http://www.haber2000.com
» EMEKLİ ALBAY ORKUN ÖZELLER’den; TERÖRİSTBAŞI ÖCALAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSU : “PKK’NIN TÜM EYLEMLERİNİ CEZAEVİ’NDEN YÖNETTİ, UMUT HAKKINDAN YARARLANAMAZ VE KAÇMA ŞÜPHESİ VAR”

EMEKLİ ALBAY ORKUN ÖZELLER’den; TERÖRİSTBAŞI ÖCALAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSU : “PKK’NIN TÜM EYLEMLERİNİ CEZAEVİ’NDEN YÖNETTİ, UMUT HAKKINDAN YARARLANAMAZ VE KAÇMA ŞÜPHESİ VAR”

Emekli Albay Çetin Orkun Özeller’in Avukatı Doğukan Kozan; Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçe ile terörist başı Abdullah Öcalan hakkında yeni bir suç duyurusunda bulundu. Av. Doğukan Kozan, suç duyurusunun özetini ise şöyle anlattı; “Müvekkilim Orkun Özeller; terörist başı Abdullah Öcalan hakkında, 1999 sonrası Öcalan’ın İmralı’dan verdiği talimatları ve onayı ile PKK’nın gerçekleştirdiği terör eylemleri açısından Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma suçundan suç duyurusunda bulunmuştur. Teröriste umut hakkı diyenlere, unut hakkı demek için dilekçemizi verdik”
Paylas
EMEKLİ ALBAY ORKUN ÖZELLER’den; TERÖRİSTBAŞI ÖCALAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSU : “PKK’NIN TÜM EYLEMLERİNİ CEZAEVİ’NDEN YÖNETTİ, UMUT HAKKINDAN YARARLANAMAZ VE KAÇMA ŞÜPHESİ VAR”
Siyaset - 23 Kasım 2025, Pazar 10:36:40
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

www.haber2000.com

 

PKK’ya yapılan onlarca operasyonlarda görev yapan emekli Albay Çetin Doğukan Özeller, Avukatı Doğukan Kozan vasıtası ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçe ile İmralı Cezaevi’nde bulunan terörist başı Abdullah Öcalan hakkında yeni bir suç duyurusunda bulundu.

 

Öcalan’ın; özellikle 2000 yılları sonrası PKK’nın tüm saldırılarını, eylemleri yönettiğine işaret edilen suç duyurusu dilekçesinde, onlarca güvenlik görevlerimiz ile vatandaşlarımızın şehit edildiğine vurgu yapılarak,

 

“Şüpheli Öcalan, açık kaynaklardan edinilene göre kendi ifadesiyle "2005 yılı Nevruz'unu Kürt Halkının Demokratik Konfederal örgütlülüğün ve birliğinin ifadesi olan Koma Komalen Kurdistan kuruluşunu ilan ederek halkımıza yeni bir yaşam felsefesi ve sistemi daha kazandırdığımıza inanıyorum. Bunun kurucusu olmakla şeref duyuyorum.

Önderlik görevlerimi şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da başarı ile yapmaya devam edeceğim" ifadesiyle örgüt üzerindeki liderliğini sürdüreceğini açıkça beyan ettiğine dikkat çekilerek,

 

“Terörist başı Kürdistan kuruluşunu ilan etmekle ve örgütün eylemlerini yönetmekle devletin ve milletin birliğine kast etmiştir. Şüpheli Öcalan, ‘umut hakkından’ yararlanamaz ve kaçma şüphesi vardır” denildi.

 

Av. Doğukan Kozan’ın vermiş olduğu suç duyurusu dilekçesinde şunlar kaydedildi;

 

“Şüpheli Abdullah Öcalan, 1999 yılında yakalanmasını müteakip yargılanmış ve kurduğu silahlı terör örgütü PKK'yı sevk ve idare ederek, devletin hakimiyeti altındaki topraklardan bir kısmını ayırmaya matuf eylemleri gerçekleştirdiği sabit görülerek, eylemine uyan 765 Sayılı TCK'nın 125. maddesine göre ölüm cezası ile cezalandırılmıştır.

 

Yargılama sonucunda, sanığın eylemlerinin yoğunluğu, sürekliliği, binlerce masum insanın öldürülmüş olması gibi nedenlerle, ceza adaletinin sağlanması için 765 Sayılı TCK'nın 59. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

 

Cezaevinden örgüt yönetme eyleminin devamlılığı,

 

Şüpheli, İmralı'da özel cezaevinde cezasını çekmeye başladıktan sonra da örgütü yönetmeye devam etmiştir. Bu durum, özellikle 17 Mayıs 2005 tarihinde kabul edilen KONGRA-GEL Genel Kurulu'nun oturumunda kabul edilen ve KCK (Koma Civaken Kurdistan) kısaltmasıyla anılan sözde tüzükte açıkça yer almaktadır.

