirdi?...” gibi sorular, Gün Sazak'ın oğlunun konuşturularak, faşist şefin adeta hiçbir suçu olmayan bir “melek” gibi sunulması, Sazak'ı cezalandıran devrimci hareketin “dış güçler” demagojisi ile birlikte anılması, kontrgerillanın devrimci mücadele hakkında şaibe yaratma kampanyasının söylemleridir.
Sözü edilen ilk dört cinayetin, kontrgerilla devletinin ve onun kullandığı MHP'li faşistlerin cinayetleri olduğu belgeleri ile sabittir.
Bir o kadar tartışmasız bir başka gerçek ise; MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak'ın cezalandırılmasının, o günün koşullarında faşist teröre, kitlesel katliamlara karşı devrimcilerin verdiği en üst düzeyde cevaplardan biri olmasıdır. Bu gerçeği tarih de böyle kaydetmiştir.
Gün Sazak’ın cezalandırılmasını kontrgerilla, “karanlık dönem” gibi kavramlarla tartışmak, Türkiye devrimci hareketinin tarihine saldırmaktır, gerçekleri ters yüz etmektir. Bu, bilinçli bir çaba değilse, cehalettir. Faşist terörü aklama demagojisi olan “sağ, sol örgütler aynı güçler tarafından kullanıldı” safsatasının propagandasını yapmaktır.
Gün Sazak’ın cezalandırılması, gösterilmek istenenin aksine, tam da kontrgerillaya, oligarşik devletin silahlı milis güçleri olarak hizmet eden ve bugün artık kontrgerillanın en önemli eleman kaynağı olduğu tartışmasız olan MHP'ye vurulan en büyük darbelerden biridir.
Gün Sazak Faşist Terörün Baş sorumlularından biriydi .
Gün Sazak’ın cezalandırılması, askeri ve siyasi olarak; üzerinde şaibe yaratılamayacak, komplo teorileri kurulamayacak kadar nettir.
Büyük toprak sahibi Gün Sazak, sadece tüm Türkiye halkına kan kusturan 2. Milliyetçi Cephe iktidarının bir bakanı olarak suçlu değil, aynı zamanda MHP’nin Genel Başkan Yardımcısı olarak, faşist hareketin bütün katliamlarının, cinayetlerinin planlanmasından da sorumludur.
Yüzlerce insanımızın katledildiği, hamile kadınların karınlarının deşildiği Kahramanmaraş katliamının planlayıcılarındandır.
Bakanlığı süresince oluşturduğu “denetçi grup”larla Türkiye genelinde sivil faşist örgütlenmeyi güçlendirmiştir. Bu faşist örgütlenme, halka karşı terör olarak kendini göstermiştir.
Faşist hareketin finanse edilmesine mafya ile kurulan ilişkilerin özel bir yeri vardır. Gümrük ve Tekel Bakanlığını bu amaçla kullanmış, faşist hareketin mafya, kaçakçılık rantından pay almasının zeminini hazırlamada aktif rol oynamıştır.
Yüz binlerce gencimizin faşizme kitle tabanı haline getirilmesinin, kontrgerillaya tetikçi olarak devşirilmesinin, halka karşı faşist saldırılarda kullanılmasının baş sorumlularındandır.
Türkeş’in “O dönemlerde Türkiye çapında 250 bin genci eğittik. Gençleri Ankara’da seminerlerden geçiriyorduk. Türkiye’yi 10 bölgeye ayırdık. Her bölgeye eğitimci adıyla yerleştirilmiş öğretmenler tayin ettik. Bunların altlarına otomobiller verdik. Bu işleri rahmetli Gün Sazak’la birlikte organize ettik.” (Türkeş’in Anıları, Syf:404) sözleri dahi, cezalandırılmayı binlerce kez hak ettiğinin belgesidir.
Yazı dizisinde “Gün Sazak kimdir?” başlıklı bölümde, Sazak’ın bu suçlarından birine bile değinilmemekte, yukarıda aktardığımız gibi en azından belgelenmiş suçları dahi görmezden gelinmektedir. MHP açık ki kontrgerillanın bir parçasıdır. O halde, bu yazı dizisi, kontrgerillayı teşhir için mi, yoksa onun suçlarını ve ona hizmet eden suçluları gizlemek için mi yapıldı?
Devrimci Sol tarafından, 27 Mayıs 1980 tarihinde Ankara’da ölümle cezalandırılmasının ardından yapılan üstlenme açıklamasında da suçları, neden cezalandırıldığı hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ifade edilmiştir.
Cumhuriyet Gazetesi ve diziyi hazırlayan yazarlar da bu gerçekleri çok iyi bilmektedir. Cumhuriyet, tarihi çarpıtma sorumsuzluğundan vazgeçmeli, faşistlerin kanlı geçmişlerini aklama kürsüsü olmamalıdır. Devrimci eylem hakkında şaibe yaratanlar, karşı olduklarını iddia ettikleri “karanlık güçlere” hizmet etmekten kurtulamazlar.
Cumhuriyet Gazetesi’ni ve yazı dizisinin yazarlarını sorumluluğa davet ediyor, bu sorumluluğun gereği olarak, Gün Sazak eyleminin muhatabı olan devrimcilerin düşüncelerine de sayfalarında yer vermeye çağırıyoruz.
Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi”
Bu Haber 1478405 Defa Okunmuştur