2014 Kasım ayında HaberTürk tv’de ''Öteki Gündem'' isimli tarih programına konuk olan Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek ve sözde tarihçi yazar Yavuz Bahadıroğlu ''Atatürk ve din politikaları'' konularını tartışıyordu
Zeybek programın bir bölümünde Ahmet Kayhan Dede'nin bir sözünü örnek göstererek ''Atatürk evliyadır'' demesi üzerine AKP cenahında kıyametler koparken, sözde tarihçi ve Atatürk’e hakaretlere sürekli çanak tutan Yavuz Bahadıroğlu’da, “Nasıl olur, Atatürk’ten evliya mı olur” gibi çırpınışlar göstermişti
Zeybek ise bu çıkışa karşı duruşunu sergileyerek şunları söylemişti;
''Atatürk’ün din anlayışını ve Allah ile samimiyetini anlamak için benim büyüğüm Ahmet Kayhan Dede’nin sözünü söyleceğim kim itiraz ediyorsa etsin. Bunu herkese söyledi 'Atatürk bir evliyadır. Atatürk’ün sözlerinin birçoğu Kur'an'dan hadisten alınmadır'' ..
Namık Kemal Zeybek’in bu Atatürk sevgisine, yandaş medya günlerce nefret tohumları ekmişti..
Zeybek ise bu gaflet çıkışları üzerine Haber Sitemizde ki köşesinde yazdığı makalede şunları aktarmıştı;
ATATÜRK EVLİYADIR ..
“Habertürk “Öteki Gündem”de tanınmış Atatürk düşmanlarından Yavuz Bahadıroğlu ile Atatürk ve Din konulu bir tartışmamız oldu. Oradan buradan seçilmiş cümlelerle Atatürk’e saldıranlara son zamanlarda bu Yavuz arkadaş da eklendi. Gereken karşılıklar verildi. Ancak, görüyorum ki en çok akıllarda kalan benim bir cümlem olmuş: “Atatürk evliyadır”
Adına sanal denilen ortamda bir takım sanal kişiler bana ver yansın ediyorlar. Televizyonların birinde bir hanım çılgınca bağırıp kendisini AKP’lilere gösterme hevesi içinde, şuh kahkahalarla süslenen bir söyleşme yapıyordu. Sunucu soruyor, o da iştahla konuşup duru-yordu. Bir ara dedi ki: “Namık Kemal Zeybek Atatürk’e evliya diyor, hiç içki içen adamdan evliya mı olurmuş?”
Atatürk, evet akşamları sık sık içki içiyordu ve evliya idi. Gerçekte Atatürk’ün evliyalığı benim aklıma gelmezdi. Ama birçok kimse gibi benim de evliyadan olduğuna inandığım Hacı Ahmet Kayhan Dede bu sözü söylemişti. Demişti ki: “Atatürk Evliyadır ama Atatürk’ü iyi tanı, Nutuk’u bir daha oku ve evliyalığın ne olduğunu da iyi anla.” Evliyaları sadece, sünnet sandıkları kocaman sakal ve sarıkta arayanlar elbette Atatürk’ün evliyalığını anlayamazlar.
Ne demektir evliya? Allah’a yakın olan ve erdemli yaşayan insan demek değilse nedir? Öte yandan Ebu Hanife’nin sözünü de hatırlamalıyız: “Bilginler Allah’ın evliyaları değilse, Allah’ın evliyası yoktur.” Bu ölçülere göre Atatürk Allah’a yakın ve erdemli yaşayan bilgin bir insandı. Daha ne istiyorsunuz. Ne demek istediğimi iyice anlatmak için “Atatürk’ün Yanı Başında” adıyla Çankaya Köşkü kütüphanecisi Nuri Ulusu’nun hatıralarından örnekler vermek isterim,
“Atatürk, zamanın çoğunu kütüphanede çalışarak geçirirdi. Yine böyle çalıştığı bir gün baktım hafif hafif mırıldanıyordu. ‘Mani oluyor halimi takrire hicabım. Üzme yetişir, üzme firakınla harabım, mahvoldu sükunun beni terk eyledi habım’ Allah’ım o ne güzel, o ne içli bir söyleyiş, ne ulvi dakikalardı. Şarkıyı bitirdi ve bana döndü. Buz gibi kalmıştım. ‘Nuri evladım, sevgi ve aşık olmak ne güzel duygu. Tanrı nelere kadir, bizlere ne güzel duygular veriyor, ne güzel bir beste ve şarkı değil mi?’
Evet… Bir şarkının sözlerinde ve bestesinde Allah’ı hisseden Atatürk… Evet! Atatürk evliyadır. Sen! Bu sözüme karşı çıkan kaba softa, ham yobaz! Sana soru-yorum sen kaç defa bu duyguları yaşadın. Eğer hala anlamadıysan sana bir de Kuran’dan belge sunayım,
Rum (30) Suresi 21. Ayet: “Size eşler yarattı. Eşler arasına verilen sevgi de ALLAH’ın AYETLERİ’ndendir.”
Yine “Atatürk’ün Yanı Başında” adlı kitaptan okuyalım: “Köşk’ün kapısının önündeki kayısı ağacına gözü takılıverdi. Dallarında kayısılar olmuş, öylece duru-yorlardı. Şöyle bir baktı sonra alçak olan bir daldan birkaç tane kayısıyı kopardı. Sonra eliyle öylesine bir ovalayıp, temizleyip yemeye başladı ve yerken de ‘Oh, oh ne kadar da güzelmiş, Allah’ın hikmetine bakın neler yaratıyor neler. İnanmayan kafirdir.’ diye söylene söylene içeri girdi.
Evet… Bir kayısının tadında Allah’a içtenlikle yönelen insan… İşte evliya dediğin bundan başka nedir ki?
Gelin Atatürk’ün evliyalığına bir başka delil bulalım: Köylü bir yurttaş sigara kağıdı bulamadığından, tütününü gazete kağıdına sararak içer ve eli yanar. Kızgınlıkla Atatürk’e küfreder. Konu Atatürk’e anlatılır, dava açmak için izin istenir. Atatürk’ün karşılığı: “Bırakın adamcağızın yakasını az bile söylemiş” olur.
Atatürk’ün insana olan bu sevgi ve saygısında da onun evliyalığını bulamayanlara Yalova’daki evinin yanındaki ağacı, temelleri zarar veriyor diye kesmek isteyenlere verdiği dersi hatırlatalım: “Ağaç kurtarılmış ev kaydırılmıştır.”
Evliya dediğin Allah’a yakın olan, insanlara sevgiyle yaklaşan, bütün canlılara ve ağaçlara saygıyla davranandır. İşte o Atatürk’tür. Karıncaları ezmekten korkan insandır. Atatürk…
Niye bu kadar kızıyorsunuz, Atatürk düşmanları… Bakınız “Allah’ın bütün vasıflarını taşıyor, ona dokunmak bile ibadettir, yaşadığı şehirler kutsaldır” diyor muyuz, sizin gibi.
Bu Haber 1512849 Defa Okunmuştur