http://www.haber2000.com
» Av. Orhan Yıldız : “Sen kimsin? Hangi hakla bir kişinin inancı ve imanı hakkında karar veriyorsun?

Av. Orhan Yıldız : “Sen kimsin? Hangi hakla bir kişinin inancı ve imanı hakkında karar veriyorsun?

Yıllarca "laikliğin dinsizlik olduğunu " iddia edenler aslında din bezirgânlarıdır ve Yüce Dinimize en büyük zararı da bu kişiler vermişlerdir. İslâm Dini evrenseldir. İslâmî temsil ettiğini iddia edenler bir devlet düzeninin veya bir siyasi ideolojinin arkasına dayanarak bunu yapıyorlarsa, aslında İslâm adına değil kendi dünyevi çıkarları için hareket ediyorlar, demektir.
Paylas
Av. Orhan Yıldız : “Sen kimsin? Hangi hakla bir kişinin inancı ve imanı hakkında karar veriyorsun?
Yaşam - 04 Aralık 2022, Pazar 00:00:00
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Av. ORHAN YILDIZ yazdı

(Artvin eski Milletvekili)

www.haber2000.com

 

LAİKLİK NİÇİN ÖNEMLİ?

          

Yobaz kesimler yıllardan beri lâik kesimi din düşmanı olarak ilan ederler.

 

Onlara göre bir kimsenin kendini Müslüman olarak kabul etmesi, Allah’a, Peygamberine ve onun yüce kitabı Kuran Kerim'e inanması ve gereklerini yerine getirmesi asla mümin bir Müslüman olması için yeterli değildir.

         

Bunun için sadece 1921 Anayasasında yer alan "Devletin Dini İslam'dır " ibaresini 1928 değişikliği ile Anayasadan çıkarılması nedeniyle Mustafa Kemal Atatürk'ü kâfir ilan ederler.

        

Oysa Anayasa’dan " Devletin Dini " ibaresi çıkarılmış ama siyasi İslamcıların bugün baş tacı ettiği Diyanet İşleri Başkanlığı Kurumu kurulmuş, yüce Dinimizi din tüccarlarının elinden kurtarmak ve doğru öğretilmesini sağlamak için İmam hatip okulları ve Yüksek İslâm Enstitüleri kurulmuştur.

         

Mustafa Kemal Atatürk'ü kâfir ilan eden en son ifşaatı Kültür ve Turizm Bakan yardımcısı Misbah Demircan'ın babası Ali Rıza Demircan yaptı.

         

Ali Rıza Demircan'ın yazısı şöyle;

 

" HAYIR DUA İLE ANAMAM"

 

Yazısının "Atatürk Ateist-Deist miydi?" başlıklı bölümünde Atatürk için şu ifadeleri kullandı:

 

"Derin olmasa da yapabildiğim araştırmalara ve güvendiğim araştırmacıların çalışmalarına göre kanunla Atatürk soyadı verilen Mustafa Kemal benim için İslamî iman ve yaşam kurallarını red edip örten ateist -deist bir ölüdür, onu, 10 Kasım gibi vesilelerle de olsa, Mustafa Kemal Atatürk olduğu için değil inancım gereği inkârcı bir ölü olduğu için hayır dua ile anamam.

 

Birleri ne düşünürse düşünsün umurumda değil ama iyice bilinmesini isterim ki bu tavrım inançlarımdan kaynaklıdır. Ona karşı özel bir kastım olmadığı sevenlerini üzme amacım da yoktur"

                

"KAFİRLERE DUA SAPIKLIKTIR"

 

Rabbimizin emri olduğu için Kur’ân kaynaklı inancımıza göre dualarımız ölülerimize fayda sağlar.

 

Ama ana babamız ve akrabamız olsalar da ateist ve deist olarak ölen insanların/ kâfirlerin cenaze namazını kılamayız. Büyük sandukalarda, Anıt kabir ve Anıt mezarlarda da yatır olsalar da yücelterek onların kabrini ziyaret edemeyiz. "

        

Bu zat-ı muhterem kendi yaptığı derin olmayan araştırmalara göre Mustafa Kemal Atatürk'’ün deist olduğuna karar veriyor.

       

Sen kimsin?

 

Hangi hakla bir kişinin inancı ve imanı hakkında karar veriyorsun?

 

Aslında açıklamalarının İslâmî değil siyasi ve ideolojik temellere dayandığı son derece açık.