 

27 Şubat 2025 tarihli barış ve demokratik toplum çağırısı başlıklı mesajında şüpheli : ''Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.'' şeklinde talimat vermiştir.

 

Şüpheli, 9 Temmuz 2025'te İmralı Cezaevinde çekilerek paylaşılan videolu mesajında ise

 

''Değerli yoldaşlar, bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması yol alınması açısından kaçınılmazdır. Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet  amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir.

 

Miyadını doldurma bu anlamdadır. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç pkk ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.'' şeklindeki talimatlarıyla, bu son talimatlarını verene dek ayrı bir ulus devletçi amaç kapsamında savaş stratejileri uyguladıklarını kabul etmiştir.

 

KCK Tüzüğündeki "Önderlik" rolü ve talimatlar:

 

Şüpheli Öcalan, açık kaynaklardan edinilene göre kendi ifadesiyle "2005 yılı Nevruz'unu Kürt Halkının Demokratik Konfederal örgütlülüğün ve birliğinin ifadesi olan Koma Komalen Kurdistan kuruluşunu ilan ederek halkımıza yeni bir yaşam felsefesi ve sistemi daha kazandırdığımıza inanıyorum. Bunun kurucusu olmakla şeref duyuyorum" demiştir.

 

Sözlerinin devamında "Önderlik görevlerimi şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da başarı ile yapmaya devam edeceğim" ifadesiyle örgüt üzerindeki liderliğini sürdüreceğini beyan etmiştir.

 

KCK tüzüğünün İkinci Bölüm Genel Organlar başlığı altındaki Madde 11'de, şüphelinin "Kürdistan Demokratik Toplum Konfederalizmi (KCK) kurucusu ve Önderi" olduğu ve "Her alanda bütün halkı temsil eden önderlik kurumu" olduğu belirtilmiştir.

 

Madde 12'de, KCK'nin en yüksek karar organı olan Kürdistan Halk Meclisi'nin (Kongra Gel) kararlarının, "(a) KCK Önderliğinin itirazı olmayan karar ve projeler kesinleşir" hükmüyle şüphelinin mutlak onayına tabi olduğu düzenlenmiştir.

 

Madde 13 ve Madde 14'te Yürütme Konseyi, Bilim Aydınlanma Komitesi ve Basın Komitesi'nin "Önderlik tarafından belirlenen" felsefi ve ideolojik hat doğrultusunda hareket edeceği belirtilmiştir.

 

Madde 43'te Halk Savunma Güçleri'nin (silahlı güçler) "Demokratik Toplum Konfederalizmi Önderliği ve Kongra Gel'in siyasi iradesi doğrultusunda hareket eder" hükmüyle, silahlı güçlerin kullanımının dahi şüphelinin iradesine bağlı olduğu açıkça gösterilmiştir.

 

1999 Sonrası terör eylemlerine yönlendirme ve sorumluluk:

 

Tüm bu sözde tüzük hükümleri ışığında, şüphelinin KCK yapısının lideri olarak PKK terör örgütünün yöneticisi ve sorumlusu olduğu, örgütün stratejik kararlarının şüphelinin onayı olmadan icra edilemeyeceği anlaşılmaktadır.

 

2000 yılından itibaren sözde tüm stratejik hamleler ile eylemler, şüpheli tarafından yönetilip yönlendirilmiş olup cezaevine girdikten sonra dahi örgütün işlediği tüm eylemlerden cezai sorumluluğu bulunmaktadır. Örgüt talimatlar neticesinde dönem, dönem strateji değişiklikleri de yapmıştır. 2005 yılında turistik merkezlere saldıran örgüt, bundan sonra küçük birimlerle EYP denilen el yapımı patlayıcılarla eylemler yapmış, 2015 sonrası kurtarılmış meskun mahallerde ( Hendek Dönemi ) direniş göstermiştir.

 

2013 yılında "Açılım" adı verilen süreçte, şüphelinin terör örgütüne verdiği talimatlarla ilerleme planlanmış, nitekim şüphelinin çağrısıyla PKK terör örgütü Habur'a 7 teröristi teslim etmiştir.

 

Ancak ilerleyen günlerde terör örgütü, rahat hareket etme imkanı bularak Silvan, Diyarbakır Sur, Nusaybin, Cizre, İdil, Yüksekova, Şemdinli gibi yerleşim yerlerinde yığınaklanmaya giderek "sivil insanların arasına girerek kurtarılmış alan yaratıp çatışma" stratejisini uygulamıştır. Bu stratejinin, ancak örgütün başı olarak görülen şüphelinin onayı ve emri olmadan yapılması mümkün değildir.

 

Müvekkil Orkun ÖZELLER'in de görev aldığı 2013 sonrası hendek operasyonlarının Sur bölgesinde yaşananların sorumlusu, bu operasyonları icra eden örgüt başı şüpheli Abdullah Öcalan'dır.

