GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Ailesi ile birlikte işkence hanelerde, Mamak zindanlarında Ülkücü yapıya sahip Türk Milliyetçiliği davasının; en ağır çilesini çekmiş ve halen ruhunda, yüreğinde aynı düşünceyi taşıyan birisi olarak artık isyan ediyorum..
İsyanım …!
Sevdamızı, çilemizi satan Devlet Bahçeli’ye ve etrafında ki Bozkurt postuna bürünmüş tilkilere..
Bahçeli bu bugün ki grup toplantısında Fatih Erbakan’a mesaj vererek diyor ki;
“Üç-beş belediye almak için cumhur ittifakını zaafa uğrattın. Allah sizi affetmeyecektir.
Cumhur İttifakı hesap yapanlara mecbur değildir. Biz siyaseti mertçe, adam gibi yaparız, yol arkadaşlarımızın da böyle olmasını bekleriz.”..
Eyy Devlet Bahçeli.. Yüce Allah’ı siyasete karıştırma.. Ne demek? Tövbe haşa Allah’ta mı cumhur ittifakını destekliyor da, cumhur ittifakının karşı siyasi tavırda bulunanları affetmeyip, cezalandıracak mı?
Bu nasıl bir mantıktır?
Ve siyaseti mertçe yapmıyorsunuz..
Hala öz be öz MHP’li ve Ülkücüyüm.. Yazacaklarıma; bazı sinsi fırıldaklara yaptığınız yakıştırmaları sakın yapmayın..
Değerli okuyucular..
Ben Ferdi Tayfur’u sanata başladığı ilk zamanlarda tanıdım..
12 Eylül 1980 Askeri darbesi sırasında; Ankara- Bahçelievler Ülkücü Gençlik Derneği davası ile Türkiye Adaletçi İntikam Tugayı davalarından dolayı iki kardeşimle birlikte Mamak Cezaevi’nde yargılandıktan sonra delil yetersizliğinden Beraat ettik..
Devletin bazı kurumları tarafından hakkımda tutulan “her ne kadar delil yetersizliğinden Beraat etmiş ise de ….” İçerikli raporu gereği ben 1985-1990 yılları arası İzmir’e “5 yıl ikamet zorunluluğuna” tabi tutularak gönderildim..
Allah sağlık versin.. Sayın Burhan Özfatura referansı ile İzmir’de Yeni Asır Gazetesinin emniyet muhabirliğine başladım..
Mecburdum çalışmaya.. Ege Üniversitesinde ki öğrenciliğime bu yüzden devam edemiyordum..
Ve ömrümü verdiğim devletimin bana gösterdiği bu yeni çileye burada da yüksek sesle sitemler ediyordum..
Sayın Vecdi Gönül İzmir valisi.. “Dayı” dediğim ve taş gibi ülküdaşım efsane polis şefi Uğur Gür Emniyet müdür yardımcısı idi..
Ve kısa bir süre sonra Sabah gazetesi yayına başladı.. Sabah’ın da İzmir’de ilk muhabiri oldum..
İzmir fuarı biliyorsunuz yaz aylarında şenlikli olur.. Tüm sanatçılar gelir.. Ben gece çalıştığım için fuara da bakıyordum..
Allah rahmet eylesin Adanalı Ülküdaşım Faruk Tınaz.. O’da fuara konsere gelmiş.. Her akşam buluşuyoruz.. O zaman “Yağdır mevlam su şarkısı” bir numara..
Ve Faruk Tınaz Emniyet Müdür yardımcısı Uğur Gür dayının tüm bestelerini şarkı yapıp, kasetinde okuyordu..
Faruk Tınaz bir akşam bana dedi ki; “Kardeş, bir hemşerim geliyor.. Bizim Ülkücü arkadaşlarımızdan.. Adı; Ferdi Tayfur.. O’na haberlerle destek verelim”..
Ben de “olur, bir de Uğur dayıya soralım bakalım o ne diyor” dedim..
Ertesi günü ben Uğur dayıya Ferdi Tayfur’u sordum ve bana “Evet, Faruk ile birlikte o çocuğu yalnız bırakmayın, destek verin, gazeteci arkadaşlarına da irca et..”
Ferdi Tayfur geldi.. Faruk Tınaz, ben, Ferdi Tayfur ve yanımda önemli bir gazeteci arkadaşım sahneler öncesi bir mekanda sohbete koyulduk..
Baktım.. Ferdi Tayfur’un boynunda tahtadan yapılmış bir Bozkurt kolyesi.. Ben masa altından Faruk Tınaz’ın ayağına vurdum ve bana bakınca işaretlerle Ferdi’nin yakasına ki kolyesine bakmasını istedim ve bana “ben sana dedim Karslı, o benim hemşerim” sesli mesajını verdi..
Evet.. Bunları niye yazdım? Ferdi Tayfur; Ülkücü- Türk Milliyetçisidir ama ben şarklılarını sevmem..
Ağlayan, sızlayan, meyhane arabeskleri içeren şarkılar olduğu için..
Ama meğerse Devlet Bahçeli o zamanlardan beri Ferdi’nin hastasıymış.. Demek ki içinde, gönlünde bir yerlere isyan var..
