Avrupa Komisyonu’nun 17 Nisan’da açıklayacağı Türkiye raporuna ilişkin ayrıntılar belli oldu. Türkiye’ye yönelik eleştirilerin yer alan raporda özellikle hukuk devleti ilkelerinin uygulanmasında gerileme olduğu ve Türkiye’nin AB yolundan uzaklaştığı tespiti yer alıyor.
OHAL'E SON VER
Taslak raporun siyasi kriterler bölümünde öncelikli olarak 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) uygulaması ve bu uygulama kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelere (KHK) değiniliyor.
OHAL kapsamında alınan önlemlerin “orantısız” olduğu belirtilip “parlamentonun yasama işlevinin kısıtlanmış” ve “muhalif grupların barışçıl toplantılarının yasaklanabilmesi için idarenin yetkilerinin artırılmış” olması örnek gösteriliyor. Venedik Komisyonu’nun OHAL uygulamasının Avrupa standartlarıyla uyumlu olmadığını gösteren belgelerin hatırlatılatıldığı raporda OHAL uygulamasına “en kısa sürede son verilmesi” isteniyor.
Taslak metinde, KHK’lerle ihraç edilen kamu görevlilerinin itirazlarını değerlendirmekiçin Avrupa Konseyi’nin tavsiyesi üzerine kurulan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları temelinde saydam biçimde ve yargı güvencesi altında çalıştırılmasına da dikkat çekiliyor.
YARGI ARTIK BAĞIMSIZ DEĞİL
Yargı bağımsızlığına da değinilen taslak raporda, yargının işleyişinde “ciddi gerileme” gözlemlendiği ve “yargı bağımsızlığının artık güvence altında olmadığı” not ediliyor. Anayasa Mahkemesi hükümlerine alt mahkemelerin saygı duyması, Hâkimler ve Savcılar Kurulu bünyesinde ise yürütmenin rol ve etkisinin azaltılması gerektiği kaydediliyor.
Ankara’ya temel hak ve özgürlüklere tam saygıyı etkin biçimde temin etmesi, bu alanda uluslararası yükümlülüklerine sadık kalması, AİHS ve AİHM kararlarına aykırı geçici tutukluluk uygulamalarına son vermesi ve geçici tutuklu gazeteci, insan hakları savunucusu, yazar ve akademisyenleri serbest bırakması çağrısında bulunuluyor.
Devlet başkanının yetkilerinin “aşırı” arttığı ve yerel demokrasinin “erozyona uğradığı” mesajları veriliyor. Avrupa Konseyi kriterleri temelinde bu değişikliklerin gözden geçirilmesi isteniyor.
Taslak raporda Güneydoğu’daki durum bir önceki raporda olduğu gibi, “ülkenin karşı karşıya olduğu en vahim sorunlardan biri” olarak tanımlanıyor. PKK’nin AB terör örgütleri listesinde yer aldığı hatırlatılıyor. Türkiye’nin kendisini terörist şiddete karşı koruma hakkı olduğu, ancak alınan önlemlerin orantılı olması gerektiği belirtiliyor.
Terörizmle ilgili yasal mevzuatın, Türkiye’nin terörle mücadele kapasitesini azaltmadan AİHS ve AİHM içtihatları temelinde gözden geçirilmesi isteniyor.
GÖÇ VE İLTİCADA İYİ İLERLEME
Türkiye’nin göç ve iltica politikalarına da yer verilen taslak raporda, bu alanda geçtiğimiz yıl içinde “iyi ilerleme” kaydedildiği, Ankara’nın Türkiye-AB Mart 2016 beyanındaki, hükümleri uygulamaya devam ettiği not ediliyor.
VİZE SERBESTLİĞİ TEHLİKEDE
Türkiye-AB vize serbestisi diyaloğunun devam ettiği, ancak geçtiğimiz yıl içinde bu alanda sadece birkaç ilerlemenin kaydedilebildiği, henüz gerekli tüm kriterlerin Türkiye tarafından yerine getirilmediğine de işaret ediliyor.
Türkiye’nin Balkan ülkeleriyle “sıkı bağları” bulunduğu hatırlatılmakla birlikte, 2017 içinde başta Avusturya, Belçika, Almanya ve Hollanda olmak üzere birçok AB ülkesiyle ikili ilişkilerinin bozulduğuna işaret ediliyor.
Bu Haber 523181 Defa Okunmuştur