RUFAY KARAHAN yazdı
(CHP İKTİDAR HAREKETİ BAŞKANI)
DARBE SÖYLENTİLERİ VE RTÜK BAŞKANI
Darbe ne demek? Demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini yok eden baskı rejimi, karanlık bir idare arzulayanların, ülkenin kalkınmasını engelleyenlerin sergiledikleri antidemokratik bir yönetim uygulama biçimi..
Aklı başında hiçbir insan bu zulüm sistemini ne ister, ne de benimser..
Hele hele Cumhuriyeti kuran bir partinin mensupları, asla…
ÖKÜZÜN ALTINDA BUZAĞI ÇIKAR AMA CANAN KAFTANCIOĞLU’NUN SÖZLERİNİN ALTINDA “DARBE” ÇIKMAZ, ÇIKARTMAK İSTEYENLER DE, SÖYLEMİ ÇARPITARAK GÜNDEMİ DEĞİŞTİRMEK İSTEYEN ART NİYETLİ KESİMLER VE KİMSELERDİR.
Bir kaç gündür Türkiye’miz de birileri “darbe” tamtamları çalıyorlar, gündemin değiştiriyor ve birilerini hedef gösteriyorlar.
Gerekçe ise CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun, “Bu iktidar erken seçimle veya başka bir şekilde mutlaka gidecek” diyerek irticalen sarf ettiği sözleri..
Dikkatle izlenir ve dinlenirse; “Seçimle veya başka bir şekilde gidecek” demiyor..
“Erken seçim veya başka bir şekilde gidecek” diyor..
Erken seçim alternatifinin dışında bağlaç olarak ne kalıyor?
“normal, gününde yapılacak seçim”..
Bunu anlamak için edebiyatçı, siyaset bilimci veya dil bilimci olmaya gerek yok.
Birileri öküzün altında belki buzağı bulabilir ama Canan hanımın bu açık sözlerinin içinde darbe asla bulunamaz..
“Var” diyenler, art niyetlidir, hedef şaşırmak isteyenlerdir..
Bu tür hayali iddiaları gündemde tutmak, toplumu gereceği gibi, dış saygınlığımıza da gölge düşürmektedir..
Artık bu kaosun söyleminin farkına varılmalı ve bu tür gereksiz gündem meşguliyetlerinin bertaraf edilmesi gerekir.
DARBE KONUSUNU UZATMANIN KİMSEYE YARARI OLMAZ
Ne CHP’nin ne de başka bir kesimin, İktidarı, yandaşlarını ya da Sayın Cumhurbaşkanını MEŞRU SEÇİMİN dışında “başka bir şekilde” iktidardan düşürme planları yoktur, olamaz.
İktidarın ve yandaş medyanın bu konuyu uzatması sadece zaman kaybıdır ve halkımız bu gibi maddi temeli olmayan konulara artık itibar etmez. Zira halkımızın daha somut ve yaşamsal sorunları var. Halk yoksullukla mücadele ediyor, halk aç, halk suskun, halk yoksul ve perişan.
Halkımız Demokratik bir Halk İktidarının kurulması için bir an önce seçim gününün gelmesini dört gözle bekliyor.
Ve bu halk olup biteni dikkatlice izliyor.
Halk; “KAMU GÖREVLİSİ OLAN, BİRİLERİNİ “DARBECİ” OLARAK İŞARET EDEN RTÜK BAŞKANI TARAFLI OLDUĞUNU AÇIKÇA İTİRAF ETMİŞTİR, YASALAR VE AHLAK GEREĞİ DERHAL İSTRİFA ETMELİDİR” diye de düşünüyor.
Şunu çok iyi bilmeliyiz ki; Bu ülkede kim demokrasi ve sandık dışında yol seçerse, saldırırsa kendisini kalkan edecek ilk fedakar siyasi kuruluş CHP ve CHP’liler olacaktır..
Sayın Cumhurbaşkanı’na ve İktidara yönelik demokrasi dışı eylem ve uygulamalarının bertaraf edilmesinde CHP’nin ön saflarda olacağı bilinmelidir.