Şimdi Ferdi Tayfur Ülkücü diye Beş Bin 300 Şehidi olan Ülkücü- Milliyetçi Hareketi, O’nun arabesk meyhane şarkıları ile ifade etmek veya bir yerlere aba altından sopalar gösteren mesajlar vermek abestir..
Eğer MHP üzerinden bir yerele şarkılı- türkülü mesajlar vereceksen niye bu davanın çilekeşi Ozan Arif’in türküleri ile vermiyorsunuz?
Tabi Ozan Arif sizlerin yanlış tavır ve tutumlarını eleştirdiği için sizlere göre bir “hain” idi..
Yahu… Ozan Arif bu davanın en ağır çilelerini, sürgünlerini yurt dışında çekerken sizler keyiflerle elleriniz cebinizde her ne hikmetse rahatça gezip, tozuyordunuz..
Değerli okuyucular..
Fotoğraf bu.. Benim hesabım; Allah sağlık versin Ferdi Tayfur ile değil, Ülkücü- Milliyetçi Hareketi temsil ettiğini ileri süren Devlet Bahçeli ve etrafındakiler ile …
Bilyonusunuz Devlet Bahçeli bey geçen hafta 23 Nisan Bayramı kutlanmalarına katılmadı.. O’da ne bir baktık ertesi günü parkta yürüyüş yaparken çekilmiş videosu, yine Ferdi Tayfur’un meyhane arabeski bir şarkısı ile eşleştirilmiş, süslendirilmiş ve mesajlandırılmış..
Dikkat edin ..Bu Arabeskli video MHP’nin Twitter’daki hesabından paylaşılıyor.. Vay ki vay..
Tabi arabesk şarkının içinde ki iğneli sözleri Basın dünyası da, siyaset dünyası da, sokakta ki vatandaş ta kendine göre değerlendirdi..
Basın ve Siyaset dünyasında ağırlıklı olarak Bahçeli’nin bu Arabeskli mesajları Sayın Erdoğan’a ve AK Parti’ye verdiği yönde idi.
Hukuk devletinde ve demokrasi ülkesinde yaşıyoruz.. Tabi ki Gazeteciler- Yazarlar da bunu yazılarla değerlendirdiler..
MHP saffı susuyor.. “Hayır böyle bir şey yok” demeyip, kurnazca susup, beklediler, izlediler..
Sonra birkaç gün geçtikten sonra Bahçeli’nin şövalyesi Semih Yalçın çıktı yine üstü kapalı dedi ki;
“Ya niye hep iktidara yönelik yakıştırıyorsunuz, mesela bizden giden Meral hanıma yönelik sözler olamaz mı?”..
Bak… Bak.. Deme ki O’da hala anlamamış veya kurnazlık iğnesi vuruyor yine..
Ve ardan 4 gün geçtikten sonra Devlet Bahçeli bu gün ki grup toplantısında; Ferdi Tayfur arabeskini yorumlayan gazetecilere- yazarla kızarak şöyle dedi;
“Bir şey söylemek istesem muhatabına doğrudan söylerim. 'Hainsin diyorsam söyleten sensin...' Bu mesaj Türkiye'nin ayağını kaydırmaya yeltenen kim varsa direkt onlaradır”..
Gördün mü Semih ağa… Hedef noktası yine şaştı..
Ve ne alaka arkadaş?
Ve söyleyeceklerinizi muhatabına doğrudan söyleyemiyorsunuz arkadaş..
Arabesk şarkısının üzerine bir örtü atıyorsunuz, kim kaldırırsa kaldırsın kurnazlığı sergiliyorsunuz..
O zaman bu kadar üstü kapalı mesajlara ne gerek var arkadaş?
Getirin Ferdi Tayfur’u, MHP’nin sözcüsü yapın, kamuoyuna ne diyecekse ve kimlere mesajlar verdiğini anında sözlesin de kimseler yanlış yorumlar yapmasın..
Eyy “direk muhatabına ne söyleyeceğini” ileri süren Devlet Bahçeli…
Yurt dışında para toplamak için giden ve o görüşmeler sırasında Türk milletini “yerel halk” küçümsemesi yapan Maliye bakanı Mehmet Şimşek’e kızıp;
"Türk milletini ‘yerel halk’ ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit (bozguncu, fitneci) zihniyetin son günlerde maruz kaldığımız skandalların asal sorumlusu olduğunu hiç kimse inkar edemeyecektir" diyen siz değil miydiniz?
Şimdi bu gün kalkıp çıkmış diyorsunuz ki; “Bu sözlerim Hazine bakanımıza değil, Maliye Bakanımızın arkasındayız”..
Ve parti yöneticileriniz, milletvekilleriniz sizi alkışlıyorlar..
Yahu inanın “U” dönüşlerinde Cemal Enginyurt’u da geçtiniz..
Yapmayın.. Milletin ve akıllı insanların aklı ile oynamayı bırakın artık..
“NE MUTLU TÜRK’üm DİYENE”…
“ÜLKÜCÜLER GÖKLERDE SANCAK, ALLAH YOLUNDA ÖLÜR ANCAK”..
Evet.. Organik bir Ülkücü olarak bu da benim açık mesajım..
Bu Haber 92386 Defa Okunmuştur