 

Ayrıca belirtmek gerekir ki 2004 yılında kurulduğunu duyuran TAK terör örgütü kuruluş bildirisinde Abdullah Öcalan'dan 'önderlik' olarak bahsetmiştir. Yine aynı bildiride "Kongra-Gel'in ve HPG'nin siyasal dengeleri gözeten mücadele yöntemlerini zayıf bulduk.

 

Bundan dolayı 1,5 yıl önce örgütten ayrılıp TAK oluşumuna gittik. Türkiye'nin her yerinde bombalar patlayacaktır, suikastlar olacak ve yakma eylemleri her yerde gelişecektir. Hiçbir kural tanımayacağız. Hedefe yönelirken intikam ruhuyla yöneliriz" şeklinde ifadelerle örgütün maksadı da açıkça gösterilmiştir.

 

TAK'ın kuruluşunu açıkladığı 2004, PKK açısından da kritik bir yıldır. Abdullah Öcalan'ın yakalanması ardından Eylül 1999'da tek taraflı ateşkes ilan eden PKK, 2004'te yeniden silahlı faaliyetlerine başladığını açıkladı. Anlaşıldığı üzere şüpheli hakkındaki terör örgütü yöneticiliği iddiası yalnızca PKK ile de sınırlı değildir.

 

PKK/KCK terör örgütünün eylemlerinden örnekler;

 

2006 -  Diyarbakır Koşuyolu Parkı yakınlarında bir otobüs durağında gerçekleştirilen bombalı saldırıda 9'u çocuk 11 vatandaşımız öldürülmüştür.

 

2007 - Şırnak Beytüşşebap Beyağaç köyü yakınlarında içinde korucuların da bulunduğu minibüsün taranması ile 7'si korucu 12 vatandaşımız öldürülmüştür. 7 Ekim'de Gabar Dağı'nda operasyondan dönen tim pusuya düşürülerek 13 askerimiz şehit edilmiştir. 21-22 Ekim'de Hakkari Yüksekova Dağlıca Köyü bölgesinde konuşlu piyade taburumuza yönelik saldırıda 13 askerimiz şehit edilmiş, 8 askerimiz kaçırılmıştır.

 

Ankara Ulus Anafartalar Çarşısında gerçekleştirilen bombalı saldırıda 9 vatandaşımız öldürülmüştür.

 

2008 - 3 Ekim’de Hakkari Şemdinli Aktütün hudut karakoluna PKK tarafından ağır silahlarla saldırı düzenlenmiş, 17 askerimiz şehit olmuştur.  27 Temmuz'da İstanbul Güngören'de gerçekleştirilen eylem , 17 vatandaşımız ile doğmamış bir bebeğin ölümü, 154 vatandaşımızın yaralanmasıyla sonuçlanmıştır.

 

2009 - 29 Nisan'da Diyarbakır Lice Abalı köyü yakınlarında askeri araç geçerken yola döşenen uzaktan kumandalı mayının patlatılması sonucu 9 askerimiz şehit olmuştur.  7 Aralık’ta Tokat’ın Reşadiye ilçesinde bir PKK pususu kurulmuş, 7 askerimiz şehit olmuştur.

 

2010 - 31 Mayıs’ta Hatay İskenderun’da 6 askerimiz şehit olmuş, saldırının PKK tarafından düzenlendiği belirtilmiştir.  Halkalı Küçükçekmece'de 22 Haziran 2010'da askerlerimizi taşıyan bir sivil otobüsün geçişi sırasında PKK'lıların yol kenarına yerleştirdiği bombanın infilak etmesi sonucu 17 yaşındaki asker kızı ve 4 askerimiz şehit olmuş, 12 vatandaşımız da yaralanmıştır. 31 Ekim'de İstanbul'un en işlek meydanlarından Taksim Meydanı'na polislerin sürekli beklediği alana doğru bir canlı bombanın üzerindeki patlayıcıları patlatması sonucu 17'si sivil olmak üzere 32 vatandaşımız yaralanmıştır.19 Haziran'da Hakkari Şemdinli yakınlarındaki Geyiktepe üs bölgesine düzenlenen saldırıda 11 , 20 Temmuz'da Çukurca yakınlarındaki Hantepe karakoluna düzenlenen saldırıda 7 askerimiz şehit olmuştur.

 

 

16 Eylül'de Hakkari'nin Geçitli köyü yakınlarında yola döşenen mayına basan minibüste 9 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

 

2011 - 14 Temmuz'da Diyarbakır Silvan kırsalında operasyondan dönen askerlerimizin pusuya düşürülmesi sonucu 13 askerimiz şehit olmuştur. 17 Ağustos'ta Hakkari Çukurca karayolu üzerinde askeri aracımızın geçişi sırasında mayın patlatılması sonucu 12 askerimiz şehit olmuştur.

