GÖKTÜRK TUNÇTÜRK (Cafer Uğurlu) yazdı
Evet.. Halkın ve partililerin huzuruna çıkacak yüzleri olmadığı için, 1 Kasım seçimlerinden bu yana haftalar geçmesine rağmen, Bahçeli ve yardımcıları kameralar karşısına hala geçemediler.
Ellerinden gelse idi, grup toplatısında bile kameralar karşısına geçmeyeceklerdi..
Parti tabanının yanı sıra kamuoyunun ‘artık gidin’ mesajı vermelerine rağmen bu zatlar koltuklarda yapıştıkları gibi birde utanmadan kendilerini eleştirenle tehditler savuruyorlar.. Ajan ilan ediyorlar…
Ülke genelinde ki mesajlı istifaları görmezden geliyorlar..
Mecliste, şehitlerimizin katillerinin arkasında olmalarından bile sıkılmıyorlar artık..
Neden biliyor musunuz?
Bahçeli ve kadrolu yalaka yardımcılarında artık yüzsüzlük tavan yapmış durumda…
Bahçeli’nin baş yardımcısı, bir gazeteci hanıma mülakat verirken, “Olağanüstü kongrenin partiye zarar vereceğini” vurguluyor..
Gazeteci, ‘Neden’ diyor..
Diyor ki, “Rekabet mücadelesi şiddetli geçer. Tıpkı daha önce ki kongrede kürsü devirmeler de olduğu gibi”
Bu zat, Bahçeli’nin rakiplere ince mesajla tehditler uçuruyor…
Bahçeli’nin danışmanları, yardımcıları sosyal medyayı izlemiyorlar mı?
Tabanın bu ağır isyanını okumuyorlar mı?
Halen utanmadan diyor ki; “Ben bu yola baş koydum, MHP’yi iktidar yapacağım, kimselere partiyi kaptırmayız”
Yahu, 15 seçim kaybetmiş olan sen, onu bunu bırak ta, memleketin Osmaniye bile sana, “artık bizi de temsil etme” mesajı gönderiyor.
Senin baş koyduğun hedef, başka hedef olmasın Sayın Bahçeli..
Anlaşılıyor ki, sen diyorsun ki; “Bu yetmez, vallahi MHP’yi bitirmeden gitmem”
Seni ve ekibini orada tutan, ‘Ülkücü irade’ diyorsun..
Çık ta bir bu iradeyi sana üfürenler kimler açıkla da hepimiz görelim..
AK Parti’nin tanınmış bir yöneticisi Trabzon’dan beni aradı..
“Abi, biliyorsun yıllardan beri yazılarını okuyorum, Sayın Bahçeli’yi ağır şekilde eleştiriyorsun.. Kardeşiz ama Bahçeli’yi size yedirtmeyiz abi”..
Haklı adam…
Ellerinde ki nimeti niye gerçek ülkücülere yedirsinler ki?
Zaten AK Partililer 8 Kasım sabahı şükür namazı kıldılar ve “Allah, ‘Devlet’e zeval vermesin” diye dualar ettiler.
Dava, diyorsunuz..
Hasstirin ..
Dava ahlakını bilmiyorsanız, Başbuğun dava ile ilgili birkaç sözünü yeniden okuyun da belki vicdanınız sizi çekilmeye zorlar.
Siz bu davanın çilesini, acısını çekmemişsiniz ki; Davanın kutsiyetini de içinizde, yüreğiniz de taşıyasınız.
Bu dava binlerce şehitle büyüdü..
Bu dava, çekilen çile ve acılara karşı dayanma ile ayakta durdu..
Hiç kıvırmayın.. Herkes MHP’ye değil, sizin yüzsüzlüğünüze karşı tepki gösteriyor.
Genel Başkan adaylarının hepsi bizim aile ferdimiz.
Ama bu aileyi artık, tesadüflerin getireceği tehlikelere bırakmamak lazım.
Bu hareketin başına, davanın kadrini bilecek, yere düşürdüğü zaman acısını hissedecek birisi gelmeli.
Sinan Oğan; bilgili ve kültürlü bir Bozkurt ama liderlik konusunda biraz daha pişmeli, olgunlaşmalıdır.
Meral Akşener.. Ne ocaklarda ne de MHP çekirdeğinde yetişmiş bir Asena değil.. Sadece, günlerin getirdiği fırtınalara göre MHP içinde hizmeti ile takdir kazanmış bir siyasetçi ferdimiz..
Selim Kaptanoğlu, Başbuğumuz için her türlü fedakârlıkları ortaya sergileyen ve bu yolda birçok tehlikeleri göğüsleyen bir bozkurt ama liderlik konusunda taban pek tanımıyor.
Bu hareketin mihenk taşlarından Sayın Namık Kemal Zeybek ve Av. Şevket Can Özbay'da zaten birlik ve tek aday taraftarları..
Koray Aydın'a gelince denemiş bir aday..
Dedik ya, dava ve hareket artık bu saatten sonra tesadüflere ve varsayımlara teslim edilmeyecek hassas bir dönem geçirmektedir.
Hareketin başına neden ‘Bir şehit evladı gelmelidir’ diyorum.
Çünkü, kanından olan şehidinin emanetini kendi menfaatlerinden ve hatta canından bile üstün tutar, kadrini bilir..
Şehidinin içinde ki acısını, davayı ve hareketi ileri götürerek mutlu olur..
Ve şükür ki Genel Başkan adaylarımızın içinde de böyle birisi var.
Hareketin öncü Şehidi ve şehit olmadan önce Başbuğun beyni, sağ kolu rahmetli Gün Sazak’ın oğlu Süleyman Servet Sazak.
Meclis ve yönetim tecrübesine de sahip olan Süleyman Servet Sazak zaten diyor ki; “ben parti içinde muhalif değil, ülkümüzü, hareketimizi ileri hedefe taşımak için varım”..
Eğer herkes, hareketin ve davanın ileri hedefe ulaşmasını canı gönülden istiyor ise; Bayrak yarışında ki tüm adaylar Sazak etrafında toplanıp, bir olmalıdırlar.
Zaten taban ve delege de böyle bir kutlu birlik istiyor…
Yoksa bu dava, reklam isimlerle ileriye asla götürülemez..
Gelin, öncü şehidimizin emanetini, kendisini davaya adamış oğluna teslim edelim..
Hayırlı olacak inşallah..
Bu Haber 1109759 Defa Okunmuştur