RUFAY KARAHAN yazdı
(CHP İKTİDAR HAREKETİ BAŞKANI)
CHP’DE KURULTAY KARARI VE GERÇEKLER…
TIPIŞ, TIPIŞ OY VERMEK İÇİN TIKIŞ, TIKIŞ SALONA..
Cumhuriyet Halk Partisi 37’nci Olağan kurultayını yapmak üzere 25-26 Temmuz 2020 tarihinde toplanıyor. Toplantının yeri önemli değil. Hiçbir CHP’li de nerede olacağını dert etmez. Önemli olan hangi şartlarda ve nasıl yapılacağı veya yapıldığıdır.
CHP Genel Merkezinin devasa ve modern binasında 18 kişilik MYK kadrosunu Koronavirüs-Covit 19 tedbirleri çerçevesinde toplamayan ve bir araya gelmekten sağlık açısından imtina eden Genel Merkez, MYK toplantısını Video konferans yöntemiyle yapıyor.
Demek ki, 18 kişilik bir MYK toplantısında bir araya gelmek bile salgın hastalık açısından sakıncalıdır ve video konferans yöntemi son derece haklı bir karar.
Bu karara göre koca bina 18 kişiye yeterince tedbirli ve havadar gelmiyor.
Peki; hal böyleyken kurultayın bir an önce yapılmasının sebebi nedir?
Sayın Genel Başkan veya parti yetkilileri ya da parti sözcüsü bu konuda kamuoyuna doğru ve geçerli bir açıklama yapmak zorundadırlar.
Bir başka deyişle, Büyük Kurultay gibi önemli bir organizasyonun nasıl, ne zaman ve nerede yapılmasının kararını almak için bir araya gelmekten kaçınan sayın genel merkez yöneticileri, binlerce kişinin delege, aday ve görevlinin olduğu bir kurultayı alelacele yapmaktan sağlık açısından bir sakınca görmüyor.
Ancak; kurultayın yapılmasının neden sakıncalı olmadığı hakkında bir açıklama gereği de duyulmuyor.
Kaldı ki; 1365 kurultay delegesi olan CHP’nin bu olağanüstü salgın döneminde her türlü hesaplama ve her türlü oturma düzenine göre dahi en fazla 900-1000 kişinin sığabileceği, kurultay delegelerini bile almayacak derecede oldukça küçük sayılabilecek bir toplantı salonuna tıpış, tıpış oy vermek için insanları tıkış, tıkış o salona doldurmayı ve o insanların sağlığını tehlikeye atmalarını önemsemiyorlar.
CHP’nin mevcut üyelerinin yaş ortalamasına bakıldığında ne kadar önemli ve büyük bir hatanın yapıldığının farkına varmamak için özel bir çaba sarf etmek gerek.
Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde belki de ilk defa içinde bulunduğumuz dönem itibarıyla gücünün zirvesinde bulunan CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu nasıl olurda yangından mal kaçırır görüntüsü verir şekilde alelacele Kurultayın yapılmasına izin verir?
Sayın Kılıçdaroğlu’nun omuzlarında Genel Başkan olmanın sorumluluğu,
CHP’ye oy vermiş 16 milyon seçmenin sorumluluğu,
Ülkede kangren haline gelmiş yığınla ekonomik ve sosyal sorunların çözümü için iktidar olmak adına ciddi bir programın hazırlanmasının sorumluluğu,
Halkının refah ve huzuru ve geleceğin mutlu Türkiye’sinin yeniden tesis edilmesi için çok çalışmanın gerekliliğini, çok yönlü programlar hazırlamanın sorumluluğu,
Yıllardır iktidar olamayan Ana Muhalefet partisine gönül vermiş milyonlarca seçmenin bir kez olsun iktidarı kazanabilmenin beklentilerini karşılamak zorunda olması gereken bir CHP’nin sorumluluğu Sayın Genel Başkanın omuzlarında asılı durmaktadır.
Kaldı ki; Cumhuriyet Halk Partisinin Kongreleri ve özellikle Kurultayları öyle alelacele geçiştirilecek kongre ve kurultaylar değildir, olamaz ve olmamalıdır.
Bilenler bilir; Kurultaylarda konuşmalar yapmak için ilgililer-adaylar klasörler dolusu belgelerle kürsülere çıkarlardı. Konuşmacıların sözleri günlerce kulaktan kulağa çınlardı.
Bu gibi konuşmalara ve Parti içi şahlanışlara içinde bulunduğumuz dönemde çok daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
Türkiye’nin gerçek bir CHP iktidarına ihtiyacı var.
70 yılı aşkın bir süredir iktidar olamamanın sebep ve sonuçlarının irdelenmediği,
Neden halktan uzaklaşıldığının ve neden bir türlü kendini anlatamamanın sorgulanmadığı,
18 yıldır mevcut iktidarı ayakta tutan mütedeyyin - muhafazakar Kürt seçmenin, (ki; bu kesimim geçmişi devrimci, halkçı, sosyal demokrat kesimledir.) neden bir türlü CHP ile barışıklığının sağlanmadığının incelenmediği ve sorgulanmadığı bir Kurultaydan geçmeden hiçbir kurultay yeniden ve bir daha iktidar heyecanı vermeyecektir.
Demokratik ve uygulanabilir bir tüzük şarttır.
Delege listelerini “sen, ben, bizim takım” anlayışıyla ellerinde tutan bir avuç Genel Merkez kadrolarının yeniden bir oldu-bitti ile koltuklarını korumasının telaşı, ülkenin hızla karanlıklara sürüklenmesinden duyulacak kaygı ve telaştan öncelikli olsa gerek ki, bir an evvel Kurultayı yapıp rahat nefes almak istemektedirler.
Her bir parti üyesinin kurultayı baştan sona gönül rahatlığı içinde izleme hakkı vardır.
Parti üyesi ve seçmeninin atıl bırakıldığı, katılamadığı, gerekirse her bir partilinin konuşma yapmadığı bir Kurultay yok hükmünde olacaktır ve şaibeli sayılacaktır.
En basit ve yalın hali ile, CHP Kurultayı, son İstanbul, İzmir ve Ankara Kongrelerine benzememelidir.
Bu kongrelerde üyeye, seçmene ve kamuoyuna verilen intiba ve yaratılan algı; partinin geleceğinin bir avuç kendini koruma altına almaya çalışan yöneticinin elinde olması ve delegenin bir vesile baskı ve vesayet altında tutulması algı ve intibaı olmuştur.
KURULTAY Şubat-Mart 2021 tarihlerine ertelenmelidir.
CHP bu görüntülerden acilen kurtulmalıdır.
Yapılacak olan kurultay bunun için bir önemli şansa dönüştürülmelidir.
Bütün bunların yapılabilmesi için daha geniş ve doğru zamanlı bir CHP Kurultayına ihtiyaç vardır.
Böyle bir kurultayın yapılabilmesi için 25-26 Temmuz da yapılması planlanan Kurultayın ertelenmesi gerekmektedir.
Gerek Siyasi partiler Kanunu, gerekse CHP Parti Tüzüğü Şubat-Mart 2021 tarihine kadar kurultay yapılmasına olanak tanımaktadır.
Sayın Genel Başkan bu sorumluluğu almalı ve doğru kararı vermelidir.
Bu Haber 422682 Defa Okunmuştur