GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Malumunuz .. Ülkemizde 5 milyonu aşkın göçmenler var.. Çoğunluğu Suriyeli..
Şimdi de Afganlar geliyor .. Hem de akın, akın..
Ve bu göçmenlerin yüzde 80’i, cadde ve sokaklarımızda “dilencilik” yapıyorlar..
İnsanlık duyguları ve din sömürüsü yapıyorlar..
Bunların yine yüzde 80’i de genç ve orta yaş kesimi..
Diyorlar ki; “Esad zulümden, bombalamalardan kaçtılar.. Bize sığındılar, şimdi can güvenlikleri yok, ülkelerine gidemezler”
Bir bakıyoruz.. Dini bayramlar geliyor, bunların hemen, hemen hepsi yeni alınan elbiseleri ve hediyeleri ile Suriye’de ki akrabalarına ziyarete gidiyorlar..
Hiçbir tehlike ile karşılaşmadan, bayram bitimlerinde Türkiye’ye dönüyorlar.. Ve aynı işlere devam..
Bunlar; Türkiye’de çalışma alanında, insanlarımızın çalışma ve emek haklarını gasp edip, işsizlerimize kapıların kapanmasına neden oluyorlar..
Bütün işkollarında günlük çalışma ücreti 150 lira ise; göçmenler 60 liraya, 70 liraya çalışıyorlar..
Yani bizim iş insanlarımızda bunlarla birlikte emek hırsızlığı yapıyorlar..
Adamlar, devletimizin bütün imkanlarından yararlanıyorlar.. Dilencilikten büyük paralar topluyorlar..
Yani; bize sığınmaya, misafirliğe geldiler.. Ama artık gitmek istemiyorlar.. Can güvenlikleri olmadığı edebiyatları hikaye..
Ve CHP… Özellikle Genel Başkan Kılıçdaroğlu bu “sessiz işgalin” farkına vardığı için, Hükumetin göçmenler politikasında izlediği yanlışları ortaya koyarak, iktidara geldiğinde Suriyelileri güvenli bir şekilde ülkelerine göndereceklerini belirttiği gibi, yeni oluşan Afgan göçmenler tehlikesini vurguladı..
Yani; Sayın Kılıçdaroğlu, “Biz göçmenlere ekmek, su, yiyecek vermeyip, onları insan haklarından mahrum edip, gitmeye zorla yayacağız” demedi..
Tabi Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu olumlu çıkışları toplumda destek önemli destek bulunca, AKP yöneticileri çok, çok şaşılacak şu eleştirileri getirmeleri dikkat çekti..
“Yahu Suriyeliler ekonomimizi ayakta tutuyor, Suriyeliler sanayi sektörünü ayakta tutuyorlar, bunlar giderse sanayimiz çöker”..
Vay, vay.. Koskoca Türkiye; sokaklarımızda dilencilik yapan Suriyelilerin eline bakıyormuş ta dötümüzden haberimiz yokmuş..
Bu resmen Türkiye’mizde çalışma yaşlarında olan herkese ağır hakarettir.. Bizim çalışanlarımız ekonomiden, sanayiden anlamıyorlar mı?
Tabi AKP yöneticilerinin bu mantıksız çıkışlarına milletten çok sert tepkiler toplamıştı ki; hoop bir Belediye Başkanı ortaya çıktı..
Ve bu CHP’li Belediye Başkanının yediği naneye bakın?
Güya CHP ve Kılıçdaroğlu’nun göçmenler politikasına destek veriyormuş havası ile
Dedi ki; “Artık misafirlik yeter, Bolu’da ne kadar göçmen var ise onlara; normal su fiyatının 10 katı fatura gönderip, buradan gitmeleri için zorlayacağım”..
Bunları söylen kim? CHP’li olan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ..
Çok şaşırdım.. CHP’nin böyle bir zulüm politikası yoktu, bu adam bunu neresinden yumurtladı?
Değerli okuyucular…
Bolu denilince ister, istemez çok eskilerde halka zulümler uygulayan Bolu beyi denen zalim isim geliyor aklımıza..
Bolu Beyinden bunalan halkın imdadına ise Köroğlu yetişmişti. Ezilen halkın yanında yer alan Köroğlu, halkı Bolu Beyinin zulmünden kurtarmıştı..
Biz Bolu beyinin zulüm hikayelerinin bittiği zannediyorduk ki; meğerse mantık kalıntıları halen varmış..
Evet.. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, bu insanlık dışı çıkışı ile aynı zamanda kendisini yeni Bolu beyi olarak ilan etmiştir ve sanki marifet yapmış gibi inatla diyor ki;
“İfadelerimin arkasındayım, isterse bana ırkçı, faşist desinler”..
Sen kimsin ulan?
Bolu senin bananın çiftliği mi? Bolu da akan sular senin bananın mı?
Sen sosyal Belediyecilik ilkelerini uygulayan CHP liderine ve yönetimine bu kararın konusunda danıştın mı?
Yok .. Ne Kılıçdaroğlu’na, ne de Genel Merkez yöneticilerine danışma gereği duymadı..
Neden mi? Çünkü kafasında ki kumpas çamurunu CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na fırlatma ihanetine karar vermişti de onadan..
Evet.. Ve kendini yeni Bolu beyi ilan eden bu kötü amaçlı zat, çamuru birden bire ekranlara da çıkıp, iyice fırlatmaya başladı..
Ve aldığım bilgiye göre CHP lideri Kılıçdaroğlu hemen Tanju Özcan’ı arayarak, “Yanlış yaptığını, bu ani çıkışının hatalı olduğunu” bildirmiş..
Peşi sıra CHP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’da açıklama yaparak, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın düşüncelerine CHP olarak asla katılmadıklarını vurgulayarak,
“Bu düşünceler sadece kendisini bağlar” dedi..
Yetti mi bu cevap? Yetmedi..
3 dönemde CHP’nin Bolu milletvekilliği yapan Tanju Özcan, bir ara CHP’den ayrılıp, karşı parti kuran Muharrem İnce’ye destek görüntüleri vermişti..
Sonra makamının gideceğini anlayınca, bu kez İnce’nin hareketini tasvip etmediği açıkladı..
İnandık mı? Ben inanmadım..
Ve bu zat, şimdi CHP’nin insan hakları ve yabancı misafir ilkeleri ile tamamen zıt olan bu açıklamasını yapması ve Genel Merkezin itirazına karşı inatla, bu insanlık ayıbında ısrar etmesinin artık tek bir tarifi oluştu..
Evet.. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, bu insanlık ayıbı çıkışı ile CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na; açıkça “İtibar suikastı” yaparak, CHP’nin göçmenler politikasını boşa çıkarmayı hedeflemiştir..
Tutu mu bu çamur? Tutmadı… Tutmaz da
Amma … Evet Sayın Kılıçdaroğlu, öyle ufak-tefek karşı açıklama yetmez..
Siz şimdi kendisini yeni Bolu beyi ilan eden bu zat’ı disipline acilen sevk ettirip, partiden attıracak mısınız?
Disiplin işleminde geç kalır iseniz, bu zat’ın göçmen düşmanlığı politikası ve uygulamalarına sessizde olsa destek vermiş olacaksınız ve medya maymunlarının eline de muz vermiş olacaksınız..
Bizden söylemesi..
Bu Haber 201669 Defa Okunmuştur