GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Her mesleğin icrasında ahlak olursa; zaten yasalara müracaat etmeye gerek yok..
Aylardır; “Dezenformasyon” diye yeni getirilen bir yasayı tartışıyoruz..
Adı bile Türkçe değil.. Resmen Fransızca ..
Aslında bu yasayı, her kesim kendine göre yontuyor..
Bu yasa içeriği; kime göre, neye göre belli de değil..
Bunun Türkçe adı; “Bilgi kirliliği, bilgileri çarpıtma”…
Ama bu bilgi… Devleti ayakta tutan kurumlardan birini zedeleyip, toplumda itibar suikastını gerçekleştiriyorsa; bu bilgi kirliliğini aşar ve kasten toplumda kargaşa yaratmaktır..
Değerli okuyucular..
CHP; adına “sansür” dediği bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine müracaat etmişti..
Çeşitli Kuruluşlar ile birlikte Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’te, bu yasaya tepki koymak adına bugün AYM önünde idi..
Bu kuruluşun adı; “Türkiye” Basın Konseyi Başkanlığı..
Ama gelin görün ki Pınar hanım ve yönetimi; Türkiye’de ki bütün Basın mensuplarının ifade özgürlüklerini savunmuyor, sadece “ideolojik” tutumlar sergilediği gibi, yine Basın Konseyine gelen şikayetlerin yüzde 99’una da “ideolojik” kararlar veriyorlar..
Zaten Basın Konseyine şikayet edenler, şu mantıkla müracaatta bulunuyorlar…
“Hakkımda yazılan yazı, haber doğru olsa da; Basın Konseyi Başkanı ve yönetimi benim yoldaşlarım, aleyhimde yazı yazan yazara, Gazeteciye bir ceza verdirteyim de görsün”..
Tabi… Verdikleri şikayet dilekçelerinde de; yazı içeriğinin yalan olduğunu belirtemiyorlar, sadece; “Yazıda küçültücü ifadelerle, bana hakaret ediyor” diye şikayet ediyorlar..
Basın Konseyi de demiyor ki; “Kardeşim, madem ki yazı veya haber içeriğinde sana hakaret yapılmış, git mahkemeye dava aç”..
Demiyor.. Bakılıyor.. Şikayet edilen kim? O’na göre tavır sergiliyorlar.. Toplanıyorlar… “Kınama” cezası veriyorlar ve resmi Twitter sayfaları ile sitelerinde yayınlıyorlar..
Değerli okuyucular..
AYM bu gün; “Dezenformasyon” yasasının iptalini isteyen CHP’nin talebini oy çokluğu ile Ret etti..
Şimdi gelelim AYM önünde “Sansür, ifade özgürlüğü, halkın bilgi almasını engelleme” naraları atan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’e..
Net yazıyorum.. İkiyüzlüsünüz Pınar hanım…
Çankaya Belediyesinde 7 yıl memur olarak görünen, fakat görevine gitmeden milyonları Bankamatiklerden çekip, cebine indiren sözde halkçı, emekçi; Ankara Mimarlar Odası Başkanı Tezcan Karakuş Candan; bu emek hırsızlığı ile ilgili yazdığım yazılardan dolayı gelip size beni 3 kez “Yazıda bana hakaret ediliyor, cezalandırılması” diye talepte bulundu..
Halkın parasını çalan bu sözde halkçı başkana göre kendisine “Karakuş Candan” diye yazmamı bile hakaret sayıyor..
“Yazılarda bana ve mesleğime iftira atılıyor” diye şikayetlerde bulundu..
Pınar hanım… Benim topluma doğru bilgi aktarma hakkım, ifade özgürlüğüm yok mu?
Karakuş Tezcan’ın; Çankaya belediye kasasından her ay halkın parasını çalması yalan mı?
Karakuş Tezcan’a ve “ben usta Avukatım” diye ortalarda gezip, 657. Sayılı Memurlar yasasını dahi bilemeyen Avukatı Turgut Kazan’a;
“Yazılarda Hakaret, iftira var ise Mahkemeye gidin. Biz sadece basın ahlak ve ilkelerinin yanlış uygulanmasına bakıyoruz” niye demiyor ve şikayetlerini Ret etmiyorsunuz?
Niye hemen bana “Kınama” cezalarını veriyorsunuz?
Sizin yaptığınız; sansürün de, ifade özgürlüğü gaspının da alasıdır Pınar hanım..
Bundan böyle nerede Basının ifade özgürlüğünü savunmaya kalksanız, sansürlere ne zaman sözde karşı çıkma eylemler de bulunursanız, hemen çıkıp sizin ikiyüzlülüğünüzü vurgulayıp, sahtekar olduğunuzu yazacağım..
Şimdi de siz; “Size hakaret ettiğimden dolayı, beni Konseyinize şikayet edin ve bir ceza daha ekleyin” Pınar hanım..
Pınar hanım.. Bakın, her kez bilir.. Ben; Ülkücü yapıya sahip Türk milliyetçisiyim..
En zor anlarımda dahi bu fikirlerimden hiç taviz vermedim..
Sizin binlerce cezalarımızda taviz vermem..
Ensenizdeyim… İdeolojik Konsey..
Bu Haber 73468 Defa Okunmuştur