İçinden geçtiğimiz “her yönüyle” bu zor dönemlerde Sayın Cumhurbaşkanı ve İktidarın yapacağı iş; durumdan aklınca vazife çıkaran ve “Baykuş” rolüne bürünen trollerin seslerinin kesilmesini sağlamak olmalıdır.
İçinde bulunduğumuz ekonomik ve sosyal durum ve haller toplum sağlığı ve huzurunun öncelikli olması ve savunulması gereken durum ve hallerdir.
Devletin Özerk ve tarafsız kuruluş olan Radyo- Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ise maalesef bu baykuşların önüne yemler atarak, uğursuz şekilde ötmelerine müsamaha gösteriyor..
Devletin RTÜK Başkanı önceki gün Devletin Ajansı Anadolu Ajansına verdiği beyanatta da aynen şunları söylüyor:
“RTÜK talimatla iş yapmaz.. Birileri istiyor diye uygulanacak müeyyidelerin darbe sevicilerini, darbe söylemlerini övenleri sevindiren ve onları gülümseten bir ceza olmaması gerektiğini söylüyorum."
Yani; herhangi bir konuda iktidara veya kendi düşüncelerinin tersine söylem, beyanat veya demeçlerde bulunan veya izin veren medyaya karşı en ağır cezaların verilmesini sağlayacaklarını ve bundan memnun olacaklarını açık açık söyleyebiliyor.
“Sayın Erdoğan bir talimat verirse, ne yaparsınız?” sorusuna;
“emir telakki eder ve gereğini yerine getiririz”. Demekten çekinmiyor.
Bu ifadeleri maalesef, özerk ve tarafsız olması gereken bir Kuruluşun başkanı sarf ediyor.
Şimdi burada birilerini “darbeci, darbe sevici” ilan etmek yasa gereği RTÜK Başkanın işi de değildir, yetkisi de yoktur.
Buna durumdan gereksiz vazife çıkarmak denir.
1- Sayın Cumhurbaşkanı’nın hükümetin ve icra’nın başı olarak icra’ya yönelik talimatlarının Devletin bütün bakanlıklarına bağlı organları tarafından yerine getirilmesi kadar doğal bir durum yoktur, olamaz.
Bilim kurulları, Yargı ve özerk kamu kuruluşları hariç.
2- Sayın Cumhurbaşkanı aynı zamanda Sayın Recep Tayyip Erdoğan olarak Ak Parti Genel Başkanıdır. Herhangi bir siyasi parti başkanı gibi, o da bir siyasi partinin genel başkanıdır.
Yani; her kesime aynı mesafede olması gereken, Devletin Özerk ve tarafsız kuruluşlarının başındaki kamu görevlileri siyasi parti başkanlarının isteklerini emir telaki edemezler.
Bu durum yasalara aykırıdır…
Sayın Erdoğan’ın Ak Parti Genel Başkanı olduğunu bile bile “Talimatları bizim için emirdir” diyebiliyor..
Bütün bunlar RTÜK Başkanının taraflı olduğunun, iktidar ve medyası için görev yaptığının net şekilde itirafıdır..
Kararlarında siyasi tarafgir içinde olduğunu ve olacağını bizzat net ve anlaşılır şekilde ifade ediyor..
Bu yüzden yasalar ve demokrasinin gereği istifa etmelidir..
Geçtiğimiz aylarda “CHP’ye gidip, geliyor, CHP’ye bilgi götürüyor” diye RTÜK üyesi Faruk Bildirici’nin istifasını isteyip, üyeliğini düşürdüler?
Bu durumda örnek aynı, her şey gayet açık ve net ortada..
Devletin bağımsız kuruluşlarının tarafsızlık ilkesine halel gelmemelidir, getirilmemelidir. Açık ve aleni bir şekilde beyan ediliyorsa da, gereği yapılmalıdır.
Bu Haber 722376 Defa Okunmuştur