www.haber2000.com
Alaattin Çakıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gönderdiği 5 sayfalık mektubun dışında ayrıca 3 sayfalık not yazdı.
Milli duyguları ve sarsılmaz duruşu ile bilinen Alaattin Çakıcı, cezaevindekilerin topluma kazandırılması gerektiğine işaret ederek, birilerinin cezaevlerine "5 yıldızlı otel gibi" sözlerini hatırlatarak; "Ne oteli, buraları nazi kampına çevirdiler" göndermesinde bulundu.
Çakıcı, Cumhurbaşkanına yazdığı notta; kendisine uzun zamandır karşı tavır sergileyen Cezaevleri Genel Müdür Yardımcısı M.F.B için söyledikleri sözleri asla geri almadığını ve almayacağını vurgulayarak, Erdoğan'dan bu konu ile ilgilenmesini istedi
Çakıcı mektubunda Devlet Bahçeli'ye de takındığı milli tavırlardan dolayı teşekkür ederek, BBP'ye ve Alperen Ocaklarına da yakın durmasını, ülkücü birliğini sağlaması gerektiği mesajını gönderdi,
Cumurbaşkanına yazdığı mektupta; "ben burada kedi gibi yatmıyorum" şeklinde anlamlı göndermede de bulunan Alaattin Çakıcı'nın mektubu ve ayrıca yazdığı notlar şöyle;
Sayın Cumhurbaşkanımız ve Kamuoyuna Saygılarımla arz ederim,
"Günlerdir basın ve medyada, ülkemiz ve coğrafyamız ile ilgili batılı devletler ve okyanus ötesi, 15 temmuzdan sonra ülkemiz ile ilgili kara propaganda yürüterek, 15 temmuzdan sonraki milli birlik, beraberlik ruhunu provoke ederek, meşru hükümetimize ülke içerinde farklı siyasi oluşumları yönlendirerek, FETÖ’nun çetesiyle ilgili bir ağlama duvarı gibi şerefsizce yapılan darbe girişimini meşrulaştırma algısı içerisinde medya da basında sürekli gündeme getirmek kaydıyla batılılara kendisinin müttefikleri olan PKK ve PYD’ ye sahip çıkan okyanus ötesi dünyayı kendi çıkarları için dizayn eden ABD ve Batı’ya uşaklık yapan bu hainler hainlik içerisinde değilseler, devletin yanında mı karşında mı yer aldıklarını adam gibi olumlu veya olumsuz millete deklere ettirmeleri, adamlık ve erkekliğin gereğidir.
Ülkemiz ve coğrafyamız ateş çemberinden geçerken, koltuk ve iktidar peşinde koşmak bu süreçte devlete faydalı olmaz, bölücülerin ekmeğine yağ sürmekte.
Bu gafillere söylüyorum, buradan sesleniyorum. Hiç kimse Tayyip Erdoğan’ı sevmek zorunda değildir. Ben bile sevmiyorum. Devletin bekası için Tayyip Erdoğan’ın yanında yer almak, kendimi asli Türk vatandaşın, bireyin ve siyasi oluşumun devlet bekası için sorumlu olduğu unutulmamalıdır. Ömrümce Tayyip Erdoğan’a biat etmedim.
Allah’a teslimiyet düzeyinde ve milletin bekası konusunda benim vazgeçilmez kendisiyle ortak noktamdır. Evet. Kendisi cesur adam. Devletin büyük yükü sırtında. Başbakan, bakanlar kurulunda “içişleri bakanı hariç” sayın cumhurbaşkanının emrinde bürokratlardır. 15 Temmuz’da sokağa kendisi inerek tüm AKP milletvekillerini de meclise yönlendiren ondan başka kimse değildir.
Dünyaya kör gelip, Tayyip Erdoğan’ın el vermesiyle makamlara oturduğunu bu millet bilmeli. İnşallah bu düşüncemde yanılırım. Sayın Cumhurbaşkanımıza söyleyeceğim cümlelerden ve kelimelerden lütfen yanlış anlaşılma olmasın. Ne yalakalık ne biattır.
Lütfen bu uluslararası konjonktürde devletin ve milletin seçmesi için aklı, duyguların önüne çıkarın. Duygusal davranmayın. Ehliyet sahibi bürokratları istişare ediniz. Vatanın her zerresini namusu ve şerefi gibi koruyan TSK ve Polis teşkilatını lütfen yüceltiniz.
Milletin çoğunluğu ne isterse, azınlık çoğunluğun verdiği karara saygı duymalı. Bir de yüce dinimiz ile ilgili sürekli programlar yapılmaktadır. Dinini bilen de bilmeyen de her türlü konuşarak, ehliyet sahibi ve olmayanları sulandırmaktadır. Devletimizin görevi ülkemizde yaşayan her etnik kimliğine ve inanışlarına saygı duymaktır.
Ama bu bölücülük düzeyinde olunca devletimizin kamusal alanı devreye sokmalı ve görevini yapmalıdır. Bizler Türkiye’de Hıristiyanlığa, Museviliğe, ateistliğe BM’nin kabul ettiği dinlere saygılı olurken “La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah” deyip farklı mezhepten olanların eksikliklerini görüp tespit edersek, bu batılıların işlediği gibi onların ekmeğine yağ sürüp ülkeyi kaosu daha fazla sokmaktır.
Barış dini olup, her coğrafyaya huzur ve barış getiren dinimize zarar verip fanatik İslam adına katliam yapan terör örgütlerinin haçlı zihniyetinden farkı yoktur.
MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’ye devletin yanında yer aldığı için kendisine teşekkür ederken, ülkemizdeki ülkücü gücü savunan tüm ülkücüleri bu zorlu süreçte kucaklaması her şeyden önemlidir. BBP mensuplarına, Alperen ocaklarına daha yakın mesafede olmak, onun ülkücü olmasının bir gereğidir.
Bu ülkede yaşayan, ülkenin bölünmez bütünlüğüne zarar vermiş PKK denen Ermeni terör örgütü dışında, bayrağın, ülke bütünlüğüne gönül vermiş Kürtler, Zazalar, Çerkezler, Abazalar, Müslüman Kafkas hakları (ülkemizde yaşayan 1. Derece eşit adil adaletli bir Türkmen’den ayırt etmesi gerekmektedir. Bu birliği sağladıkları sürece ülkemiz ve coğrafyamızda hiç kimse at koşturamaz. Bunun bir bedeli vardır. Ve bu millet bu bedeli birlik ve beraberlik için seve seve öder"
NOTLAR
Bu Haber 8660433 Defa Okunmuştur