 

19 Ekim’de PKK'lı teröristlerin Çukurca ve çevresindeki güvenlik noktalarına saldırısı sonucu 24 askerimiz şehit olmuştur.

 

20 Eylül’de Kızılay Kumrular Caddesi’ndeki terör eylemindeki patlama neticesinde 3 vatandaşımız öldürülmüş, 34 vatandaşımız yaralanmıştır.

 

2012 - 5 Ağustos'ta Hakkari Çukurca Geçimli Karakolu yakınlarında askeri üs bölgemize düzenlenen saldırıda 8 personelimiz şehit olmuştur.2-3 Eylül'de Şırnak Beytüşşebap'taki askeri birliklerimize düzenlenen saldırıda 10 askerimiz şehit olmuştur. 9 Ağustos'ta Foça’da askeri servisimize bombalı saldırı düzenlenmiş 2 askerimiz şehit olmuştur.

 

 

2015 - 6 Eylül'de Dağlıca’da askeri konvoyumuza pusu kurulmuş 16 askerimiz şehit olmuştur.   

 

2016 -9 Ekim'de Şemdinli’de bomba yüklü araç saldırısı sonucu 10 askerimiz şehit olmuş, 8 vatandaşımız öldürülmüştür. 15 Ağustos'ta Diyarbakır-Batman Karayolu Bismil yol ayrımında bulunan bölgede Şehit Emniyet Amiri Murat Uçar Bölge Denetleme İstasyonuna yönelik bomba yüklü araç ile yapılan saldırıda 2 polis memurumuz şehit olmuş, 1 çocuk hayatını kaybetmiştir. 8’i polis memuru olmak üzere toplam 25 vatandaşımız ise yaralanmıştır.

 

2017 -  11 Nisan'da Diyarbakır Bağlar'da İl Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün de bulunduğu Emniyet kampüsü içerisinde gerçekleştirilen bombalı saldırı sonucunda 1 polis memurumuz şehit olmuş, 2 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, çok sayıda vatandaşımız ise yaralanmıştır.

 

2018 - Batman'ın Gercüş ilçesi kırsalında PKK'lı teröristlerce patlayıcıyla düzenlenen saldırıda 8 askerimiz şehit olmuş, bir askerimiz yaralanmıştır. 30 Mart'ta Siirt Merkez  Ormanardı Köyü bölgesinde devam eden yol yapım şantiyesinin güvenliğini sağlarken yapılan saldırı neticesinde 6 güvenlik korucumuz ve 1 askerimiz şehit olmuştur.

 

2024 - 23 Ekim'de Ankara’da savunma şirketi TUSAŞ’a (Türk Havacılık ve Uzay Sanayi) düzenlenen silahlı saldırıda 5 vatandaşımız öldürülmüştür.

 

Hukuki Değerlendirme: Şüphelinin, hükümlü bulunduğu cezaevinden KCK/Kongra-Gel tüzüğü ve talimatları aracılığıyla PKK/KCK ve bağlantılı TAK terör örgütünü yönetmeye devam etmesi, TCK'nın 314/1. maddesinde düzenlenen "Silahlı Örgüt Kurma veya Yönetme" suçunu kesintisiz bir şekilde işlemeye devam ettiğini göstermektedir. Ayrıca, örgütün 1999 sonrası gerçekleştirdiği ve şüphelinin talimatları veya onayı ile icra edilen terör eylemleri, TCK'nın 302. maddesinde düzenlenen "Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma" suçunun yeniden işlenmesi ve bu suçlara azmettirme niteliğindedir.

 

2024 Şubat ve Temmuz aylarında şüpheli tarafından yapılan açıklamalar da ikrar niteliğindedir.

 DELİLLER,

 

Devletimizin ilgili kurumlarınca tutulan kayıtlar, şüpheli tarafından yapılan açıklamalar, açık kaynak araştırmaları, sözde KCK/Kongra-Gel tüzüğü, TAK terör örgütü bildirisi, siyasi parti temsilcilerinin beyanatları, tanık, bilirkişi, keşif, yemin ve sair her türlü delil.

 

TALEP;

 

Tüm bu açıklamalar ve Başsavcılığınızca re’sen araştırılacak hususlar ışığında, şüpheli Abdullah Öcalan hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 302. Maddesi, 314. Maddesi ile araç suçlar ve tespit edilecek diğer suçlar kapsamında  soruşturma yürütülmesini, ''Umut hakkı'' şeklindeki siyasi söylemler neticesinde şüphelinin serbest kalarak kaçma şüphesi bulunduğundan tutukluluğa sevkini ve ardından kamu davası açılmasını saygılarımızla bilvekale talep ederiz.”


Bu Haber 14805 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir