GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı

www.haber2000.com

Değerli okuyucular..

Biliyorsunuz Ankara’da; CHP eski milletvekili Sinan Aygün ile Ankara Büyükşehir belediyesi ile daha doğrusu Mansur Yavaş arasında, uzun zamandır “TOGO Kuleleri” tartışması var..

Mantıken kısa yazıp, Hukuken anlatalım..

Şimdi Danıştay 6. Dairesi, Mimarlar Odasının açtığı; , “TOGO Kulelerinin yapımında, gizli Emsal artışı usulsüzlüğü ve Şehircilik ilkelerine aykırılık var” iddiasına aldığı Kararı onadı

Ve Karar sonucunda dedi ki; “Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin kararı ve dayandığı gerekçelerin hukuka ve usule uygun olduğu ve bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmamakta”..

Yani Kararda özetle şu vurgulandı;  “İmar planı değişikliğinde şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı yönlerinden hukuka uygunluk görülmedi”..

Danıştay’ın bu kararı çıktıktan sonra Mansur Yavaş ve etrafındakiler, hemen sosyal medyada ve kendilerinin gönderdiği yazıları aynen haber yapan Gazete Televizyonlarda ahkâmlar keserek şöyle dediler;

“Doğru duvar yıkılmaz, işte biz haklı çıktık” falan- filan..

VEEE bu kararın sonunda sanki varmış gibi şu ifadeyi ekleyip, cahilce bir algı yarattılar..

İfade şu idi; ‘Binanın kaçak inşa edildiği, mahkeme tarafından tescillendi.. Kuleleri Yıkacağız..”

Kadırgalı Eşrefler ekibi aynen böyle nara attılar..

Yani Mahkemenin vermiş olduğu kararı bile kendilerine göre sonucunu değiştirip, algı yaratmaya çalıştılar..

Geçen günü Mansur Yavaş yine Habertürk Tv’ye çıkıp, elinde gösterdiği fotoğrafta Kulelerin üst kısımlarını kırmızı kalemle işaretmiş ve  “İşte bu kısımlar kaçak yapı, yıkacağız”..

Sayın Mansur Yavaş.. Siz geçmişte bir ilçede Belediye Başkanlığı yaptınız, şimdi de Başkent Ankara’nın Büyükşehir Belediye Başkanısınız ve en önemlisi Hukukçusunuz..

“Kaçak yapı” ne demek?

Gizlice yapmak, ilgili kurum ve kişilerin bilgisi ve kontrolü olmadan yapı dikmektir..

Koskoca Kuleler, Ankara’nın göbeğinde yükseliyor..

Nasıl görünmez, bu yüksek yapıları kim, nasıl görmezden gelir?

Hadi diyelim; Melih Gökçek ve Mustafa Tuna görmezden geldiler, siz geldikten sonra neden görmediniz ve gereğini yapmadınız?

Mahkeme Kararında “Kaçak” ifadesi yok, kimler nerelerinden bu sözcüğü çıkarıp, kamuoyuna atıyor..

Danıştay; emsal artışının usulsüz yapıldığı ve kamu yararı olmadığını belirtiyor..

Ama siz ısrarla “Kaçak yapı” diyorsunuz?

Peki, siz göreve geldikten sonra bu kuleleri 15 günde bir gelip Büyükşehir Belediyesi adına “uygundur” raporlarını tutanlar kimlerdi?

Sinan Aygün’ün yeğenleri miydi?

Belediyenin emlak işleri elemanları idi..

Ama siz “Kaçak” olarak algı yaratıyorsunuz ve Kadırgalı Eşref gibi sık, sık “Yıkacağım” narasını atıyorsunuz..

Buyurun yıkın Kulelileri.. Zaten Mimarlar Odası da size kızıyor… “Kararı neden uygulamıyorsunuz” diye.. Ama siz uygulayamıyorsunuz..

Uygulayamazsınız da.. Uygularsanız da bu işin sonucunun bedelini ödemek zorundasınız..

Diyorsunuz ya ; “Hukuk ne diyorsa, o dur”..

Hukuk; Sinan Aygün’ün de haklarını koruyacak olan Hukuktur..

Yapıda emsal artışını Sinan Aygün kendi kafasına mı göre yaptı?

Yok… Belediye Meclisinin verdiği karar ile..

Ama siz diyorsunuz ki; “Melih Gökçek’in verdiği karar geçersizidir”.. Var mı böyle bir yasa ve mantık..

Ruhsatı veren Ankara Büyükşehir Belediyesi, 17 Kez gelip, kontroller yaparak “uygundur” raporu tutanlar Belediyenin elemanları…

Belediye kim? Devletin kurumu…

Hukukçusunuz… Hadi, Danıştay’ın kararına göre Kulelerin üst kısımlarını yıkın.. 

Amma bu yıkım; nasıl sizlerin Hukuken hakkı ise Belediyenin her türlü izin ve oluru ile inşaatın yüzde 75’ini yapan Sinan Aygün ve TOGO Şirketinin de doğan müktesep hakları da Hukuken gün gibi ortadadır..

Yıkarsanız…. Yıktığınız inşaat kadar Sinan Aygün’e tazminatını ve zararını da Belediye olarak Hukuken ödemek zorundasınız..

2-3 gündür, önemli isim bazı Belediye Başkanları ve yakın geçmişte Belediye Başkanlığı yapmış isimlerle görüştüm..

“Harbiden, sizlerin “Kaçak yapı” ifadelerinize gülüyorlar..

Kuleleri yıkabilir misiniz?

“Çok zor, yıkamaz” diyorlar..

Ve ekliyorlar..

“Yıksalar, Sinan beye çok yüklü tazminat ödemek zorundalar”..

Peki, ne olmalı? Bu işin ortası nasıl bulunmalı?

Deniliyor ki; “Yapılan milli servettir.. Ruhsatı Devletin Belediyesi vermiştir.. Sinan Aygün ile Ankara Büyükşehir Belediyesi yönetimi bu işi sakince yeniden müzakere edip, sonuçlandırmalıdırlar”..

Gerçekler bu … Haydi Ankara için hayırlısı olur inşallah