GÖKTÜRK TUNÇTÜRK (Cafer Uğurlu) yazdı
CHP’de Kurultay öncesi talihsiz olduğu kadar önem arz eden ve Atatürk’ün partisinde yaşanmaması gereken bir olay yaşandı.
Bu talihsiz olay, CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın ‘Atatürk hassasiyeti’ ile tesadüfen ortaya çıktı.
Aylin Nazlıaka, ‘Dava arkadaşım’ dediği bir CHP’li bir hanım milletvekilinin odasına çay içmeye gittiğinde, odada Atatürk portresini görmeyince; vekil arkadaşını ikaz ediyor ve O’da yerde duran Atatürk resmini alıp, yeniden asıyor.
O Atatürk resmi niye asılı değil de yerde?
Şimdi burada ki bölümde Aylin Nazlıaka’nın suçu ne?
Aksine, takdir edilecek bir tavır sergiliyor..
Gelelim ikinci safhaya;
Aylin Nazlıaka, konunun istismar edilmeyeceğini ve parti içi muhalefet malzemesi olarak kullanılmayacağına inandığı 3-4 CHP’li vekil ortamında, Odada yaşanan Atatürk posteri olayını anlatıyor..
Daha doğrusu, Nazlıaka bu saatten sonra acemi siyasetçiliğinin kurbanı olmaya başlıyor…
Yani, dedi-kodu yapmıyor…
Orada bulunanlardan birisi de Kurultay öncesi Genel başkan adayı olduğunu açıklayan Muharrem İnce..
Aylin Nazlıaka’nın iyi niyetle CHP’li vekil arkadaşlarına yarı sitemle anlattığı bu olay, çok kısa zaman sonrası medyaya sızdı..
Elbette ki medya ve kamuoyu olayı sorgulayacak.
Bizde Haber Sitesi olarak olayı sorguladık ve bu densiz vekilin ortaya çıkarılmasını istedik..
Hatta Aylin hanıma geçen hafta O ismi açıklaması çağrısında bulunarak, “Susma, sustukça sıra sana gelecek.. Ve ceza, sana kesilecek Aylin hanım” şeklinde uyarında bulunmuştuk.
Ve maalesef bugün CHP Yönetiminden “OY Birliği” ile düşündüğümüz gibi alınan karar ile Aylin Nazlıaka’nın, CHP’den ‘tedbirli ihraç’ istemi ile Disipline sevk edilmesi için Parti Meclisine sevki çıktı
Gerekçesi açıklanmadı ama anlaşılıyor ki; Nazlıaka, O densiz ismi açıklamadığı için suçlu ilan ediliyor..
Aylin Nazlıaka'nın, her aşamada ‘iyi niyet’ kurbanı olduğu açık.
Ben, Aylin Nazlıaka’yı neden mi savunuyorum?
Atatürk sevgisinde ki hassasiyetine tamamen inandığım için.
Bunun bir dedi-kodu olmadığına inandığım için..
Aslında bu konunun bu aşamaya getirilmesi de en büyük yanlışlardan bir oldu.
Sayın Kılıçdaroğlu, bu konuyu Aylin hanım ile özel görüşerek halledebilirdi..
Aylin Hanım bugün gönderdiği açıklamasında, odada yaşanan olay konusunda ki sözlerinde ısrarlı ama O isim ve parti zarar görmesin diye sustuğunu ve yine suskunluğunu sürdüreceğini bir kez daha ortaya koyduğunu görüyoruz…
Şimdi gelelim asıl hassas konuya..
Belki; olay kapansın, ‘CHP’de Atatürk düşmanı vekil’ tartışmaları sonlansın diye ince bir taktik uygulanıyor ama ‘kaş yapalım’ derken, ‘göz çıkaracaklar’.
CHP yönetimi; Aylin Nazlıaka’yı değil, Nazlıaka’nın ‘Atatürk hassasiyetini’ disipline sevk edip, cezalandıracağının farkında mı?
Nazlıaka’nın suçu ne?
Hem Atatürk konusunda hem de partisini koruma konusunda hassasiyet göstermesi mi?
İşte, bu hassasiyeti ve iyi niyeti disipline verip, cezalandırıyorsunuz beyler, bayanlar…
İhraç değil, uyarı cezası da verseniz, sonuçta niyeti cezalandıracaksınız..
Temennimiz ve çağrımız; bu noktalara gelinmeden Aylin Nazlıaka hanımın odasında Atatürk sohbeti yaptığı ismi açıklamasıdır..
Yoksa, kendisi ‘iftiracı’ ilan edilebilir…
Bu Haber 1789795 Defa Okunmuştur