 

Hiçbir yerde deist olduğunu açıklamayan aksine Müslüman olduğunu söyleyen,  dua eden, Camide namaz kılan, Cuma namazında hutbe veren bir kimsenin inancını sorgulamak hiçbir beşerin hakkı değildir.

       

Niçin Atatürk'ü kâfir ilan etmek için bu kadar heveslisiniz?

 

Atatürk’ün özel hafızı Hafız Yaşar Okur, Atatürk’ün Ramazan aylarındaki davranışlarını anlatıyor:

 

“… Ramazanların Atam için çok büyük bir önemi vardı. Ramazan gelir gelmez ince saz heyeti Çankaya Köşkü’ne giremezdi. Kandil Geceleri de saz çaldırmazdı. Sadece beni huzurlarına çağırır, Kuran’ı Kerim’den bazı sureler okuturdu.

 

Ben okurken gözleri bir noktaya takılır, derin bir huşu içinde dinlerdi. Ruhunun çok mütelezziz olduğu her halinden anlaşılırdı.

 

Ramazanlarda bir ay müddetle Hacı Bayram-ı Veli ve Zincirlikyu camilerinde şehitlerin ruhuna Hatim-i Şerif okumamı emrederlerdi. O günlerde civar kasaba ve köylerden gelenlerle cami hıncahınç dolardı…”

 

Atatürk'ün bazı sözlerini çarpıtıp onun inancı ile ilgili fetva veriyorsunuz da bu tanıkları niçin yok sayıyorsunuz?

 

Sorunun yanıtı belli; onun kurduğu Cumhuriyete düşmansınız ve saltanatı kaldırdığı için kin güdüyorsunuz.

        

Oysa Müslüman olmadığı kesin olarak bilinmese de hakkında en küçük şüphe duyulan kişinin cenaze namazı da kılınır, duası da yapılır. Hüküm sahibi olan bizler gibi aciz kullar değil Yüce Allah’tır.

 

Onun için bu din adamlarının insanlara akıbet biçen açıklamaları benim açımdan hiçbir anlam ifade etmiyor. Hattâ diğer açıklamaları da...

        

Yıllarca "laikliğin dinsizlik olduğunu " iddia edenler aslında din bezirgânlarıdır ve Yüce Dinimize en büyük zararı da bu kişiler vermişlerdir.

         

İslâm Dini evrenseldir. İslâmî temsil ettiğini iddia edenler bir devlet düzeninin veya bir siyasi ideolojinin arkasına dayanarak bunu yapıyorlarsa, aslında İslâm adına değil kendi dünyevi çıkarları için hareket ediyorlar, demektir.

         

Dünden bugüne inşa edilen ve İslami esas ve kurallara dayandığını iddia eden dini rejimler İslâm adaletinin kırıntısına dahi ulaşamamıştır.

         

Yüce Allah insanların yetersizliğini ve zaaflarını bildiği için onlar için bir devlet düzeni öngörmemiş ve onlara uymaları gereken  genel ilke ve esasları göstermiştir.

         

İnsanlar Yüce Allah'ın emirlerine gönülden uyduğu ve yaşamına yansıttığı takdirde; zaten en ideal yönetim şekli kendiliğinden ortaya çıkacaktır.

         

Bu nedenle gerçek anlamda İslâmî bir yönetim şekline ulaşana kadar asgari düzeyde de olsa gücün ve güçlünün egemen olmadığı adalet ve eşitlik esasına dayanan yönetim şekli olan demokratik cumhuriyet rejimi en uygun yönetim şeklidir. 

 

Yüce Allah'ın emir ve kurallarına gönülden inanan,  yaşayan ve yaşatan dünyevî hırslara teslim olmayan mümin Müslümanlar, gerçek İslâmî  bütün insanlığa tanıtacak ve İslam önce insanların gönüllerinde sonrasında ise hukuk sistemine egemen olacaktır.

        

Benim inandığım İslâm adalet, merhamet, eşitlik ve hoşgörü dinidir. Benim inandığım Allah kullarına karşı cezalandırıcı değil affedicidir, merhametlidir.

       

Onun için insanları cehennem ile korkutarak baskı ve zulüm ve eşitsizlik üzerine kurulu bir siyasi düzenin peşinde koşanlar Cenneti bu dünyada arayan sahte Müslümanlardır. Allah bizleri onların şerrinden korusun.


Bu Haber 69959 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir